26 Eylül 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

26 Eylül 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kadınlara birkaç nasihat ve bir tavsiye Dudaklarınıza sürdüğünüz boyayı, kirpiklerinize sürdüğünüz sürmeyi ve saçlarınıza sürdüğünüz boyayı kullanmadan düşününüz Sevdiğiniz kadınların koşinelden ya- pılmış dudak bayası kullanmasını temin ediniz. Evet güzel Kızlarımızın hemen ekse. | risi Yanlış dudak boyaları kullanmak» ia ilme apeme i hemen her kız dudakların boyamaktadır. Ve bu boyayı kullanır | ken şüphesiz ki bir miktar da boya yutmaktadır. Azar azar yutulan bu! miktar on iki ayın sonunda büyük bir yekün tutar. Arkadaşım bir diş doktorundan izit.| tim: Ağzında inci gibi güzel dişler: bir kız, yanlış ruj kullanmakla bütür dişlerini harap etmiştir. Bu ruju bir hafta kadar kullandıktan sonra diş etleri iltihaplanmış ve dişleri birer birer köklerinder sallanmağa o başla- mıştır. Nihayet hepsini çektirmeğe mecbur olmuş.. Dudakları parlak gös- termek için ne acı bir fedakârlık deği! mi? Dudak için yapılmakta olan rujlarım terkibine kurşun Okarıştırılmaktadır. Kurşun, değil dudak boyalarma, hiç bir boya ve kozmataiğe sokulmamalır dır. Çünkü deri bunu kolayca emer ve kurşundan zehirlenme izleri derhal kendini gösterir. İştihasızlık, annemi denilen kansızlık, en küçük bir yor. gunlukta sık sik soluk almak, günden güne dermansızlık Hep kurgun ihtiva| eden boya ve kozmatiklerin yaptığı neticelerdir. Bütün kadın ve kizlar tanmmadık- ları, bilmedikleri bir boya kozmatiği kullanmadan evvel iki defa düşünme lidir, Kirpiklere sürülen sürmeye gelelim: Bundan az evvel tanmmı; göz doktor- larımızdan birine gözleri iltihaplı bir) genç kız müracaat etmiştir. Zavallı Kiz müthiş ıztırap çekiyor, iki adım! ileririsini görmiyordu. Bir gece evvel| mögbur otellerden birinde verilmekte olan bir düğün ziyafetine davetli imiş. Oraya gitmeden tabii tuvalet yapmak lâzım. Kirpikleri de boyümak da gü- zelliğin bir parçası olduğundan gözle- rinin Üstüne gümüşü bir toz sürmüş ve bütün acıyı da İşte bu sürme ver-| miştir. Böyle sürmeler hassas deriler! de büyük tehlikeler yaratabilir. Bere-| ket versin ki bu kız gözleri bağir ola-| rak karanlık odada iki gün oturmakla| işi atlattı. Yoksa kör olanlar da var-| dır. Boyalar da tehlikeli olabilir. Eski çağlarda Roma konsüllerinden birisi şehirde bir zafer alayı yapılamamı emretmişti. Aşk perisi Kübidi temsil etmek üzere genç bir çocuk seçildi. Çoçük çıtçıplak soyularak üstüne incecik altın yapraklarından yapılmış bir harmaniye giydirildi. Alay Roma sokaklarından geçerken, güneş ıığı atmda altın harmaniyesile mableğem | bir manzara teşkil eden çocuk birden- bire sendeledi ve yere yıkıldı. İmdadı- na koguluncuya kadar öldü. Altm ör- tü derisinin mesamelerini tıkamış onu boğmuştu. Dünyada milyonlarca kadmlar âz çok işte bu çocuğu taklit etmektedir- ler. Her gün yüzlerini pudralardan, kremlerden ve boyalardan müteşekkil bir maske ile kaplamaktadırlar, Bunun için guddeleri tıkanmakta ve vücutlar dışarıya zehir atmaktan ibaret olar! vazifelerini görememektedirler. Neti- cede deri elâstikiyetini kaybetmekte ve vaktinden evvel buruşarak ihtiyar- lamatkadır. Güzellik uğruna her kız acı ve ıztr rap çekmeğe hazırdır. Ancak işin kö- tüsü şudur ki, acıdan sonra ml gelmiyor. Saç boyası tehlikeli bir ig olabilir. Fenni esaslarla çalışan kadın berber-| lerinde operatörler boyayı sürmeden ev sinin muhtelif eczalara kar| | *serübe ederler. Kol de risinin »« vir damla sulu bir sey ko nür. Eğer beş dakika sonra deride kızar ma görülmezse saçı korkmadan boyaya bileceklerini anlarlar. Fakat teoriibeler göründüğü kadar ehemm!'yetli değildir. Çünkü deri mütehassısı bir reaksiyon olması için en az kirk sekiz saat geç mesi lâzım olduğunu söylemektedir. Fakat reaksiyon başlayıncıya - ke, dar da kız saçlarmın bir çoğunu kay- betmiş olur! ... Yüzünü boyamıyan, saçların ren-| gini değiştirmiye kalkışmıyan kizler| bile güzellik arayım derken kendilerine! birçok zararlar yapabilirler. Hiç bir) kız mütehassıs bir döktordan öğüt almadıkça zayıflamağa kalkışmama! dır. Eğer kallosırsa muhakkak felâ- kete doğru dilmen kırmış olur. Vücut sağlam bir müvazenede olmak için gi- daya muhtaçim. Gıdasız okalan vü- cuğda dudaklar lâl gibi olan tebil renk» lerini kaybeder ve o zaman garilık ve solgunluğunu örtmek için dudak boya- sma baş vurulur. Eğer bir kız muhak- kak dudak boyası kullanmak istiyorsa kırmızıdan şaşmamalıdır. Kömür kat. ranından istihsal edilen Analin boyalar umumiyetle dudak rujları oyapmakta kullanılmaktadır ve bir Analin boya- daşım dağa kaldırmıştı Bundan bir kaç sene evvel kardeşi haydutlar tarafından | en iyi arka- | i dağa kaldırılmış olan Amerikan milyonerlerinden Paul B- Fischer tatilini geçirmek üzere geçen hafta Londraya varmıştır. vak'ayı Vaka uzakta, memleketin şimal kısmında olmuştu. Kardeşim Frank tatilini geçirmek üzere oraya git- mişti, Her gün sabahtan akşama kadar golf oynuyordu. Bir gün öğleden sonra golf saha- smdan dönerken yanından hızla ge- çen bir otomobilin gürültüsünü işit- miş, Dött beş kilometre ötede ayni otomobili görmüş, görünüşe göre bir arıza olduğu anlawlıyormuş çün- kü araba yolun kenarma çekilerek durdurulmuştu. Otomobilde üç kişi oturmuşlar. bi- risi de şapkasını gözlerini kapıyacak kadar kafasına geçirmiş bulunuyor du, Kardeşim onların yanına yakla şınca tabiidir ki arabasını durdur muş ve yardıma ihtiyaçları olup ol- madığıni sormuştur. Adamlar tabancalarının namlala- rile rarşılık vererek: — Sana bir zararımız dokunmıya. cak, yalnız keseni biraz hafiflete. ceğiz. Demişier. Kardeşim zorla otomobile alın. mış, içlerinden birisi de onun otomo. biline atlıyarak takip etmiş, Onu kırk mil uzakta bir eve gö. türdükten sonra bana telgraf çekti. ler. O günlerde Şikagoda bulunuyor. dum. Aldığım telgrafta kardeşime, hattâ olup bitene dair bir ima bile yoktu. Telgrafta şu satırları hâlâ hatırlarım; “Eğer malı teslim almak istiyor. sanız 150.000 getiriniz. Size sabahle. yin saat dokuzda telefonla walümat verilecektir. Telgraf mn ne demek istediğini tah min ettim. Zaten kardeşimle birlik. te başımıza böyle bir hal gelirse ne yapacağımızı çok eskiden konuşup kararlaştırmış bulunuyozduk. Benim için eşyamı toplayıp telgrafin söyle. nilen yere giderek telefon haberini beklemekten başka yapılacak iş yok. tu. Tayin edilmiş olan otele sabahın saat sekizinde vardrm. O gün hiç bir telefon haberi almadım. Ertesi sabah tam dokuzda odam. daki telefon çaldı. Parayı getirip ge. tirmediğimi sordular. İstenilen ye. künün çok yüksek olduğunu söyledim. Aldığım cevap sert ve kısa oldu: — Eğer kardeşinizi istemiyorsa. nız, onu ne yapacağımızı biz bilirizi. Telefon kapandı ve aradan iki gün hiç bir habersiz geçti. Ne müt. hiş ıstıraplar çektiğimi kabil değil ta. ada besleyici « denemez, Le Saf kırmız: dudak boyasının arkasın da büyük bir romans ve büyük bir en- dilstri Vardır. Atlântik Olyanorınun enginlerinde - ki Kanarya adalarını biliyorsunuz, Ada- larm merkezinde kırmızı adını verdiği- miz Kaşicl yetişmektedir. Bundan istih sal edilen kızıl renkli bir o boya adanın başlıca maddesidir. Bir çok seneler dün yanın bütün kırmızı renki o kurgaşları hu boya ile boyandı. Nihayet kimyagerler alâimünseminda- ki bütün renklerin kömür © katranında mevcut olduğunu keşfettiler. Muazzam tasfiyehanelerde kömür katranı taktir edildi ve ber renkten boyalar çikarıldı. Sun'i bir surette elde edilen Analin kır- mız İabisi kadar kırmızı idi. Fakat on dan çok daha ucuzdu. Herkes Koşineli unuttu, Kanarya adalarında buhran başi gösterdi. Kırmızı böceklerine kimse €- hemmiyet vermez oldu. Fakat bütün tuvalet boyalarının mer kezi olan Paris bir gün Koşineli hatırı- na getirdi. Kumaşa boya verdikten son- ta dudağa pek gürel boya (o verebilirdi Teerlibeleri yapıldr. Çok elverişli oldu- gu anlaşıldı. Bugün Kanarya adalarında! gene işler eskisi gibi dönüyor (çünkü en iyi, en canlı en parlak dudak boyala- nı Koşinelden yapılmaktadır. Sunday Refere gazetesi bütün KEİ BİNE ii muhabirine bu . | rif edemem, Üçüncü günü sabahleyin tekrar telefon çaldı. Unutmayın ki otele de talimat veçhile kendi adımla değil Miller müstear ismiyle kaydo. lunmuştum. Ses bu sefer çok uzak. tan geliyordu. Anlaşıldığına göre, yerlerini değiştirmişlerdi. — Kardeşinizin kulağını görürse. niz tanır mısınız? Diye sordular, benim de ödüm patladı. Haydutlar bunu hiç çekin. meden yapabilirlerdi. İlk yaptığım teklifi biraz elttim. Telefon şa. kadak kapatıldı. Gene aradan üç gün hiç habersiz geçti. Bütün bu müddet esnasında da tanıdık ve akrabalarımız kardeşimle her ikimizin gaybubetimizden dola. yı müthiş telâşa düşmüşlerdi. Haydutlarla müzakerem tam on üç gün sürdü. Sonradan öğrendiği. me göre bütün bu müddet esnasında kardeşime iyi muamele etmişler, Ken. disini kaçırdıktan sonra, uzak ve 15. sız bir eve götürmüşler, kendisine bir oda tuhsis etmişler ve ayağını zincir. le kazyolaya bağladıktan sonra gece sabahlara kadar onunla iskambil bi. le oynamışlar. Haydutlar ona benden yalnız 20 bin dolar istediklerini, fakat pintili.' ğimden bu parayı vermeğe yanaşma. dığımı söylemişler. Kardeşim bu sözlerin doğru ol. madığını biliyordu. Çünkü, böyle bir vaka karşısında 30.000 dolara ka. dar olacak talepleri derhal tediye & deceğimizi çok eskiden kararlaştırmış tık. Demek ki benden çok daha yük. sek bir meblâğ istemiş olduklarını kar deşim anlam'ştı. Nihayet pazarlıkla istenilen meb.) lâğı 50.000 dolara indirmeğe muvaf. fak oldum. Bir adamın gelip Peri benden alacağını söylediler. Adam ogün öğleden sonra geldi! Kapının vurulmasına, gir, dediğim zaman, içeriye senelerdenberi tanı. makta olduğum en İyi arkadaşımın girdiğini gördüm. Arkadaşımın gel. mesiyle bizim mesele arasinda hiç bir alâka bulamadım. Benim adresimi nasıl bulabilmiş olduğuna şaşakal . mıştım, Çünkü ben ve haydutlardan başka bunu bilen yoktu. Benim söz söylememe meydan vermeden omuz. larını silkerek: — Hoş gör arkadaş! Ne yapalım sen hankersin, ben de işte haydut. Jukla para kazanıyorum... Demesin mi? Kendimi toparla. yıncıya kadar birkaç dakika geçti. Neden sonra ben de ona: — Anlaşıldı; fakat ben bir me! telik vermeden önce kardeşimi gi mek isterim, Yalnız onu görmek de. ) gil, yürürken, kollarını sallarken gö. zetlemek isterim. Tam sihhatte ve 6 li ayağı bütün bir halde görmek isti yorum. Dedim, o da: — Peki, bunu telefonla temin ede rim, Kardeşinin pencerenin önündek geçtiğini göreceksin. Yirmi dakika geçmeden dördün. cü katta olan odamın pencersine gö. türüldüm. Demek ki kardeşimi bu kadar yakına getirmişlerdi. Karşıda, ki yaya kaldırımı üstünde beş kişi gördüm. Önde iki kişi ortada tek haz şma kardeşim, arkadan da iki Kişi yürüyorlardı. Kardeşim aldığı emre göre kolla. rı sallıyordu. Parayı verdim. Galiba aralarında bir işaret ka, rarlaştırmış olacaklardı. Çünkü ben parayı verir vermez kardeşim onlar. dan ayrılarak otele doğru yürüdü. .—' va 50.000 doları aldılar amma, dağa kaldırmak işi de onlara 10.009 dola. ra mal olmuştu. Meselâ evi bütün mevsim İçin kiralamak mecburiyetin. de kalmışlardı. Sonra üç otomobil satın almışlar, uzun seyahatler yap. mışlar; ezak yerlere telfon etmişler ve beş yardımcı tutmuşlardı. Bu işin başında Katil lâkabiyle tanılan Bürk vardı. Şimdi müebbet kürek cezasiy. le Sing Sing hapishanesinde yatmak. tadır. Kadınlarından birisi onu pöli, se ihbar ederek yakalatmıştı, Kardeşimin kaçırıldığını ve hay. dutlarla yapmakta olduğum müzake. releri polise haber veremezdim, çün. kü böyle yapmakla her ikimizin de | hayatını tehlikeye sokmuş olacaktım.

Bu sayıdan diğer sayfalar: