26 Eylül 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 15

26 Eylül 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Osmanlı Bankası iLAN itibaren yeni bir Iş'ara kadar, aşağıda yazılı saatlerde açık bulunacsktır: Mi — GALATA MERKEZ! İLE YENİCAM! ŞUBESİ: Adi günlerde : Cumartesi günleri: 2 — BEYOĞLU ŞUBESİ: AÂâi günlerde Cumartesi günleri: İ Haliç V Vapurları idaresinden : Osmanlı Bankasının gişeleri Birinciteşrinin 1 nci Perşembe © gününden li Saat 10 dan 16 ya kadat 0. 12ye , ( Saat 10 dan 121/2 a kadar n liden186 ya , 10 12 ye İdaremizin Fener, Kasımpaşa ve Köprü iskelelerindeki büfeleri i er sene müddetle ve açık arttırma suretiyle kiraya verilecektir. | $ner büfesinin ihalesi 30 Eylül, Kasımpaşa büfesinin 14 İlkteşrin Köprü büfesinin de 17 2. Teşrin 1936 saat (10,30) da Galatada hmet Ali paşa hanında 51 No. lu İstanbul Belediyesi Haliç vapur. İdaresi Müdürlük Komitesi huzurunda yapılacaktır. Şartname- r her gün İdarede görülebilir. |i İsteklilerin 907,5 nispetinde pey omiteye müracaatları, ifl) TAŞ BEL GEVŞEKLİĞİ DERMANŞIZL IR ei İM Edi JAN akeçleriyle yazılı gün ve saatte (1558) Biçki ve dikiş Esaslı surette öğretip musaddak Diploma veren Nektar K. Zarukyan talebe kaydını başlamıştır. Pazardan masada hergün 9-12 ve 14-18 e kader müracaat kabul olunur. Adres: Bey- oğlu Altın bakkal Babil Cad. Sayı 63 Saraçhanebaşı Horhor caddesi HAYRİYE LiSESi Ana - lik - Orta - Lise . Tam devre Rİ RE MİD dil tedrisatına yeni bir teşkilâtla mühim bir İstikamet verilmiştir, Kızlar kısmı ayrı bir dairededir. Mektebin (o hususi otobüsleriyle nebari talebe her gün evlerinden aldırılır. İstiyenlere tarifname gönderilir. Kayıt için her gün saat 10 dan 16 ya kadar direktörlüğe müracaat edilmelidir. Telefon: 20530 GECEL - GÜNSEL - KIZ - ERKEK Eski; Inkılâp YUCA ÜLKÜ LiSELERİ Kuranı ve Direktörü: Nebi oğlu Hamdi Ülkmen Kayıt muamelesine başlanmıştır. Cumartesi ve pazardan başka her gün 10 — 17 arasında okula müracaat edilebilir. Cağaloğlu, Yanıksaraylar — Telefon : İSTİKLÂL LİSESİ DiREKTORLUGÜNDEN : 1 — İlk, Orta ve Lise kısımları için kız ve erkek, yatılı ve yalısız talebe kaydına devam (olunmaktadır. 2 — Kayid için hergün saat 10 dan 16 ya kadar okula müracaat edilebilir. 3 — Bu yıl ancak mezun olan veya tasdikname ile ayrılan talebenin yerine az miktarda yeni talebe alma- cağından okula girmek istiyenlerin biran evvel müracaatları tavsiye olunur, — İstiyenlere kayiğ şartlarını bildiren tarifname gönderilir, Şehzadebaşı, Polis karakolu arkasmda, Telefon: 22584 20019 Eski FEYZİATİ ve BOĞAZİÇİ LİSELERİ vetısız ”© Kızlar ve erkekler için ayrı bölüklerde: Ana, İlk, Orta ve Lisesnifları *©* Kayıdlar başlamıştır. İstiyenlere mektep tarifnamesi gönderilir. Kayıd ve tafsilât için her gün mek- tebe ve yalnız tafsilât almak için Yenipostane arkasında Basiret hanında Özyol idarehanesine mü- racaat edilebilir. Arnavatköy, tramvay caddesi Çiftesaraytar, Telefon: 36.210 yuzu KUTUSU: 200; a i VE SEMA EMAN "e ADEMi ıiKTiDAR ve BELGEVŞEKLİGİNE HORMOBİiN Tabletleri ıı bor eczanade arayınız 284 MAĞLÜP FAUSTA ne düşündüğünüzü anlıyorum. Fakat bu zamanlar geçmiştir. Haydi dos- tum, siz de çekiliniz. — Çekiliyorum Sir! Fakat çok u- zaklara değil. Bu dakikadan itiba- ren odanızın önünden ayrılmıyaca - ğım. Geceleri de kapmızın önünde yatacağım. Bu suretle insan, şeytan, her kim olursa, benim üstüme basma- dan yanımıza giremiyecektir, Mareşal Biron dışarı çıktıktan sonra, ihtiyar kraliçe: — Ah, diye söylendi. Bu kadar cesur ve zeki olan kimselerin söy- ledikleri fikirler istifade edilemiye- <ek gibi olsun! Birondan sonra Domon aynı şey- leri söyliyerek dışarı çıktı, Matin- yon da onu takip etti. Şunu da hatırlatalım ki kralın bu dört kişiye pek fazla itimadı var- dı. Esasen onlar da bu itimada lâyık kimselerdi. Kral dediği gibi, Kri- yon ile Biron ve diğer ikisinin kalp- lerini anlatmak İçin, mezar gibi de- mek pek hafif bir tabir olurdu. Eğer açıktan açığa bir çarpışma olacak olursa, bu dört kişi hayatları» nı hiçe sayarak, kendilerinden bek- lenen hizmeti yaparlardı. Fakat bir adama tuzak kurmak ve onu buraya düşürerek müdafaasına meydan ver- meden öldürmek bunların yapabile- ceği bir iş değildi. Matinyon da dışarı çıktıktaa son- ra, içeride kalanlar kralile aynı fikirde idiler, Luvany başta olmak üzere kepsi, Gizden az veya çok ha- karet, fena bir muamele, hattâ üldü- rTülmek bile görmüşlerdi. Bunun için bu adamların kralla beraber olmala- rı, öçüncü Hanriye olan sadakatle- rinden ziyade kendi kinleri yüzün- dendi, İhtiyar kraliçe bu adamların neler dşündüklerini tamamile bili- yordu. — Demek anlaştık. Giz öldürü- lecek? Hep birden cevap verdiler: — Evet, gebersini, Kral artık yüzünü tamamen ateşe dönmüş, renksiz ellerini ısıtıyor ve etrafında konuşulan şeylerden habe- ri yokmuş gibi duruyordu. Kraliçe devam etti z — İş, şimdi bu hainin nerede, nasıl ve ne vakit öldürüleceğini ta- yin etmeğe kaldı. Montseri : — Şimdi, dedi, Luvany: — Evinde! Diye ilâve Bir başkası: — Bıçakla! Dedi. Kraliçe bunları dinledikten son- ra: — Benim iyi ve yiğit dostlarım! Dedi. İş yalnız kesip biçmekle bit mez. Sonra da dikmek, yani işi de- di kodudan kurtarmak lâzımdır. İş- te kralla ben bunu düşünüyoruz, Gi- zin ölümünden sonrası için de tedbir almaliyız. Henüz iki üç günümüz var, Acele elmiyelim ve düşünerek hareket edelim. Şimdi karar verme- miz lâzım gelen üç şey var: Nerede, ne zaman ve nasıl? Ortalığa bir sessizlik çöktü, Her- kes şöminenin kenara yaklaşmıştı, Çünkü Katerin, yandaki odaların hususi bir surette muhafaza altına ahı#mış olmasına rağmen gene de İh- tiyatlı davranıyor ve sötlerini gayet alçak sesle söylüyordu, Siyah matem elbisesi içinde ayak- ta duran kraliçenin etrafında sarı KARŞI MAĞLUP FAUSTA 281 Bir çok defalar olduğu gibi, bu sefer de Giz İcap eden cevabı sürat- le verememişti, Bunun için Kralın itirazma uğradı: — Fakat Mösyö, anahtarların muhafazası hususi bir imtiyaz değil/ ki... Bu saray Müşirlerinin öteden beri idare ettikleri bir İştir, Çünkü Kralm emniyetinden saray Müşiri mesuldür. Katerinin bir bakışı Kralı tam zamanında susturdu. Gülerek ku- mandan Larşanı çağırdı ve istihkâ- mn anahtarlarını her akşam Düke vermesini emretti. s.s. NÖBL GELİRKEN 1588 senesi kânunuevvelinin on beşi idi. ortalıkta taşları parçalıya- cak derede şiddetli bir soğuk vardı. Kral hasta olduğunu bahane e- derek kimseyi yanına sokmadığından biraderlerile beraber sabahleyin sa- raya gelmiş olan Dük dö Giz geri dönmeğe mecbur olmuştu. Daima beraber bulunan yüz kişilik maiyeti de yanında idi, Kral odasından çık- mıyacağını Obildirmiş olduğundan kendi adamları da dağılmış, koridor- larda, on beş dakikada bir dolaşan nöbetçilerden başka kimse kalmamış- tr. Eralın dairesinde yaverleri top lanmıştı. Şehirde herkes evine çe- kilmiş, soğuk adeta bütün hayatı durdurmuştu. Luvar nehrinin üzeri buz parçalarile dolmuştu, Kralm odasında, : gayet büyük bir söminede odunlar yanıyor, üçüncü Hanri düşünceli ve rengi uçuk şömi- senin yanma oturmeş, dışarının mes- sizliğini dinliyor, bazan dn pence- reden dışarı bakıyordu. Şöminenin 8ol tarafında oturmuş olan ihtiyar Kraliçe, her zamankinden daha sa- rı ve halsiz bulunuyordu. Adeta şu soğuk sessizliğin canlı bir timsaline benziyordu. Bu sırada bir asilzade içeri girdi, Mantosuna o kadar sarılmıştı ki, yü- zü görünmüyordu. Fakat Kral ile Kraliçenin, şüphesiz ki onun yüzünü görmeğe ihtiyaçları yoktu. Gelen adam hafifçe: — Bu günlerde olacak! Kraliçe: — Ne zaman? Diye sordü. — Tamâmile kararlaştırılmadığı için günü bilmiyorum. Fakat her halde Nöelden evvel, Gününü tayin ettikleri zaman siz de haberder olür- sunuz. i Bu sözleri titriyerek dinlemekte olan Kral, hiç bir şey söylemiyerek yalnız başile teşekkür etti. Kraliçe — Gidebilirsiniz, dedi. Yalnız kü- çük merdivenden ininiz. ! Adam iğilerek dışarı edi Eral söyleniyordu: — Bu Moröver hakikaten ve bir haydut. Kraliçe ayağa kalkarak bir ML yı açtı. Kral olduğu yerden kımıl. damıyor, odanın sıcak olmasına rağ» men ellerini rsitryordu, « Kraliçenin açtığı kapıdan on beş kadar asilzade içeri girerek Kralm yanına gittiler, Kraliçe tekrar kapı yı elile kapadı. Odanın, biri bahçeye, diğeri de koridora açılan her iki kapısı da w şak veya askerler yerine bizzat asil. zadeler tarafından muhafaza olunu- yordu, Bunun için içeride konuşu- Dedi,

Bu sayıdan diğer sayfalar: