1 Eylül 1932 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 44

1 Eylül 1932 tarihli Kadro Dergisi Sayfa 44
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

zifesi ile inkılâp cephesinde yerini nasıl tayin etmişse, bu yolda onunla karşılaşan herkesin de, ona karsı yerinin ve cephesinin öylece taayyün etmesi tabintile lâzımgelir. Nitekim bu netice, Falih'in hayatında da daima böyle olagelmiştir. Türk inkılâbımn şu on yıllık tarihinde, inkılâbın aleyhine mü- teveccih en küçük bir hâdise gösterilemez ki, bu hâdise, matbuat sahasında ilk sert ve amansız takbihini Falih Rıfkının kalemin- den almış olmasın! Fikirlerin karıştığı, kalemlerin tereddüde kaçtığı, avaziyete in- tizar» ve «opportunizm» kurdunun bütün zayıf imanları karış- tırdığı zamanlarda, ancak en büyük şeflerin dimağında kaybol- miyan vuzuh ve katiyet, bu şeflerin dimağından, ilk evvelâ Fa- lih'in kalemi yolile gazete sayfasına akar. Matbuat sahasında cephelerin taayyün etmesi ancak ondan sonardır,. : Zaten bir inkılâbın üç mühim tipi vardır ki, bu üç tipten biri- nin yokluğu, inkılâbın temposunu pek alâ zayıflatabilir. Bu tip- ler şunlardır: 1 — İş başında teskilâtçı, yahut şef. 2 — Kıt'a ba- şında emir adamı, 3 — Sayfa başında muharrir. Falih Rıfkı inkılâbın sayfa başında muharriridir ve en lâyık mu- harriridir. Şüpheli veya zayıf imanın ifadesi olan apportunizm, vaziyete intizar ve kara kalabalığa hoş görünmek endişesi, Falih Rıfkı- nn bilmediği bir şeydir. İnkılâp neslinin en zengin müşahedeli ve binaenaleyh en geniş ufuklu muharriri Falih Rıfkı'dır, denilebilir. Fakat o müşahe- delerinin siklet ve tenevvüü altında ezilmez. Bilâkis, dünya hac- minde bir yığın tutan ve hiç bir yıpranmak bilmiyen intibaları- nı tasnif ve mütalea etmesini bilir. Falih Rıfkı'yı tevmiyenlerin, onu daima, ya ılık bir plâjda, ya bir rahat seyyah vapurunda ömür çürütüyor diye itham ettikle- ri senelerde o bize, müasır Türk edebiyatınm en güzel eserle- rini yarattı. Falih Rıfkı bugünkü neslin, sade en mücadeleci de- ğil, ayni zamanda, en san'atkâr, en sistemli çalışan ve en velüt çalışan muharrirlerinden biridir. Son on yıllık inkılâp nesli içinde bize bir (Zeytin dağı) veren, gittiği yerlerden bir (Deniz aşırı) bir (Yeni Rusya) bir (Moskova - Roma) getiren daha kaç dd

Bu sayıdan diğer sayfalar: