Hergün Seyrisefain Ve Milli Vapurcular Seyrisefainle milli armatörler arasinda — senelerdenberi ı eden — ihtilâf devam ! nihayet had bir şekil aldı ve — ortaya yeni bir fikir atılmasına sebep oldu. Bu yeni fikre göre milli armatörlerin — Vapurları da Seyrisefaine devre- | dilerek vapurculuğu bir inhisar — halinde idare etmek lâzımdır. Çünki milli armatörlerin Seyrise- w fainle rekabet etmeleri mümkün — değildir. Halbuki bu rekabet * devam ettiği müddetçe iki taraf * için de ziyan mukadderdir. Bu zi- | yanın biran evvel önüne geçmek ; için böyle bir inhisara vardır. ı' Halbuki bizce vaziyet şudur. ihtiyaç Bizde vapurculuk iyi anlaşıl- | Mamış, milli armatörler yanlış bir yol tutmuşlardır. Vapurculuk esasta yük ve eşya taşımak ga- yesini takip eder. Yolcu ve pos- ta vapurları lüks işidir ve ya zen- m kumpanyalar veyahut ta hü- ümet tarafından yapılır. Çünki bu iş ya pek az kâr bırakır veyahut, ekseriyetle açık verir, Yunan gemiciliğinin terakki d ve _ınkışafı bu prensibi takip [ | etmiş — olmalarındandır. Yunan | | gemilerinin onda biri bile yolcu İ vapuru değildir. Diğerleri kâmi- , len kargodur ve Akdenizle, Ada- | lardenizindeki ticareti elde etme- © beri bu sayede mümkün olmuştur. Ü — Değil Türkiye gibi sahilleri — Mahdut, müşterisi az bir memle- ( kette, Fransa, İngiltere, İtalya — Bibi büyük gemici memleketler- .| de de posta ve yolcu vapurları | işleten büyük kumpanyalar ekse- i riyetle hükümet tarafından tahsi- $ Sat alırlar. Buna rağmen her İ Sene bütçelerinde açık verirler. ©& İngilterenin Cunard *Line j h'mpanyası. Bu kumpanya Atlas | okyanosunda yolcu ve posta va- | E:rlan işleten en büyük İngiliz | tumpanyasıdır. Hükümetten tah- Sisatı vardır. Fakat bu sene açık vermiş, ve inşasına başladığı yeni bir geminin inşasından vazgeç- M Mmiye mecbur olmuştur. & Farnsanın Transatlantik kum- panyası, Fransanın en büyük olcu ve posta vapurlarına sahip üyük bir şirkettir. Hükümetten tahsisat —alır. Bu sene, buhran dolayısile, büyük bir açık ver- miş, ÂAlman ve Amerikan vapur- larına rekabet için yaptırmakta bulunduğu 64 bin tonluk gemi- Din inşasından sarfı nazar etmiştir. Loit Triyestino kumpanyası, “ İt'l!ftlıııı en büyük vapur kum- | Panyasıdır. Senede 23 milyon liret W* tahsisat alır. Fakat yine bütçesinde Mmühim miktarda açık vardır. | Demek ki esasen yolcu ve ] ?oıtı vapuru işlotmek kârlı bir i$ değildir. Yunanlıların bırak- _ Fklf" boşluğu — dolduracaklarını H 'dd'! eden yerli armatörler, yolcu Bakline kalkmışlardır. | Halbuki işletmekte bulunduk- İ ları gemilerin çoğu yolcu taşıma- . :'ı' müsait değildir. Dünyanın hiç | —— ——— H E — — yerinde bu gibi vapurların | Yolcu taşımasına müsaade edile- ' =" Bilhassa Karadeniz gibi, sert || denizde bu vapurların yolcu D Pökletmeleri çok tehlikelidir. Bi- | :m gibi sahilleri arasinda, şi- €ndi intizamile — işleyecek takliye — vasıtalarına muhtaç | ol"? bir memlekette — yolcu ve | Posta hnakliyatının kat'i emniyet | ggı“d“ bulunması zarur! ve tabi- | İe" * Buna mukabil yerli armatör- " eşya ve kargo nakliyatına themmiyet verebilirler, hatta bu Sahada diğer memleketler - sahil- Srine kadar uzanabilirler. Bu su- Tetle hem lüzumsuz rekabete ni- ayet verilmiş olur, hemde haki- ten milli bir vapurculuk tesisi- ter GEK TC L DES l MA , SON POSTA Son Postanın Resimli Makalesi * Okumak Ve Yazmak Kadar.x» ı 1 — Bize mektepte okumayı, yaz- mayı Ööğretirler amma, bir insanı İn- san yapan esasları esaslı surette öğretmezler. Halbuki bize okuyup yazmak kadar ve ondan daha faz- la şu esaslar lâzımdır. 2 — Nefsimi edeyim ? nasıl kontrol | * kuvetlendirmeliyim ? Nankinde Eli Silâh Tutanlar Silâh Başına Çağırıldılar 3 — İrade ve hayalimi nasıl detile devam etmektedir. Londra, 22 (D. Hususi) — Japon mehafilinden gelen en son haberlere göre, son taarruzun ümit edilen neticeyi vermemesi büyük bir teessüre sebep olmuştur. Japon Başkumandarlığının ikinci bir taarruz için daha ehemmiyetli şekilde hazırlandığı anlaşılmaktadır. Bu | taarruzda Japon ordusunun hedefi doğ- rudadan doğruya Nankin şehridir. Taarruzun ilk hamleleri Çin müda- faası karşısında zayıflamakla beraber mevzil şekilde müsademeler bütün şid- Japon tayyareleri mütemadiyen bom- ba yağmuru yağdırıyorlar. Nankin demir- yolunun şehre yakın olan kısmında ve Amerika Büyük ğıîi' Endişe içinde... lunmaktadır. “ Cenevre, loslar Yunanistan İthalâtı Azaltıyor_ Atina, 21 ( Hususi ) — Hi- kümet ithalâtı tahdit için bir kararname — neşretmeğe — karar vermiştir. Bu maksatla Yunan İktisat Nazırı tetkikat yapmak- tadır. Tahdide tâbi olacak eşya- nın listesi tanzim edilerek nazır- lar heyetine verilecek ve tahdit usulü tatbik olunacaktır. Yuna- nistan tahdit usulile senede (14) milyon dolarlık kambiyo tasar- rufu yapacağı tahmin olunmak- tadır. Mali Tetkikat Ankara, 22 (Hususi) — Fırka grupundaki Mali Tetkik Komis- yonu dün İnhisarlar Vekili Rana Beyi dinlemiştir. şehir civarında Çin gönüllüleri sağlam bir müdafaa tertibatı ile meşgul bulunu- yorlar. Nankinde eli silâh tutan hekes bir Japon hücumuna karşı müsellâh bir vaziyete bürünmüşlerdir. Londra, 22 (D. Husust ) — Gazetelerin Nev- yorktan aldığı son malümata göre Amerika siyasi ve mali mahafili Japon harekâtını ehemmiyetle takip etmektedir. Çinde büyük menfaat mülâhaza eden bir kısım mali mahafil endişe içinde bu- 22 (A.A) — Mançurideki konso- komisyonu Cemiyeti Akvama üçüncü rapo- runu göndermiştir. Rapor muhteviyatı esasen şim- diye kadar malüm bulunan mesuliyet hisselerinin aidiyeti cihetinden bahsa münhasır bulunmaktadır. (Dün gece yarısına kadar gelen Çin - Japon muha- rebezi haberleri 8 inci sayfamızdadır. | Rıhtım Komiseri Avrupadan Getirilmesi İçin Teşebbüs Yapılacak İzmir, 21 ( Hususi ) — Rıhtım Şirketinin sabık Nafia komiseri şirketten mühim miktarda rüşvet aldığı tebeyyün ettiğinden yakın- da takibata başlanacaktır. Ko- miserin — İsviçreden getirileceği söylenmektedir. Hava Faciaları İki Tayyarenin Yolcuları Telef Oldular Paris 22 (A.A.) — Bir tenez- züh tayyaresi Jon vilâyetinin Me- zon Diö demiryolu mevkiü civa- rındaki Vellonda yere düşmüş- tür. Tayyare tamamen harap olmuş ve içindeki yolcular da aldıkları yaralar neticesinde vefat etmişlerdir. Roma, 22 (A.A) — fıyyaro limanına mensup bir tayyare di Fransada Yeni Kabinenin Son Şel_c_ği_ Paris, 21 (A.A.)— Kabine şu suretle teşekkül etmiştir: Başvekil M. Tardiyö, adliye M. Reyno, dahiliye M. Matyö, maliye M. Flanden, harbiye M. Pietri, maarif M. Rustan, pansiyon M. dö Rib, mesai M. Laval, sıhhat M. Blezo, nafia M. Ger- niyer, ticareti bahriye M. Şavo, ziraat M. Rollen, müstemlekât M. Şapedölen. Borçlar Müzakeresi Ankara 21 (Telefonla) — Sa- rocoğlu Şükrü Bey Pariste da- yinlerle yaptığı temasların ilk neticeleri hakkında buraya ma- lümat göndermiştir. prS ee MŞN aeti L P e Gate körfezine düşmüş ve iki yolcusu da telef olmuştur. profesör şu sözleri söylemiştir: Darülfünunun ıslahı için İsviçreden Malch isminde bir mütehassıs getirtildi. Bu zat bir müddet tetkikat yaptı. Raporunu hazırlamak üzere İsviçreya dönmek üzere iken kendisine mütaleasını sormuşlar. İsviçreli u İstanbul Darülfünunu çalışıyor. Birçok hacaların haftada 18 saat ders takrir ettiklerini anladım. Bu çok fazladır. İsviçrede bir profesör haftada ancak 3 saat dera okutur. Bizde en küçük Darülfünun mu- alliminin maaşı 600 liradan başlar, sizde ise 100 lirdan başlıyor. ,, V İSTER İNAN, İSTER İNANMA! Bu mütalcayı kaydeden gazete ilâve ediyor: “ Malehin vücude getireceği teşkilât projesinin tatbiki meselesi herşeyden evvel para meselesidir. Hükümet Darülfünunun bugünkü 770 bin İiralık büt- çesini tezyit edemezse, projenin tatbiki önümüzdeki senelere kalacaktır. ,, Bu senenin bütçesi ma'üm olduğuna ve Darülfünun tahsisatının arttırılması mümkün olamıyacağına göre, bu prajenin tatbik edilebileceğine, artık, | he yol açılmış bulunur. M l KA Ç "e 4 gi H li rdtala UK— & n l L a GAPEEÜĞ A T » tçÜYÜLEK ai het p SMMlk 7 Gükiei 'a UAİ Di ei Çü Hdi İSTER İNAN, İSTER İNANMA! Sözün Kısası —. ——— Sonradan Görme Ne Demektir ? P. $. Burhan Cahit B. kendi haya- tını kendi yapmış, fakir bir ço- cükken hali vakti yerinde bir adam olmuş, kendi kendini bü- yütmüş, — yetiştirmiş, yükseltmiş. Keşke herkes böyle “Sonradan görme,, olsa imiş. Netice nedir? Şak, şak, şak: “Yaşasın sonradan görmeler!,, Dün bir gazetede bu satırları yazan yine o soğuknevadır. Kem di meselesini örtbas etmek içir Burhan Cahit Beyi müdafaaya kalkmış. Dolma kaleminden mü- rekkep halinde akan bu sulu be- yin, artık basit şeylerin muhake- mesinden âciz olduğunu da ilân ediyor. Farkında değil ki, “ Son- radan görme ,, ; “ Kendi kendini yetiştiren adam ,, demek değildir. * Sonradan görme ,, şu demektir: İçinde büyüdüğü, yetiştiği — iti- yatlarını aldığı — sınıfı, — aileyi, insanları, arkadaşları bir anda inkâr ederek, hiç tanımadığı bir âlemin içine girmiş gibi gö- rünmek; halk arasından yetişmiş- ken, halkı istihfaf ve istihkar ederek, sözde kibarlık ve ala- frangalık taslamaktır. İşte o sulu beynin anlıyabileceği kadar basit bir “sonradan görme,, tarifi budur Yoksa halk içinden yetişmek, demokrasilerin, hatta daha sol cereyanların inkişaf ettiği bir devirde, —ayıp değil, şereftir; keza halk arasından yetişerek refaha kavuşmak ta — yerino ve derecesine göre bir m- vaffakiyettir. Bununla, sonradan görmelik arasında — münasebet yoktur. Zaten böyle bir münase- bet olmadığı için, biz, çamaşır anketinde — halkın — duygularına riayet edilmemesini - tenkit ettik. Halk arasından yetişenlerin dedi- kodu kisvesi altında bile, umuml ıstırap ve sefaleti alay mevzuu yapmıya ne hakları — olabilir? Bu vesile ile kendine müttefik arıyan zavallı nanemolla, tutuşan eteklerini söndürmek için, beyni- nin içindeki dört kırba suyu döküyor. Telâşına gülüp geçelim. Büurhan Cahit Bey de kalemi- ni bırakmış, beni dava etmiş. Memnun oldum. Her halde mah- Heme huzurunda kullanmaya mec- var olacağı dil, “Milliyet,, gaze- tesinde beni kastederek yaptığı açık ve kötü imalardan farklı olacaktır. Ben kalemle hiciv sa- hasında mücadeleden kaçan bir insan olmadığım kadar, hukukit sahada da kanunun dilile konuş- makta ve mücadele etmekte hiç tereddüdü olmayan bir muhar- ririm. Her iki sahada da bana kuvvet veren şey değişmez: Hak, Akıllı Köpek Kavga Edeınlîi Arkadaşı Barıştırdı ve Ethem isminde iki Bayram arkadaş Beyoğlunda Bayram 80- kağında kavgaya tutuşmuşlardır. Fafınt kavganın kızgın bir zama- nında Bayramın köpeği Ethemin bacağını ısırmış ve acı Üüzerine | kavgada nihayet bulmuştur. Kar Yine Başladı Dün akşam saat dokuzdan itibaren tekrar kar yağmıya başlamış ve sabaha kadar de- vam etmiştir. Karım bugün de devam edeceği haber serilmek- tedir. Karısını Vurdu Eyüpte oturan Hayrullah is- minde bir amele geçimsizlik yü- zünden karısı Meliha Hanimı ağır surette yaralamıştır. vi