22 Şubat 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

22 Şubat 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

FRANSIZ TÜRKÜSÜ Kıskanırım, ah, seni: Oldun para mahzeni ! Kandırıp, dolandırmak, Billâbi, mubah seni!.. x4 Altınları sayarsın, Bankalara koyarsın ! ç Sonra “buhran var.., Diye, Elâlemi soyarsın |.. 1 * Kıs biraz kuyruğunu, Yutmayız buyruğunu ! Korkarım yiyeceksin Dünyanın yumruğunu !.. Misafirlikte Bir Kavga Hasan Bey bir ahbabının evine misafirliğe — gitmişti. Ev sahibi dedi ki: — Buyur Hasan Bey... Hiç gıkılma... Burası senin evin gibidir. Ev sahibi herkese böyle söy- Tiyordu. O sırada, misafirlerden bir kari koca arasinda kavga çıktı. Kocası kadına iki tokat attı. Ev sahibi: — Aman yapmayın, etmeyin.. diyordu. Hasan Bey dedi ki: — Bırak canım, kendi evleri imiş gibi hareket ediyorlar. İki Yüzlü Değil Kahvede pek çirkin bir adam kendini metbediyor: — Ben iki yüzlü değilim, diyordu. Hasan Bey yanındakinin ku- lağına fısıldadı: — Bu surat bir tane de olsa yine çekilmiyor. Bir Hanımın Konferansı Hasan Bey bir gün Kadınlar | birliğinde konferans gitti. Bir hanım çıkmış, erkeklerin dinlemeğe aleybinde bulunuyor ve kadınlara | nasihat veriyordu: — Kadınlar daima kocaları- nın arkasından gitmelidir, dedi, Hasan Bey dayanamadi, aya- ğa kalktı ve konferans veren hanıma sordu: — Ya kocası posta müvezzü ise? Karlı Gecede Hasan Bey, karlı, soğuk, ber- bat bir havada, gece yarısı, ma- halleye giriyordu. Bir de baktı ki sokağın köşe- sinde, komşularından biri, ayakta bekliyor. — Ayol, dedi, burada işin ne? — Hasan Bey, bizim hanım evde saz çalıyor, bitirsin diye bekliyorum! bu bavada, | Bak, tıpkı havagazi azar Ola Hasan Bey —— var ? Bey : Şeker var, şeker ! Sütçünün Güğümleri Bir gün Hasan Bey bir sütçü dükkânının önünden geçiyordu. Fena da bir —yağmur yağıyor. Hasan Bey bir de baktı ki, sütçü güğümlerini dışarda — unutmuş, ağızları açık, sütlerin içine bol bol yağmur suyu doluyor. hemen sütçü dükkânına girdi: — Ayol, dedi, sütleri al, baksana, bardaktan casına yağmur yağıyor. içeri boşanır- Sütçü başını salladı: — Aldırma Hasan Bey, dedi, © sütleri satacak ben değilmi yim? Nevicat Su Hasan Bey bir gün terkos musluğunu açtı. Su gelmiyordu, Yanındakilere dedi ki: — Hay kâfir Terkos Şirketi... gibi bir su icatetmiş. Musluğu açınca akıyor amma ne göze görünüyor, nede | aslatıyor. Östelik kokusuda yok! 'K — Hasan Bey, do tor : yok ,, dedi, hasta tehlikeli galiba... — Merak etme, doktor bir daha gelmiyecekse Kış tehlike yoktur. Hasan Bey — Bu çuvalların içinde Yolcu — Daha kıymetli bir Hasan Bey insaniyet namına | EHLİKE VAR MI? altın w şey var, Hasan Ne İster? n l Karakışta soba ister, Lâstik, palto, aba ister! “Çallı,, içer tam bir binlik Sonra bir de caba ister! Köprü yine çöküyormuş, Aman, yeni duba ister! Benim gibi kimsesizler Ana ister, baba ister | Apartıma pabalıdır, Bu fakir halk Oba isteri Eminönü bir göl oldu, Boşaltınıya kırba ister! Hastane bulamıyan Veremlilere çorba ister! Yeni kızlar sporcu genç, Yani kaba sapa ister! Sporcular der ki şimdi: Bu muharrir sopa ister! Bu soğukta titriyenler Kömür, odun, soba ister! “Selim Sırrı, çok söylüyor Ağnna bir tıpa ister! Gizli rakı içer “Agâh,, : Meyhaneyi sapa ister! Zannetmeyin “Musolini,, Artık “kıral,, “Papa,, ister! Politika limanında Durmak için çapa ister !.. Bunu yazan usta şair Bir gümüşten kupa ister |.. HASAN BEY Hasan Bey — Kış baba... lll |Dağ, Taş | | Uçurum Zenginlerden biri bir otomo- bil almıştı. Hasan Beye dedi ki: — Bu otomobil harakulâde birşey, Hasan Bey! Hele bu mar- kadan çok memnunum. Karşısın- da hiç dağ taş kalmıyor. Hasan Bey güldü: — Fakat uçurumlar - kalıyor, değil mi? Dedi. | ı Tiyatroda Şehzadebaşında bir varyete tiyatrosuna gitmişti. Hasan Bey İçerde müşteri namına — birkaç kişiden başka kimse yoku. Nihayet perde açıldı, ortaya bir pehlivan çıktı, dedi ki: | HASAN BEY ve KIŞ BABA — Şu masayı görüyor musu- nuz? Bunun üstüne on kişi çıksın, ben bir kolumla masayı kaldıra- cağım. İsterseniz içinizden on kişi buraya gelsin, tecrübe yapalım. Hasan Bey Pehlivana bağırdı: — Müşteri Uç kişiden fazla yok pehlivanım, yorulma nafile! Sen bizim tarafa pek yerleştin artık ! baba — Hasan Bey, burada buhran isminde bir arkadaşım var, beni bırakmıyor. — İNGİLİZ. TÜRKÜSÜ Vücutları İncecik, Yolda yürürler dimdik ! Bu kadar viski içme, Aman, vavrum kikirik !.. * İhtilâller çoğaldı, Hindistan pek bunaldı! Sütlü keçilerile, (Gandi) hapiste kaldı! * Bakın şu İngilize, Gemi dizmiş denize | Vız gelir bendenizel.. Mezar Parmaklıkları Birgün Hasan Bey bir me- zarlığın önünde durmuştu. Bakti ki etrafına — demir — parmakbk çekilmiş. — Allahallah, — diye Bu mezarların etrafına demir parmaklık çekerler ? — Âdettir, Hasan Bey. — Çok yanlış bir adet, Çünki içeride bulunanlar dışarı çıkar mazlar; dışarıda — bulunanlar da içeri giremezler. Buna ne lüzum var? Ne Biçim Jimnastik? Hasan Bey bir gün ahbapla- rından birine rast geldi: — Hazret, dedi, şişmanlıyor- sun. Hamur işlerini az ye, — Evet, Hasan Bey, bana jimnastik yap, dedi. — Yapıyor musun? — Başladım, Hasan Bey... Hergün iki parti karımı dövü- yorum !.. Pişman Üstüne Pişman — Hasan Bey, bekârdım, * evlen! ,, dediler, evlenmedim, pişman, oldum. Sonra evlendim, karımla geçinemedim, — evlendi- ğime pişman oldum. “ Çocuk yap! ,, dediler, evvelâ, isteme- dim, pişman — oldum. — Sonra çocuğuni oldu, masraf arttı, piş- man oldum. Karımdan ayrılmıya karar verdim, ayrıldım, ayrıldır ğıma pişman oldum. Çocuk ben- de kaldı, pişman oldum, anasına verdirn, pişman oldum, Ne yas payım ? Hasan Bey düşündü: — Ayol, dedi. Sen ne yapsam pişman olacaksın. Pişman olmaz- san, bu sefer de pişman olma- dığına pişman olacaksın ! İspanyada Kolera Mahalle kahvesinde biri yüke sek sesle gazete okuyordu: — İspanyada kolera çıkınlll dedi. Hasan Bey bağırdı: — Aman orasını geç.. talık bize geçer, okuma. sorda, niçin dokter Hasr

Bu sayıdan diğer sayfalar: