Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
A İK d S bT NL Yük cbn Mrüci ai ö aww YT #ev 3 Ço ar ..;,'.E'w_— at 1 L - : zi tü Hc Li e- L L N ıırı ÇAA A — © E —U E Y — SON POSTA ESMER GÜL Tefrika No.: 8a Solan Güller! Muharriri: A R. Üçüncü Ahmet, Kızı Ve Damadı İle Hem Söyleşiyor, Hem De Yün Örgüsü Örüyordu.. — Seni görmeyeli, yirmi dört saatı geçer. Dikkat ederim, bu yakında bir hoş oldun. Bu sabah nerkiz gözlü kızımdan bir name aldım. Âyâ, Ibrahimin hali nlce- | dir. Aşıri meşgul müdür, korkarım ki düşünceden hali bir hoş olur; deyu tasalanır.. Hemşirel.. Hele bak. Bu dolguda bitti. Acep şimdi alttan mi... Yoksa, yan- dan mı'almak gerek. Hadice sultan, tekrar yerine gelmişti. Göz ucu ile İbrahim Paşanın çehresini süzdukten sonra: — Hem yandan ve hem de alttan alınacak, aslanım.. Sanki bir gül varakı gibi kabartılacak.. Amma, paşanın rengi bana bir az solgunca geldi. Acep, sıtma- sı mı depreşti. Allahın birliğine amanet sİniz amma.. biraz kendI- nize mukayyet olsanız, paşam, Dedi. Hatice Sultanın bu sözleri Üzerine Üçüncü Ahmet başını kasnaktan kaldırdı. Dikkatle Ib- rahim paşanın yüzüne baktı. Pa- şanın, beyaz sakalı Üzerinde daima parlak ve kırmızı görünen elma- cik kemiklerinin, bir hayli solmuş olduğunun farkına vardı. Fakat, sevgili damadına merak verme- mek için, şu sözleri homurdandı: — Kırk bir kere maşallah.. Bu yaşta, celâsin gibi durur. Bilirim.. Marazı varsa, — ancak kalbindedir. Şahin bakışlı sultan kızımdan, — Beşiktaş — sarayının Hob-rülarından ayrı düşeli deru- nundan elem çekmektedir. Amma.. Bunlar da yine kendi taksiratı ezeridir. Bu gözler, Ibrahim Paşanın kaç gündenberi nice ıztıraplar çeken kalbinde acı bir tesir yaptı: | — Beli, sultanım. Dedikten sonra, derin bir gö- ğüs geçirerek geniş bir nefes aldı. — Zatl hümayunları, her umur- da olduğu gibi kalbimin de kâf- fel serairine vakıfsınızdır. Filha- kika.. Velinimetim, sultanım, efen- dimden cüda düşmek.. Azabı ce- henneme giriftar olmaktan beterdir. Güneşin ziyasından mahrum kalan nasilkli muzayakal hayat çeker- se., Bu aciz kulları da sultanımın huzurundan mahrumiyet ıztırabı hissediyorum. Malumuşahane- nizdir ki, bunun saiki de, veli- nimetlerime — karşı — beslediğim aşurl — tazim ve — muhabbettir. Velinimetlerimin bir tek nazarı iltifatına, dünyanın bütün Hübân ve mahbubanı feda — olsun... Zevkusefadan mahrum — ve ra- hatıhuzurdan mehcüf — olduğum için de gam yemem. Bu âciz vücut, dinü devlet ve velinimet uğrunda harap olsa dahi, xerre kadar şekva eylemem. Ancak... Ibrahim paşa duraladı. Söyle- yeceği sözleri tarttı. — Ilk defa olarak padişahına, sevgili ka- yınpederine acı bir mukabelede bu'unacaktı. İhtimalki bunu, üçün- cü Ahmet te anladı, Başını kağ- nağın Üüstünden kaldırmıyarak Hatice sultanı yanına çağırdı: — Bak, hemşire.. Hele şöyle gel.. Şu gül varakının üstüne bir tek inci kondurulsa.. Etrafını da bir zincir çevrilip doldurulsa.. Acep bir şebnem Zzevki vermez mi 7.. Dedi.., Hatice Sultan da kas- nağın Üstüne — eğilmişti. — Elile biraderinin sırtını sıvayarak cevap verdi : — Maşallah.. — tebarekâllah.. ahsenülhalikin... — doğrusu, — bu akıl — daneliğine hiç diyeceğim yok aslânım... Gerek ehli islâm içinde ve gerek firenk elinde beni nice meşhur işlemeler ve oyalar gördüm.. Ama, böyle ateşi al gül üzerine İnciden şebnem oturtan bir zarif san'at erbabına raat- gelmedim., Heman ., senin akıl ve kıyasetine, hak nazardan sakla- sın, Sultanım. Bu gsözler, Üçüncü Ahmedin guürürünü — okşamamıştı. Fakat, damadı Iİbrahim paşanın sözünü de unutmamıştı. Şimdi onun sö- zünü kestiğine nedamet ediyor.. Kalbindeki yarayı deşmek-İstiyor- du.. Elindeki tığ iğnesini kasnak- takl kumaşın Üzerine sık - sik sokup çıkarmakta devam ederek sordu: — Sözlün niye kestin, vezirim? Devam eyle.. Hem bu işl işlerim. Hem de seni dinlerim. Ibrahim paşanın rengi şimdi biraz daha solmuştu. Şu anda kal- bindeki ıstırabı daha acı bir su- rette duyuyordu ...Koca memleket, Üstüne çöken ağır bir kâbus al- tında eziliyordu. O, bu kâbusun bir felâket doğuracağını hissedi- yor.. bunun için, üzüm üzüm Üzü- lüyordu. Yegâne korkusu, kayin- pederi ve sevgili velinimeti üÜze- rinde toplanıyordu. Bilhassa, ilk alâmetleri görünmiye baş- laya bu felâketin, saray du- varlarına kadar çarpacağından korkuyordu. Hal böyle iken, taç ve tahtı tehlikede olan efendisi, onun söylemek İstediği makul sözleri dinlemeyi ihmal ediyor.. Harıl harıl kasnak Işliyor.. Neden sonra, sözüne devam etmesini İrade eyliyordu. Bunları zihninden geçiren Ibra- him Paşanın kalbi, sanki hain bir elle burulmuştu. Fakat, karşı- sındaki şahsiyete beslediği mu- habbet ve hürmet dolayısile bu ıstırabını. derhal yine kalbinin İçinde uyuşturmuştu. Fakat, ne de olsa, söz söylerken sesi titiriyordu: — Şunu arzetmek isterim ki sultanım.. filhal zati hümayunu- nuz, bu —Üsküdar- köşelerinde bi huzur olur, durursunuz.. amma bunda, bu âciz kulunuzun hiçbir taksirim yoktur. Malümu şahane- | nizdir ki, kul taifesinin ıslahı için birçok — defalar' baş — ağrıttım. Rusya kralının ibdas eyledüğü gibi bir nizamı cedit İcadını arzeyledim. Hem, bida'ttir.. ve hem de harzine gerektir; deyu ma- ruzatıma İltifat buyurmadınız. İşbu asır, yövmen feyevma terrakki ede gelmiştir. Konca zayıf olan- ların serhadları tehlikiye girmek- tedir. Hazine israf olmasın deyu serhadlar umuru atıl kalmıştır. ( Arkası var ) Ka Pey Nisan 21 ! ——— ——— — & :.i ; e L et a| Atinadaki bahriye divanıharbinde muhakemeleri yapılmakta olan isyan suçluları Atina Mektubu: Divanıharpler Durmadan Mahküm Birçok Büyük Rütbeli Zabitler Müebbet Hapse Mahküm Edildiler Atina, 20 (Hususi) Cumhuriye- ti koruma dernekleri relsi gene- râal Papulas ile mensuplarını mu- hakeme etmekte olan Divanı- harpte dün Papulas ile diğerleri müdafaalarını yapmışlardır. Avu- katları da müdafaalarını yaptıktan sonra divan hükmünü verecektir. Birinci ordu — kumandanının verdiği emir üzerine, on ikl ada- lara kaçan general Vlahır da da- hil olduğu halde bütün firarilerin mahkemelerine iki mayısda baş- lanacağı tebliğ edilmiştir. Burada Sakız adası asilerini mahkeme eden divan hükmünü vermiştir. Kaymakam Antonopu- los ile binbaşı Lenkal müebbet küreğe, iki yüzbaşı muavini on beş sene küreğe, bir kısmı da da- ha az cezalara mahküm edilmiş-' lerdir. Suçlulardan büyük bir kıs- mı beraet etmişdir. Birinci ordu kumandanlığın- dan Midilli adasında iİsyana karı- şan 57 kişinin ayın 23 ünde mu- hakemeleri başlanması için Diva- nıharbe gönderilmişlerdir. Bunla- Ediyor Bahriye divanıharbi bir muhakem» esnasında rın arasında Midillt fırka kuman- danı General Griılanos ta vardır. Yenişehirdeki ikinci — Divanı- harp binbaşı Heretini iki seneye, mülâzım Burdarayı altı aya, bir doktor İle bir avukatıda birer se- ne hapse mahküm etmiş diğerle- rinin beraetlerine karar vermiştir. Gömülcünedeki Divaniıharpte kaymakam Spiliopulosu üç seneye üç binbaşıyı İkişer buçuk seneye diğerlerinide daha hafif cezalara mahküm etmiştir. Dıramadaki Divanıharp yirmi altıncı alayın hudud mubhafazasına memur İsyancılarının. muhakeme- lerinl bitirmiştir. Miralay Garga- ros, miralay Rilionis, kaymakam Tutan, binbaşı Peton, Tigopulos ve Hacakis müebbet küreğe, Üç. yüzbaşıyı yirmişer sene, İki yüz- başıyı on beşer sene küreğe, di-. gerleri daha ax cezalara ve hep" sinin de rütbelerinin kaldırılmasına karar verilmiştir. ! Diğer taraftanda Bahriye DF vanharbinde de muhakemelere sıki sıkı devam ediliyor. : Hükümet, bir jandarma gene- ralı ile yedi miralayın kadro hart | cine çıkarılmasına karar vermiştir. Sıhhat Müsteşarı da Yunanls- tandaki hastanelerin doktor ve sair müstahdimleri arasında tas- fiye yapılmasını hükümetten İste- miştir. : İntihabat Hazırlıklarına — Hararet Verlldi Atina, 20 ( Hususl ) — Saylav seçimi 19 Mayısta mutlaka yapı" lacak, o güne kadar divanıharpler vazifelerini bitlrecek ve örfi idare- de kalkacaktır. General Kondille kendi fırkasının meb'us namzet- lerini hazırlamıştır. Diğer fırka- larda seçim hazırlıklarını tamam- lamak için çalışıyorlar, Eski diktatör General Panga: los'da siyasal hayata atılarak intihabata girmeye karar vermiş" | tir. Pangalos diyorki: | “ — Bugünkü vaziyet, memle- ketin menfaati için benl iİntiha- | bata girmeye mecbur ediyor. Memleketin, Yunanlıların İstediği l* vaziyete gelmesi için çok İş ve gayret İâzımdir. ,, LOKANTA NOVOTNİi EN İYİ YEMEKLER TAZE BiRA HER AKŞAM KONSER Y. NECİP ve D. ZIRKIİN | İrticalen — Doğaçtan, tasarsız, hazır- - (smanlıcadan — 26 — 1 — Öz türkçe — köklerden gelen sözlerin karşısina (T. Kö.) beldeği (alâmeti) konmuştur. Bunların her biri hakkında sira ile — uzmanlarımızın (mütehassıs) yazılarını gazetelere ve- receğiz. $ — Yeni konan karşılıkların iyi ayırt edilmesl iİçin, geregine — göre, Fransızcaları yazılmış, ayrıca örnekler de konulmuştur. $ — Kökü Türkçe olan kelimelerin bugünkü işlenilmiş ve küullanılan şe- killeri alınmıştır. —Aslı ak olan hak, | aslı ügcüm olan hüküm, Türkçe “çek,, kökünden gelen şekli gibi. İrşad etmek — Erdirmek, uslamak, yedemek, yönemek (Bakı ikaz) Örnek: 1 — Sizi hakikata irşad etmek isterim — Sizi doğruya erdir- mek isterim. 2 — Bu genç, pek eğlenceye da!'dı, onu İrşad etmeli — Bu gengç pek eğlenceye daldı, onu uslamalı, $ — Aklı ermiyenleri İrşad etmek vazifemizdir. — Aklı — ermiyenleri yedemek borcumuzdur. 4 — Yüksek bilgilerile yalnız bizi değil bütün milleti irşad etti — Yük- sek bilgilerile yalnız bizi değil bü- tün ulusu yönedi. İrtibat — Bağlanım, bağlantı Örnek; Aralarındaki — sıkı - irtibata nazaran — Aralarındakl sikı bağlan- ma (bağlantıya) göre, İrtica — Kaytaklık Örnek; İrtica hissi, inkılâbı hazme- demiyenlerde doğar — Kaytaklık duygusu, devrimi sindiremiyenlerde | doıafı lanmadan (Bak; Bilbedahe) Örnek; İrticalen bir nutuk irad etti- Doğaçtan bir söylev verdi, İrtidad etmek - İnanından dönmek İrtifa — Yükseklik İrtihal — Göçüm çıkmak, Türkçeye Karşılıklar Kılavuzu — Örnek; Pek kıymetli bir mucidin irtihali — Pek değerli bir bulmanın göçümü, İrtisam etmek — Sınaylanmak, resmi düşmek Örnek; Ufukta irtisam eden bir yelken — Ufukta — sinaylanan bir yelken. İrtişa — Alımsaklık Örnek; İrtişa bir memleketi harap eden hallerden biridir — Alıms2klık İsabet — Doğruluk, yerindelik, yanıl- mazlık, isabet (T. Kö.) Örnek: Her bir mese'ede görülen isabet şayanı hayrat'İr — Her bir sorumda görülen doğru'uk (yenıl- mazlık, yerindelik, isa! et) şaşılmağa değer. : bir ülkeyi yıkılayan hallerden biridir. İsabet etmek — Düşmek, tutturmak, düşgelmek, isabet etmek Örnek: Attığı kurşun tam hedefe isabet etti — Attığı kurşun tam amaca düştü —(düşegeldi, — amacı tuttu, isabet etti). . İsabeti rey (vuzuhu nazar, feraset) — Yalgörü Örnek; Devlet ricaline ön çok muktazi olan bir şey de isabeti reydir — Devlet adamlarına en çok gerekli olan bir gey de yalgö- rüdür, İsabet ettirmek — Düşgetirmek, isa- bet ettirmek İsal (iblağ) etmek — Ulaştırmak İsar etmek — Esirgememek, bol bol vermek (Bak; bezletmek) İsbat — İsbat (T. Kö.) İsga etmek — Eslemek, söz dinlemek Örnek; Size verilen nasayihi pedes raneyi isga etmelisiniz — Size veri- len babaca öğütleri cslemelisisin:z, | İsim — İsim (T. Kö.), ad İskân etmek — Yurdlandırmak Örnek; Muhacirleri iskân etmek Üzere yertler tefrik edildi — Göç- menleri yurtlandırmak Üzere yerler ayrıldı. | | İsmet — Arığ iih Örnek; İsmeti her —türlü şâlbeden [ beri olan — Arığı her lekeden beri olan. | İsnad — Üsnet | Örnek; Bu gibi fsnadat ona hiç bir zarar veremez — Bu gibi Üszsnetler ona hiç bir zarar veremez. ”H | j İsnat etmek — Üsnemek, yııdıııııinı'îa üstüne almak i Örnek; Onun bir kabahatl yoktu; fakat kabahati ona İsnat ettiler * Onun bir suçu yoktu, ancak suçu ona Üsnediler ( yasdadılar, — onut üstüne attıhar.) İsraf — İsraf (T.K8.) 4 İstib'ad etmek — İraksamak Örnek: Böyle ,hareket odeeeıllli istib'ad etmezdim — Böyle hareket edeceğini ıraksamazdım. : İstibşar etmek — Müjde almak F Tebşir etmek — Müjdelemek W Örnek; Memnuniyetle tebşir ederilt | ki - Sevinçle müjdelerim ki İstical — etmek — Evemek, olmak (Bak: acele etmek) 4 İsticlâb etmek — Getirmek, çeluıı'.___*i“ Özcnek; Dikkatini. İsticlâb etmek | istiyordu-Dikkatini çekmek lıtlyor“-.!w İstida (Arzuha!) — Dilekçe İstidad — Anıklık - Fr. cabacit& B Örnek; İşten çok düşünmede gö terliği istidadla tanınmıştı - İ | çok düşünmede gösterdiği anıklıkl 4 tanınmıştı. ( stidane etmek — Borç almak İ İstid'âl etmek — Çıkarmak ğ Örnek: Sözlerinden ne düşündüğü? g ş istidlâl etmeliydiniz- Sözlerinden #* düşündüğünü çıkarmalıydınız. İstifa — Çekilim Pi Örnek; İstifa, her zaman hizmettö? | içtinab manasına gelmez - Çek P. her zaman işten kaçınma anlam!” gelmez. n İstifa etmek — Çekilmek : Örnek; Makamından istifa ederek" Orunundan çekilerek l (Devamı 11 inci yüzde) j ç.bui İ Aptitudtr H