6 Mayıs 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

6 Mayıs 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

çi İzmirliler Milli K EVSPORE maçları hakkında neler söylüyorlar ? M.ç!" Türkiyede sekiz kuvvetli takımın meydana gel- Mesine ve bunların tam randımanla çalışmalarına sebep oldu. Şampiyonluk İstanbul klüplerinin arasındadır TAnkaranın kuvvetli takımlarından Ankaragücü takımı _.ı";:- 4 (Husust muhabirimizden) — Detlela n ÜN küme maçlarında alınan Bampi, sonra milli küme maçları ı-xı.ğ."’"""" hangi takımlar arasında he hd,ı:-qb anlaşılmış bulunuyor. Her kımlar, Galatasaray ve Fenerbahçe ta- Mi ."u'_"'lî yapmamışlarsa da umu '.ığ.::n Yonaş tiyete LN mümkün oluyor. göre, milli küme şampi- Fenerbahçe, Calatasaray, Beşik- Kuyyay Üeş arasında paylaşılacağı ve kazan bir ihtimalle Fenerin birinciliği Spar tahmin edilebilir. Zat e yakından alâkadar bir Ta ve İ kadar İstanbul, Anka- kımlar Yapılan maçlara göre ta- ı.,,mmh'khhdı Mmütalealarını şöyle an- Tni BB'“"" bir gözle milli küme maçla- Sekiz tü Keçirecek olursak, Türkiyede l w __“Mll takımın meydana geldiği- Müş on Tandımanla çalıştıklarını gör- Ticik ':""“ Millt küme maçlarının bi- haiz ydası, Türkiyede maç kabiliyetini ha çık; mevcudiyetini meyda- 1 "m-lndım ır. ; Yüdur; lıh:hmhn Fene T âyarında, den bile üstündür. Beşiktaşın biricik İnişlerinde gösterdiği muvaffakı- khg:.h önünde göstermeyişidir. Fener İstan dessir olacak bir vaziyettedir. 'en güzel ve en”zevkli oyun ftakımı Güneştir. Genç ele - yle belki de iki sene sonra Tür Dün Taçı derecelerine göre neticeyi | I ı E Galatasaray lisesi talebeleri arasında mektep bahçesinde bir basxetbol Yapılmıştır. Talebe oyuncular beyaz kırmızı ol 'ışlar, neticede beyaz takım 14 e ka 16 sayı ber ikt takım bir arada göstermektedi r.ql y mirde en iyi intiba bırakan ve oyununu halkımıza alkışlatan takım Güneştir. Ga- Jatasaray, eski kuvvetinden birçok şey- ler kaybetmiştir. İzmirdeki iki galibiyet neticesine rağmen kendilerinde fazla bir şey görmedik. Ankara takımları Son üç yıl içinde ciddi bir inkişaf ese- yi göstermesini bilen Ankaranın her iki takımi da İzmirde beyenilmiştir. Bilh: ,sa Gençler Birliği, her hattındaki cani hk ve enerjisiyle netice üzerinde miles- şir olmuştur. Bu takımın Torvet hattın- da gol çıkaracak oyuncuların az oluşu, gilli küme şampiyonasında tahmin edi- len;neticeyi almasına mâmti olmuşlur. Ankaragücü takımı, müdafaası itibari- le kuvvetli bir manzara örzedememiştir. Gençlerbirliğinin aksine olarak bu takı- man forveti, gol çıkaracak kabiliyette ele- fmanlarla takviye edilmiştir. İzmir takımları İzmir takımları, Milli küme maçlarm- da beklenilen neliceyi alamadığı gibi sa- Jim bir oyun bile gösterememiştir, Bunu, takımlar arasındaki ahenksizliğe hamlet mek te mümkündür. Şahs! kanaatime gö ve Üçok takımı, Doğanspordan daha kuv- | vetlidir. Ancak şimdiye kadar yaptığı se kiz maçta şansımı iyi küllanamanüş ve dört maçın neticesini kazanması icap e- derken talihsizliğin kurbanı olmuştur. Doğanspor takımı için de ayni cümle- Jeri tekrar etmek mümkündür, Bununla beraber İstanbul takımları için İzmirin her iki takımı da, gelecek maçlarda birer kuvvet halinde kendilerini gösterecekler İrikadan yemeğe çıkarken kapıcı tarafından SON POSTA VP U F Üa LA —— — E— maçları Çankaya Altınordu ile berabere kaldı ve Demir- sporla oymıyan Altınordu takımı da 3-0 yenildi Ankara, 4 (Hususi) — Cumartesi ve pa zar günleri Demirspor, Çankaya ve Al- | tınordu klüpleri burada birer doöstluk maçı yaptılar. Cumartesi günü Çankaya, Altnordu ile karşılaşltı ve maçı 1 - 1 be- raberlikle neticelendi. Çakilen kur'a ne- ticesinde Pazar günü Demirsporun kar- Şısına Altınordu isabet elti. Maçlar An- karagücü sahasında yapıldı. Havanın gü- zel oluşu, milli küme temaslarının bu haf fa buraya isabet etmemesi spor merak- hlarını stada doldurmuştu. Oyuna De - mirspor başladı, ve ilk zamanlarda ağır | basmaya başladı, devre sonlarına doğru Altınardulular açıldılar, devre sıfır sıfır bitti. İkinci devrede Demirsporlular ilk sayılarını penaltıdan yaptılar. Bundan sonra Altımordulular isteksiz bir oyun tutturdular, bundan istifade eden Demir sporlular iki gol daha atarak maçı üç sı- fır kazandılar, Selim Tezcan (1 İ'Glîjnemlakel haberleri | Kaçakcılık yapan amele Adana (Huşusl) — Bahçe istasyonunda ve yolda çalışan amelelerden ve Hasanbeyli kö- yünün Kiraç mahallesinden Mehmet oğlu Cenbek Hasanın, yolda çalışan amelelere $- kara kâğılı satmakta olduğu anlaşılmış ve Cenbek Hasanın yatağı aranmıştır. Bu ara- mma neticesinde 34 defter kaçak sigara kâğı- di yakalammınış ve kaçakcı adliyeye Leslim e- dilmiştir. Adanada yakalanan kaçak keresteler Adana (Hususi) — Reşadbey mahallesin- de oturan Durmuş oğlu Mehmet Mestan - dan 33, aynı mahalleden Muzatferden 17 par- Ça olmak üzere 80 parça kaçak kereste yaka- lanârak orman dalresine teslim edilmiştir. Geyveli eğitmenler Geyve (Husust) — Arifiyede açılan eğit- menler kursuna buradan sekiz çavaş müra- caat etmiş, hepsi de kursa kabul edilmişler- dir, Taraklı merkez muallimi Faik da bu ça- vuşlara kontrol tayin edilmiştir. Hırsız amele Adana (Hususi) — Milll mensucat fabri- kası amelelerinden Seyit, iş paydosunda fab- nnn e A üzerinin aranmasında, yedi metre bezi ba- caklarına sardığı gürülmüştür. Seyidin bu | hırsızlığı ötedenberi yapmakla olduğu hisse- dilerek derhal evi taharri edilmiş ve 92 met- re bez bulunmuştür. Seyit derhal adliyeye verilmiştir. Bürhaniye hükümet konağı İnyaatına Bürhaniye kazasında yeni İnşa edilmekte olan hükümet konağının bir an evvel Ikmal edilmesi için köylüler büyük bir alâka gös - termektedirler. Karanğaç köyü inşaatı için 120 torba çimanto göndermiştir. Kargağaç dir. Avada bazı suitefehhümler vardır. Burların izalesi, netiteleri değiştirecek » tir. larak iki takım halinde kar- ile galip gelmiştir. Resim l köyünde geniş bir Okuma Salanu vardır. Bus rada bir çok kitaplar ve gazeteler bulunmak tadır. Gümüşhacıköyde €t bubranı ve yamurta bolluğu Gümüşhacıköy (Hususi) — İki aydanberi burada bir et bulhranı başgöstermiştir. Bere- ketversin ki tase yumurtanın 14 önü 10 ku- Tuşa almak mümkün oluyor. Ve halk et buh- ranından o kadar müteessir olmuyor. Tosya belediye bütçesi 'Tosya (Hutusi) — Bölediye meclisi ikinei teşrinde toplanmak Üzere dağılmıştır. Moelis bu devrede, başlıca 837 yılı bütçesi ile zabıtal belediye tallmatının Seyrüsefer işleri üzerin- de meşgul olmuştur. Belediyemizin 937 yılı bütçesi 28774 lira olarak tesbit edilmiştir. Bu haftaki Milli Küme mııı;ları-ı İstanbul Futbol Ajanlığından : Milli Küme maçlarından — Doğanspor * Beşiktaş karşılaşması 8 mayıs 037 cu- martesi günü Taksim stadında olacaktır. 1) Maça saat 16 da başlanacaktır. 2.) Maç bakemi Nihat Bekdik. yan ba- kemleri Tahsin ve Tarık'dır. Doğanspor - Fenerbabçe karşılaşması || 9 mayıs 997 pazar günü Fener stadında olacaktır. 3.) Müç hakemi Nihat Bekdik, yan ha- kemleri Feridun Kılıç ve Muam - z İstanbuldan Tahrana / ar üme |Ankaradaki futbol/| İran kadınının dünkü ve bugünkü mevkii * rirler ve kocalarından dayak yerl: şerefli mevkilerine x Rıza Şah büyük inkılâbını yapmadan evvel kadınlar süsten ibaret bir mevcudiyet addedilir, vakitlerini mezarlık âlemlerinde geçi- * erdi, bugün ise erkeğin yanındaki ulaşmış bulunuyorlar Yazan: İbrahim Hoyi Çok değil, daha geçen seneye kadar 'Tahran hiyabanlarını, Tebriz, İsfahan, Reşt sokaklarını, pazarlarını, eğlence yerlerini, bir kelime ile İranın dört bu » cağını, Pengucn kuşlarını andıran, yü » rüyen, hareket eden siyah hayaller dol- dururdu. Bu hayaletler, sanki evvelâ geç kalmış insanlar gibi, kendilerine hâs bir tezlikle yürür, hayır koşarlar, önlerine çıkan her hangi bir mânizyı devirmek istermişçesine uçar giderlerdi. Simsiyah, ya ağır bir ipekli, veya satenden çıkarıl- maş ve bir parça kumaştan vücuda geti » rilmiş, önden giyilen ve arkadan başa ör- tülen çarşafları; alınlarının üzerinden müvazi bir surette tutturulmuş at kılın- dan peçelerile dolaşırlardı. Bunlar ma - tem ve esaret sembolü olan İran kadın - larıydı.. Kadını her sahada erkeğin yanıbaşın - dan ayıran gârip, garip olduğu kadar da korkunç zihniyet, onu dışarıda böyle bağ- larla bağlarken geve ayni mel'un hisle içeride, yuvada da rahat bırakmamış, ga- | yet hesaplı bir taktikle «sosyete» den a- yırmıştı. Birun - Enderun (harem - se- Tâmlık) işte bu siyasetin mevyasıydı. Da- ha dört yaşından çador örtünmeğe, en ya kınlarına bile böyle çıkmuya alışan, daha fecil mecbur olan İran kadını kelimenin tam manasile asırlarca boyunduruk al - tında inledi, tufeyli olarak yetişti. * Köylü kadınları renkli çarşaflar gi- yerlerdi. Göçebe kadınları ise çarşafa e- hemmiyet vermezdi. Günoş ve yağmu - ra karşı başı ve yüzü açık meydan okur; 12 peşli alacalı Bulacalı basma entarisi ile çöllerde dolaşır, ineğini sağar, davarı- mı güder, çadırımı kurar, her zaman, her yerde erinin yanıbaşında bulunurdu. Münevver Tahran kadını çarşaftan kurtulmak için yıllarca uğraştı, cemiyet- ler kurdu, hükümete arizeler yağdırdı. Çarşafı uygunsuz işlerine alet eden ve hiç şüphe yok ki, daha fazla birun - en- derun siyasetinin kurbanı olan kadınlar ise onu en başta gelen koruyucu bir va- sıta olarak kullandılar. Ve yüzünü sım - sıkı örten kadın dairya tadına bakılması mübah bir lokma, irişilmesi kolay bir hedef oldu. Hareket serbestliğini muha - taza eden, mütecessislerin merakı olmak- tan sıkılan, çekinenler ise vüzlerini aç - |makta tereddüt etmezlerdi. Şirazlı ka - |dınlar yaradılıştan açık fikirli, delişmen olduklarından peçe bile takmazlar, Bu - şirliler ise dar zihniyetli muhbitlerine u- | Milli yarak gözlerini bile kaparlardı.. * Sosyeteden uzak kalan carşaflı kadın kendi âleminde yaşamak, eğlenmek mec- aftanın muayyen gün—w buriyetinde idi lerinde ekseri veya cuma perşemhe merdir. €) Maça saat 16 da başlanacaklır. 5.) Fiatlar : (Tribün S0, Duhuliye 25 kuruştur. günleri me na giderdi. 'a ayak atamıyan, gazınoya giremi- yen kadın bu seyranlardan pek hoşlanır- dı. Erkekleri kahvelerin #tyonlu, duman- £. dinliye dinliye ağlar, yırtınırcı BU GÜNKÜ h havasını yuta yuta sözde keyif çatar « ken onlar gene ahundların — mel'anetile vücuda gelen mersiye manisi ile bu me- zarlıklarda, Alabanın feci hikâyelerini a, dö- vünürcesine ağlar, sonra da keyifli ke « yifli kaynıyan semaverin etrafında çev« velenerek çayını içer, dedikodusunu zevkle yapardı. Bu mezarlıklar türlü türlü satıcıları ile âdeta panayır yerleri- ni andırırdı. Ve gene burada fahişeler, en büyük volilerini vururlardı. Dini ve kederli, matemli dekor içinde etini, ya - dancı aşkını satan bu zevk erbabı sim « siyah çarşaflarının içinde türlü türlü hase talıkları zavallı erkeklere aşılıyan baş « hca felâket unsuru idiler. * Aşağı tabakanın çarşaflı kadını en faz la, orta sınıf nisbelen daha az, en yük « sek tabakanın ki ise pek nodir olarak da- yak yerdi. Ve dayak atma da erkeğin ta- bil bir hakkı idi. Gene ayni mel'un zih « niyetin siyasetile kadını, dışarıdaki göz lerden saklamak ve bu suretle tabif cemi- yet içinde bir anormallik yaratmak için yükseltilen duvarlar arkasında iki cins çarşaflı kadın vardı. Zengin ve fakir... Fakir kadın mütemadiyen çalışmak mec- buriyetinde idi. Zengin kadının ise ya « pacak bir işi yoktu. Sedirine uzanır, Ay- nada güzelliğine hayran hayran bakar, spor nedir bilmez ve gününü ya yatmak ve yabut ta abur cubur yemekle geçirire di. Nadiren mutfağa girer ve erinin seve diği bir şeyi kendi elile hazırlardı. * Çarşaflı kadın okumazdı, okuyamazdı. Ya hususi mektebe bir müddet gider ve yahut ta sözde evde tahsil görürdü. Bu zihniyet o kadar yayılmış ve umumi efe kâra da yer etmişti ki, zamanın dar ka- fah pazırlarından biri, tahsil kadın için muzırdır.. diyecek kadar ileriye varmış« tı. Zengin kızı bitaz piyano, biraz keman en fazla tar çalmasını öğrendi mi, biraz da Brode işleri yapmasını becerdi mi tahsilini bitirmiş sayılırdı. Fakir kızın nasibi ise oyun oynamak. hizmet gör mekti.. * İranın kurtarıcısı Rıza Şahı Pehlevi iş başına geldiği gündenberi ileriyi pro - jektörliyen gözleri ile bu dürumu görü- yor, ve kadını asırlarca çektiği ıztırap « tan kurtaracak, ona yepyeni bir yaşa « ma çığırı açacak tedbirleri hazırlıyordu. mabaşında kadıron da pek mü- ri ve rolü olduğuna inanan şehin- er fırsatta, her vesilede bu inanı - şını öne sürüyor ve kadınların ta'ısil ha- yatına atılmalarını, iş bölümünde erkek- lerle ortaklık etmelerini sövlüyordu, İlk önce kızların mektebr çarşafsız git- a kadınların nda «Bankı mur alınmak- la meydana konuldu. Yavaş yavaş suva - reler, 4 mıya başlandı. i biri ri de İran Tu ile nikâhlanan Piki kı ız olarak Siruran tad- Mekteplerde kız iz « u. Ve nihayet 17 Deymah 1215 (7 kân ani 1936) da ra- (Devamı 10 uncu sayfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: