7 Mayıs 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| AA BT Dün İstanbul Müddetu- mumiliğinde adliye tarihin- de ilk defa rastlanan bir ceza usulünün — tatbikine başlanmştır. Mesele şudur: Bir buçuk sene evvel Nec mettin isminde bir delikan- İit bir arakadaşını “tab, Mahkçmelerde Adliye Tarihinde İlk Defa Rastlanan Bir Ceza Usulü de cezat ehliyeti kaldıracak hastalık tesbit edildiği için Bakırköy akıl hastanesine mıştır. -Mahkeme, haftada bir gün Müddeiumumiliğe gelerek tabibi adillere gö- gönderilmiştir. N ttÜ burada tedavi edilirken bir senedenberi gösterdiği sa- kin vaziyet ve şuurundaki inti: ve salah yüzünd. ile öldürmüştür. Hâdiseden sonra — Necmettinde — akıl hastalığı bulunduğu iddia edildiği için Adli Tıp İşleri # . ; İ B ; altına alınmış ve kendisin« hastane kendisini ailesine teslipyi etmiye karar vermiş- tir. Yalnız bu kararını alâ- kadar mahkemeye bildirir- ken de tıbbi nezaret altında bulunması lüzumunu anlat- rü k şartile Necmettinin serbest bırakılmasına karar Vermiş ve Necmettin de aile sine teslim edilmiştir. Necmettin, dün ilk defa tabibi adillere gelerek tıbbi nezarete devama başlamış ve hususi deftere imzasını * Roy ştur. Eğer t man devam etmezse tekrar Akıl hastanesine gönderile- cektir. Sahte Vesika İle Emlâk Satılmış! Dün Ağırceza mahkemesinde lâk satışı davasına başlanmıştır. Bu da Başka Bir Sahte- kârlık Davası Dün ağır ceza mahkemesinde bir — dera sahtekârlığı davasma başlandı. Suçlu yerinde Kirkor oğlu Leonla dördüncü icra memuru Mustafa ve mübaşir Şükrü, Cevdet vardı. Bunlar- idan Leon mevkuf bulunuyordu. 1İd- idia şuydu: srmaliada (| x Bğa mahallesinde toyış% Kağında — N1 numaralı evde Vasil oğlu Petro) adres ve imzalı birisi 500 ve diğeri 400 liralık iki borç senedi vardır. Le- ©n bu senetlerin, birer suretlerini Çı- kartarak borçluya ödeme emri gönde- Trilmek üzere 4 üncü icra memurluğu- ma vermiş, fakat surette imzayı Vasil olarak göstermiştir. İcra memuru, bunun farkma varmış, o vakit imza- — mm önüne bir de (Petro oğlu) yaz- mıştır. Mübaşirler bu ödeme emrini ve son- “Ya da haciz ilmühaberini başka bir Vasile tebliğ etmişler, Vasil de buna İtiraz etmemiş, bu suretle de borç kat' bir sahte vesika tanzimi ve em- Suçluları şunlardır: İstayik oğlu Niko, Yusuf Cemil, icra mürafaa kâtibi Muharrem, İs- tanbul ikinci noteri Hüseyin Hüsnü, daktilo Bayan Aliye, Hikmet Emin, Süleyman Enver, Iddiaya göre, Manoel ve Alber Kar- kopolis isminde iki — şahıs Mart. foren adma yapılmış eski bir vekâlet. namedeki isimleri tahrif etmek sure- tiyle Karkapolisi vekil yapmışlar ve Senbenova rahibelerine ait bir evi satmışlardır. Sonra bu ev ipotek edil- miş, bu sırada suçlulardan bir kısmı Yunanistana kaçmışlardır. Dün, mahkemede Senbenova baş- rahibesi şahit olarak dinlenecekti. Ra- nan #ANAaALAR İmlm Ho İK AM ERAT A KŞ lendi ve muhakeme talik edildi. metli bir arsa bulmuş, bunu satmak için iki senet uydurmuştur. Leon, tam arsayı satacağı sırada, şimdi Yunanistanda bulunan Petro- nuün damadı işi haber almış ve icraya müracaat ederek: — Kayinpederimin arsasmı satıyor muşsunuz. Halbuki onun kimseye beş para borcu yoktur, demiş ve iş mey- dana çıktığı için Leon tevkif edilmiş- tir. Dün mahkeme, istintak dairesinin kasasında mahfuz bulunan senetleri getirtti. Tcra kâtiplerinden Hulüsiyi Arandığını İşitince Nüzul İndi Asliye birinci ceza mahkemesi, Be- yoğlunda Kılıçaslan sokağında 9 nu- maralı evde oturan 50 yaşlarında Va- timan kızı Sofiyayı geçenlerde fuhşa teşvik suçundan bir sene hapse mah- küm etmiştir. Hüküm kat'iyet kes- bettiği için polis, dün kendisini tevkif emriyle aramıya başlamış, bunu işiten kadma korkusundan nüzül isabet et- miştir. 1 Polis, Sofiyayı müddeiumumiliğe getirmiş ve tabibâdil Enver Karan kendisini muayene ederek tabibâdil heyetine gönderilmesine lüzum gös - termiştir. munmud Sunrrin Muhakemesinde Dün asliye üçüncü ceza mahkeme- sinde dolandırıcılık suçuyla tevkif e- dilen Mahmut Saimin muhakemesine devam edilmiştir. İIddiaya göre, Mah- mut Saim mecmua ve kitap abonesi bahanesiyle birçok kimseleri dolan - dırmıştir. Mahmut Saim, dün mahke- mede muhtelif vilâyetlere gönderdiğini gösteren uzun bir lis - te okudu. Müddeiumumi! Feridun, bu paketlerin muhteviyatını ve kıyme - tinin paket postanesinden sorulması- lar YAN L DAG 2B 1-LOR Teşekkür | Sevgili baldızım Canan'ın bütün ailemizi mateme boğan acıklı ölümü dolayısiyle burada bulunan dostla- rımızla akrabalarımızm kederlerimi- ze iştirak hususunda gösterdikleri tehalük ve ebedi yuvasına kadar teş- yi etmek suretiyle ihtiyar ettikleri ” zahmete ve taşrada bulunanların dai gerek telefon ve telgraf ve gerek | mektuplarla vaki olan taziyetlerine ayrı, ayrı teşekküre şu anda taka- tımız kalmadığı için yüksek alâkala- rmın minnettarı bulunduğumuz bü- tün dostlarımıza karşı beslediğimiz Şükran hislerimizin arzma muhte- remv gazetenizin delâletini rica ede- | rim, Antalya Umumi Nakliyat Türk | eg Anonim Şirketi Murahhas Aza- sı Mehmet Sipahioğlu. | —— İ Teşekkür | Sevgili refikam Canan'ın doğum esnasında vukua gelen ve bütün ailemizi teselli kabul etmez bir ma- teme düşüren hazin ölümü vesilesile dostlarımızla akrabalarımızın gerek bizzat cenaze merasimine iştirak ve gerek mektup ve telgraflar gönder- mek suretile vaki olan taziyetlerine ve kederlerimizi paylaşmak husu- sunda gösterdikleri samimi sevgile- re'ayrı ayrı teşekküre derin teessür- ler içinde imkân bulamadığımdan minnettarlık hislerimin alenen arzı- na muhterem gazetenizin tavassutu- gâne film ı Emsalsız Bugün Matinelerden ipelbk Sinemasında üyük Türkçe Film Birden L veHARDİi Yeni - Eüyük - Dayanılmaz Derecede Gülünçlü Komedi 2- HALK KAHRAMANLARI el | BU I-îFTA-ı] İ .. İ Sümer Sinemasınır Göstermekte olduğu 2 büyük ve güzel filmin seans Saatleri: Saat 21/2 da Tamar: 4 de Marinella TİNO ROSSİ tarafından 5 1/2 da Tamara 7 de Marinella TİNO ROSSİ tarafından 8 1/2 da Tamara 9,45 Marinella TİNO ROSSİ tarafmdan A A — En dehakâr aktör İTRY tarafından vücuda getiri- len ve milyonlara mal olan ye - İngiltere tacınm incileri Şaheseri olup pek yakmda mün- hasıran SAKARYA sinemasında gösterilecektir. İsmine benzer diğer filmlere dikkat! itibaren Serseriler KRALI Radyo Bugünkü program İstanbul: Öğle neşriyatı : dis 13,05 Muhtelif plâk neşriyatı 14 Son neşriyatı: 17 İnkılâp dersleri Üniversiteden naklefi et Bayur tarafmdan 18,30 Plâkla dan$ musikisi 19,30 Sanatkâr Naşidin iştirakilt Şehir Tiyatrosu artistleri tarafından bir K0 medi 20 Türk musiki heyeti 20,380 Ömer R! za tarafından arapça söylev 20,45 Vedia Ri ve halk şarkıları: Saat ayarı. 21,15 Orkef* tra 22,15 Ajans ve borsa haberleri ve ertö” si günün programı, 22,30 Plâkla sololar, €| pera ve operet parçaları. 23 Son. 15,20 Roma kısa dalgast Örkestra 15 Prağ kısa dalgası 15,25 Prag kısa dalgasi karişik oörkestra 16,05 Prag kısa dal Orekstra 17,15 Varşova Orkestra 18 Buda: peşte Macar musikisi rövüsü 18 Bükre$ keri bando 19,30 Roma kısa dalgası Ara! ve türkçe neşriyat 20 Kolonya orkes! iek sopran ve sololar, 20,25 Bükreş Balalay' orkestrası 22 Stokholm klâsik dans havâ” ları 22,25 Varşova Çigan musikisi (Peşt€ * —— |den nakil) 22,40 Budapeşte orkestra Ki seri 23,15 Roma Varyete sonra dans Mi aB kisi 23,30 Münih gece musikisi 23.3$ Pri salon orkestrası Operalar, operetler : 18,25 Roma kısa dalgası Donkndg operası 21,10 Laypzig Johann Straus$ z opereti 22 Roma Gherardi'nin operası pe Milâno operet piyesi 22 Paris P. T. T: 91 radan nakil. Resitaller: 16,10 Roma kısa dalgası Şarkılar 20,30 nu rica ederim. Varşova Gitar ve şarkı 21,50 Varşova Be 7.5-98897 ——— | 12,30 Plâkla Türk müusikisi 12,50 Havie |za ve arkadaşları tarafmdan Türk musikiti — İyet kazanmıştır. Leon, Vasil oğlu Petroya ait kıy-İrini tetkik etti. Kolları başınm altında,.. | Tavandan İnen güzel abajura bakıyor. Ve hasta kardeşinin karanlıklar içinde yattığı medrese odasımı düşünüyor... Ve bir kere daha için- den o hayatı terketmiş olduğu için memnuniyet du- yuyor. Zavallı Melek... Yarın annesi gelecek mi?.. Nasıl değişmiş annesi.. Nasıl ağlıryordu.. Bir kere bile gözyaşı döktüğünü görmediği bu kadın nasıl insanlaşmış... , “Oraya nasıl gelirim, dedi. Ya gelmezse... Sokak kapısı açılıyor... Acaba Fahir mi geldi? Ona ne diyecek... Konuşmrya takati de yok! Amma gelse de bu yalnızlıktan kürtüulsa... Kapı açıldı.. Kaprecı bir şeyler konuşuüyor. Fahir olsa... Böyle uzun konuşmazdı yo.. Belki de kendisi- nin kaçta geldiğini soruyordur. Lâkırdı uzadı... Gali- ba!. Kapı kapandı. Kapremm tahta bacağının taşlara vura vura dön düğünü duyuyor.. | Başka ayak sesi yok. Yukardaki apartımanm saati demin onu çalmıştı. Bu saatte kim gelip kapıdan döner.. Yatağın içine oturdu. Merdivenlere doğru yü - rüyecek bir ayak sesini en büyük teselli gibi bek- liyor... Fakat hiç bir ses yok.. Kimbilir kim gelmiştir.. « Bugün de amma sinirleri bozuldu. Tçinde tuhaf bir korku var. Meleğin yüzünün hayali gözünün önünde canla- niyor: “Zavallı Melek.., Hıçkırdı mi?... Gözlerinde yaşlar var: “Hiç bilmezdim onu böyle sevdiğimi.,, — Hınztr moruk.. Hepimizi o mahvetti.. Tçer içer... “Babam fene adam değil, abla.. Onun efkârı var,,, — Onun efkârı kart sırtmdan geçinmek... “Aç kaldım. Açık kaldım... Dilenci gibi süründüm. Amma namusümla yaşadım.,, Nedir bu namus!., şahit olarak dinledi ve icra defterle- nı istedi. Muhakeme, bunun sorulma- sı için tehir edildi. Damat zade Hakkı halefi — |$ man resitali Töual Gürçür HALKEVLERİNDE Dans Musikisi: 16,25 Prag kısa dalgası 19,20 Varsovg 21,13 Bükreş 23 Stokholm 2330 Varso”A Kadının Beyoğlu' Halkevinde 24 Budapeşte 24,15 Roma l Beyoğlq Halkevinden: 11/5/ 937| San'atkâr Şadinin İkinci âocuqunu ai sESEM'enat 18480 0a eyimizin t MA —e kanlar Yeşilay Gençlik i : mı I toplantı yapılacaktır. ) uZ açır ş f 1 —'Büyük şâir merhum Abdül- halkımızm isteği Üzerine kurumun! Meşküre isminde gazete müvezzii- liği yapan bir kadın dün müddeiumu- miliğe bir istida ile müracaat ederek Kadıköyünde seyyar tarak satıcılığı yapan Fatmanm on dört yaşındaki oğlunu kaçırdığını iddia etmiştir. Müddeiumumilik tahkikata başlamış- tır. Mmünteşir Askeri Çiğniyen Vatman Pangaltıda asker Mehmedi çiğniye. rek öldüren vatman Hüseyinin dün asliye dördüncü ceza mahkemesinde muhakemesine devam edildi. Ahmet isminde bir şahit dinlendi. Diğer altı şahit gelmediği için mubakeme baş- ka bir güne bırakıldı. temsil edecektir. alabilirler, No. 57 Bu namus nedir?!. N: lu kim?. N: kim?. Yatağınm üstünden fırlıyor ortadaki masadan sığara alıyor. Bir sigara yakıyor... Namussuz!.. Namussuz!.. “Ben şimdi namussuzum, Öyle mi?., “Ben kime fenalık yaptım?.,, Nazlınm beyninde namussuzluk ancak bir başka- sma edilen fenalığın ifadesi.. Başl zararı ol - mıyan Nazlıya neden namussuz diyorlar.. “Ben kime fonalık yaptım?.,, Naplı kimseye fenalık yapmadı: “Kimi aldattım, kimden çaxdım, Kimin sırtına sülük gibi yapıştım da varmı, yoğunu sömürdüm ?.,, Amma Nazlıya, herkes böyle yaptı.. Mektebe ver- mediler.... Anası, babası onu: “Çalışsın da sırtın » dan yaşayalım.,, diye daha “parmak kadar çocuk - ken, bir fabrikaya atıverdiler, Fabrikada ustası bütün güç işi onun üstüne ver- di. Kendisi bir buçuk, iki lira gündelik aldı. O yirmi beş kuruşla çalıştı, bütün gün... İki sene..; Yirmi beş kuruş, on üç saat.. On üç saat yirmi beş kuruş... Nazlı ne çocükluk gördü. Ne genç kızlığından bir şey anladı: “ Çalış Nazlı... Ver parayı Nazlı..,, kolay mı bu! “Sütlü inek olsa insan tükenir bel.. ,, Kendisi izbelerde süründü... Patron bile baksan a.. Değil aç olan anasiyle babası.. Öyle ya — patronu bile, husust otomobille gidip gelen, saray gibi köşkte oturan küçük parmağında nohut tanesi gibi pırlan- Yazan: SUAT DERVİŞ ta taşıyan o şişko patronu bile — kendi sırtından geçindi... Şişko patron onların hepsini yok bahasma çalış- tırırdı.. Onlara ekmeğini kıtkanaat verirken, onların alınterinden saray gibi köşklerde otururdu. Patronu, çok iş çıkarsın diye patronu onu sömür- dü.. On üç saat, yirmi beş kuruş.. “İnsaf be yahu!. Biz de insanız!,., Sonra, babası içki için parasını elinden aldı. Son- ra herifler bir sürü illetli, aksırıklı, öksürüklü, tık- sırıklı, İnsanım suratlarına bakmağa iğrendiği men- debür herifler, hepsi kendisinden istifade etti... Aynaya bakmadılar... Ceplerinde para var yal... “Suna öp beni... Suna sev beni, Suna kucakla beni,, dediler. Onların dudaklarr dudaklarma değerken Suna kaç kere kusmak istedi... İkrahından, kusa, kusa bütün midesini, bütün ciğerlerini, hayır; bütün ka- dıtılığmı, onlara iştah veren bütün kadınlığını ağ - zından boşaltmak istedi..., Namussuz!.. Kimdir namussuz?.. Kendisi mi, bunlar mı?,, Bütün bu insanlar.. Beraber bir kaç ay yaşadık diye cânma kastetmek istiyen Ali, kendisini dirhem, dirhem satın alan bu Fahir... Bunların hepsi, hepsi namüussuz değil mi?. Ne 07.. Kapiya mt vüruldü? Arkasını dönüyor... Yatak odasının kapısı açık.., Ufak koridor. koridorun nihayetindeki misafir oda sımm kapısı... Oda açık.. Hiç bir ses yok.. Ona öyle hak Hamit Tarhan'ın babası (mer- hum Hayrullah Efendinin) Avrupa hakkında konferans. Mümtaz tarafından) 2 — Bu top- lantıya herkes gelebilir. Eminönü Halkevinden: Evimizin Gösterit şubesi, ne parkı içindeki Alayköşkü bina- sında 7/5/98T cuma günü gecesi sa- at (21,30) da (Dekbazlık) piyesini Arzu edenler davetiyelerimizi Ca- ğaloğlundaki merkez — bürosundan namina 10 Mayıs 937 pazartesi akSâ” mı saat 21 de Kadıköy Süreyya SiNö” masında sanatkâr Şadi tarafmdan Ibni Refik Ahmet Nurinin 8 inci Pi yesi ikinci defa olarak temsil edile cektir. Biletler şimdiden satılmaktâ” dır. Üye ve ülkü severlerimizin temsile onur vermelerini saygıli la dileriz. gayri seyahatnamesi (Bay Semih Gülha- Müddeiumumiliğe Davet Ist. C. Müddeiumumiliğinden: İstanbulda bulunduğu anl Bergama icra memur muavini Zekinin hemen memuriyetimize mür#” caat etmesi, gelmiş olacak.. Yeniden yatağa giriyor.. Of!.. Ya Fahir gelse, ya sabah olsa.. Sabah olmıyacak mı?, . . * Hava birdenbire pek mi serinledi, yorganın altıne da titriyor... Saatler geçmesini bilmiyor... Saat ondan gonra, bir kere yarımı vardu: On bur çuk olmuş... . Yarım saattenberi iki kere kapt çalındı. İki ker© açıldı.. Birinde merdivenlerden yukarı çıktılar, öte- kinde... Kapıcı hiddetli hiddetli bir şeyler söyleyiP kapıyı örttü. Kimse içeri girmedi. z Evinde de uykusu gelmiyor ki.. Şimdi eskisi gibl yorulmadığı için, zaten geceleri uykusu yok.. Hef gece sabahlara kadar uyuyamıyor, hele Fahir yâ * nında kalırsa fena halde sulanıyor da büsbütü? uykuüsu kaçıyor... ş “İnsan bulunca bunayor,, diye düşünüyor. O böY” le bir hayat böyle bir ev, böyle bir istirahat düşü * nebilir miydi?.. Yine medrese odasının hayali, yine hasta karde$i gözünün önünde canlanıyor.. Belki bu geceyi çıkaramaz o!.. 1 Söylediklerini hiç anlayamadı.. “Melek... Melek, yavrum,, diye ağlayarak yüzünü yastığa kapıyor.. Nasıl severmiş onu.. Nasıl içten severmiş onü — “Tırnakla et biribirine uzak olur mu? e$ İyi ki bu akşam gitti ona, iyi ki bu akşam onu... Hasret ne fena şey.. Zavallı Melek, açtı, yoktu. Of! Bu gece uyuyamıyacak!.. Yarın anası gelecek mi? Yarın, diye düşünürken yeniden titredi. AcabA yarına kadar yaşayacak mı7, rdü K?ıııt'î (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: