| No 41 —— bdullah, Medineye H SLİM — Yazan: Ziya Şakfı Gider- ken Zehirle öldürülmüştü AM söyledikçe, İmamın ho- !îîng’m)'ğrdu. Bu saf Türk çocüu- Bi söder t bir talâkat ile söyledi- Cevheş . ONün ruhunda büyük bir olduğunu gösteriyordu. U Mülâkat, bir saatten faz- İbıı'm-mla devam etmişti. (İmamı Türk Oğlun açık ve temiz kalpli Bettiği derinun Emevilere karşı his- Babmı Bti Bayız ve nefretin es- öğ"enl,nişt'ün teferrüatma kadar Tek; 1 Ve sonra gülümsiye- a yLek ala, Eğer muüktedir öl- Ban, Em €vilere karşı ne yaparsın? | Pemişti, S Bu g f dale (İbrahim), hi d- düt 'tmsden_- m>), hiç tere S Mğ-nevi bir kuvvet, bana il- edıy.m'"' Bir gün gelecek, o de elime Beçecek.. O zaman Bi yeçı EMevilerin taç ve tahıtları- *TE geçireceğim. 'öııeğh'î“ vermişti... İbrahim bu !qmu:o)'_îerken o kadar kat'i ve %) b_hlr tavur almıştı ki; (İ- dâhiımjgfıe' heyecanmı güç zapte- 5e Di kanaaı Sikanlı!.. Sende bu büyük her 'ewve iman olduktan sonra, Yapmıya muktedir olabi- k hir:zHeıe biraz daha bekle.. He- Te ki cür'et. Hiç şüphe et- Ülik, pepBün de gelecektir... Şim- l%e.k.mnlm Misafirim olarak ka- Tüm, Bu; Senin admı değiştiriyo- man) ÇAT sonra, adın (Abdur- Hm) o, * künyen de (Eba Müs- tık « Şuna emin ol ki; ar- mrkuğ:u.nu)-'iı torunu ve eski Whu,uğı im) n oğlu, bi İle k”-lbh;“n w tatlr helecan klrkm, bastırarak-kapıdan çı- lağma U takip eden Cabir, ku- *ğilmiş; m h4 Ebâ Müslim!.. Yakm bir &dîâıde nail Oıa.cn.nğı; i;baîn ve nem%îmdîden tebrik ederim (İmamı İbrahim) B Kimdi -? T Suale cevap vermeden , *VVel biraz maziye döne- ”_lziym"e- (Ehlibeyt) in umumi N e, kısaca göz gez - ( V ıe?lııt?;:"“_H“Wyin) in Kerbelâ çöl- ugrıdlğ! acı ve kanlı âki - bir dehşeş ç Üddet ortalığa korku ve i. Bundan en ziyade '“lltee.:ğ"“%t ile %&a:lm unsurda (Ehlibeyt), (Hazyepi ti idi, M_ü Muhammet) in torun - Ülrak et,,'nke'bel“ yolculuğuna iş- b Yen, Mekke ve Medinede (lm:;ıme'ı — (İmamı Hasan) Mketa y Hüseyin) gibi birer fe- KöşeleyjeTAMamak için — evlerinin Mîğmişler; rmünzevi ve N;tm"_'ı"dl ayat geçirmeyi ter Ve hütün » (İmamı Hüseyin) in, :“l::ı Kerbelâ şehiterinin ma- I dava için (Ehlibeyt tlin (Iıı)kı)m'fede isyan eden. ve bü- *Ni t_fele geçiren (Muhtar), h ı.hnm“h.::ımed Hanife) (1) yi, u ö aa S Zuhuruna pek güçlük M Uhtarın ikbali de peK üzun (Ehubeytmemlşti. Nihayet oda hurm davası) uğrunda, kan '“bl.:,nun Üzerine (Ehli - beyt) men Vet dayayı FATaftarları, artık (hilâ - da muvaffak olmaktan lerini i . Hafi) diye kayd İti bi dot ve İrandaki Alevi, derler, da (Muhammed Ha- kurban olup gitmiş- « (İma - met) ji (hilâfet) ten üstün tutu - yorlar.. ve iddialarmı da, şöylece tesbit ediyorlardı: — (İmam), (iktida edilen şah- siyet) demektir. (İktidaya şayan (Ehlibeyt) in (Şia) sı; şahsiyet) olmak — için ise, ancak (Resulü Ekrem) in manen ve maddeten varisi olmak gerektir. Bir çok hâdislerle sabittir ki; Haz- reti Muhammedin ilim ve irfanı - nm ' yegâne varisi, yalnız sevgili amcazadesi ve damadı olan. (Ali)- dir, Bu itibarla, peygamberin ve- fatmdan sonra ortada görülen (iktidaya şayan şahsiyet) te, sa dece (Ali) dir, Onun için (Ali) yi — bütün —ehli iman ve islâmın (imam) 1 telâkki etmek lâzım ge- lir.. (Hilâfet) e gelince; bu sıfatm delâlet ettiği mâna, pek basit ve hattâ, hiçten ibarettir. (Halife, (birinin, yerine geçen) demektir. Resulü Ekremin yerine geçenler ise, o mevkii (irs ve istihkak) la. riyle ihraz etmemişlerdir. Hazreti peygamberin vefat ettiği gün, (|. mamı Ali) nin kalbi cayır cayır a. teşler içinde yanarken, bazı kimse ler bir tarafa çekilmişler; kendi kendilerine bir (Halife) intihap et. mişlerdir. İmamı Ali, buna itiraz etmemiş o yalnız, sevgili kayın pederi ve mukaddes peygamberi olan (Mu - hammed) in ilim ve kemaline varis olmakla iktifa eylemiştir. Hiç şüp hesiz ki onun gösterdiği Hu fazi - let, ona, her pâyeden üstiîn 'Olan (İmam) sıfatını ihraz ettirmistir. Nitekim, kendinden evvel! igeîn üç halife, kendilerine (Emirilmümi - nin) ünvanını verdikleri halde (A- l) (emirlik gibi maddi saltanata ehemmiyet vermemiş... (lmanîı DA İmamülmüslimin) gibi manevi sal tanat ifade eden bir sıfat ve Ünva- ni tercih eylemişti. " şte, (Hazreti Muhammed) n (Ehlibeyt) ine Şia o- lanlar tarafından bu suretle tesbit edilen (İmamet) sıfat ve makamı, (İmamı Ali) nin vefatından Sson- ra evvelâ (İmamı Hasan) a, sonra (İmamı Hüseyin) e; ve onun şa - hadetinden sonra da, (Ali_ veğ Zey - nelâbidin) e intikal etmişti. (Kerbelâ vak'ası) ismindeki e- serimizde de arzetmiştik ki; (İma- mı Hüseyin) in ortanca oğlu olan (Ali — Zeynelâbidin), Kerbelâ sahrasında cereyan eden o” kanlı haileden ancak halası (Zeyneb) in fedakârlıklariyle kurtulabilmişti. O tarihte henüz on altı yaşla.ı.-m da bulunan (Zeynelâbidin) — yi- ne o eserimizde naklettiğimiz şe- 'kilde — Mekkeye geldikten sonra, kendisine (dördüncü imam) un - vanı verilmişti. (İmamı Zeynelâbidin), uzunca süren hastalığından kurtulup ta biraz kendini toplar toplamaz, ar- tık bütün zamanmı (ilim) ve (iba- det) e hasretmişti. Az zamanda, çok büyük terakki ve kemal eseri göstermişti. Hilâfet iddiasmı, ak - lmdan bile geçirmemişti. Ehlibeyti şiddetli bir tarassut altında bulunduran Emeviler, İ- mamı Zeynelâbidinin bu fikrine vâkıf oldukları için onu lüzumun- dan fazla tazyik etmemişlerdi. Hat tâ, Zalim Haccacın askerleri mu - zafferen Mekkeye girdikleri za - man, bir ona; ve bir de; (Haz - reti Muhammed ) in —amcası (Abbas) m oğlu (Ali) ye karşı en küçük bir taarruz bile göster - memişlerdi. (Arkası var) EKÖNOÖOÖMİ Borsda —.. Dünkü Satışlar Dün Paris borsası ka- palı olduğundan borsa- mızda yalnız Türk tahvil- leri üzerinde bazı muame- leler olmuştur. Borsamız- da Türk Borcu sabah 20,95 liradan muamele görmüş ve alıcılar akşama kadar 20,90 liradan mal almışlardır. Merkez Ban- kasının hisseleri 91 lira- ya çıkmıştır. Sıvas . Erzu- rum hisseleri de yüksele. rek 96 lirayı bulmuştuar. Ergani tahvillerinde de biraz fark Zöfülmüş vVe 95,25 lirayı Bulmuştur. Merkez Bankasının İngi- 622 - 625 kuruştur. Aslan Çimentosu 14,30 da dur- muştur. Mısıra Gönderilecek Sebzeler Mısır hükümetinin bir kararma göre, Mısıra ithal edilecek sebzelerin “Sulfate de Cuivre,, ile boyanmamış olduklarını gösterir resmi şehadetna meleri bulunması lâzımdır. Sebzelere ve tereyağlarma ait şe- hadetnamelerin Misırın hariçteki kon soloslukları tarafından tasdik edilmiş olması hakkında ayrı bir karar alın- mıştır. LOKM Sabahleyin Hemen yataktan kalkmak - ya- hut karyoladan inmek - lâzım ol- duğunu ötedenberi tekrar ederler. Uyanmca kalkmalı, hiç olmazsa on dakika odada jimnastik yapmalı... Bu öğütler gençler için iyi, fay- dalıdır. Gençlikte insan az uyusa da, uyanınca kalksa da, hiç jim - nastik yapmasa da, nasıl olsa, yi- ne geçinir, ; Fakat yaş ilerledikçe, meselâ in- san ellisine geldiği vakit, sabahle- yin uyanınca kalkmak, hemen oda jimnastiğine başlamak acaba yine doğru olur mu? : Ellisine gelmiş, damarları sert - leşmiye başlamış, damarlarındaki tansiyon az çoİı artmış olanlardan bazıları öyle sabahleyin uyanmca yataktan fırladıkları, hemen jimnas tiğe başladıkları vakit baş dönme sine, kimisi baygınlığa bile, tutul - dukları için ötedenberi tekrar edi len öğütler şimdi hekimleri düşün- dürmiye başlamıştır. İnsan uyurken nabız yavaşlar, kandaki tansiyon azaliır, beyinde kan daha yavaş döner. Uyanınca, bilâkis, kandaki tansiyon yükselir, beyine daha çok miktarda kan gö- lir, hattâ bazı taraflarında kan toplanır. Sabahleyin uyanıldığı za- man, sabah tiryakiliği denilen uyu- Şukluk hali de bundan-ileri gelir. Beyinde böyle kan birdenbire art- tığı, bazı taraflarında toplandıği Zaman, birdenbire ayağa kalkmak hiç te iyi bir şey değildir. Yaşlan- mış adamların birdenbire kalktık- ları vakit baş dönmesine tutulma- ları da bundandır. Zaten baş dön- mesi yaşlanmış, damarları sertleş- Miş, kanlarmdaki tansiyon artmış olanlar için en hafif, yalnızca tel- likeyi haber veren bir haldir. Onun verdiği haber anlaşılmaz, ehemmi- yet verilmezse tehlike daha büyük olur. Beyinde bir küçük damar ko- pabilir, felç gelebilir. Buna, az ol- makla beraber, herkesi düşündür- miye yetişecek kadar misaller de vardır, Onun için, gençlik ve olgunluk Uyanınca... devri geçtikten sonra, sabahleyin uyanımnca hemen yataktan fırla - mak öğüdünü unutmak daha iyi olur, İnsan ellisine gelince, sabah- leyin uyanınca, yine yatağınd hp oturmalıdır. On dakika, bir çey rek, yirmi dakika,.. Zaten yatakta oturma keyfi bir kere tadılınca kalkmak kolay kolay istenilmez. Gerçi insan işe gitmek lüzümunu da unutamaz. Fakat birdenbire kalkmak ta tehlike olabileceği ha- tırlanınca... En iyisi gece uykusu- Ha âyrılan zamana, sabahleyin bir çeyrek saat te yatakta oturmak za- manı katılarak akşamdan ona gö- re yatmaktır. İnsan ellisine gelin- ce, gece hayatından bir çeyrek sa at daha sağlığına feda edebilir. Yatakta oturmak, kahvaltıyı ya takta yemek mânasına gelmez, ya- takta yemek çirkin bir şeydir, Fa- kat sabahın ilk kahvesi yatakta o- tururken içilebilir. Kahve pişip te gelinciye kadar, hiçbir şey yapmı- yarak sabah mahmurluğunun key- fini duymak tatlı gelirse de, bir fa- nilâ parçasile yahut kıldan sert bir eldivenle, baş üzerine, boyun üze- rine, ense üzerine, kollara, bacak- lara friksiyon yapmak, uyku esna sında - uyuşmuş değilse bile - dön- mesi hafiflemiş kana daha ziyade faaliyet vermek için iyi olur. Kahve içilerek yataktan kalktık tan sonra oda jimnastiğine başla- nılır. Fakat öyle ağır, sert hare - ketlerle değil. Hele gülle kaldırmak ©o yaştakiler için hiç doğru değil - dir. Hafif hareketler: Kolları, ba- cakları açıp kapamak, başı dön - dürmek, beli döndürmek, derince nefes alıp vermek... Bunların hep- sİ yavaş yavaş, hiçbir vakit birden bire değil... Beli bükmek, gezmek hareketleri elli yaşından sonra faz la olur. İlk günlerde bu usulde faydası belki duyulmaz. Fakat iki üç hafta devam edilince insan her sabah âde ta yeniden gençleştiğini hisseder ve her sabah yatakta oturmakla sonra jimnastik için sarfedeceği ya Tim saat vaktine hiç acımaz. miye uğraşıyorlar. Fakat, vapur bulunamadığı için bu, kabil olamamaktadır. Hazirandan sonra yüklenecek mal- lara ait çuval bedellerinin kıymetin- den indirilebileceği ve bu suretele ih- racat yapılacağı söylenmektedir. En ziyade kepek için çuvala ihtiyaç var- dır. Bu itibarla 72 kiloluk bir çuval kepeğin fiyatından 10 - 15 kuruş in- dirilerek satış yapılması istenmekte- dir. Hükümetin çuval hakkında al dığı bu tedbirlerden dolayı piyasada bilhassa çuvalerlar memnın olmuş- lardır. Dün piyasaya arpa ve çavdar gelmedi Dün şehrimize yalnız üç vagon buğ day gelmiştir. Bunun da bir vagonu Ziraat Bankasma ait olduğundan borsada yalnız iki vagon buğday sa- gonu 46 çavdarlıdır. Kilosu 6,02,5 ku ruştan, diğeri 31 çavdarlıdır, 6,07.5 kuruştan satılmıştır. Piyasada eks- tra ekstra buğday bulunmadığı için bu cins buğdaylara alıcılar çoğalmış- tır. İstanbul piyasasma fazla mal gönderilmemesi, Anadoluda yerinde iyi fiyat verilmesinden ileri gelmek- tedir. Esasen her sene bu aylarda köylü ve tüccar bir miktar buğdayı ihtiyat olarak saklamakta ve piyasa- ya çıkarmamaktadır. Fakat yağmur- larm devamlı olması, köylünün bu yol da tedbir almasma lüzum kalmıya - cağını göstermektedir. Dün şehrimi- ze ne arpa, ne de çavdar gelmemiştir. Piyasa sıcaklığını muhafaza eylemek- tedir. Çuvallı Mallardan Alınan Resimler Geri Verilmiyecek Hazirandan itibaren ihraç edilecek her türlü çuvallr malların çuvalları için muvakkat gümrük olarak verilen transit resmi iade edilmiyeceğinden ihracatçılar siparişlerini bir an evvel gönder. tılmıştır. Gelen buğdayların bir va- |. Brezilyaya Zeytinyağı Göndereceğiz Brezilyaya ihraç ettiğimiz madde- ler arasında kömürden sonra ihraca- tının en ziyade inkişafı ümit edilen madde zeytinyağıdır. Zeytinyağı or« ta ve cenubi Amerika halkınm fazla miktarda kullandığı bir gıda madde. si olduğundan bu piyasalarda fazla aranmaktadır. Diğer taraftan zeytinyağ istihsa« line elverişli cinsleri burada yetişme. mektedir. Brezilyada diğer Cenubt Amerika memleketleri gibi zeytinyas ğ ihtiyacını hariçten temin etmek- tedir. İzmir Fuarının Hazırlıkları İzmir, 6 (A.A.) — İzmir enternas. yonal fuarmı ziyaret edip memleket« lerine dönen ziyaretçilere Bulgar de. miryollarında yüzde 50 tenzilâtlı dö- nüş bileti verilecektir. Fuarda teş- hir edilecek nümuneler de dönüşte üüc retsiz nakledilecektir. Tunada işliyen Bulgar devletine ait vapurlar da ayni tenzilâtı tatbik edeceklerdir. Bulgar vapur kumpan- yası masrafını kapatabilecek kadar yolcu ve esya temin ederso İzmire va- pür uğratmağı ve yüzde 50 tenzilâtlı | tarife tatbik etmeği t&shhüt ettiğini fuar komitesi riyasetine bildirilmiş « tir. B ü 6 MAYIS PERŞEMBE PARALAR Sterlin 620,— 625 — Dolar 123,50 126 — Fransız PFr. ili,— 113,— Liret 120,— 125,— Belçika frangı 8ü,— B4— Drahmi 19.— 22— İsviçre Fr. 5S70— — 580,— Leva 20,— 23,— Florin 63— 66,.— Çekoslovak kro, — 70— K AiDa Şiling di | Sözee Mark 25.— 28,— Zloti 20— 23,— Pengo 2l1— 24— Ley 12,— MM— Dinar 48.— 5S2.— İsveç kuronu 30,— 32,— Altm 1058.— — 1059,— Banknot 253 254— ,ÇEKLER Tönüre 64— — 625.— Nev-York .,0/7914 — 0,79 Parle 17,6175 17,59 Milâno 15,035 — 15,0112 Brüksel 4,685 4,6775 Atina 87,58 — 87,44 Cenevre 3,4575 — 3,4525 Sofya 64,1025 64,— Amsterd. 144420 — 1,4306 Prag 22,7150 22,6688 Viyana 4,2163 — 4,2096 Madrid 14,1025 - 14,08 Berlin 1,96838 — 1,9650 Varşova < 4,1714 — 4,1650 Budapeşte 3,9825 v 3,9760 Bükreş 107,6925 107,02 Belgrat 34,295 — 34,24 Yokohama 2,7530 — 2,7486 Moskova 23,555 — 23,595 Stokholm 3,1085 — 3,1036 Borsa dışı bazı meskükât l Türk altını 1058,— 1059,— İngiliz altını 1155,— 1157,— Fransız altını 936,— 938,— Rus altını 1190,— 1195 — Alman altını 1085,— lggg,— Banknot (Osm. 253 — — : ) LK L.K. Kalın Beşibirlik (Cüm.) 51,75 52.— » » (Mecit) 51,75 52,— ” » (Âziz) 51,75 S2.— " » (Hamid.) 52,70 52,90 » w (Reşad) 55,50 55,75 w w (Vahidet) 51,75 52.— V Su Şirketinden Geri İstenen Paralar Kadiıköy su şirketi 932 den önce abonelerinden teminat akçesi namile bir para almıştır. Nafıa Vekâleti, bu paranın halka iadesini istemektedir. Yakında müspet bir neticeye varı- lacağı ümit ediliyor. a ZAHIRE BORSASI - 6—ö—937 FIALILAR Buğday sert 6,13 6,19 Arpa : 4, 2,50 4, 5 Çavdar ğ 4,20 4,25 Mısır beyaz 4,35 —a Mısır sarı Üa < yenıpllik KEELE 9,35 —— yon ince 520, 560, İç fındık İt GA Keçi kdt 42,20 — 48, Tiftik mal 125 ee Ki Tiftik deri 10720 —— Peynir beyaz 26,18 — 3li,— GELEN Buğday 375 Ton Çavdar 15 Ton Mısır 9 Ton Keten tohumu ? 7 Ton Fasulye 35 Ton Un 98 Ton Kepek 30 Ton Pamuk 43 Ton Yapak 5 Ton Tiftik 14 Ton GİDEN Tiftik 10 Ton Razmol 200 Ton Keçi kılı 8 Ton vIŞ FİATLAR Buğday Liverpul 649 K. Buğday Şikago 6,02 K. Buğday Vinipek 6.20 K. Arpa Anvers 519 K. Mısır Londra s71 K. Keten T. Londra gll K. Fındık G. Hamburg - 87,67 K. Fındık K. Hamburg 87,67 K. İmdat Otomobilinin Başına Gelenler Evvelki gün, Eminönünde bir ara- banım çarpmasile yaralanan hamal Süleyman, hastaneye kaldırılmak ü- zere getirtilen imdadı sıhhi otomobi- — line bindirilmiş, imdadı sıhhi otomo- bili Sultanhamamımndan geçerken şo- för Tahirin' idaresindeki 3985 numa- — ralı diğer bir otomobille çarpışmış- tır. İmdadı sıhhi otomobilinin arka tarafı parçalanmış, yoluna devam e- demiyeceği için yaralı Süleyman Ta- hirin otomobilile hastaneye gönderil- miştir.