7 Mayıs 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

F / | HATATÜRK ŞÖYLE DEMİŞTİ: Türk Devletinin Donanması da Büyük Olmak Gerektir. O Zaman Cümhuriyet En büyük vatan çocuğu, bundan 13 sene evvel; bir kaç satır yazı içinde meğerse bize bugünün ve ya rmın kuvvetli donanmasını vadedi- yormuş! Şimdiye kadar hiç bir yerde çık- Daha Müsterih Olacaktır. Eski bahriye müsteşarı B. Hü- Samettin, hatıralarımım bu- ğiğkü__klsmmda. Büyük Şefimiz A- SA N, cümhuriyet bahriyesinin ıel'inj ini atan çok kıymetli direktif- Vakti haklediyor. B. Hüsamettin, İ hiı-ıe Hflmidiye süvarisi iken şöy- €mir alıyor: Udanyadan büyük bir — zatı Amümîrğbmna götüreceksiniz. Kö- Üz hazırdır!,, hîîrm'_i_iye. uzun zamandanberi öet Börmemişti. Beni bir düşün- bir dı: Bu ağır gemiyi, yollarda hiç hd::ll&__ya Uğratmadan, Trabzona Bötürebilecek mi idim? 'üliyetim çok gırdı. Milletin î”îbezi olan bir şahsiyeti gemi- mi p, Caktım. Hamidiye ise, umu- harpten beri, tamir yüzü — gör- dw“aü. Bununla beraber, arka- h ömi Bgüveniyordum. Veri- ö Tari, derhal yerine getirmek ü- Cinm aa Çıktım. Büyük kurtarı- *ette' 3 hürreisi sıfatile, memle- İlk yolundan yapacağı bu ü "Yğh:mk üzerinde tarif e- uyandırmıştı. Mu- ::î“ Sahillerinin, bu kadar, kala- | A tatürki, büyük sevgi tezahü- dik, ,, Gti arasında Hamidiyeye al Canlı Stanbula yaklaşırken, heye- Tiye Sahneler, biribirini takip et- yuşıy“ İYi hatırlarım: Hamidiye Benç Bazdan geçiyordu. Bir ç İ8mca bir sevinçle, kendini “tıl— Yüze yüze Hamidiyeye b idi e iyordu. O kadar heyecan- kin, bi Defes nefese kulaç atar- hdu-: Yandan da; avazı çıktığı S Beliy, Göreceğim seni! Seni görmiye Üye “Bsey Göster bana yüzünü.. 'niqyw"mymdu. Bir aralık, Ha- Üh yoıu: © kadar yaklaştı ki, gemi T İ8ta, ü kesmiye, hattâ biraz son Aynj Per etmiye mecbur olduk. pg,.v..n Bidecek olsak, çocuk, Patram, dalgalarma kapılacak, Parca olacaktı. A tatürk, bu genci mahzün bı- dqn' elil istemedi. Güverte- hn%?le selâmlar göndererek Kimdi taltif etti. Sük? » ğ Hamia; *dakâr diyorum. Çünkü, Yüklage, Ve Seyir halinde bu kadar aştbümek, ancak fedakârlık Trar © Hade edilebilir. Wku,.. kadar, seyahat, çok med&_ r:_h“ Beçti. Hiç deniz, gör- Üyen tatürk, vapurda mütema- AtatıSBUl oluyordu. b'!tı_n Pi K şerefine, bütün Trabzon SYak h donanmıştı. Karaya m ken, yüze yakm kurban Tn bu yapı SüiTndadır. Karadeni - .'M“'tala ali çocukları tarafmdan e Saygı » © gösterilen sev- Beyler değüğe:hürıen tarif edilir ye Zel;iik, Coskunluk! Ba Orada da ayni leuuğndxk- Yine Dönüşte Samsu- , hare- Atatürk, Sam- Ülmek gemicileri 5 ek yemelerini ri Kabul ettiler, Sirelkz e np Ja geminin h tıb.ı atrra defteri- z Sevin; aydederek, bizi de- er. k dirdi! mıyan bu kıymetli hatıraları, kendi defterimden size de okuyorum. Atatürk, Hamidiye Kruvazörün- de geçen günlerin hatırasmı şöyle- ce tesbit etmişlerdi: Hamidiye Kruvazöründe 20 Eylül 840 Cumartesi amidiye Kruvazörü, maziden yadigâr kalan donanma ak- samı içinde, Türk Cümhuriyetinin denizlerde faaliyete geçen ilk gemi- si oldu. Beş senedenberi mütehassir olduğum deniz hayatını bana yaşa- tan bu sefine oldu. Türk donanma- sı kumanda ve zabitan heyetini bu gemide ve Duna refakat eden Peyki şevket torpido kruvazöründe tanı- dım, Tanıdığım ruhu genç, mefküresi genç bu istikbal kumandan ve za - bitleri, bende bahriyemiz için kuv- vetli ümitler hâsıl etti. Kıymetli, şedit arzulu heye- ti, yadigârı mazi olan bu gemi içinde bırakmakla iktifa olu- Onları, müstahak ol- dukları kadar inkişafa maz- har edebilmek için bugünün icabatına kavuşturmak lâzım- dir. Hudutlarının mühim ve bü- yük aksamı deniz olan Türk Yazan: Salâhddain Güngör devletinin, donanması da mü- him ve büyük olmak gerektir. O zaman, Türk Cümhuriye- ti daha müsterih ve emin ola- caktır. Mükemmel ve kadir bir Türk do- nanmasma malik olmak gayedir. Bunun ilk azimet noktası, sefaini harbiye tedarikinden evvel onları muvaffakıyetle sevk ve idareye muktedir kumandanlara, zabitlere, mütehassıslara malikiyettir. Hamidiye ve Peykişevketten ta- nıdığım arkadaşlar, gayeye yürü- yebileceğimizin canlı ve kıymetli delilleridir. Bugün için bu güzide heyet, bü- Yük alâka ile muhafaza olunacak- tır. Mevcut büyük küçük gemileri- mizden, yalnız kabili istifade o - lanlar tefrik ve ihya edilebilir. Do- nanmamız heyeti umumiyesinde fa- al ve nafi unsurlardan mütevazi bir bahri cüzütam vücude getirmek imkânına kani oldum. Bunun için hükümeti Cümhuri- yenin tedbir ve teşebbüslerile şah- sen alâkadar olacağım. Esaslı ve kiymetli bir noktai azimeti bulduk- tan sonra, ondan müuazzam gayeye yürümek ye ona vâsıl olmak elbet- te müye.ls.seı* olacaktır. . GAZİ Mustafa Kemal Si Resim No. 15 4 — Adalar sahilinde bekliyorum. Yarim seni serian istiyorum. 7 — Bana noldu da ben bilemem , Eski halimi hiç göremem 17 — Darıldın mı cicim bana Hiç bakmıyorsun bu yana 22 — Felek bana neler etti Bu gençliğim elden gitti 28 — İkimizi bir odaya koysalar Üstümüze altın kilit vursalar 42 — BSeni gördükçe titriyor yiğır; Asıl âşık sadıkım ah meleğim. 48 — Söğüdün yaprağı naziktir n;; Zeynebi ettiler bu hafta gelin YENİ, BAHAR MÜSABAKAMIZ Bu resim şu on türküden hangisine aittir? 48 — Yemenimin uçları Çıkamam yokuşları 49 — Yerde buldum bir elma Elmalı yar, kirazlı yar :“WMMW Bahar Müsabakası KUPONU:15 Bu kuponları kesip saklayınız - Dr rır A ——— Hindistandaki yeni ihtilâl — H indistanın halihazırda milli kongre lide- ri olan Nehru, Gandi ve diğer kongre reisleri bir sedire oturup mühim meseleleri gö- rüşmüşlerdi. Hindistanda siyasi nutuklar böye le yerlerden irat olunur. Ve aşağıki resimde görüldüğü gibi, halk bu nutukları oturarak din. ler. Bu çeşit yerlere gelenleri solda görülen gö- nüllüler karşılar ve oturturlar. l Wi BÜYÜKLE ehir Meclisi âzasından Hay- lucu Recep, çocukluk gün- Sakınaz Hayatı Kazanmak Karabahtı Yenmek ve Zengin Olmak &—— Rahmetli anam, beni İstan- bulda Soğanağa mahalelsinde dün- yaya getirmiş. Babam esnaftan bir adamdı. Mektebe başladığım gü - nü hatırlıyorum: Beyazıtta, Sırma- keş hanının üstünde bir mektep vardı. Beni, bu — mektebe götürüp yazdırdılar. Amma, öyle zengin ço- cukları gibi, aminlerle, ilâhilerle değil. Tıpış tıpış kendi ayağımızla B © gittik mektebe.. Yalnız, mahzun ol- mayım diye, boy numa yaldızlı bir cüz kesesi takmışlardı. İlk elifbeyi, hocam rahmetli Boşnak Hasan E- fendiden okudum, Adamcağızın u- zun bir sopası vardı, bu sopayı ya- nından hiç ayırmazdı. Babam, beni mektebe yazdırırken, meşhur sözü tekrarladı: — Hoca Efendi, eti senin, kemi- ği benim.. Derken, biz elifbayı Yyavaş yavaş hecelemiye başladık. Hasan Efen- di, aradda bir, haylazlık edenleri fa- lakaya yatırır, döverdi, en, sınıfımm — çalışkanların- dandım, Haylazlık ta etmez dim, Hocamın dayağmı yemedim. Boşnak Hasan Efendinin mektehbi- ni bitirince, Aksaraydaki Valide mektebine devama başladım. Bu mektebin hemen bütün talebesi, fa kir çocuklardı. Her sene, Ramazan Bayramma üç gün kala; bize kü- çük keseler içinde yüz ellişer ku- ruş para dağıtırlardı. Mektebi ku- ran Pertevniyal kadım böyle vak- fetmişti. Bu para ile, her — çocuk, bayramlık elbisesini alırdı. Valide mektebinde bir de Fran- sızca muallimimiz Rüştü Paşa var- dı.-Çok iyi yürekli bir —adamdı. Mektepte kaldığım müddetçe, o- nun büyük lütuflarmı, yardımları- nı gördüm, Bir de beyvabımız İsmail Ağa vardı, O da beni çok severdi. N ası| sünnet olduğumu soru- yorsunuz. Fıkara cocuğu- Hacı Recebin Hatıraları, Bize İbr et Verebilir ğ Sehı'r Meelisi âzasından B. Hacı Recep nun sfinnetinden ne olacak? Bir gün, alrp Gülhane hastanesine gö- türdüler. Orada, daha benim gibi, yüzlerce çocuk vardı. Hep beraber sünnet olduk. Ağzı kırmızı küurde- le ile bağlı çıkmlar içinde bize elli- şer çil kuruş hediye ettiler, Başımızda Maşallah işlemeli tak- keler, sırtımızda beyaz entariler, ü- çer üçer karyolalara yattık. Hok- kabaz takımı da vardı galiba... Er- tesi günü, evlerimize dağıldık. İşte benim sünnetim, böyle oldu. Aekeri bir mektebe yazılmak için çok çalışmıştık. Muvaffak olamas- yınca, geçim darlığı çeken aileme biraz olsun yardım edebilmek ümi- diyle Mahmutpaşada havlucu Ha- cı Hakkı ve ortağı Ahmedin dük- kânına çırak olarak yerleştim. İlk zamanlar, 15 kuruş haftalık alryor dum. Bu parayı, kendim yiyordus sanmayın, Evime yardım ediyor- udum. Çukurbostanda, ayda yirmi kuruş kira ile iki yer odası bul- muştuk. Orada oturuyorduk. B u vaziyetim üç sene devam etti, Çrraklık hayatımda en sevinçli günüm, biraz açık göz gö- ren patronlarımın, bana ortaklık teklif ettikleri gündür. O günden sonra, hayatımın tarzı değişti. Çalışa, çabalrya, ticaret ha» yatında, kendime göre bir yer - te- minine muvaffak oldum, En keder: li geçen günüm de büyük zelzele gü nü idi. (310 senesi), Havada bunal- trcı bir sıcak vardı. Koca Mustafa Paşaya gitmiştim. Yolda zelzele ol. du. Şehir, altüst oldu. Dönüşte evi bulamadım. Sokaklar, baştanbaşa enkazla dolmuştu. O günkü tees- sürümü hiç unutmam. Havlucu Recep, sözünü şöyle ta- mamladı: , — Millete, dört asker, üç tane anne hediye ettim. Üç torun, iki damat sahibiyim. Bir zaman, ken- dim amele idim. Şimdi, yalnız Bur- sadaki fabrikada 100 — 150 amele çalıştırryorum, Fakat dün, ne ise, bugün de o- yum, Hayatımın tarzı da değişmek le beraber, kendim değişmedim. Hâ. lâ çalışryorum. Elim, ayağım tuttü ğu müddetçe calrsacağım da.. b7 ae aei t d CA BK d —1 e S

Bu sayıdan diğer sayfalar: