26 Şubat 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

26 Şubat 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i | ; Akıllı bir çiftçi epey para sahi olmuştu. Üç oğlu vardı. Bu üç oğlu.) Dun her birine iki ayırmıştı, Fakat merkebi bulunuyordu, ki onu paylaş- ırmanın imkânı yoktu. Bu merkep, gayet uysal ve ki en güçlü kuvvetli ve yüke dayanır bir hayvapıydı. Köylü dayı uzun müddet merkebi sangi oğluna bırakacağım düşündü; hihayet en büyük çocuğu olan Ahme, di bir gün yanına çağırarak: Oğlum, Ahmet, dedi, ben artık htiyarladım; senin bana yandım et men lâzım. Bugün kasabaya pazara Ben git.. Ambarda pazara gidecek mal Jar duruyor, onları yüklet.. Malları atınca dönersin olmaz m1? “Ahmet merkebi alarak ambara git ti; ve küfelere sebzeleri doldurmuya başladı. Merkebin yükü tamamlan. puşt. Pakat semerin ortası açık kal- muşta. Ahmet: — Oh. şimdi ben de oraya biner! #asabaya rahat rahat giderim! diye düşündü. O vakit merkep, Ahmedin bu dü- güncesini anlamış gibi kendi kendine Böylendi — Tamam... Halbuki sırtırmdaki yük yeter artar; bu tembel delikan- İı yayan yürümekten korkuyor... Hiç bir vakit iyi bir çiftçi olamıyacak. Bu sahneyi ihtiyar köylü de pence Fesinden seyrediyordu. O da başımı Bsefle salladı.. » Ertesi hafta üntiyar köylü ortanca “İu Musafayı yanın çağır: Oğlum, dedi, artık ihtiyarladım; sana yardım etmelisin. Bügün Ağı: beyin burada yok; onun yerine paz va sen given. Ambarlar meskebi yükletceğin mallar duruyor. Doz, doğru git geli Mustafa, pazara gitmesini biç ite yordu. Bügün çaya gidip balik tyacaktı Malları, merkebe öfkeyle yüklet- miye başladı. Ambarda hiçbir şey bi- rakmadı; hepsini zavallı hayvana yükledi. O zaman eşek kendi kendi- — Bu yükün altında nasıl yürüye- irim, muhakkak ölürüm! Bu ağa- «inden de betermiş.. Bu da #dam, olmıyacak.. diye söylerdi. Mustafa merkebin üstüne atladı. Ve dürtmiye başladı. Fakat merkep taştanmış gibi yerinden kımıldamadı, Üstündekinin insafa gelmesini bek ledi. Mustafa bu vaziyet karşısında büs- bütün hiddetlendi; ve tekmeleri daha ziyade çoğalttı. Para etmeyince çu- |valdızı çıkarıp merkebin boynuna İsapladı. O zaman eşek dayanamadı bu kadar haksızlık çekilmezdi doğ. tost ca çuvaldızı yarısına kadar * batırdı; İ hayvan esn acısından zıpladı. Ve ne yok yere döktü. Mustafa da yere yuvarlanmıştı. İhtiyar köylü bu sahneyi de pence- resindeh seyrediyordu. “Bu çocuk ta nafile',, diye düşüm dü. Bir merkebi Idare etmekten âciz! * Sekiz gün sonra köylü dayı küçük oğlu Aliyi yanına çağırdı. Ve yardı- mını istedi — Başüstüne baba! diyerek mer. İkebi bağlı olduğu yerden çözüp am- barın önüne çekti. | Merkep Aliyi görünce kulaklarını erek: — Bakalım bu ne haltedecek! diye öylendi: O gün yük daha fazlaydı. Pazara iki küçük kuzu da gidecekti. Ali, seb- zelerin hepsini küfelere doldurduk- tan sonra kuzunun birini örta yere 0- turttu, Öbürünü de kucağına aldı. O zaman merkep bu vaziyete şaş- Mustafa büsbütün kazdı; eşeğin bu | inadına iyice içerlemişti. Bu sefer ko-| İte atmıya başlıyarak üstünde ne var) Köylü Dayı İle Merkebi ta. Nasıl olur? Kuzunun birini Ali |sinden seyretti, Pakat bu sefer kaş- kendi kucağına almıştı. — Bu kardeşlerine benzemiyor ga Hiba! diye düşündü. Olursa çiftçi bu olacak. Babasinın yerini ancak bu oğ- lu tutabilecek Ali yük işini bitirince hafifçe mer. kebe dokundu ve: i bakalım ayaklı kaptı kaçtı: Dedi. Pazara erken Yaralım. Köylü dayı bu sahneyi de pencere- iyük hikâye : Yazısız larını çatıp üzüntüyle başım salla- madı. Yüzünde memnuniyetten do- Ban geniş bir gülümseme peyda ol Muştu. Ali erkenden malları satıp eve lâ- ım olan öteberiyi alıp çabucak dön- dü. İhtiyar köylü artık memnundu. Hakiki yerini tutabilecek bir oğlu bu. Tanduğu için çok seviniyordu. Alpla Babası 'TANın Çocuk İlâvesi Savannah adındaki bu buharlı ge- yal ilk defa olarak Atlas Okyanusunu geçen bir Amerikan gemisidir. Bu ilk yolculuğunu 1815 senesinde yapmış tır. Yandaki çark gemi fırtınaya da. yansın diye takılmıştır. Taştan Yelken ünzni ŞAR gerin yele yemi een ei ak sikanın Guadalüp şehrinde yapılmiş- Bilmece Kuponu Bilmece, hal küğitlerile | İ| Beraber bu kuponun herhal- | de gönderilmesi lâzımdır. | Kuponsuz gönderilen kö ğutlar gelmemiş addedilir. / Bir Flüt Bu dört borudan, X ibaret olan füt hâ- Şu Peru'daki yerli İç Hintliler tarafın dan. kullanılmak - Bu Filipinli kadın evinin bir gün- lük su ihtiyacını resimde gördüğünüz. bambo ağacından yapılmış uzun ve geniş boruyla taşıyor. AVCI KÖPEĞİLE ÖVÜNÜYOR!. Ava — Görüyor nusun bu kö peği, eşi yoktur. avcıdan mi Avci — Hayır bir cambazdan.. Arkadaşı — Öyleyse marifetini gö- elim. Ave — Görüyorsun ya, çok hüner. li ve zekidir. “Arkadaşı — Bu birşey değil, ki'bü- tün köpekler bunu yapar, Avcı — Haydi, Toto ön ayakların Üstüne yürü de görsün! “Arkadaşı — İşte bu hüner iyi. Av İçin nasıldır? Tam bu sırada karşıdan bir silâh sesi duyulur. Avcı köpeğinin methini im dikip kaşıma bağlar, “ Jei Hira borç versene. bitirmeden Toto korkudan kulakları. | AMMA DA ÇoK 3 — Özcan'ın kalktığı yere bir ih- tiyar elip oturuyor... Tembel bir hayli uyuduktan sonra... Cüzdanını m > yn — Cüzdanımı evde unuttum. Bana — Al sana elli kuruş, otomobile bin de git evden cüzdanımı al., a , zi o isi NN Kendisi iğ 5 p Bilmiyor muki.. Sufı bei — Anne bak bu ihtiyar adamın bar sand hiç saçı yok. — Bağırarak söyleme yavrum 8on- ra işitir. — Kendisi bunu bilmiyor mu zan-| ediyorsun? ay e Meğer ki € 3 Sabırsızmış i e a" Balık avcısı (Seyiretye) — Üç saat- tir bana bakacağına eline bir gita alip ami da Şİ Seyirci (Avcıya) — Ben mi? Yok| İcanım.. Benim o kadar sabrım yok- ve gili Yüzden ş 8. aman. 1) — Ben insanların yüzünden benim için ne düşündüklerini apaçık ve ko- aylıkla okurura.. — — — e ose$i UYUMUŞ HA! 7—.... kestirmiye başlıyor. O za Özcan sıkı» d uyanıyor ve kendi kendine: “Amma da çök uyumuşum, diyor, küçük koskocaman bir ihtiyar ol. müş Taraftar | — Resim vazifesini yapmak için neden çini mürekkebi kullanmıyor” sun? — Yerli malları koruma taraftarı. yım da ondan... RESİM BOYAMA Üç renkli kalemle bu tablayu gör lece boyayın! 1 — (4) h yerleri kırmızı. 2—() h yerleri sarı, 3 — (X) h yerleri mavi, Renkle doldurun . Bir kaç bulunduğu yerleri de © m renklerile karışık bir. surette boya: yın. İşaret olmıyan kısımlara dokun. mayın Boyaları doldurduktan sonra gö — Ya öyle mi? Şu halde kusurumu attedini receksiniz ki çok güzel bir tablo mej: dana çıkacak,

Bu sayıdan diğer sayfalar: