5 Mayıs 1937 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 8

5 Mayıs 1937 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

LK KISKANÇLIKLAR unlar, çok gerilerde kalan bir ma- B zinin silinmez izleridir. O vakitler karyolanız açık kahve renginde ve ham şeker rengini andıran ceviz ağacından yapılmış, köşelerinde dört ceviz sütunu ol bir lândo arabasına benzeyen yüksek bir kerevetti. Belki hayal mayal hatırlarsınız; iyice örterek yavaşça çekilip gitmiş, siz de koskocaman karyolanın içinde küçücük vücudünüzle yapyalnız kalmış- dınız. Karlı, berrak bir kış gecesi.. par- lak yıldızlardan medet umuyordunuz. Gecenin sükütu, kar kokusu size uzak- lardan vaitler getiriyor, anlamadığınız hisler ilham ediyordu. İçinizde Mi kaynaşmış; fakat siz bundan da hiç bir şey anlamamıştınız. Kurları aşıp gelen bir tirenin uzaktan işittiğiniz düdüğü, ve sonra kasabaya yaklaştıkça yavaş: layan lökomotif sesleri. Ve gene uzak- laştığı zaman öttürdüğü düdüğü. adife gibi yüzünüzü okşayan yas- tıkların arasindan şıldır şıldır bakan gözlerinize bir türlü uyku girmiyor, İçiniz de şekil veremediğiniz derin ar- zular var. ” Aşağı katta yemek odasından taşan kahkahalar. ve mutfaktan gelen tabak çanak sesleri, âdeta burnunuzda tüten hindi kızartması kokuları. Aşçı ninenin bembeyaz önlüğü, uzun ve krem rengin- deki hotozu... ve daha sonra sofraya ba- kan küçük Katerin'in ayaklarının ucuna basarak öteye beriye sessiz, gibi, koşuşları. Siyah renkteki kesim çıkarılan türlü türlü kızartma ve bö- rekler! Bu güzel yemeklerden çıkan iştiha verici buğular.. ve nihayet aşçı $ Yazan: Nancy Dale * n ve muazzam anneniz Sizi Çeviren: S. Akgül ? nine ve Katerin'in yemek odasının ka: pisinı açışları ile yukarıya bir avaz halin- eden misafir kahkahaları|... Dışarıda, kapının önünde duran bir otomobilin ışıkları yatak odanızın du- varını aydınlatıyor. Bu otomobilin lâs- tiklerine, hava karlı olduğu için takı- lan zincirlerin şangırtısını çok ileriler- den duyarsınız. Âdeta sizin evin kapı- sında duracağını, evvelden size biri ha- ber vermiş gibidir; ve sonra yine ayni Şangırtı yavaş yavaş uzaklaştıkça, tek- rar milyonlarca mil uzaktaki parlak yıl- dızlarla başbaşa, gecenin ve dışarıdaki soğugun ıssızlığıyle yalnız. kalırsınız. Şimdi yine aşağı kattan gelen ii kulağınızı doldurmaktadır. Uzakta vaçiaya bakan küçük Katerin'in yaklarının ucuna... lunan çan sesleri gibi tatlı hayaller uyandıran gülüşmeler, kıskanan kulak- İarınızda acı akisler uyandırır. Tabak, çatal, bıçak seslerile karışan bu kah- n bilmediğiniz, halledemediği- niz manaları vardır. Herhalde bunlar güzel, manalı şeylerdir. Zaten aşağıda- kilerin e de güzel şeylerdir. Donuk asi altında türlü türlü renkler: deki ipekli elbiseler giyen kadınlar, onların küçücük ayaklarını örten saten iskarpinler.. ve ten rengi incecik çorap- lar, bunlar hep güzel şeylerdir. Onlar, sizin daha on, on beş sene sonra anlı- yacağınız şeylerden, yerlerden, hisler- den bahsederler Söylediklerini, ima etmek istediklerini, biribirlerine ko- layca anlattıkları halde.. siz bunlardan irşey anlamazsınız. Yatağınızda korkarak, susarak dışa- rısını dinlersiniz. Herşey kün içinde, dünyayı saran karın beyaz: İiğiyle parlaktır. Sokak kapısı çalınmış, sanki arka- sında biri bekliyormuş gibi çabucak açılmıştır. Bundan sonra yemek odasın dan gelen kahkahalarla, yine yatağı: nızda, içinizde garip bir kıskaçlık duy- muşsunuzdur. Sanki neden bu kadar delice gülüyor, eğleniyor ve sizin an- lamadığınız bir lisanla konuşuyorlar? iraz sonraları, ormanlarda ısınmak için biribirlerine sokulan tav- şanları, ağaçların köklerine sığınan fa- releri.. ve sadece ay ışığında aydınlanan eğ gürültüsünü, kahkahalarını duym çeşit hayvanları düşünmeğe lari öğelerindeki karı okşaya- rak geçen rüzgârlı, ıssız, engin ovaları gezen hayaliniz; şimdi daha uzaklardan gelen, daha içten duyulan sesleri dinle- mektedir. Yorganı biraz daha üzerinize çeke: derin bir sü- m siz, bu ıssız çöllerin yegâne ziruhu gözlerine uyku girmeyen sizsinizdir, Gece biraz daha ilerlemiştir. Şimdi aşağıda çalınan piyanonun musikisin- den içinize garip, isimsiz bir hüzün çökmüştür. Bu, ağlayan, yüreği yanan insanların hislerini musikiye çevirebil- meleri demektir; fakat siz bununda hakikatini bilmediğiniz, izah edemediği- niz için; yine kendinizi ei yol göstereni yok hissedersiniz, Sizi şimdi o kadar mesut eden musiki, bir ân son- ra derin bir hüzün içine yarketmiştir. Güzel birşeyi kaybetmiş gibi hisseder- siniz kendinizi! Sonra bulur elinizden kaçırdığınız zaman, büsbütün kederlenir; fakat ne bu sevinmelerin, ne bu kederlerin henüz sizin için ciddi surette başlamadığını içten.. gelen bir his size ihtar ettiği için büyükleri, bu visleri idrak edebilenleri acı ile kıska- nırsıniz. Piyanonun da sesi artık sus- muştur. Dışarıdaki rüzgâr kuru yaprak- ları, donmuş karların üzerinde önüne katarak garip bir hışırtı ile sürükle- mektedir” e ve yıldızlar daha donuk ve a rtıle aşağı kattan gelen kadın kah- kaan uykulu gözlere tesiri azal mış, bu gülüşmelerin tahliline çalışan küçük dimağ daha hayali rüyalara muh- taçtır. Ağırlaşan gözkapakları; bu dün- yaya ait isimsiz, şekilsiz kıskançlıklar- dan usanmış mefküreyi, ertesi sabaha kadar dinlendirmek için; son bir gay- retle kapanmıştır. ve tekrar m e

Bu sayıdan diğer sayfalar: