18 Şubat 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 3

18 Şubat 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Haftalık Aktüalite Mecmuası Sene : 2, Cilt : VI, Sayı : 93 Rüzgarlı Sok. Ovehan Kat : 3 Daire : 7 P. K. 582 — Ankara Tel : 15221 (Başyazar) 18992 (Yazı İşleri ve İdare) Fiatı : 60 Kuruş * İmtiyaz — Sahibi : Metin TOKER Umumi Neşriyat Müdürü : Cüneyt ARCA YÜREK * Bu nüshada yazı işlerini fiilen idare MeS'l. üdür : Yusuf Ziya ADEMHAN * Teknik Sekreter M. Nevzat ÜNLÜ Karikatür TU Fotoğraf : Hüseyin EZER ASSOCIATED PRESS TÜRK HABERLER AJANSI * Doğan Klişe ATELYESİ * Abone Şartları : 3 aylık (12 nüsha) : 6 lira 6 aylık (25 nüsh0) : 12 lira 1 senelik (52 nüsha) : 24 lira * İlan — Şartları 4 renkli arka kapak (Tam sayfa) 350 lira Kapak içi 300 lira metin sayfaları Santim_jç4 lira Dizildiği ve Basıldığı Yer : Yeni Matbaa — Ankara Kapak Resmimiz: Nedim Ökmen Kuvvet denemesi Kendi Aramızda Sevgili AKİS Okuyucuları Demokrat Parti Kurucuları bir gün sandalyalarından — ayrıla- caklardır. Eğer partılılerın gözü zamanında açılırsa bu iş parti ik- tidardayken olacak, aksi halde ku- rucular iktidara partılerıyle bera- ber veda edeceklerdir. Bu dünya- nın Sultan Suleymana bile kal- madığı doğrudur. Ancak bugünkü günler mazi haline geldikten sonra da iş başına geçecekler, kurucula- rın bazı hareketlerinin tesirini yok etmek, bazı âdetlerinin izlerini sil- mek için çok gayret sarfetmek zo- runda kalacaklardır. 1958 seçim- lerini kazanacak parti hakikaten Şemseddin Günaltayın dediği gibi en talihsiz parti" olmasa bile her halde on müşkül şartlarla burun buruna bir parti olacaktır. Şem- seddin Günaltayın bahsettıgı, ha- talı ışlerın tamiridir. ların siyasi edebıyatımıza getırdık- leri üslüp ne olacaktır mhuri- yetımızın tarihinde - bırakınız hu- susi sohbetleri - açık konuşmalar— a, umumi efkâra ıtapta, resmı temaslarda hiç bir hükümet baş- kanı Adnan Menderesin kullandığı lisanı kullanmamıştır, Genel Başkanının Meclis nutuklarının zabıtlarını karıştırdı- ğınızda tüylerinizin zaman zaman ürpermesine, ne yapsanız manı o- lamazsınız. Münafıklık, lik, vatan hıyanetı, dedıkoduculuk kara ruhluluk gibi artık gundelık hale gelen kelimeleri bir tarafa bı- rakınız. Elbette ki bunlar, hele resmi sıfatı haiz bir zatın ağzın- an çıkınca sevimsizliklerini büs- butun belli etmektedirler. Ama ge- e de bir polemıgın içinde mazur gorulebılırler "avucunuzu ya- ayın" a ne diyeceksiniz? Bunu söyleyen bir başbakan. Bir başba- an ve nerede söylüyor? Turkıy Büyük Millet Meclisinin kürsüsün- den. Adnan Menderesten ders a- hp onu bir adım geçen müstakbel başbakan elini burnuna dayıyarak parmaklarını sallarsa ve "nanik!" derse, ne yaparız? Evde çocukla— rımız "avucunuzu yalayın" derler- se hiddetleniriz. Uzağa gıtmıyelım, yapamadtgı bir işten vaz geçmesi ni soyledıgı kendi oglıı, Adnan Menderese "avucunu yala, baba!" diye cevap | verırse D.P. Genel Baş- kanı çocuğunu e tarzın- daırı, dolayı fazla bir iftihar duyar mı? Hükümet başkanımızın bu ne- viden sözleri, "avucunuzu yalayın" dan ibaret degıldır Muhalefet lide- rine dönüp "profesyonel cani" diye bağıran, Hürriyet Partısını kuran eski arkadaşlarına kuyrııklarınızı bırakıp nereye gidiyorsunuz?" ye soran, böyle cümleler kullan— mayı, boyle tâbirler ortaya atma- yı kuvvet sayan 'Adnan Menderes- ten sonra iktidara gelecek bir par- ti lideri sözlerine ne kadar dikkat etmek zorunda kalacaktır, düşüne- biliyor musunuz? Zira "Menderes stili siyasi edebiyat" modası geliş- mek istidadındadır. En büyükleri- nin bu şekilde konuştuğunu goren başka demokrat liderler bunu rifet saymaya başlamışlardır. Prof Fuad Köprülünün bâzı kelimeleri Dışişleri Bakanının değil, hiç bir resmi sıfatı bulunmayan aile ba- balarının bile ağzına yakışmaz Prof. Köprülü ister mi elimizdeki zabıtlardan bunları düzine düzine çıkaralım? Ta Dr. Mükerrem Sa- raran Devlet Bakanlığı makamını işgal ederken çıktığı Anadolu tur- nelerinde ağız dolusu küfretmesi T Bunlardan bir kısmı ajans bülten- lerine bile geçmiştir. Üstad o sı- ralarda tarikin kendisini daima ih- tiyar İnönünün karşısına çıkardı- ğını söyliyerek öğünüyor, sonra da ideal arkadaşına özenerek herkese en agır şekilde saldırıyordu. İnö- nünün karşısına çıkanlar İnönün- deki Yunanlılar gibi çarpılıyorlar da ondan mı acaba bizim kendi kendısıne "şamar oglanlıgı izafe eden, vehmeden sabık Devlet Ba- kanı marifetlerinin hesabım bir tahkikat komisyonu önünde ver- mektedir? İşin en hazin tarafı Adnan Men- deresın, muhalefet yıllarında C. H. n tombul başbakanı Recep Pekerın nıhayet patolojik teşhis sayılabilecek "psikopat” gibi bir tâbirinden alınarak Meclisi terke- den ve geri dönmek için günlerle nazlanan bir partinin başında bu- lunmasıdır. Kendilerine iğnenin batırılmamasını istiyenler, çuval- dızlarla kuvvet denemesine giriş- memelidirler. Hem siz lütfen bize söyler mi- siniz, geçen haftanın sonunda Ad- nan Menderesin Meclis kürsüsün- den C.H.P. ye saatler ve saatler süren, içinde bir çok yakışıksız ke- Time taşıyan kin, hiddet ve gale- yan ifade eden sözleri mi ağırdır, yoksa İsmet İnönünün Taşlıktaki evınden verdiği tek cümlelik ceva- bı mı? Sert konuşmak için mutla- ka bır muayyen seviyenin altına inmek şart değildir. Hele devlet a- damları bazı tâbirleri, bazı kelime- leri, bazı cümleleri afaroz etmek, onları asla ve asla kullanmamakla mükelleftirler. Siyast edebiyatımız- da nezahati temin etmek, herkes- ten evvel ve herkesten çok bizzat siyasilerimizin boynunun borcudur. Bu vazifelerini kulak arkasına a- tacak yerde göz önünde bulundur- anlar hem böylesine süratle yıp- ranmazlar, hem de kendilerinden tatsız, yakışıksız hatıralar bırak- mazlar. Saygılarımızla AKİS

Bu sayıdan diğer sayfalar: