18 Şubat 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

18 Şubat 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MUSİKİ Cavalleria Rusticana'dan bir sahne İşi hançer halledecek Opera Hançerli operalar Dünya sahnelerinde artık birlikte oynanması gelenek halini almış olan Mascagni'nin Cavalleria Rusti- cana ve Leoncavall'un Palyaço opera- ları 12 şubat gecesi Devlet operasın- da temsil edildi. Temsilleri ne büyük bir başarı ile ne de başarısızlıkla va- sıflandırmak doğru olmaz. Çünkü bu sefer de her zaman beklenilen üstün bir icrayla karşılaşılmadıgı gibi, yer yer kazalara rağmen büyük kopma- lar da olmadı. Her iki opera da 19 uncu yüz yıl sonu ile 20.inci yüz yıl başları dev- rine ait, sonu hançerle biten tıpık İtalyan operalarıdır. Bunlarda mü- zik yapmaktan ziyade parlak seslere ehemmiyet verilmiştir. Bu bakımdan her iki operada da daha ziyade ar- tistlerin üzerinde durmak lazım ge- lir. ntuzza Trolünde Belkis Aran ve Turiddu rolünde Doğan Onat Ca- valleria'da kendilerini göstermek fıir- satım buldular. Belkis Aran'ın ara sıra sert ve mübalagalı jest ve mi- mikleri bir yana bırakılırsa sesi her zamanki gibi çok renkli ve berraktı. Fakat malesef tiz notlardaki zaafiye- ti kulağı rahatsız ediyordu. Buna mukabil alt seslerinde büyük bir ge- lişme var. Yalnız bu göğüs seslerin- den kafa seslerıne geçerken çok dk kat etmesi lazım. Temsil boyunı yer sesinin detone oldugu farkedıldı AKİS, 18 ŞUBAT 1956 Bu bakımdan Belkıs Aran diğer ar- tistler arasında bir istisna teşkil et- miyordu. Bunun daha canlı misaline Lola rolünde Mes'ude Çağlayan'da, bilhassa Lucia Anne rolünde Hikmet Sesar'da ve Alfio Trolünde sahnede kendisini ilk defa gördüğümüz Altan Günbay'da da tesadüf edildi. Doga Onat Turiddu olarak, pek parlak olmamakla — beraber, iyi idi. Baştaki Sicilliano'yu harpıstın hiç akompanye edememesine rağmen iyi söyledi. Bilhassa annesine veda arya- sında çok muvaffak oldu. Lola rolün- leriyle esere kötü bir hava veriyor- du. Lucia Anne rolünde Hikmet Se- sar mütemadiyen tiz söylüyordu, pes notları ile tiz notları arasında hiç bir renk imtizacı yoktu. Alfio rolünde Altan Günbay gerek ses bakımından gerek oyun bakımından çok çiğdi. Bütün solistlerle — orkestra arasında orkestranın kendi içinde olduğu gibi bir sallanma göze çarpıyordu. Bu, so listlerin son derece ritmsiz ve ruba- to söylemelerinden ileri geliyordu. Gerçi bu sallanma zaman zaman ko- roda da müşahede edildi. Bunun se- bebini operanın en sağlam tarafı olan korodan ziyade başka taraflarda a- ramak gerekir. Koro bilhassa dua kısmı ile haklı olarak halkın alkışla- rına mazhar oldu. Palyaço Palya ço operasında iİse en ziyade Öz han Aydan idi. Özcan Sevgenin temiz bir entenasyonu vardı. Bazı tiz notla- rı kaçırmasına rağmen meşhur arya- muvaffakiyetle — söyledi. Ayhan ydan son zamanlarda gördüğümüz oyunlarının fevkinde 1d1 Ara sıra de- tone olmasına rağmen çok eski Za- manları hariç en iyi operalarından bi- rini çıkardı. Tonio rolünde — Fikret Kutnay kendisinden bekleneni maa- lesef veremedi. t buna rağmen kendisim ilk defa gördüğümüz ve dinlediğimiz Silvio rolünde İsmet Kurt bir sürpriz oldu. İsmet Kurt i- çin bu partinin, çok pes olduğunu işa- ret etmek lâzım,.çünkü bu genç as- lında tenordur, fakat kendisine veri- len Silvio partisi bariton partisidir. İsmet Kurt istikbal için çok şey vaad ediyor, ama şuurlu ve sistemli bir şe- kilde çalışırsa. Orkestranın, heyeti umurniyesi bir yana, içindeki saz gruplarında dahi bir birlik yoktu. İnsan mütemadiyen ha koptu ha kopacak diye beklemek- . Bilhassa — violonseller grubu- nun acıklı seslerim unutmak bir tür- lü kabıl olmuyordu. er iki operayı da sahneye koyan Vedat Gürten bazı yerlerde, - me lâ Cavalleria da şarap sahnesınde ol— duğu gibi - yer yer aksiyonun dur- ması bir kenara bırakılırsa rejide muvaffak olmuş sayılabi Turgut Zaimin dekor ve kostum— leri çok canlı ve ahenkli idi. Gelecek temsillerde her iki opera- nın da heyeti umurniyesi itibarıyla aksaklıklarının giderilmesi, daha der li toplu hale getirilmesi temenni edi Palyaço Bu sahnedeki

Bu sayıdan diğer sayfalar: