19 Mayıs 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

19 Mayıs 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

C.H.P. Perde açılırken B u haftanın ortalarında Ankarada, Çankaya yolunun ikiye ayrıldıgı noktanın biraz ılerısındekı pembe bir evde orta boylu, beyaz saçlı bir a- dam gözünde gözlükleri çalışıyordu. Çalıştıgı yer, do bir duvarı kitap- la - okunmuş kitapla - kaplı kütüp- hanesiydi. Beyaz saçlı adam sabah- tan masasının başına geçiyor ve blok notunun sayfalarını hafif yana yatık yeni Türkçe yazısıyla döktürüyordu. Bunlar daha sonra daktilo edilecek- Pazartesi sabahı ise beyaz saçlı adam İsmet İnönü - Kızılaydaki Ü- lus sinemasının sahnesine muvakka- ten kurulacak olan kürsüye çıkacak ve son senelerın en mühim nutkunu irad edecekti Ulus Sineması Dram mı, komedi mi? Kurultay pazartesi günü saat on- da açılacaktı. Bu haftanın ortaların- da delegeler yavaş — yavaş başkente gelmeye başlamışlardı. Pek çogunun heyecanlı olduğu görülüyordu. men hepsi kendilerini çok mühim bır vazifenin beklediğini müdriktiler. E- ğer Kurultayı bir D. P. Büyük Kong- resiyle mukayese etmek gerekse, meşhur son Büyük Kongreyı hatır- Iamamak imkansızdı. Gerçi — Kurul- tayda 'Husumet Andı" neviinden i- sim taşıyan bir kararın alınması ba- his mevzuu değ a C. H. 1958 seçımlerıne nasıl gırecegını bu toplantıda tesbit edeceği gibi, o tari- kadar demokratik rejimi geriye götürmeye hevesleneceklere de adı ne olursa, olsun en az "Husumet An- dı" kadar sert bir ihtarda bulun- maktan geri kalmayacaktı. Memle- ketteki havama 1950'nin arefesinde- ki havadan zerrece farklı olmadığı- nı bilenler ve tıpkı o tarihte olduğu AKİS, 19 MAYIS 1956 gibi büyük kütlelerin rejimi müdafaa için azimli bulunduğunu görenler ih- tarın hem lüzumunu, hem da müs- takbel tesirini kolaylıkla tahmin ede- bilirlerdi. Kurultayı, Başkan seçiminden sonra İsmet İnönü hakiki manasıyla tarihi bir nutukla açacaktı. Genel Başkanın daha salona girdiği andan itibaren nasıl tezahüratla selamlana- cağı kimsenin meçhulu değildi. Tıp- kı Genel Başkan gibi Genel Sekreter de tamamiyle hak ettiği alkışları toplayacaktı. Bu, hemen her Kurul- tayda böyle olurdu: Genel Başkana şak şak, Genel Sekretere şak şak, a- çılış şak şakı, kapanış şak şakı ve tebliğ.. Fakat bu sefer, tezahüratın yanında iş görme nıyetı de hazırlık- larda kendini belli ediyordu. İsmet İnönünün nutku başlıca üç kısımdan mürekkep olacaktı. C. H. P. Genel Başkam memleketın iç po- İitikasını, iktisadi vaziyetini ve dış polıtıkasını esaslı surette tetkik ede- cek ve partisinin bu mevzulardaki gö rüşünü ifade edecekti. En büyük pa- yı iç politikanın alacağında zerrece şüphe yoktu. Zira iktisadi vaziyetin vehameti ve dış politikadaki hatalar bir ucundan iç politikaya, yani rejim meselesıne bağlanıyordu. Dertlerimi- n kaynağı oydu. Rejim meselesi halledıldığı ve esaslı bir teminata bağla dıgrı gün hem iktisadi vaziye- timizde, hem de dış politikamızda se- lâh kendisini — derhal gösterecekti. İsmet İnönünün Muhalefetin işbirliği mevzuunda yeni mütalealar serdede- ceği de muhakkaktı. D. en sonra iş başına geçecek ıktıdarın talihli bir iktidar olmayacağı açıktı. Bu dan bir iktidara geçme hırsı değil, işleri esasından ele alıp davaları kat'i hal tarzına bağlama arzusu yürekle- e hakim olmalıydı. İsmet İnönünün memleketın vaziyetini ortaya koy- ması, bir çok zihne mutlaka aydınlık verecek ve kararları daha süratlen- direcekti. Genel Başkanın nutku, mahiyeti itibarile de bir açış nutku olacaktı. Meseleler esaslı surette teşrih edile- cek ve Kurultaya bu mevzularda ka- rarlar almak kalacaktı Nutuk, mü- zakerelerin zeminini teşkil edecektı Hazırlanan tebliğler İ smet İnönü daha Kurultaydan hay- li zaman evvel partisinin tanınmış ve muhalefet yıllarında iyi imtihan geçirmiş şahsiyetlerine vazifeler ver- mişti. Bu şahsiyetler arzu ettikleri mevzularda hazırlanacaklar ve orta- ya meseleler getireceklerdi. Herkes ihtisası bulunduğu — davayı ele ala- caktı. Böylece müzakere açılacak ve partinin görüşü tesbit edilecekti. Muhtelif mevzulardaki görüşmelerde bizzat Ismet İnönü de fikrini soyle- yecekti. İşte Kurultayın, işin saf- hasında "Klasik Kurultaylardan ay- rılması lâzımdı. Genel Başkam alkış- lamak başka şeydi, bazı meselelerde onun gibi duşunmeyenlerın bizzat o- na karşı fikirlerini müdafaa etmele- ri başka şeydi. Kurultayı kim ikna edebilirse elbette ki zaferi o kazana- YURTTA OLUP BİTENLER caktı. Ama Genel Başkanın tezi mu- kaddes sayılmayacaktı: mesele oydu. İsmet İnönünün vazife verdiği ar- kadaşlarının arasında Faik Ahmed Barutçular, İsmail Rüşdü Aksallar, Fuad Sirmenler, Ali Rıza Tureller, Dr. Abdurrahman — Konuklar, Cahid Zamangiller, Şahap Gurlerler de bu- lunuyordu. Bu şahsiyetlerin açacak- Sıra C.H.P. lilerde urı Ocakçıoglu (Malatya - P.) ispat hakkı gıbı e- hemmıyetı muh alefet İçin aşi- kâr bir tasarının Adalet Komis- yonundaki müzakeresi sırasın- da komisyon azası olduğu hal- de müzakereye katılmamasının AKİS'te tenkidine pek kızmış. Şimdi aşağıda kendisinin mü- dafaasını bulacaksınız. Bakındı hele şu Demirkıratların yaptığı- na.. Talihsiz Ocakçıoğlunu, ek- seriyet yoktur diye kandırıp başka yere yollamamışlar mı? Ama mektubu okuduktan sonra ınsanın hatırına şöyle bir suâl geliyor: Hakiki talihsiz Nuri Oc_)akçıoglu mu, yoksa CH.P. mi? Ocakçıoğlu'nun mektubu: ecmuanız n 28.4.1956 gün- lü nüshasının 8. sayfasında hak- kımdaki yazınızı okudum. İspat hakkının reddedildiği gün Adliye Encümeninde isim listesini imzaladım. Ekseriyet yoktu, Meclis muvakkat encü- menıne de dahil oldugumdan toplantıyı öğrenmeğe erittim; | döndüğümde birkaç mebus otu- ruyordu. Toplanıp karar veril- diği anlaşıldı. Bir mebus başka encümen- de de bulunabilir, durum da a çıktı. Maeclis muzakerelerını dinleyen mecmua sahibi isim- den bahsederken devamı hak- kında fikri olmalı. Encümen i- çin telefonla sormak mümkün- ü. Meclis müzakerelerine, en- cümene devam ederim. Köşede değil Meclis içinde ve dışında konuşacak zamanı, mekânı, te- sir derecesini gozeterek şahsi rey, nesinde koşmadan vicdanı- nım sesini her yerde duyurmağa çalışırım gösteriş yapmam Tetkiksiz, düşünceden arı, indi yazınız yersizdir. Malatya Mebusa Nuri Ocakçıoğlu ları müzakereler sonunda seçmen, reyini C. H. P. ye verdiği takdirde memleketin nasıl ve hangi prensipler le idare edileceği hususunda esaslı bir kanaate sahip olacaktı. Anayasa meseleleri, iktisadi ve mali havalar, dış politika, Adalet istiklali, Üniver- site muhtariyeti, Basın hürriyeti hep kati şekilde karar altına alınacaktı. C. H. P. nin en başındakiler 1958 se- 1

Bu sayıdan diğer sayfalar: