19 Mayıs 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 3

19 Mayıs 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKIS Haftalık Aktüalite Mecmuan Sene: S, Cilt: VII, Sayı: 106 Rüzgârlı Sok. Ovehan BM: S Daire: 7 P. K. 582 — Ankara Tel: 16321 (Başyazar) 18992 (Yazı İşleri ve İdare) Fiatı : 60 Kuruş İmtiyaz Sahibi Metin TOKER * Umumt Neşriyat Müdürü : Hamdi AVCIOĞLU * Bu nüshada yazı işlerini fiilen idare eden mes'ul Müdür : Yusuf Ziya ADEMHAN Teknik Sekreter M. Nevzat ÜNLÜ Karikatür TURHAN Fotoğraf : Hüseyin EZER ASSOCIATED PRESS TÜRK HABERLER AJANSI Klişe : Doğan Klişe ATELYESİ Müessese Müdürü : Mübin TOKER * Abone Şartları : 3 aylık (12 nüsha) : 6 lira 6 aylık (25 nüsha) : 12 lira 1 senelik (52 nüsha) : 24 lira İlân Şartları : 4 renkli arka kapak (Tam safta) : ira Kapak içi 300 lira metin sayfaları ntimi 4 İira Dizildiği ve Basıldığı Yer : Yeni Matbaa — Ankara Kapak Tresmimiz: O. Şevki Çiçekdağ Mumla aranan bakan AKİS, 19 MAYIS 1956 Kendi Sevgili AKİS Okuyucuları ay, vay vay!. Tehlike varmış! Bir takım hareketler halkın ad- liyeye olan itimad ve emniyetinin ihlâli neticesine varırmış! Zira bunlar zihinlerde Adliyenin aley- hinde yer edermiş! Halkın adliye- ye olan itimadının sarsılması ise, çok vahim ve derin bir iç tehlike yaratırmış! Bundan başka Lozan muahedesinde adli istiklalimizi biz- den esirgemek için ileri sürülen id- diaları, otuz beş yıl sonra yine ken- dimiz teyıd etmek gibi bir durumu tahrik etmeye, bu millete karşı hiç kimsenin hakla yokmuş! Bu tah- riklerin ilk semeresi ise Times ga- zetesinin ajanslar vasıtasiyle ha- ber verilen yazısıymış! Dikkatli ol- malıymışız, tehlike görünüyormuş, düşman uyumuyormuş, bilâkis bu memleketin temellerini yıkmak i- in her zamandan ziyade uyanık ve faalmiş! Bu sözlerin doğruluğunu inkar etmeye imkân var mıdır? Söyleni- lenin her bir satırı altınaiİmzasını atmıyacak vatandaş bulunur mu? İşin hayret uyandıran tarafı, ya- kardaki güzel fikirlerin ıktıdar partisinin resmi organı Zafer'de neşredilmiş olmasıdır. Şimdi insa- nın aklına şoyle bir ihtimal geli- yor; acaba imza yerine üç yıldız - nefaset işareti - koyan muhar- rirler nihayet doğruyu gördüler ve bizzat iktidar organında iktida- rın yanlış icraatını tenkid gibi ha- kikaten güzel, memleket hayrına bir harekette mi bulunuyorlar? A- ma gerek Zafer'in baş idarecileri- gerekse oraya "partinin fikri" etıketı altında Genel Başkanın fik- rini aksettiren kalem — sahiplerini tanıyanlar ıçın bu sadece gülünç bir ihtimaldir. Evet, tehlıke varmış! Ancak tehlıkenın sebebi, icranın Temyiz- son tasarrufu değilmiş. Teh- likenin sebebini, ehliyetsiz memur- ların' tasfiyesi maksadiyle çıkarı- lan bir kanundan istifade edilerek beğenilmiyen kararlar veren ehli- yetli Temyiz azalarının, hakimle- rin tekaüde sevkedilmesinde ara- mayınız. Bu sebep Times gibi dün- yanın en ciddi gazetelerinde bizi, i- çinde bulunduğumuz batı alemine karşı küçük düşürücü yazıların neşrine vesile veren hareket de sa- yılmamalıymış. Hayır! Halkın ad- liyeye olan itimad ve emniyetinin ihlâline hükümet başkanının "ka- nunları, onu tatbikle mükellef o- lanlara bizzat biz öğreteceğiz" tar- zındaki beyanları da vesile verme- mekteymiş. Ya, tehlike nereden doğuyormuş? Şimdi kendinizi lüt- fet sıkı tutunuz: Bu hareketleri protesto etmekten! İnsanın bu ka- dar cüret karşısında, ağzı bir ka- rış açık kalıyor. Bütün kabahat icranın kanuni, fakat haksız, tasarrufuna karşı gereği kadar dahi olmayan - bir tepki gösterenlerdeymiş. Adalet Aramızda Bakanı beğenmediği ehliyetleri bakımından degıl vicdanları bakı- mından - Temyiz azalarını, hakim- leri bir kalemde tasfiye etti mi, sSiz susup oturacaksınız. Tabii su- sup oturmanız, yapılacak en iyi şey değildir. Mesela bu hareketi alkışlasanız ve Adalet Bakanını takdır etseniz daha makbule ge- çersiniz. Ama ziyanı yok; susup o- tıırduğunıız takdirde de "ideal va- tandaşlık" vazifenizi kısmen yap- mış sayılırsınız. Suçunuz, vicdani- nizin sesine uyduğunuz andan iti- baren başlar. İtiraz ettiniz mi, Za- fer'in birinci sayfasında bir kuru kafasiyle iki kemiği eksik meşhur ihtarla — karşılaşırsınız: Dikkat! Tehlike var! Bu tehlikeyi yaratan da sizsiniz. Ne diye, sesinizi kısıp da yerinizde kalmazsınız? merak uyandıran tarafı, boyle yazılarla kimin kandırılmak istendiğidir? Hatırlardadır, Hüse- yin Cahid Yalçın hapse atıldıgı za- man memleketin en mutena ka- lemlerinden biri seksen yaşındaki gazeteciye — şiddetle — çatıyordu: Hapse atılmak suretiyle memleke- tin itibarını zedelemekten, bizi dünya önünde küçük düşürmek- ten utanmıyor musun? Nedir bu senden çektiğimiz? Şimdi de aynı zıhnıyet aynı mantık partinin res- mif organının sütunlarında karşı- mıza çıkıyor. Tehlike, haksızlık yapmakta değildir. Tehlike, kanun- ların maksadım aşmakta degıld adalet dağıtan kımselerı kollarından tutup atmakta değil- dir. Ha bak, hu hareket karşısında umumi efkar hafif bir tepkı gös- terdi mi, adliye çevreleri rica için kıpırdadılar mı, avukatlar toplan- maya karar verdiler nü; işte o man halkın emniyet ve ıtımadı sarsılır! Artık herkesin öğrenmesi lâ- zımdır ki, halkın emniyet ve iti- madının sarsılması, halkın sıkıntı- ya duçar olması, ammenin telâş ve heyecana gelmesi bir takım hare- ketlerin gazetelere aksetmesi neti- cesi değildir. Eğer halkın adliyeye olan itimadı sarsılacaksa, icranın haksız tasarrufları yüzünden sar- sılır. Eğer bazı maddelerde sıkıntı ve darlık başgösterirse bunu mu- halif politikacılar veya havadis ve- ren gazeteler değil, hükümetin ik- tisadi politikasındaki aksaklıklar doğurur. Devlet ricalinin eğlenmesi duyulduğunda ammenin heyecan ve telâşa geleceği kanaati hâkim- se, devlet ricali eğlenmez. Tehli- keyi önlemenin yolları bunlardır. Tehlikeyi bazı hareketlerin a- kis bulmasında aramaktan vaz ge- çelim; tehlikeyi hakikaten önle- mek istiyorsak o hareketleri artık bırakalım. Zira Zafer bir noktada tamamiyle haklı: evet, tehlike var- dır! Saygılarımızla AKİS

Bu sayıdan diğer sayfalar: