18 Kasım 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

18 Kasım 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yordu. Gazetecilikten anlamıyanla- birinci sayfala- çevirmiş ve milleti katıla katıla güldürmüştü. Basın Meclisi bu haftanın ortala- rında, doğrusu istenirse iyi çalışı- yordu. Ancak bütün o söylenenlerin faydasının ne olduğu kanun tasarı- larında yapılacak tadillerle anlaşı- lacaktı. Gazeteciler işi ciddiye al- mışlardı. Artık her şey Komitenin meseleyi biraz sıkı tutmasına kal- mıştı. Gazeteler .gelen paşam! eleksin başındaki ince bıyıklı genç, T bıyıklarını ısırarak: " — Lütfen yazın" dedi. kine, ince bıyıklı genç mın söylediklerini beyaz kağıt üÜze- rine muntazam tiktaklarla kaydet- meğe başladı: — Ziya Tansu bey orada mı?" "— Evet, burada. Ne olacak?" İnce bıyıklı sarışın genç bir kaç saniye durakladı ve teleks omemu- Tuna ı yazdırımağa devam etti: iy: ey hemen Ankaraya meler etsin. Rica ediyoruz Karşıdan, anlaşılmaz bâzı lâflar geldi. Ya teleks kontakt yapmıştı, veya Ziya Tansunun Ankaraya ça- gırılışı teleksin o karşısında oturanı biraz sinirlendirmişti. Konuşma de- vam etti: " —Ben Ziya Tansu. Buyurun?" — Derhal Ankaraya hareket et- menizi rica ediyoruz." — Ben zaten hareket edecektim. Yalnız uçakla mı, trenle mi geleyim diyordum." — İlk uçakla hemen gelmeniz çok daha iyi. Hâdise, geride bıraktığımız haf- tanın sonlarında bir gün, saatlerin 9.30'u gösterdiği o sıralarda cereyan ediyordu, tnce bıyıklı sarışın genç, Öncü gazetesinin istihbarat şefi Oktay Ekşi idi. Gazetenin sahibini İstanbuldan acele çağırıyordu. o Ça- gırıyordu, zira Öncünün yeni ellere devri bahis konusuydu. Yeni eller, şayet bir kargaşalık veya atlatma olmazsa, gazetede çalışanlar ola- caktı Tansu aceleyle uçak bileti teda- rik edip Esenboğa hava alanına gel- diğinde, doğrusu, bâzı şeyler olaca- gını tahmin ediyor, ancak az sonra karşılaşacağı manzarayı imkânı yok hatırından geçirmiyordu. Alandaki terminal binasının kapısından AKİS , 18 KASIM 1960 içeri, BASIN "Öncü" gazetesinin tabelası . El değiştirdi girmişti ki hoparlörde adının o söy- lendiğini , duydu. Sâdece ufak bir yanlışlık olmuş ve Öncü gazetesinin sahibi, hoparlörde "Öncü muhabirle- rinden Ziya Tansu" diye çağrılmış- t! Tansu bir otomobile atlıyarak aceleyle şehre hareket etti. Rüzgârlı Sokağa geldiğinde, he- men herşey hazırdı. Evet, devir mu- amelesi hakkında hemen herşey ha- zırlanmıştı. Agâh Efendi Sokağının sol tarafına düşen binanın merdi- venlerini aceleyle çıktı. Gene sola düşen kapıyı açtı. Üzerinde "Genel Yayın Müdürü" yazılı kapıdan gi- rip birkaç saniye odurakladığında Tansu, herşeyi anlamış gibiydi. Kahverengi masada zayıf, uzun boylu, o al-ameriken traşlı bir genç oturuyordu.. Ayakta sarışın, zayıf ve her halinden sinirli olduğu belli daki dördüncü şahıs ise işin hukuki yönüne nezaret edecek olan Turan OCAK BAŞKANI Yusuf Ziya Ademhan'ın Taşlama Şiirleri. Bir devrin vesikaları olarak e- bediyen saklanacak bir kitaptır. Ferhan Boz- Ankara Sipariş adresi: kurt ve Ort Şirketi. Cad. Kepeci Han No: 4 - İST. Güneşti. Fikret Ekinci, Altan Öy- — Nilüfer Yalçın ve Turan Gü- neş, Tansuyu bekliyorlardı. Bekledik- leri gelince fazla uzatmadan sadede geçtiler Elindeki Bafra sigarasından de- rin bir nefes, çeken Ekinci iki adın yürüyerek Tansunun tam karşısın- da durdu. Sağ elinin işaret parma- ni ileri doğru götürüp: — Ziya bey, sizin bu gazeteyle artık hiç bir ilginiz olmasa gerek" dedi. Esasen Tansu daha bidayette hi- kâyeyi anlamış ve gazeteyi kime c- lursa olsun devretmeğe kendini ha- zırlamıştı. Zira öncünün çıkışı haki- katen bir uzun hikâyeydi. Kredi meseleleri Öl gazetesi basın hayatına esra- rengiz ve dedikodulu bir hava içinde atıldı.İlk rivayet, gazeteniz Milli Birlik Komitesinin organı ol- duğu ve işi Alpaslan Türkeşin yü- rüttüğüydü. Kadro kurulur, Ankara lı ve İstanbullu gazetecilerle görü- şülürken bu husus saklanıyor ve bir esrar perdesi içinde bırakılıyordu Türkeş, Öncü için doğrusu elinden gelen fedâkârlığı yapmıştı. O za- manlar Başbakanlık müsteşarı olan kudretli Albayın, örtülü ödenekten para vermek gibi bir gaflete düşe- ceği elbette ki tahmin edilemezdi. Albay da böyle bir şey yapmamış Öncüye ancak kredi temin etmişti. Kredi, bir büyük bankadan sağlan- misti. Açıktı. Hiç bir karşılık gös- terilmeden ve icap ettiği kadar alı- nacaktı. Alpaslan Türkeşin eski dostu Ziya Tansu ilk ağızda 250 bin 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: