18 Kasım 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

18 Kasım 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MUSİKİ Opera İstanbulda "Konsolos" “ günlere kaldık, insan insandan ünyayı esirgiyor". Menotti'nin "Konsolos" operası- nın ana fikri, Magda Sorel'in mono- logundan alınmış bu o satırlardadır. Magda Sorel, bir demirperde serisi memleketinde, yahut rejimi (o fertle- rin ana hürriyetlerini kısan her han- gi bir memlekette, hürriyet için sa- vaşan John Sorel'in karışıdır. John, bağlı bulunduğu yeraltı teşkilâtının polisçe (basılması üzerine, bir hür memlekete sığınmak için sınırı as- mıştır. Magda, o hür memleketin konsolosluğuna başvuracak, koca- sına kavuşmak amacıyla vize ala- caktır. Tardım ve anlayış mı bulur? Hayır! "Kocanız polis tarafından a- randığına göre, demek ki suçludur" diyen bir kâtibeyle ve bitip tüken- mek bilmiyen kırtasi formaliteyle karşılaşır. Netice, felâkettir. Me- notti, bugünün insanının başındaki en büyük belâlardan biri olan kırta- siyeciliği, lirik sahneye çıkarmıştır. Eser, bestelendiğinden bu yana, ge- çen on küsur yıldır dünyanın sayısız opera sahnesinde, gittikçe artan bir rağbet görmektedir. e "Konsolos"un her temsilinde seyirci, (Menotti'nin olaylarını gözleri yaşararak, tüyleri ürpererek takip etmekte, Magda 'nın umutsuz isyanını anlatan monologu her zaman coşkun alkışlarla karşı- lamaktadır.Öyle anlaşılıyor ki kır- tasiyecilik dünyada kaldıkça, "Kon- solos"da opera afişlerinde (o kalacak- tır. Geçen hafta İstanbulun genç o- pera teşekkülü, yeni mevsiminin 1- kinci eseri olarak "Konsolos"u O hal- ka sunmuştur. Ankara Devlet Ope- rası da 1952'den bu yana üçüncü de- da olarak, eseri yıllık b RİNA almıştır Çok uzak bir ihtimal ama, günün birinde kırtasiyecilik dünyadan kalk- tığında Menotti'nin ünlü operasının akıbeti ne olacaktır? zaman, “Konsolos"un seyirci ve dinleyici ü- zerindeki büyük tesirini tüketmiş olacağı (o kestirilebilir. librettolarım da kendisi (o hazırlıyan Gian Carlo Menotti, tiyatrocu ola- rak, halkın nabzını çok iyi tanıyan, kurnaz, zeki, bu yüzden ucuz, kolay tesir vasıtalarına ısrarla (başvuran bir yazardır. Besteci olarak da aynı benzer (o davranıştadır. & Üslubundaki başlıca tesir kaynağı olan Puccini'- den, Hollywood bestecilerinin ortak formüllerine kadar, dinleyici üzerin- deki tesiri denenmiş birçok Ounsura başvurmaktadır. Menotti geleceğe AKİS, 18 KASIM 1960 Operalarının kalacaksa bu ancak tek başına bi- rer değer taşımamalarına rağmen, tiyatro ile musikiyi (o birleştirmekte gösterdiği ustaca başarı sayesinde olacaktır. Yalnız bu bakıma Menotti bir "müzikli tiyatro" bestecisi oola- rak opera tarihinin önemli yaratıcı- larının yanında yer alabilecek duru- ma erişmiştir. Zayıf oyuncular geen cumartesi gecesi İstanbulun salaş -fakat şaşırtıcı derecede iyi akustikli- Tepebaşı Tiyatrosunda ya- pılan, ilk 'Konsolos" temsili, tatmin edicilikten çok uzak bulunmakla be- raber, İstanbul Şehir Operasının ge- leceği hakkındaki ümitleri destekli- yordu. Kadroda en iyi unsur, sahne- lerimizde gördüğümüz John Sorel'- lerin belki en başarılısı olan ve bu rolü dünya sahnelerinde de söyleye- bilecek çapta görünen bariton Mete Uğurdu. Genç bariton şimdi, daha uzun, daha yüklü bariton partilerin- de ehliyetini isbat etmek zorunda- dır Oyunun büyük yükü, Magda So- rel'i söyliyen Diana Jamieson'daydı. Soprano Jamieson'un yekpare, ha- cimli, gelişmiş bir teknikle sunulan bir sesi var. Ne var ki hem Oyun, hem de söyleyiş bakımlarından, gü- cünü dördüncü tablonun kâğıt mo- noloğuna sakladığı anlaşıldığından, bütün oyun boyunca inandırıcı bir Magda Şorel tipi ortaya çıkamadı. Anne rolünde İnci Başarır bu kere -"Butterfly"daki Suzuki'sine (o kıyas- la- daha sıcak, daha derin bir icra çıkardı. Konsolosluk sahneleri kad- rosu, "büyük" bir teganni ve ölçüsüz bir oyunla İtalyan kadının bitikli- ğini, umutsuzluğunu ulaştıramıyan Selma Emiroğlundan, Sihirbaz Ma- gadoff rolünden hiç de memnun kal- mamışa benziyen Agop Topuza ve çığlık çığlığ: bir katibe ortaya çı- karan Iclal Ara kadar, temsilin bu bölümlerinin genel başarısızlığına sebep oldular. Kadro üyelerinin hiç- biri, "şarkı da söyliyen oyuncular" olduklarını idrak etmemişe benzi- i. Rejisör Aydın Gün bütün kadrosunu, ilerki temsiller "Konsolos"un aynı zamanda tiyatro, hem de gerçekçi tiyatro ol- duğunu bir kere daha hesaba kata- rak, yeniden çalıştırmalıdır. Turgut Atalayın dekorları, ev sahnesinde uy- gundu, fakat konsolosluk salonunun iç karartıcılığını veremiyordu ve da- ha, çok, sözde modern dekorlanmış bir yazıhaneyi andırıyordu. Kabus sahnesinde tavandan rengi odurma- dan değişen ışık vermek, alelade bir buluştu. Bütün oyuncular, partilerini kötü diksiyonla ve yanlış vurgularla söy- lediler. Fakat bu bakıma onlara ka- bahat bulmak, yeni tercümenin kö- tülüğü nazara alınırsa, insafsızlık olur. "Konsolos"un Ankara O temsil- lerinde kullanılan metin, Necil OKâ- zım Aksesindi ve o bilhassa ritmleri tahrif etmiş olması bakımından, uy- gun değildi. İstanbul temsilleri için Mazhar Kuntun yaptığı tercüme bundan bin beterdir. Yaptığı işe ba- karak, musikiyle hiç bir (o yakınlığı olmadığı, üstelik Türkçe yazma kaa- biliyetine de sah,ip bulunmadığı an- laşılan Mazhar Kunt, musikinin ritm- lerini Aksesten daha da fazla boz- muştur. Fakat bunu Türkçe prozodi uğruna da yapmamıştır. Çünkü ter- cümesini Türkçe (o prozodi bakımın- dan sayısız yanlışlarla (o doldurmuş- tur. Yâni kısacası, Menotti'nin asıl metnindeki mânaların da değiştiril- diği bir metin ortaya (çıkarmıştır. "Konsolos" İstanbul (operasının re- pertuarında kalacaksa, derhal ouy- gun bir tercümenin yaptırılması ye- rinde olur Sanatçılar Mitropulos öldü u testisi gene su yolunda kırılan Piyanosu başında ölen ler, aryasını söyledikten sonra sah- neye yığılıp kalan şarkıcılar, kürsü- sünde bir dünyadan ötekine (geçen şefler dizisine bir yenisi eklendi. Or- kestra şefi Dimitri oMitropulos Mi- lano'nun La Seal a operasında bir prova sırasında, kalp krizi yüzünden öldü. 64 yaşındaki Mitropulos, Atina Kohservatuarını o bitirdiği yıl oOolan 1919'dan beri Atlantiğin hem bu ya- nında, hem öbüründe piyanist, bes- teci, fakat asıl orkestra şefi olarak büyük ün yapmış dandı, önce (Avrupada başlamış, 1925'e kadar Berlin ope- rasında repetltörlük yapmış, sonra Paris Senfoni Orkestrasının şefi ol- muştu. Amerikada 1936 yılında Bos- ton Senfoni Orkestrasını misafir şef olarak idare etmiş, sonra Eugene Ormandy'nin yerine Minneapolis Orkestrasına devamlı şef tâyin olun- muş, daha sonra Rodzinski'nin yeri-, ne New York Filarmoni Orkestrası şefliğine geçmiş ve iki yıl önce ye- rini Leonard Bernstein'a bırakana kadar bu mevkide kalmıştı. Sıcak, canlı, atılgan, duygulu idaresiyle, repertuar genişliğine rağmen, kla- sik ya da klâsik Öncesi eterlerden çok, romantik-modern musikinin yayılmasına büyük t dımları olmuştu

Bu sayıdan diğer sayfalar: