28 Kasım 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

28 Kasım 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YASSIADA DURUŞMALARI Salim sordu. nekten ödemeler (yapılmıştı. Başol bunun kim olduğunu Menderes cevap verdi: ii Masajcı!" Herkes kahkahalarla gülüyordu. Park Otel hikâyesi Örtülü ödenekten Park Otele verilen paralar başka bir açıklamaya yol açtı. Kararnameyi hazırlayanlar Dev- let Başkanı İzzet Akçalın, Başbakan- lık bütçesi görüşülürken Muhalefetin tenkitlerine karşı cevabını Meclis zabıtlarından , bulup çıkarmışlardı. Akçal, hükümet adına, Park Otel masraflarının bütçeden ödenmediğini bildirmişti. Halbuki ele geçen hesap- larla sabit hale gelmişti ki Park Ote- le sâdece 1952 - 60 yılları arasında 802 bin 675 lira ödenmişti. 1954 yılın- da 11 bin 750 Ura olan Park Otel mas- rafı 1959 yılında 215 bin 500 liraya baliğ olmuş, yâni tam yirmi misli artmıştı! Hiç bir şeyden çekinmez hale gelen Menderes artık kalabalık kafilelerle geliyor, devletin malının deniz, yemeyenin domuz olduğu mü- lahazasıyla örtülü ödeneğin altından giriyor, üstünden çıkıyordu. Park O- tel, yârânın eşsiz bir sefahat ve israf mahalli olmuştu» Kararnamede açık- landığına göre Korur bu masrafların fazlalığına itiraz etmişti. Ama din- letemeyince kendisi de babasının me- zarım dahi örtülü ödenekten tamir ettirme yoluna sapmış, iki kızına pa- ralar vermiş, elini keseye daldırmış- tı. Ama onun bu gibi şahsi işlerde harcadığı sâdece 31 bin 766 lira 72 kuruştu. Tabii bu, tesbit edilen mik- tardı. Bir de, Müsteşarın eline geçen 24 küsur milyon liradan 212 bin 58 lira SI kuruşun hesabı mevcut değil- di ve bu paranın nereye sarfedildiği bilinmiyordu. Menderesin kendisini tutan gaze- tecilere dağıttığı para tutarı ise 723 bin 809 liraydı ve bunun 147 bin 500 lirasını Necip Fazıl Kısakürek sızdır- mıştı. Örtülü ödenek faresi gazeteci- lerin isimleri ve para dilenmek için yazdıkları mektuplardan cümlelerin okunması dinleyicileri opek neşelen- dirdi. Bilhassa Kısakürek Sultanlı, Aşklı, Firak-ı Adnanlı edebiyat şa- heserleri ortaya dökmüş, "muhalif matbuata ve partilere karşı temsil ettiğim silah kıymeti haşarata karşı DDT'den daha müessir olsa gerek- tir" demiş ve "AKİS, Kim, Forum gi- bi mecmuacıklarla bütün muhalefet matbuatını saf fikirlerle çürütüctü muazzam bir mecmuayı kuracağıma emin olunabilir" diyerek tıpkı Yusuf Ziya Ortaç ve Orhan Seyfi Orhon gi- bi para almıştı. Başkan Başol Men- derese, Necip Fazıla verilen miktarı kastederek: 2 Necip Fazıl Kısakürek Kaşkarikocuları, kaşkarikoya getirdi "— Fazla değil mi?" diye sordu. Menderes, her çeşit neşriyatı mu- vazeneleştirmek için bu parayı ver- diklerini söyleyince herkes gülmeye De Başkan devam etti: — Necip Fazıl hakkında umumi efkâr kararını vermiştir. Onun yazı- larının memleket m olduğunu söyleyebilir misiniz Düşük efendinin. ağzında cevap mı yoktu! Efendim, Kısakürek mem- leket menfaatlerinden Oo uzaklaşınca parasını kesmişlerdi. Bunlara sarılın- ca onlar da binlikleri ouzatmışlardı. "Gitti geldi, gitti geldi" dedi. Dinle- yiciler gene gülüyorlar, bu kadar maskaralığı hakikaten o fazla bulu- yorlardı. Örtülü ödeneğin bir başka sınıf faresi, diğer partilerden apartılanlar veya oralarda kalıp ta D.P. menfaat- lerine hizmet edenlerdi. Atıf Topal- oğlu o fasıldan en fazla para sızdı- ranlar arasındaydı. Nihat Erime ve- rilen hediyelerin bedeli de örtülü öde- nekten çıkmıştı. D.P. milletvekilleri -Basri Aktaşlar, Nazlı Tlabarlar- ör- tülü ödenekten para aldıklarını itiraf etmişlerdi. Menderes, duruşmaların sonunda perişan haldeydi. Bütün tevil yolları kapanmıştı. Eski OBaşbakanların da örtülü ödenekten para aldıklarını ile- ri sürdü. İddiasına göre ilk Başbakan olduğunda kendisine 500 lira getir- mişlerdi. Günaltay ayda 3 bin lira al- maktaydı o Mayısın 25'ine kadar o makamda kaldığından geri kalan 500 lira yeni Başbakana verilmişti; Şaş- kın Menderes bunu kendi lehinde bir hâdiseymiş gibi anlattı. Halbuki hâ- dise, Günaltayın titizlik (derecesini ortaya koyuyordu. Zaten Günaltay bu hususu kendisinden soran gazete- cilere 8 bin liranın mahiyetini anlat- tı. Kaldı ki kararnamede Sakanın, Günaltayın bırakınız örtülü ödeneği, tek kuruş harcırah almadıkları belir- tilmişti. Menderes son çâre olarak, bu pa- raların kendisi tarafından ödenmek üzere ve yanlışlık neticesi sarfedilmiş bulunduğunu, kendi servetinin mas- eyer karşılayacak derecede olduğu- öyledi, "ben 300 lira, 500 lira di- lenecek adam değilim, olmadım" dedi. Ama gelir vergisi olarak -bunun tak- sitlerini de örtülü ödenekten karşı- ladığı için- ne ödediği ortadaydı. Me- selâ 1958 yılı için Menderes normal iki taksitte 14.497,31 * 14.497,31 — 28.994.62 lira ödemişti ki bu, yılda 100 bin liralık bir gelire tetabuk edi- yordu. Bunu Menderes aile reisi ola- rak ödüyordu. Yâni eşinin geliri de buna dahildi. Hâlbuki üstadın sâdece Park Otel masrafı altı senede 800 bin lira tutmuştu! Ama bu hesabı yapan- lar bir noktayı unutuyorlardı. Mende- resin gelirinin büyük kısmı çiftliğin- den sağlanıyordu ve zirai mahsuller- den vergi alınmadığından bu, toprak ağalarının en meşhuru orta çapta bir iş adamının ödedeği vergiden çok da- ha az vergi ödüyordu. Bu da zirai mahsuller o vergisinin D.P. devrinde bir türlü neden çıkmadığını gösteri- yordu. Bu, ortaya yeni bir mesele çıkarı- yordu. Şimdi, tanıklar dinlenecekti. İrtibat Bürosu Bir Adanın kolu (Kapaktaki cami) İstanbulda, aylar var ki gözler rıh- tımını Boğazın şadığı bir Sabahın pek erken saatlerinden şamın geç saatlerine kadar bir kala- balık bu camiin etrafını çeviriyor, otomobiller mütemadiyen gidip geli- yor. Geçenlerde, pusarık ve ürpertici bir Sonbahar sabahı, i Müzesi haline Yassıada İrtibat Bürosu olarak kul- lanılan Dolmabahçe Camiinin Mu- vakkıthanesinde genç ve yakışıklı bir İstihkâm Yüzbaşısının bir mikrofona usulca söylediği sözler, dışardaki alçak gölgeliğin demir direklerinden birine raptedilmiş hoparlörden gür bir seda şeklinde aksetti: "Bugün i- çin hiç boş yer kalmadığından; dave- tiyesi oOOolmayanların beyhude yere beklememelerini, gişelerin önünü ter- AKİS, 28 KASIM 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: