28 Kasım 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

28 Kasım 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Millet İyi işaret Bitirdiğimiz haftanın sonunda mahi- yet itibariyle önemli değil, ama mana bakmamdan pek sevindirici bir iyi haber radyolar vasıtasıyla herke- se duyuruldu. İçişleri bakanlığı bir tamim yayınlamış ve bütün devlet dairelerine Devlet Başkanı Gürselin resminin asılması gerektiğini bildir- mişti. Tamim bu kadarla kalmıyordu. Asılacak resimlerin kimden sağlana- cağı ve kaç lira bedel mukabili satın alınacağı da belirtiliyor, hatta adres veriliyordu. Hadise, çapından beklen- meyen akisler yaptı ve bir anda dik- kati üzerinde topladı. Devlet Başka- nının resminin devlet dairelerine asıl- masına hiç kimsenin itirazı yoktu. A- ma içinde yaşadığımız günlerin en mühim, meselesi, yarabbi bu muydu ve bir yeni masraf kapısının açılma- sını, haklı görmek kabil miydi? Üs- telik böyle bir tekeli bir şahsa sağla- manın da pek tasvip edilecek tarafı yoktu. Haftanın sonlarında bir akşam radyolarım açıp haber bültenini dinle- yenler tatlı bir tebliğle karşılaştılar. Cemal Gürsel resminin devlet daire- lerine asılmasına razı olmamış, bunu doğru bulmamıştı. İçişleri bakanlığı nın tamimi hükümsüz hale düşüyor- du. Babacan Orgeneral basiretin yo- lunu tutmuştu ve hem prestij zedele- yici, hem de laf çıkmasına vesile ve- recek bir tasavvuru daha beşiğinde boğmuştu. Haberin memnunluktan gayrı fe- rahlık da veren bir tarafı vardır. Ba- bacan Orgeneral tam kudreti elinde tutan bir takım basit, iptidai insan- ların dünyanın en mühim işiymiş gibi çok zaman öne aldıkları bir meseleyi elinin tersiyle itmekte, karakteri hakkında umumi efkara bir yeni de- lil vermektedir. Cemal Gürselin yü- reğinde hırs, ihtiras, benlik merakı gibi duyguların şu anda hiç bulunma- dığı böylece bir defa daha ortaya çık- maktadır. Memleketimizin çok fera- gat, çok gayret, çok basiret ve usta- lık isteyen şu anında işbaşında bu va- sıflara sahip, üstelik milletin nabzının nasıl attığını iyi teşhis eden bir inşa- ata bulunması elbette ki cesaret veri- cidir, ümid ve iyimserlik sebebidir. Hakikaten Cemal Gürsel milletin nabzını dikkatle saydığım, umumi ef- karın nasıl istikametlere yönelmiş bulunduğunu iyi gördüğünü, büyük kütlelerin hangi meselelerde ne gibi reaksiyon Oo göstereceğim o başarıyla keşfettiğim daima ortaya (okoymuş- tur. Tabii bunda, kendi şahsi meziyet- leri kadar bir devlet adamının belki de en mühim vasfı olan "İyi etraf seçme" hassasına malik bulunması rol oynamaktadır. Kudret sahipleri- nin etrafım daima çeviren kimseler henüz Babacan Orgeneralin muhiti- ne susamamışlardır. Bu muhit Cemal Gürsel için dış aleme bakan pencere- lerin en faydalısı ve en mükemmeli yerine geçmektedir Bu, memleketin bugün üzerine e- Bildiği, Kurucu Meclis, 147'ler, Emek- li Subaylar gibi daha başka meselele- rin de aynı başarıyla sonuçlandırıla- cağının pir işaretidir. Bir kudret sa- hibi milletin ne istediğini, temayülü- nün ne olduğunu anlar ve hareketle- rinde bu bilgisini baş faktör sayarsa kazanacağı sadece başarı olur. Ba- bacan Orgeneral bu basit sihri bildi- ğini belli etmektedir ve kötü bir etra- fın devlet adamlarım nerelere götür- düğünün mükemmelen farkındadır. En iyi niyetlerle girişilmiş hareketler kötü tesirler ve akisler bırakırsa on- dan derhal vazgeçmenin faziletini Devlet Başkanı, anlaşılıyor ki bil- mektedir. Zaten bu da, aslında, bugün ve ya- rın için 7 Mayıs hareketinin terbiye edicifaziletideğilde nedir ki?.. POLİTİKACININ MACERALARI Kurucu Meclis Aman kimse duymasın Başbak lığ li inde siga- ralarını tazeleyen adamlar bir- denbire harekete geçtiler. Ewela bi - ri sonra bir diğeri ve daha sonra hepsi Başbakanlığın Sten tabancalı iki nöbetçi tarafından beklenen kapı- sına doğru koşuştular. Kapıda orta boylu, kumral, yaka- ları bir hayli geniş tutulmuş, koyu renk elbisen birisi görünmüştü. Ba- şını önüne eğmiş yürüyordu. Gelenle- ri görünce gülümsedi. Kafasını ha- fifce iki yana salladı. Bununlabir şey söyiemiyeceğin! ifadeye çalışmış tı. Ama ne fayda, koşuşanlar orta boylu adamın etrafını sardılar. Soru ların ardı arkası kesilmiyordu. Biri "— Partilere tanınan kontenjan beyfendi? o dedi. Bir başkası: " —Vilayet temsilcilerini Valilerin seçeceği doğru mu?" diye yapıştırdı Ama orta boylu adam duvar gi biydi Tek kelime söylemiyor, ağzın dan laf çıkmıyordu. Sadece ve sadece gülümsüyordu. Orta böyle adamın etrafını saranlar bir şey çıkaramıya caklarınıanlamışlardı. Esasen kapı da bir ikinci bir üçüncü av belirmişi Koyu renk elbiseliyi bıraktılar ve di gerlerine koştular Hadise bu haftanın sonlarında bir gün, Başbakanlığın İsfendan ağaçla rının dökülen yapraklarıyla dolu nr diveninin başında cereyan ediyordu Günlerden cumaydı. Orta boylu adam Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Ragıp Ünerdi. Bakanlar Kurulunu Kurucu Meclislei | g i | se a çıkıyordu. Etrafını saran ve bir gündür Başbakanlığın önünü m. de vamlı müşterisi olan Basın mersini rına bir tek kelime söylemeden ara basına bindi, oradan süratle ayrıldı. Kapıda ikinci olarak görülen, kı- vırcık saçlı ve çok uzun boylu bo AKİS, İS TASIM 1960 YAZISIZ

Bu sayıdan diğer sayfalar: