28 Kasım 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

28 Kasım 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Duruşmaların Anatomisi Dâvaların Tasnifi Yassıadada dâvalar yavaş yavaş çeşitli bölümlere ayrıl- dı. Her bölümde bir kaç dosya bulunuyor. Bazısı ö- nemli, bâzısı değil. Sanık diye Divan huzuruna çıkanlan- ların hepsinin de suçlu sayılmayacakları hissediliyor. Bölümleri şöyle sıralamak kabil: — Mühim dâvalar: Bunlardan henüz sa- dece bir tanesi Divan önüne geldi. u bir -ve bunların birincisi- Anayasanın ihlali suçuyla ilgili dosya. ayasanın ihlâli bütün Yassıada duruşma- larının esasını teşkil ediyor. Nitekim bütün diğer davalar, duruşmaları tamamlandığında 1 numarayı ta- bir çoğu hakkında talep edilen ceza idam olduğundan kararların tamamı 1 numaraya alt dosyanın hükmüyle birlikte açıklanacak. Mamafih beraat kararlarının pek az kapalı şekilde bildirilmesi, tamamlanan dâvaların neticeleri hakkında fikir vermekte. "Köpek Dâvasın- da sanıklar suçlu, "Bebek Dâvası"nda suçsuz bulunmuş- lardır. Mühim davalar bölümüne, ele alınmış olan Anaya- sanın ihlâli dosyasından başka, yakında açılacak bulu- nan Suikastlar ve İstanbul -Ankara Üniversitesi hâdi- seleri dahil. Bunlar, İhtilalin meşruiyetini gösteren dâ- valardır. Tiirk milleti iktidardakiler bir başka çeşit re- jim kurmak için paçaları sıvadıklarından ve sapık ha- yallerini gerçekleştirmek uğruna kan akıtmaktan dahi çekinmediklerinden dolayı, tek kurtuluş çâresi olarak ihtilâli görmüş ve 27 Mayısı gerçekleştirmiştir. Eğer böyle olmasaydı ne millet bu ihtilâli izah ederken İnsan Hakları Beyannamesinden bahsetmek hakkına malik bulunur, ne de Türk Silahlı Kuvvetleri kendi iç hizmet talimatnamelerini gözler önüne serebilirdi. O yüzden- dir ki bu meselelerle ilgili duruşmaların başlaması he- alınan başka Ur sınıf dâvaya -Fasafiso dâvalara- bak- makta ve kendi kendine sormaktadır: İhtilâl bunun için mi yapıldı? Yurdun bir takım yerlerinde bir takım insanlar "An- larsınız ya.." der gibi göz kırpmakta, başlarını bir sağa bir sola sallamakta ve "Ne sandınız.," diye mırıldanmak- tadırlar. — Görülmemiş Kepazelik dâvaları: - aşikâr , dalavereler, büyük çapta kaşkarikolar, dir. Vinileks ve İpar aynı sınıfın başka dosyalarıdır. İş başında bulunanların, servet edinmeleri sanki vazifele- riymiş gibi açıkgöz kaşkarikocularla ortaklık kurarak vurgunculuğa kalkıştıkları, devlet parasını fütursuzca ve hiç düşmeyeceklermiş gibi harcadıkları duruşmalar ilerledikçe daha iyi ortaya çıkmaktadır. Görülmemiş Kepazelik dâvaları, siyasi bakımdan Mühim dâvaların önemini sosyal alanda taşımaktadır ve o vesileyle çıka- cak ibret dersi uzun yıllar cemiyet hayatımızda tesir icra edecektir. Eğer büyük düşman komünizmin ekme- ğine sürülen bir tek yağ varsa o da hak edilmemiş, meş- ru yoldan kazanılmamış, “her ticaret biraz dalaveredir" deyip o “biraz"ı da kenara atarak alabildiğine genişle- tilmiş servetlerdir. Bundan sonra Polatkanların ve Zor- luların, Vinileksçilerin ve İparların akibeti nesillere ders AKİS, 22 KASIM 1960 olacak, o çeşit vurgunların, açıkgözlüklerin insanlara saadet ve refah değil, bedbahtlık ve sefalet getirdiği yana kâr kalmadığı görülecektir. Aynı şekilde Mende- res ve Korur, eline örtülü ödenek yani devlet kesesi ge- çenlerin bunu cımbız almak veya oğullarının, kızlarının emrine tahsis etmek gibi marifetlerden kendilerini ko- rumalarını sağlayacaktır. Görülmemiş Kepazelik da- valarının önemi buradan doğmaktadır. Rejim belirli bir zaman mürakabesizlik içine düşse de, 27 Mayıs göster- miştir ki hesap sorma günü ergeç gelip çatmaktadır. Görülmemiş Kepazelik dâvalarının hususiyeti, hele dosyalarının iyi hazırlanmış olduğu hallerde -ki Vinileks davasında, İpar dâvasında, Örtülü Ödenek dâvasında bunların iyi hazırlanmış bulunduğunun bir delili başlı- ca sanıkların Yüksek Soruşturma Kurulu tarafından oy- birliğiyle Yüksek Adalet Divanına sevkedilmiş bulun- malarıdır- Polatkanların veya Vinilekscilerin, Zorlula- rın veya İparların, nihayet Menderesle Korurun ağızla- rını açamaz hale düşmeleridir. Yaasıada a e takip edenler düşük efendiyi hiç bir zaman Örtü Öd nek dâvasında olduğu kadar sefil ve perişan EM - ler, gülünç hale geldiğini farketmemişlerdir. 3 Fasafiso dâvalar: Yassıadada açılan bir başka çeşit dosya, fasafiso davalarla ilgili dos- yalardır ve bunlar daha ziyade hatalı bir politik görüşün neticesi olarak ele alınmıştır. Banlar suç ihtiva etmiyorlar mı? Bir çoğu, hattâ büyük ekse- riyeti evet. Meselâ "Köpek dâvası"nın, kanun hükmü altına düşen bir fiille alâkalı bulunduğu Yüksek Adalet Divanının hükmüyle sabit hale gelmiştir. Aynı fasla gi- ren Değirmen dâvası, Erkmenle Mandalincinin zimmet hikâyesi, Ökmenin arsa meselesi gibi dosyalar da suçlu- lar ve suçsuzlar ihtiva etmektedir. Buna mukabil Yük- sek Soruşturma Kurulu tarafından hakkında ademi ta- kip kararı verilen, fakat M.B.K.nce itiraza uğrayarak yeniden Kurula, oradan da Divana sevkedilen Bebek dâ- vasında sanıkların masum bulundukları sabit olmuş- a mesele, suçluluk veya suçsuzluk değildir. Böy- le bir dâvayı Yüksek Adalet Divanının önüne getirme! değer mi, değmez mi? Bebek dâvasının niçin açılmış bulunduğu herkesin artık malümudur ve savcı iddiana- mesinde bunu gözler önüne sermiştir. Kendisine evliya - lık, peygamberlik atfettiren Menderesin hususi hayatı bir hayasızlık şaheseridir. Hele düşük efendinin, evde kendisini bekleyen, hattâ hâlâ ziyaretine gelen bir ka- rısı olduğunu unutarak "Ayhan Aydan onurlu bir insan olarak benim başka bir alâkam bulunduğunu anlar an- lamaz benimle münasebetini kesmiştir" demesi herke- sin tüylerini diken diken etmiş, talihsiz Berrin Mende- rese yöneltilen ithamların en ağırını teşkil etmiştir. Tıp- kı onun gibi o zimmet, nüfuz ticareti, dalavere ve kü- çük menfaat önünde çizmekte, onu renk renk boyamaktadır. yaşadığımız günler bu kadar teferruata inmeye bulunmadığı, bizi çok daha mühim dâvalar beklediği içindir ki böyle bir gaye faydadan ziyade zarar vermek- tedir. Üstelik, "bunlardan anlar" sanılan milletin de bunları hiç tutmamış olması, o günler Yassıadanın boş kalması konulan teşhisin hatasını meydana koymuştur. O konuda şimdi yapılacak iş, hatadan bir an evvel dönmekten ibarettir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: