28 Kasım 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

28 Kasım 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir Görüş Sırası Gelen Vazife 27 Mayısı takip eden günlerde oltalarım bulanık sulara hulasa edilebilirdi: "Şi saltanatı başlıya- cak, bakalım maaşlarım hangi rakkamlara yükselte- cekler!" Hatta kötü diller "V.C. — Vatan Cephesinin yerini alacak bir "O.C. — Ordu Cephesi"ni bahis konusu bile etttlen Vasatın altında bir yaşama düzenine sahip ordu mensupları, bu paslı zihniyetin sallanan yemine müşte- ri çıkartmıyacak bir direnişle işi nihai safhasına ulaş- tırdılar. Şehrin kenar semtlerinde mahdut odalı bir evin ki- rasına yetebilecek maaşların sahipleri, sıkıntılı oyürek- lerine İnkılabın havasını doldurdular. Sarfettikleri ener- jinin karşılıyamadıkları gıdasını düşünmediler ve bek- lediler. Pek kısa bir süre sonra Kurucu Meclisin faali- yete geçmesiyle menfi propagandanın imalcileri ellerin- deki oltayla baş başa kalacaklar ve işi fiilen devre baş- lıyan Türk ordusunun, geride hoş bir seda bırakarak gidişini her halde hüzünle seyredeceklerdir. Silahlı Kuvvetlerimiz, Demokratik hayatın değişen istikametini bir dümen darbesiyle yerine oturttuktan sonra asli vazifelerine dönmeye hazırlanırlarken, hiç şüpheniz olmasın, bulanık su avcılarının oltaların- da bir başka yem göreceğiz, Artık balıkçıyı da, oltasını da, yemlerini de bildiğimiz için buna tahmin kolaydır. Sivillere dönüp askerleri gammazlamanın fayda getir- mediğini görenler askerlere dönecekler ve diyeceklerdir ki: "Her şeyi düzelttiniz sahneyi sivillere terkettiniz. Şimdi ibretle seyredin, onlar sizin problemlerinize eği- liyorlar mı?" Bu sözü söyletmemek lazımdır. Yeni bütçe yılına girerken Kurucu Meclisin, subay ve assubay hayatını dikkatli bir tetkikten geçirip, ma- nevi zevklerle dolu bulunan göğüslere maddi gücü de ilave edebilecek bir tahsisatla gelmesi şarttır. Bu, ta- lihsiz oltanın müşterisiz yemini bir kere daha ortada bırakacağı gibi, toplumun büyült bir kolunu layık oldu- ğu seviyeye doğru hareketlendirecektir. Ordu mensuplarının hayat şartlarını düzeltmek için düşünüldüğü bazı çevrelerden intikal ettirilen haber- ler son aylarda şöyle bir sıra takip etmekteydi: Binba- şıdan daha yüksek rtitbelerdekl subaylara Opel marka bir araba verilecek, maaşlara yüzde otuz civarında bir zam yapılacak ve emir erleri kaktırılarak tayin bedelle- ri yükseltilecek! Böylesine tedbirlerin yaşama imkan- ları üzerindeki tesirleri muhakkak ki bir süre için fayda temin eder. Fakat sonra, bir sürü sual işareti birbirini takip eder. Gerçek anlamda bir hayat seviyesini yükseltmenin esaslarının bu kadar kısır tedbirlerle sağlanabileceğini kabul etmek güçtür. Otomobil mevzuuna kısaca baka- lım. Bu arabalara askeri plaka takılacak, vergi alın- nuyacakmış. Fakat Katılamadıkları gibi askeri plaka taşıdığından ticari maksatla da kullanılamıyacak. AKİS, 28 KASIM 1960 Feyyaz TOKAR Benzin, revizyon, sigorta karşılığı olarak ayda as- gari 300 lira hesaplar, buna aylık taksidi ve bir müddet sonra başlıyacak parça masrafları da ilave edilirse oto- mobilin yapılacak zamma derhal kuvvetli bir ortak ke- sileceği anlaşılır. Bunlardan çok daha mühimi, vazife gördükleri yerler icabı subaylarımızın Anadolunnn malum yollarında otomobilleriyle nasıl derde kalacak- larıdır, üstelik "otomobilli subay"ların millet ile ordu- nun arasında nasıl bir uçurum açacağı kolaylıkla tah- min olunabilir. Ana düğüm, ordu mensuplarına araba alabilende sosyal şartların hazırlanmasıdır. Bu gerçek- leşebildi mi, ondan sonra isteyen Opel'ini, beğenen Mercedes'ini alır. Aslında ilk mesele bir ev meselesidir. Çok sık yer değiştiren ordu personeli tayin emrini aldığı andan iti- baren şu suallerin zihin yorgunluğuna uğrar: Eşyayı nasıl toplıyacağım?. Hangi yoldan sevkedeceğimi Ev bulabilecek miyim?. Çocukların mektep işi ne olacak?. Birinci planda bu suallerin cevaplarım halletmek la- zımdır. Daha sonra radyo, buz dolabı, zaruri ev eşyası gibi malzemenin rahat ödemeyi sağlıyacak uzun vade- lerle temini düşünülmelidir. Ordu yapı kooperatiflerine geniş kredi imkanları araştırılarak subay veya a bayları hiç değilse on senelik bir mesaiden sonra bir ev tapusuna sahip etme yolu bulunmalıdır. Bunlarla bir- likte maaşlar realiteyi gösteren geçim endekslerine gö- re tanzim edilmelidir. Gittiği yerde lojmanını veya evini bulan, eşyası- nın naklini, çocuğunun mektebini organize bir teşkila- tin hallettiğim gören, sıcak günün yorgunluğundan sonra buz dolabını açıp soğuk birasını yudumlıyabilen orda mensubu günün şartlarına uygun maaşım da ala- bilecek olursa otomobilinin markasını kendisi rahatça tesbit edebilir. Şu sıraladıklarımız feragatli insanların gerçekleş- mesi gereken haklarıdır ve Kurucu Meclisin üniforma- sız üyelerinin tercihan üzerinde durmaları icabeden bir noktadır. Bu, son yılların oküllenmiş bir ıstırabı, ayların ise vatanperver duygular ve olgunluk ile biz- zat alınmıyan bir hakkıdır. Son on yıl Türk tarihinde ordunun üvey evlat muamelesi gördüğü, itilip sümül- düğü, şövalye ruhunun yek edilmek istendiği devredir. Bu devrin mesulleri şimdi hesap veriyorlar. Ama Türk milletinin ordusu üzerine daha fazla şefkatle eğilmesi zamanı gelmiştir. Kurucu Meclis henüz teşekkül edip faaliyete geç- meden bu konuya temas edişimiz, "erken" diye düşü- nülebilir. Fakat Beyaz ihtilal, muhtelif pürüzleri ber- taraf ederek sağlam adımlarla yolunu bitirmek üzere bulunduğundan, Mecliste temsil edilecek teşekküllerin bünyelerinde kıpırdanmalar başlamıştır. Şahıs isimleri kulaktan kulağa dolaşırken, bu çilekeş cemiyete huzur getirecek siyasi ve iktisadi görüşler teklif haline gel- meden evvelki "salon tartışmaları" devresini geçir- mektedir. Bu devrede bu fikirler faydalı olacaktır. 28

Bu sayıdan diğer sayfalar: