15 Aralık 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

15 Aralık 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kasım Gülek, Nihat Erim, Avni Doğan ve Turgut Gö- le dörtlüsü, bugünkü C. H. P. ve dolayısile İnönünün idaresini beğenmiyorlar, İnönüyü bertaraf etmekle par* tiyi ele geçireceklerini «anıyorlar, beyanat üstüne be- yanat, hücum üstüne hücum tazeliyorlar. Partiye girdiği günden bugüne kadar -ki 15 sene hiç ara vermeden 9 sene Ocak Başkanı ve 6 seneden beri de İlçe İdare Kurulu üyesi olarak gerek İnönünün politikasını, gerekse Dörtlerin çalışma, tutum ve du- arını uzak veya yalandan, ama günü gününe izle- miş, iddiasız, sade bir C, H. P. li olarak bası hususları Kurultayın arefesinde parülilerle, Kurultay delegele- rine arzetmekte fayda görüyorum, KASIM GÜLEK Kasım Gülek, ilk Genel Sekreterliğe seçildiği 1960 ılında parti toplantılarında "Size Ankaradan, bü- yük Genel Başkanımız İnönüden selamlar getirdim" de- mek suretiyle söze başlar ve büyük alkış toplardı. Çünkü Kasım Gülegin Genel Sekreterliği, başta Nihat Erim olduğu halde en küçük üyeye kadar herkesçe ya- dırganıyor, sesinin tonu, tipi, sahteye kaçan gülüşü, itimat telkin etmeyen edası ve iskambil kağıtları şek- lindeki notlara bakarak konuşması hoşa gitmiyordu. Gülek de bunların farkında olacak ki, İnönünün teşki- lâtça çok sevildiğini de sezdiği için, her konuşmasının amentüsü İnönüden selâm getirmek oluyor, bir günde bir kaç yerde konuşuyor, ama doldurulmuş plâk gibi aynı şeyleri söylüyordu. Nihat Erimin de teşviki ile Kasım Gülegin bu ve daha birçok kusurları parti ileri gelenlerince biliniyordu. Bir eski milletvekili arkadaşı- mız 1953 yılında Nihat Erime diyor ki: "Beyefendi. Gülekle sizin aranızdaki gizli çekişmeleri teşkilât bili- yor ve bu, teşkilâtı yıpratıyor. İki medeni insan olarak karşı karşıya gelip, aranızdaki ihtilâfları halletmeniz lâzım". Erim, arkadaşa şu cevabı veriyor: "Fikir tar- tışması, fikri olanlarla yapılır. Kasım Gülekte fikir yok ki, onu karşıma alıp konuşayım, tartışayım". Kasım Gülek zaman zaman konuşmaları ile umu- mi efkârın dikkatini çekmek için kılık ve kıyafet de- giştirmeyi denedi. Abalı, çarıklı ve kavallı seyahatler tertip etti. Bir köy çocuğu olduğum için ruh haletini çok iyi bildiğim türk köylüsü, Güneğin bu tutumunu kıskıs gülerek seyrediyordu. Çünkü herkes gibi köy- lüler de biliyorlardı ki, Gülek çok zengindir ve bütün bu hareketler yapmacıktır. Biz, C. H. P. nin alt kade- meleri, faal üyeleri ise, Gülegin bu ve diğer hafif ha- reketlerini yüreğimize taş basarak takip «diyorduk. Bir Bize konuşmasında Yalmana karşı kullandığı lisan ve aldığı cevaplardaki gerçek bilgi ve dokümanların, bu- gün dost geçindiği Nihat Erim tarafından Yalmana ve- rildiği daha o zaman yayılmıştı. e Yalmanla olan ça- tışmada Gülek, hakarete uğramış olarak mahkemeye başvuracağını açıkladığı zaman, karşı taraf meydan okumuş ve "Buyur mahkemeye" demişti. Fakat Gü- lek mahkemeye gidememiş ve Yalmandan aldığı cevap- lara hak kazandığı intibaımı uyandırarak, o teşkilâtın yüzünü bir kere daha kızartmıştı. Genel Sekreterliği sırasında Nisbi Sistemi savunan ve programa alındığı zaman da aynı makamda bulunan Gülek, son İstanbul İl Kongresinde "Kurucu Mecliste ekseriyette idik, Nis- AKİS/16 Teşkilât Gözü bi Sistem kabul edilmekle hata edilmiştir" demek su- retiyle tezada düşmüştür. Evvelâ Nisbi Sistemi vaad eden, sonra eline fırsat geçince sözünden cayan bir parti durumuna C. H. P. yi düşürmeğe Guletin hakkı var mıdır? Sonra, Nisbi Sistem olmasa idi bugün Ka- sım Gülek milletvekili olamaz, partimiz ancak 120 ka- dar milletvekili çıkarabilirdi. Kasım Gülegin bunları bilmemesi imkânsızdır. Ama, mademki parti onsuz da idare ediliyor, şimdiydim savunduklarının tersini söy- lemekte bir mahsur yoktur. Çünkü Kasım Gülek, "Ya ben, ya hiç"cidir. Kasım Gülek İstanbul İl Kongresinde "Memleket- te bir Çok aksaklıklar var, pahalılık almış yürümüş, iş- ler iyi gitmiyor" yollu beyanatta bulundu. O gün Ka- sım Gülekten biz yeni hiçbir şey öğrenmedik. Çünkü his halkın kendisiyiz ve dertleri, en az onun kadar bili- yoruz. Bizim ıstırabımızı, gözümüzün içine baka baka söyleyeceğine, Parti Grubuna götürseydi samimi oldu- ğunu anlardık. Kasım Gülek Ocakların açılmasından bahsederek, bizim parti içinde de olduğunu zannettiği t. P. tipi Ocak Başkanlarına şirin gözükmek ve Ku- rultayda onlardan oy almak istiyor. Gülek, herkese mavi boncuk dağıtmak suretiyle, elinden kaçırdığı Ge- nel Sekreterliğe kavuşmak İstiyor. Hattâ icab ettikçe, ekibi ile birlikte midelerden işe girmekten çekinmiyor. İnönünün teşhisi tamdır. ım Gülek ve arkadaşları D. P. tipi bir partizanlık vaad el etmektedirler. 1961 İs- tanbul İl Kongresi arefesinde bir Gülekçi bana "Sen neden bir Belediye Meclisi üyesi olmayasın" e Bu seneki İl Kongresinde aynı klikten biri, " i uğradığın mağduriyetlerle (meşgul oldular mı, yine aynı vazifede misin?" demek suretiyle ve mi- de yolu ile beni dahi elde etmeğe çalışmıştır. NİHAT ERİM Nihat Erimi San Francisco Konferansı günlerinde, İzmitten milletvekili olduğu zaman ri Ss Ulusta yazdığı başyazılarından, ve Başbakan yardımcılığından tamdık. Bir defa da Beyâzıtta, Malat- yaC. H. P, Ocağının açılışında yaptığı konuşmayı din- ledim. Sade birC.H.P. 11 vatandaş olarak (ben Nihat Erimi, İstikbalde İnönünün yerini tutacak adam sanır- dım. Başbakan Yardımcılığından sonra ve iktidarın değişmesi üzerine Genel Sekreter olacak kimse diye gözlerimiz Nihat Erime çevrili idi. Gurur ve azameti, 1950 Kurultayında ittifakla Genel Sekreterliğe gelme- ği özlemesi Kasım Güleğe mağlüp olmasını intaç etti. Ama Erim, Ulusun' başyazarı ve siyasi murakıbı ola- rak partiye yön veriyordu. Kulaktan kulağa öğreniyor- duk ki, Gülekle hiç geçinemiyor, fakat Genel İdare Ku- ruluna ve Ulusa fikirlerini empoze edebiliyordu. o Gü- lek de bu yüzden Genel İdare Kurulunu dinlemiyor, Genel Merkezin arzusu hilâfına gezilere çıkıyor, vaad- lerde bulunuyordu. Gülek "Masa başında politika ol- maz" derken Nihat Erimi kasdediyor, Erim de, par- tinin beyni sayılan Genel İdare Kurulunun fikri çalış- ma ve hazırlık yapmasını savunuyordu. Nihat Erim Muhalefet Partisi olarak sertlik taraftan idi. Güzel yazıyor, İnönü tarafından seviliyordu. Hergün Mende- rese hücum ediyor, onu diktatörlükle itham altında tutmak istiyor, ama, diktatörlüğü dahi Menderese çok

Bu sayıdan diğer sayfalar: