15 Aralık 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 38

15 Aralık 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 38
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

JALE OKUYUCULARI Eski AKİS'i daha çok beğeniyor- dum. Özellikle Kadın Sayfasını a- rıyorum. Sayfanız genel ve nesnel so- runlardan uzaklaştı gibi geliyor ba- na. Fakat devamlı bir okuyucunuz olarak, çağrınıza cevap vermeyi ove orada bazı sorunlarımızın oçözülme- sini istemek için size yazmayı bir borç bildim. Bunların özel ve öznel olmasına da ayrıca dikkat edeceğim. İşte bunlardan birisi: (o Yavrularımız ve gençlerimiz yeni bir ders dönemi- nin başındalar. Büyük bir çoğunlu- gu, dört dolu ay dinlenme tatili yap- tı. Gözlemlerim, çocuklarımızın bos samanlarını değerlendiremediklerini, kanunun Tesit yaptığı yaşın çok üs- tündeki gençlerimizin ana babalarım rahatlıkla emmeye devam ettiklerini bana gösterdi. Gençlerimizin boş za- manlarını, onları hayata hazırlayıcı şekilde değerlendirmek için acaba ne- ler yapabiliriz? Bu işte bireylerin çabasının kâfi geleceğine inanamıyo- rum. Herşeyi yöneticiden beklemek işin kolay tarafı, ama "insanları dü- şünce, yaşayış ve (davranışlarında bir bilince varmamış olan bir toplum- da başka ne çare gösterebilirsiniz bi- ze? M. Utku - Ankara Çetin bir soru bu, sevgili okuyucum. Herhalde bu konu üzerinde, daha çok, dertleşeceğiz. Bir anne olarak, kendimi aynı sorunun karşısında bul- duğum çok olmuştur. Bunu çok kim- seye de danıştım. Her defasında ma- hallelerde açılacak çocuk ve gençlik kulüplerinden, hoş zamanı değerlen- dirme derneklerinden, yaz kursların- dan, ekiplerden bahsettik. Hattâ yaz aylarında bomboş duran okullardan, hiç olmazsa okul bahçelerinden bu yolda faydalanmayı düşündük. So- nuçta hiçbir şey, ama hiçbir şey ya- pamadık. Şimdi, neden birşeyler o yapama- dık, bunun sebebini araştıralım. Bu teşhis belki, "çare"yi bulma yolanda bize bir adım attıracaktır. Toplum olarak elle yapılan işlere karşı tem- beliz. Eğlenmeyi, dinlenmeyi hep bir eğlence yerine gitmek, o gözlerimizi. AKİS/38 CAN DA YLA kulaklarımızı oyalamak veya ahbap- larla laflamak şeklinde kabul ediyo- ruz. Çocuklarımız evde ne görüyor- larsa onu yapıyorlar. Dörtay tatil onlar için "avarelik" hakkı demektir. Sonunda avarelik de onları yoruyor ve okula dinlenmemiş olarak başlı- yorlar. oOysa ki dinlenme, yalnızca gezmek tozmak ve boş durmak de- gil, biraz da iş değiştirmektir. Bü- tün yıl okuyan çocuk, yazın elişle- riyle, küçük (sanatlarla, güzel sanat- larla bir ikinci iş gibi meşgul olabi- lir. Hem daha iyi dinlenir, hem bo zamanını değerlendirip, geleceğe da- ha iyi bir şekilde hazırlanır. Kulüp- ler, bu işi ciddiyetle ele alan teşek- küller, hattâ çocuk dâvasını benim- seyen bir devlet görüşü şart. Ama bence, gene de bireylere iş düşüyor: İkinci işin, el emeği mukabili elde edilen şeyin önemini, zevkini çocuğa, göstererek, aşılamak! o Duyuyoruz. bazı toplumlarda babanın en büyük zevki, tatil gününde bahçe işiyle uğ- raşmak, evi boyamak, eve yeni bir- şeyler ilâve etmektir. Bunu görerek büyüyen çocuk boş durur mu? Ku- lübünü bile kendisi kuruyor. Eğlen- mek ve dinlenmek için de yoruluyor. Mahdut bir kazançla, memur ola- rak bir şirkette çalışıyorum. Ka- zandığımız parayla, maalesef normal bir hayat yaşıyamıyoruz. o Karımın çalışmasını bu bakımdan istiyorum. Fakat kendisine bu fikrimi bir türlü kabul ettiremedim. Bütün gün evde boş oturup duruyor. sinirlerini bozuyor. muz yüzünden de zaten gezmesi im- kânsız. Çalışmanın zevkini tadarsa bir daha evde oturmak istemiyecegi- ni zannediyorum.Karımı nasıl ikna edebilirim? Özer Berkay - İstanbul Sizi tebrik ederim. Ekseri kadınlar çalışmak isterler de, eşleri cesa- retlerini kırar. Evvelâ karınızın ne- den çalışmak istemediğini tetkik e- diniz. Kadınlar genel olarak, bu ko- nularda erkeklerden daha pratik ka- KONUŞUYOR N falı olurlar. Meselâ, belki karınızın, "boş oturuyor" dediğiniz evinde öyle işleri vardır ki, dışarıda çalışarak ka- zanacağı para bunun yanında birşey ifade etmez. Bir de, bazı kadınların çalışmaya cesaretleri yoktur. Eğer yapabilecekleri bir işi bulur da tek- lif ederseniz, bunu müspet karşılar- lar. Tok, eğer karınız "Çalışacak ol- duktan sonra neden evlendim ?" diye- cek zihniyette ise, bununla akıllıca mücadele etmeniz gerekecektir. nizi, çevrenizde (karı-koca çiftlerle ahbaplık yapmağa teşvik e- diniz. Çalışan kadının daha mutlu, daha şanslı, daha az karamsar ve alt- sanma duygusuna kapılmaya daha az hazır olduğunu kendisi görecektir. "Bir zamanlar benden iyisi yoktu. Ev- nim için geceyi gündüze katarak ça- lışacağım, beni orahat ettireceğini söylemişti.İşleri bozuldu. Ama, bu- na hiç üzülmüyor da, evlendiğine pişman görünüyor. Halbuki ondan fazla birşey istemiyorum. — İstediğim tek şey, eski hisleri, bana karşı eski muamelesidir. Semra Tek - Kadıköy Bu hasreti duyan ilk evli kadın siz değilsiniz. Kadınlar, evlenmeden y . Dikkat edin, eskinin hayali ile bugününüzü yok et- Evlilikte aşk, hergün tutuş- turulmak isteyen bir soba gibidir. Yalnız, soba yansa da harareti hep aynı derecede kalmaz. Kocanızın işleri ters gitmiş. Bunlar olağandır. Anlayışlı, sabırlı olun. Öyle sanıyo- rum ki kocanızın üzüntüsü işlerinin ters gitmesindendir. Siz eskisi gibi kalırsanız işleri düzelir düzelmez o ge- ne "eski adam" olacaktır. Şu sırada falso yapmayın. Hayatınıza verece- ginle yön, bugün göstereceğiniz an- layışa bağlıdır. Evlilikte hergün ilâ- nı aşk olmaz...

Bu sayıdan diğer sayfalar: