26 Ocak 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

26 Ocak 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ağız Dalaşmasının Hikâyesi Halkın Günlüğünün başlığı "Emperyalizmin ne çeşit dişi olunsa olsun -silâh, tank, *# roket veya nükleer- Kâğıttan Kaplan mahiyeti de- gişmiyecektir. Bu hükme itiraz edenler aşikâr olarak bir ihtilâlcide olması gereken vasıfları (o kaybetmişler ve bir fare gibi kısa görüşlü ve korkak olmuşlardır. "Biz ne Kübadaki füze üslerinin kurulmasını istedik, ne de geri çekilmesine mani olduk. Bizim İtiraz ettiği- miz kapitalizmle uzlaşmak için başka bir memleketin istiklâlinin feda edilmesidir. Bu, yüzde yüz Münihteki gibi bir taviz politikasıdır. Tarih sulh içinde kapitalizmden sosyalizme geçişin tek bir misaline bile şahit olmadı. Haklı ve haksız harp arasında ayrım yapmıyanlar bir burjuva barışseverliği içine düşmüşlerdir. Bir harp kaçınılmaz şekilde em- peryalizmin tahribi ve sosyalizmin zaferi ile bitecektir. Pravdanın başlığı ALIZM Muhtaç olduğumuz şey ısrarla bize izafe olunan kâ- gıt tarifleri değil, fakat muazzam atomik kudreti ve diğer askeri gücüyle birlikte bugünkü emperyaliz- min hakiki bir tahlilidir. "Kağıttan kaplan" tâbiri, em- peryalizmin kuvvetinin bir masal olduğu (düşüncesini aşıladığından kütleleri tahrik eder. ÜBA Cimdi kriz atlatıldığından solcu süslü cümle meraklı- ları hâdiseyi "Sovyetler Birliği yenildi" o şeklinde göstermeğe çalışıyorlar. "İkinci Münih" teriminin ya- zarları aşikâr olarak Tarih bilmiyor ve ne hak- kında konuştuklarının farkında değiller. Bir nükleer harp, dünya harbinden geriye kalacak ha- rabelerin üzerinde yeni bir cemiyet kurmayı çok güçleştirecektir. Herşeyden önce işçi sınıfının (o gayesi "gösterişli bir şekilde ölmek" değil, fakat mesut bir hayat kurmaktır. Komünistler insan hayatı İle oyna- dıkları kumarda, bu mesuliyetsiz yazarlar gibi hareket edemezler İHTİLÂLE DAİR Onlar, zulüm altındaki memleketlerde esen ihtilâl kı- vılcımlarını sevmezler, küçük bir kıvılcımın dünya savaşına yol açabileceğini söylerler. En sonunda var- dıkları, nokta şudur: Kapitalist memleketler halkı ih- tilâl yapmamalıdırlar, ünlüm altındaki memleketler hür- riyetlerini kazanmak için mücadele etmemelidirler dünya halkı emperyalizme karşı savaşmamalıdır... Re vizyonizm halkın afyonudur, esirlerin tesellisi için avu- tucu bir müziktir. Denilebilir ki, Troçkizmden bert hiç bir opportünist temayül hakikati tamamen tahrif eden böyle ca- navarca bir metoda başvurmamıştır. Kütlenin hisleri üzerinde oynayarak kendi zavallı şahsiyetini tilâlci" sloganlar arkasında gizliyor yapmaya çalıştıkları gibi, İhtilâlci ameliyeleri bu son derece karışık dünyada hazır kalıplar içine sokm çalışmak fevkalâde tahripkâr olacaktır. Dünya ihtilâl dâvasını geliştireceklerine, onu boğuyorlar. ÇATIŞMAYA DAİR Doğruyu destekliyenler hiç bir zaman azınlıkta kal- maktan korkmazlar. Diğer taraftan, geçici olarak çoğunlukta olanlar dahi neticede mahvolmaktan kur- tulamazlar. Onlar gürültücü olabilirler... Fakat çoğun- lukları sadece hayali ve suni bir olaydır. Asla, her- hangi bir anti - marxist - leninist sopanın diktasına boyun eğmiyeceğiz. diği bu sözleri orada tekrarlar. Ar- Buna mukabil Rusya ile Yugoslavya Komünistlerin, kendi hatalarında ısrar eden milletle- rarası komünist hareketi içinde geçici bir çoğunluk ve metanet ve cesaretle hakikate dayanan geçici bir azınlık vardır tezleriyle ilgilenmemeleri mümkün de- ğildir. Bu tez «atlarımızda bir bölünme olmasına da- yanır. Komünistlerin ihtiyacı olan, çoğunluk ve azınlık bölünmesi değil, fakat birlik, birlik ve gene birliktir. ve Yugoslavya ile dostane münase- navutluk bana bu çocukları hatırla- tıyor." İki grup arasındaki ihtilâf | bir doğuyordu, Çin - Arnavutluk ikilisi Yugoslavyayı marksizmi (değiştirmiş olmakla, revizyonizmle (o suçluyordu. da Arnavutluğu mevcut değişmeicsi kavrayamamakla, dogmatizmle İt- ham ediyordu. Yani. tartışma konusu aslında gerçek komünistin revizyo- nizmle mi, yoksa dogmatizmle mi mücadele etmesi gerektiğinden iba- tti. Sovyetler revizyonizme o karşı mücadeleyi asgari hadde tutuyorlar betler kurmaya çalışıyorlardı. Çin ise revizyonizmi en büyük tehlike olarak görüyor ve Tito hakkında "marxız me ihanet eden adam", "Amerikan kapitalizminin ajanı" diyordu. Dog- matizmi can düşmanı bilen Sovyetler için ise, Çinin "gerçek marxist de- diği insanlar "Ayırıcı Arnavutlar"dı. AKİS/19

Bu sayıdan diğer sayfalar: