13 Nisan 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

13 Nisan 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA rar verilmiştir. Ancak bu maddeye, işçiyi greve teşvik eden idarecilerin hapsi hususu konmuştur. Dikenli tel Böylece uzlaşmaya varılarak bazı pürüzlerin giderildiği (o toplantı- da bir madde üzerinde büyük mü- nakaşalar oldu. Bu tartışmalar son- radan Meclise intikal etti. İşçi tem- silcileriyle milletvekilleri arasında Meram silme çapta çekişildi. , Sendikalar Kanununun bir MA en Hükümet tarafından va- zedilen hüküm., sendikaların yıllık bi- lançosunu (oOoÇalışma (Bakanlığına vermesi mecburiyetidir. Sendikacılar buna itiraz etmektedirler. Gerekçe olarak ileri sürdükleri, mali kudret- lerinin anlaşılacağı ve işverenin bu zaaflarından istifade ederek greve kalkışıldığında türlü oyunlara başvu- racağı keyfiyetidir. Sendikacılar bi- lanço vermemeyi prensip olarak iste- mektedirler. Ama fazla ısrar edili- yorsa bunu bir notere vermeyi kabul etmekte, bakanlığın hegemonyasın- dan böylece kurtulabileceklerini be- lirtmektedirler. OLUP BİTENLER. Bülent Ecevit Lütuf yüzünden kahır Hükümet ve Koalisyon partilerin- de bu maddenin zaruretine inananlar çoğunluktadır. Zira 3 bin lira geliri olan bir sendikanın bir yılda 200-300 bin lira yardım aldığı yakidir. Bu paraların nereden ve ne şekilde alın- dığının kontrolü Hükümet tarafın- dan istenmektedir. Ayrıca, dünyanın her tarafındaki sendikalar faaliyeti- nin tatbikatı bu merkezdedir. Konunun kulisi müthiş oldu. Bir ara Suphi Baykam, Seyfi Demirso- ya şöyle dedi: "“— Bunun bir memlekette tat- bikatını gösterin, oyumu size seve seve verecek, üstelik kulisini de ya- pacağım Demirsoy bir misal veremedi. An- ii şöyle savunabildi: — Suphi bey» yabancı ellerden gelen bir para sendikanın defterine işlenebilir mi, sorarım... Böyle olun- ca, bu maddenin bize faydası değil zararı dokunur.." Madde üzerindeki değişikliği AP liler ziyadesiyle benimsediler. İddia- ları, sendikaların hükümetin devamlı kontrolü ve baskısı altında bulundu- rulacağı şeklinde oldu. Liberal ekono- mi taraflısı AP nin bu derece işçi Hayırlı Başlangıçlar İnsan bazen, içinde bulunduğu ge- minin üdüğünü pek farketmez. Yahut, içinde bulunduğu otomobilin hızını hissetmez. Bir bakıma bu çe- şit yolculara benziyoruz, Türkiye- de. Hiçbir şey yapılmadığından, hiç bir işe el atılmadığından, hiç bir te- mel davaya dokunulmadığından şi- kâyet ediyoruz. Politika çekişmele- ri hayatımızı o kadar dolduruyor ki güneşe bakmışcasına körleniyoruz. Halbuki memleket, insafla düşünül- düğü takdirde mutlu bir olumluluk halindedir. Gidişi süratlendirmek kabil değil midir? Şüphesiz kabil- dir. Ama itiraf etmek lâzımdır ki yıllar yılıdır sadece lâfıyla avutul - duğumuz bir takım hususlar bugün gerçekleşmiştir. Bir takım hayaller bugün hakikat olmuştur. Türkiyede 5 yıllık bir plânın ya- -ılması, bunun, külfetini iç finans- man kaynaklarıyla birlikte bu Mec- listen geçmiş olması şimdi insana çocuk oyuncağı gibi geliyor. Bir- buçuk yıl önceyi düşününüz. Hükü- metin kuruluşundaki müşkülleri ve Meclise hâkim olduğa sanılan zih- niyeti hatırlayınız. Hangi oylarla kimlerin o çatı altında girdiğini göz- lerinizin önüne getiriniz. Ali Fuat AKİS/12 Başgilin Cumhurbaşkanı, Gümüş- palanın Başbakan olarak düşünül- düğü günleri.. Şu anda Türkiye, Plânlı Devreye Geçiş yılını geride bıraktıktan sonra 5 Yıllık Plânın içine girmiştir. “Plân mı, pilâv mı?” sesleri buna bize unutturur- sa oyuna gelmiş sayılırız. Menderes en kudretli devrinde, en ziyade muhtaç olduğu ve sıkış- tırıldığı sırada tarım gelirlerinden Gruplarının kabul etmesi sayesin- de, Türkiyede tarım gelirleri ilk de- fa olarak vergilendirilmektedir. Nis- bet azdır, muafiyetler çoktur, hak- sızlıklar vardır.. Hepsi doğru! Ama tarım gelirlerinden vergi (almak prensibi hayatımıza girmiştir. Sis- tem düzeltilecektir, aksaklıkları gi- derilecektir, daha iyi işletilecektir. Mesele, beğenmediğimiz şu Demek- rasi devrinde bu Meclisin böyle bir adımı atmış olmasıdır, Bugünlerde, sosyal omeseleleri- mizi belki -belki değil, muhakkak- tam şekilde halletmeyecek, ama on- lara nihayet âdil istikameti vere- cek bir iş nizamı aynı Mecliste gö- rüşülecek, tartışılacak, kanunlaşa- caktır. İşverenden de, işçiden de şi- kâyet sesi yükseltilecektir. Bunla- rı tutan çevreler ithamlarda, hü- cumlarda bulunacaklardır. o Bunla- ra hep Hükümet, hep İsmet Paşa, hep Demokrasi hedef tutulacaktır. Ama senelerdir bir hayal olan gre- vin, fiilen toplum hayatımıza gir- mesi bir gerçek ilerleme değil mi- dir? Bu, bir kaç sene öncesine ka- dar düşünülebilir miydi? Bunları, bağırışmalar ve çağırış- malar arasında Toprak (Reformu gibi, ilk öğretim Dâvası gibi. Hal- kevleri tarzında. müesseseler gibi daha geniş, daha münakaşalı ko- nularda atılacak adımlar takip ede- cektir. Türkiyenin hareket halinde bulunduğunu (görmemek imkânı kalmamıştır. Hem bu, hoplamalı zıplamalı değil, tekamül esasına müstenit, ölçülü ve biçili, şartlarla imkânların bağdaşmasından mey- dana gelen bir harekettir. Yazık, onu görmekte güçlük çe- kiyoruz. Ama,, etrafınıza bakınız görmeye başlayanların sayısında mutlaka bir çoğalma farkedecek- siniz. Bu, bir mutlu başlangıçtır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: