3 Ağustos 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

3 Ağustos 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

I Kitap okudum Adı: Yazali; Türü: "Vur" Ferhan Aksoy Sür ve nesir. Kitap: 100 sayfa, 600 kuruş. Baskı: Mars Matbaası, 1963 (Ankara. Konu: Ferhan Aksoy, 1938den yani ortaokulun ilk sınıfından beri şiir yaz ma, yazı yazma çabası içinde bir ha- nını, Mars Matbaasında oldukça pa- halıya çıktığı anlaşılan kitabı uç bö- lüm: İlk bölümde, son yıllarda yaz- dığı manzumeler var. ikinci bölüm, “çocukken yazdığım şiirlerden elim- de kalan birkaçı" Üçüncü başlığı altında birkaç yazıdan ibaret Kitabın en sonuna da Ferhan Ak- kelimelerin karşılıkları bu gösterilmiş. Bu sözlükte meselâ şu kelimeler dikkati çekiyor: Acz, akçe, alizm, azamet, bakır, bedbin, beddua, cezbe, cüce, çarmıh, düs, engerek. esrar, gazap, hürriyet, iflas, itiraf, kâşif, mucit, nüfuz, riyakâr, sefil, şahaser, ufuk volkan, zulüm, Ferhan Aksoyun kitabı mim fikir vermesi bakımından, son man- zumelerinden birini buraya erp rua. Şiirin, daha doğrusu manzume- nin adı "Eşşek". Metni de şu: "Eş- şekle baş edilmez billah—öyle indi- rir ki tekmesini, — Vık bile deme- den —Serilirsin de yere,— Ne anb- yan odur halini, — Ne de duyan o- hir sesini." Ferhan Aksoyun düz yazısına ör- nek olarak da şu satırları göstermek mümkün: "Çocuk denen varlık başlı ba«ma bir âlemdir. Bu âlemin ruhu- na nüfuz edebilmek, o ruha ekile- cek her tohumu hesaplayarak serp- mek lâzımdır. Zira insan denilen var- lığın bir mizacı (bir bünyesi) vardır. Bu bünyenin maddeten ve manen in- kişafı ailenin, bilhassa ananın suur- lu hareketleriyle mümkündür." Sonuç Bir takım insanlar var- dır, yazı azmaya meraklıdırlar. Kendilerini dünyanın en büyük Şairi, en büyük yazarı sayarlar. (o Üstelik sadece yazıp söylemekle de kalmaz- lar, bir de avuç dolusu masraf e bu yazdıklarını (o bastırırlar. (Bay. Ferhan Aksoy da bu meraklılardan biri. İlhami SOYSAL AKİS/22 AKİSÇİLER SİZİN İÇİN GÜRDÜLER, DİNLEDİLER, SEÇTİLER TİYATRO Halk Tiyatrosu : Temamız sıcakların- dan bunalan Ankara halkı, geçen haf- ta Salı gecesinden beri her gece Genç- lik Parkına taşınmaktadır. o Bunun sebebi, Avni Dilligil idaresindeki Halk Tiyatrosunun, Aziz Nesinin "Toros Canavarı" adlı oyununu Park Tiyat- rosunda sahneye koymuş- olmasıdır. "Toros Canavarında, karakola git- mekten bile çekinen kendi o halinde bir vatandaşın, insanı çileden çıka- ran şartlanın dürtüsüyle nasıl "cana- var" lastiği, baştan sona esprilerle, anlatılmaktadır: "Evsahibi— kiracı" münasebeti, "vatandaş—karakol" mü- nasebeti, "Toıros Canavarı" adlı oyu- nun seyirciyi en çok ilgilendiren ve güldüren taraflarıdır. Ancak, bu satırların yazıldığı sı- rada edindiğimiz bilgiye göre, Avni Dilligil âni bir beyin rahatsızlığı ge- çirmiş ve Ankara Hastahanesine ya- tırılmıştır. - Oyunun bütün ağırlığım taşımakta olan Dilligilin rahatsızlığı sebebiyle "Toros Canavan"na şim- dilik ara verilmiştir. Bunun yerini başka bir komedi almıştır. İstanbul Tiyatrosu : Yine (Gençlik Parkında ve yine ayni günlerde İstan- bul Tiyatrosu da temsillerine ( başla- dı. Temsilin ilk gecesi yağmurlu ol- duğu için İkinci gecesi bilhassa kala- balıktı. Seyirciler arasında, kışın bü- tün sinemaların ilk gecesini kaçırmı- yanlar da görülüyordu. Yazı Ankarada geçirmek zorunda olanlar için en iyi dinlenme yeri, hiç şüphesiz ki, Gençlik Parkındaki bu açıklhava tiyatrolarıdır. hem kahkaha, hem temiz hava... Bu üç iyiliği birarada hn ancak bu şekilde mümkündü Yaz Temsilleri : İstanbul Şehir Ti- yatrosu, 29 Temmuzdan itibaren Ru- melihisarında yaz temsillerine başla- mış bulunmaktadır. İlk oyun, "Yan- lışlıklar Komedyası" dır. o "Yanlışlık- lar Komedyası" 6 Ağustosa okadar oynanacak, üç günlük bir aradan son- ra, 10 Ağustostan İtibaren yerini "Hamlet" alacaktır. "Yanlışlıklar Komedyası" orejisör Hamit Akınlı tarafından sahneye ko- nulmuştur. "Hamlet" i ise Muhsin Ertugrul sahneye koymaktadır. Kitaplar Kaldırım Gülleri : S. Kandemir Başar, çeşitli dergilerde yayımlanan şiirleri- ni "Kaldırım Gülleri" adılı küçük bir kitapta toplamış. Hatipoğlu Yayın- larının 19. kitabı olan "Kaldıran Gül- leri" nin kapak düzenini Zeki Yılmaz- la Gün Sarar yapmışlar. Kitapta Kan- demir Başarın 3lşiiri var. Bölüm baslıkları "Dirim Gücü", "Koşu", "Ekvatoral Sevi", "Uyanış" adları- nı taşıyor. Kandemir Başarın sağlam, temiz bir dili var. Ancak, kitabı baştan so- na okuyan, "Acaba şair, kitabına ne- den Kaldırım Gülleri" adını vermiş W?" diye sormaktan kendini alamı- yor. Çünkü "hafif" bir ad "Dirim Gü- cü", "Gölge” ve "Güzel Korku" ki- tabın başarılı şiirlerinden üçü. "Çok aradım, boşaldı her yer oaklığımda — Bu «kaklar dolu ya seslerle ışık- sız — Ne der bu boşalan gözler yok- luğunda — Bu bir gölgeyle beni ko- valıyıan bunca ad". Bu, "Gölge" şiiri- nin ilk dörtlüğü. Son iki dörtlüğü de güçlü. "Kaldırım Gülleri" sanatsever- lere salık verilir- Kara Yanık : Bilindiği gibi, "Kara- yanık", hayvanlarda görülen bir has- talığın adıdır. Öğretmen Mesut Tut- kun, köy anılarını "Kara Yanık" adı altında bir araya getirmiş ve (o 1963 yılında İstanbulda, Çelikcilt Matbaa- sında bastırmış. Kitapta "Tuu Allah Günaha girme hocam", "Kara Yanık" gibi adlar ta- şıyan 14 anı var. Köyün dertlerine iyi- niyetle eğilmiş olan Mesut Tutkunun en büyük kusuru, dile önem verme- yişidir. Meselâ, "Giriş" te aynen söyle diyor Tutkun: "07 sayılı kanunla Ye- dek Subay Öğretmenlik Müessesesi tesis edilmiş, bu kanunun şümulü içi- ne giren kimselerden bin olarak ben- de vatani vazifemi ifa için Lülebur- gaz'ın Hamitabat köyüne öğretmen olarak tayin olmuştum." Bu, çok kötü bir dil. Eğer Tutkun, anılarını arı, temiz, güzel, bir türk- çeyle anlatmış olsaydı, hiç . şüphesiz daha başarılı olurdu. Bu bakımdan, kitabım bir daha elden geçirmesi ve herşeyden önce dilini düzeltmesi ye- rinde olur. O güzel gözlemlerini an- cak böyle değerlendirmek mümkün olacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: