22 Şubat 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

22 Şubat 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Partiler Danışıklı döğüş Haftanın başlarında Salı günü Siyasi Partiler Kanunu Tasarısı, şimdilik meçhul olan bir tarihte tekrar görü- şülmek üzere rafa kaldırıldı. Oysa Kıb- rıs olaylarının yanı sıra, son günlerin başlıca polemik konusu bu olmuş, her kafadan, her çevreden türlü sesler yükselmişti. Tenkidler sahiplerinin bulunduktan çevrelere göre çeşitli uç- lardan yöneltiliyor ve tasarı bir bütün olarak değil de "fil ve körler" hikâye- sinde olduğu gibi belirli bazı kısımları müstakilen ele alınarak inceleniyordu. Böylece tenkid sahiplerinin bakış' açı- larına göre tasarı türlü tefsirlere uğ- radı. Faşist karakterli oldu, sol tema- yüllü görüldü ve hattâ ni © ay- kırı olduğu dahi ileri sürüldü Ancak bu tehkidler nihayet birer fikrin ifadesidir ve Hükümetin karşı fikirlerle ortaya çıkarak bunları çü- rütmesi mümkündür. Oysa tasarıyı sabote etmek için o başka yollara da başvurulmuştur. Tasarının Millet Mec- lisinde görüşüldüğü süre boyunca AP kürsüde fikre karşı fikirle mücadele- den daima kaçınmış ve artık beylik- leşmiş bir takım küçük parlâmento o- yunlarını tercih etmiştir. AP yöneti- cileri sık sık Gruplarını Meclisten Çek- mişler ve sonra da içerde bıraktıkları 5 üye vasıtasıyla çoğunluk kalmadığı- ı ve müzakerelerin devam edemiye- ceğini ileri sürmüşlerdir. AP nin bu obstrüksiyonu ilk bakışta başarılı bir taktik gibi görünmekteyse de işin as- ımda bilerek veya obilmeyerek diğer partilerin bu taktiğin uygulanmasına filet olmaları AP nin işini kolaylaştır- mıştır. Zira 44 üyeden müteşekkil AP grubu 154 kişilik Mecliste çoğunluğu teşkil etmemektedir. o Diğer partilere mensup milletvekillerinin biraz daha az kahve içmeleri, koridorlara biraz daha seyrek (oçıkmaları ile bu çeşit obstrüksiyonların kolayca önlenmesi mümkün olacaktı. Ama, olamadı. Maceralar gemisi giri Partiler Kanunu o Tasarısının ilk hazırlıkları bundan iki yıl ka- dar geriye, Birinci Koalisyon Hüküme- ti devrine kadar uzanmaktadır. O ta- rihte AP ile CHP nin müştereken im- zaladıkları protokolde, bu kanunun A- nayasanın iki yıl içinde çıkarılmasını emrettiği kanunlardan olduğu kabul e- dilmiş ve hemen hazırlıklara geçilmiş- tir. Böylece başlıyan çalışmalara son- Emin Paksüt - Fethi Çelikbaş Sevimli radan çeşitli, kollardan devam edildi. CHP ve AP Gruplarında birer komis- yon kuruldu. İçişleri Bakanlığında bir tasarı hazırlandı. o Bu arada Kasım Gülek ve Kemal Sarıibrahimoğlu da bir Siyasi Partiler Kanunu teklifi sun- dular. Gerek Gülekin teklifi ve gerek- se İçişleri Bakanlığında (hazırlanmış olan tasarı tatmin edici bulunmadı. Birincisi tamamen o yuvarlak lâflarla doluydu ve bir çok boşlukları o vardı. İkincisi ise, bir ceza kanunu niteliğin- deydi. Her ikisi de beğenilmeyerek, İ- kinci Koalisyon Hükümeti tarafından CHP, YTP, ve CKMP den ikişer kişiy- le temsil edilen bir komisyon kuruldu. Komisyon daha önceki grup çalışma- ları. Hükümet tasarısı ve Gülekin ka- nun teklifini dikkate alarak yeni bir tasan hazırladı ve Hükümete sundu. Kısa bir süre önce Millet Mecli- sinde görüşmelerine başlanan bu ta- san özellikle AP Grupunca hiç de müspet karşılanmadı. Taşarının oha- zırlık safhasında bu. partiden en u- fak bir sızıltı çıkmadığı halde görüş- melerde. AP militanları bir bardak su- da fırtına yaratabilmek için ellerin- den geleni yaptılar. Tasarının tümü hakkında yapılan konuşmalarla başlı- yan müzakerelerde bir türlü maddelere geçmek mümkün olamadı. Önceleri tenkidlerin ağırlık merke- sözcüler! sini tasarının Anayasaya aykırı oldu- gu fikri teşkil etmekte ve gerekçe ola- rak da Anyasada demokratik rejimin vazgeçilmez unsuru olarak gösterilen siyasi partilerin, bu kanunla kolayca bertaraf edilebileceği ileri sürülmek- teydi. Ama unutulan husus AP yöne- ticilerinin Anayasaya aykırı olduğunu ileri sürdükleri bu kanunun lüzumuna Birinci Koalisyon Hükümeti .sırasında nasıl olup da imza koydukları ve böy- le bir kanunun koalisyon protokolünde yer almasına o zaman niçin ses çıkar- madıklarıydı. Bu husus kendilerine ge- rekli şekilde hatırlatıldığında bu se- fer, de kanunun çok geniş bir sahayı kapsadığı Heri sürüldü. AP ye göre A- nayasanın 19. ve 57. Maddeleri bu ka- nunun öngördüğü meseleleri ele al- maktadır ve üstelik bir de ceza kanu- nu meriyettedir. O halde gene aynı şeyleri ifade eden yeni bir kanuna ih- tiyaç yoktur. İlk bakışta son derece haklı gibi görünen bu teklifin de ger- çekle en ufak bir ilgisi yoktur. Zira, Anayasanın 19. ve 57. maddeleri umu- mi hükümlerdir ve bu hükümlerin bir kanunla düzenlenmesi gerekmektedir. Nitekim Anayasada bu husus iki yıl içinde çıkarılması gereken kanunları öngören geçici maddede de açıkça be- lirtilmiş bulunmaktadır. Ceza Kanunu ise doğrudan doğruya şahısları ilzam etmektedir. AKİS/13

Bu sayıdan diğer sayfalar: