22 Şubat 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

22 Şubat 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAFTANIN İÇİNDEN Sabır Taşını Çatlatmama Sanatı ürkiye Cumhuriyeti Hükümetinin, onbin kişilik bir türk kuvvetinin Kıbrıs Adasına çıkartılması için Türk Silahlı Kuvwetlerine emir verdiği, harekatın son daki- kada tehir edildiği artık hiç kimsenin meçhulü delil- dir. Kıbrısla alâkalı milletlerarası andlaşmaların bize açık olarak ve kesinlikle tanıdığı bu hakkın kullanılma- sını Başbakan İsmet İnönü, Amerika (Dışişleri Bakan Yardımcısı George Ball'ün bir yandan teminat Vermesi, diğer taraftan ricada bulunması üzerine durdurmuştur. Ama siyasi müzakereler hangi; safhasında (bulunursa bulunsun Adada türklere karşı yeni bir katliama giri- şildiği takdirde Türk Müdahale Kuvvetleri Kıbrısa çı- kacaklar ve oradaki cemaatimize karşı anavatanın Zü- rih- Londra Andlaşmalarında yüklendiği vecibeleri yerine getireceklerdir. O takdirde siyasi müzakereler öyle bit or- tanı içinde devam edecektir. Çıkartmanın vuruşarak yapılması kuvvetli bir ihti- maldir. Vuruşmanın sadece (Makariosun kuvvetleriyle olmaması da mümkündür. Ama Türkiyenin bunu göze almış bulunduğunu herkesin bilmesi lâzımdır. Milletler- arası andlaşmaları zor kullanarak (o değiştirebileceğine inanmış bir adama, bir idareye, bir zihniyete karşı Zor kullanmaktan kaçınmak yaşadığımız dünyayı bambaşka e dünya olma yoluna iter. Yakın bir geçmişte insan- , bu nevi çekingenliklerden çok çekmiştir. Aynı tec- e bir defa daha girişmek şart değildir. Türkiyeye gelince, onun böyle anlarda nasıl hareket ettiği bir sır olmaktan uzaktır. İkinci Dünya Harbinden hemen sonra, rusların en çalındı (oldukları günlerde Kremlin bizden Boğazlarda üs ve Kars ile Ardahanı is- tediğinde bizim verdiğimiz cevap şu olmuştur: Hayır! Bunu söylerken Türkiyenin batılı müttefiklerinin nasıl bir tavır takınacaklarından haberi yoktu. Türkiye son- radan amprikalı dostlarına şöyle söylemiştir: o "Bize yardım ederseniz, biz daha iyi karşı koyarız. Bize vardım etmezseniz, biz gene karşı koyarız!" Truman Doktrini, memleketlerin peşpeşe Demir Perde gerisine geçtikleri bir dünyada bu azmimizin ve mukavemetimizin neticesi olarak doğmuştur. Ondan çok daha sonra, Kü- ba Krizi patlak verdiğinde. Rusyaya o kadar yakın Bu- lunmasına rağmen Türkiye derhal Amerikanın yanın- da yerini almış ve bunu ilân etmiştir. Bizim millet ol- ma haysiyetinden, milletlerarası andlaşmalardan, veril- miş sözden ve atılmış imzadan anladığımız budur. Türk Silahlı Kuvvetlerine Kıbrısa çıkarma yapıl- ması için gerekli emri vermiş bulunan İsmet Paşanın bu harekâtı tehir etmesindeki mânayı iyi anlamak ve gere- ği gibi değerlendirmek lâzımdır. İsmet Paşa Londrada- ki Heyetimize rağmen anglo-amerikan (teklifini kabul etmesinden sonra ikinci defadır ki kendisini yurt içindi ve Adadaki Cemaatimize karşı müşkil durumda bıraka- cak bir karar almaktadır. George Ball tadil edilmiş ye ni tekliflerle Kıbrısa giderken Papazın kendisine gene red cevabı vereceğinden Türkiye Başbakanı şüphe da hi etmemekteydi ve bütün tedbirlerini ona göre almak Metin TOKER taydı. Buna rağmen George Ball Adadan Ankaraya dö- nüp te bir gece Amerika Dışişleri Bakanı Dean Rusk ile dramatik bir telefon muhaveresi yaptıktan sonra ken- disine tekrar geldiğinde ve çıkarmayı durdurması için ricada bulunup teminat verdiğinde İnönü bunu kabul etmişse, bunun sebebi, bizim davamıza tamamen inan- mış olmamızdan başka şey değildir Başbakan, mese- lenin bir defa da Birleşmiş Milletlerden geçmesine bi- zim hiç bir itirazımızın unmadığım böylece göster- miştir. Amerika ve İngiltere haklı dâvadan yana olarak ellerinden geleni yaptıkça, Türkiyenin acele bir karar- la bu gayretleri ğe uğratması bahis konusu değildir. Ancak İnönünün, böyle konularda bir talihsizliği vardır. İstenileni yapar. takım Kimseler derler ki: “Aaa, İnönüye ne m yaptırıyoruz!" Ondan sonra başlar, bir takım 'uyutma", "yutturma" gayretleri. Bir bir daha, bir dahal “Konuşurken bir şey söylerler, iş ya- zıya gelince ortaya başka şey çıkar. Bir vaadde, bir ta- ahhütte bulunurlar, güçlükle karşılaşınca onu yenecek yerde "melek gibi İnönü'den bir taviz daha almaya kalkışırlar. Türkiyenin iç politikasında çok kimse böyle bir budalaca yola saptığından dolayı bir dönemeçte ka- fasını kayaya vurmuştur ve bir de bakmıştır ki güven- diği bütün dağlara, lapa lapa kar yağmaktadır. Tabii, İsmet İnönünün medeni, batılı davranış tar- zına karşı tutulan bu tavır iptidaidir, şarklıdır. Bugün İsmet İnönünün Kıbrıs Meselesinde muhatapları olan ingilizlerin, amerikalıların böyle bir alaturka kurnazlık yapmak isteyeceklerini ozannettirecek bir hareketleri yoktur. Gerek Makariosla olan temaslarında, gerekse işin Birleşmiş Milletler safhasında batılı müttefikleri- miz dürüst davranmışlar ve ellerinden gelen gayreti göstermişlerdir. Bundan dolayıdır ki İsmet İnönü ne yaptığı fedakârlıktan pişman olmuş, ne de bundan do- layı milletine karşı mahcup çıkmışta? Şimdi, her şey göstermektedir ki işin sonuna gelin- miştir. Gerekli bütün merhaleler teker teker aşılmıştır. Bundan sadece bir kaç yıl önce, Adada bir katliam ola- cağı haberinin dolaşması üzerine yerin yerinden oynadığı Türkiye hu defa Adada bir kaç feci katliam olduğu halde sakin kalmıştır. Bu Türkiyenin kendisine, dâvasına. Hü- kümetine ve müttefiklerine olan büyük güveninin neti- cesidir. Ama Adada her hangi bir kuvvetin, ateş edene ateş etmeksizin güven ve barışı sağlamasına imkân bu- lunmadığı, omuzda tüfek dolaşan askerlerin sadece faci- alara seyircilik yapabildiği ortaya çıkmıştır. Sükünet te- min edilmeden konuşulamayacağına konuşulmadan anla- şılamayacağına göre ilk safhanın şu şekilde veya bu şe- kilde bir neticeye vardırılması lüzumu açıktır. İsmet İnönü bugün Yunanisianda ve Kıbrısta, bir kaç sene önce bizde olduğunun aksine davayı millet için bir isteri haline getirmemiştir. Onun için duruma hakim- dir ve serinkanlıdır. Ama başka çarenin kalmadığı açık açık ortaya çıktığında aynı İnönünün gerekeni yapacağın- dan her halde dünyada hiç kimse şüphe etmemektedir. AKİS/7

Bu sayıdan diğer sayfalar: