8 Ocak 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

nunsuz yollardan etkilemiş olduğunu ileri sürmektedirler. oMuhalefete gö- re, Eyüp Han, seçim sırasında oturdu- ğu koltuğun otoritesini kullanarak ba- sın ve yayın organlarını tek taraflı ola- rak kullanmış, seçim görevlilerine baskı yapmıştır. Ülkede yaşayan tarafsız göz lemciler, bu iddiada büyük bir gerçek payı olduğunu kabul etmektedirler. Muhalefet partilerinin bu iddiaları- nın önümüzdeki altı yıl içinde Pakis- tan politika hayatını büyük ölçüde et- kileyeceğine şüphe yok. Bu bakımdan, Pakistanda artık eskisi (kadar politika çekişmelerinden uzak ve istikrarlı bir düzen kurmak kolay olmayacaktır, Ö- zellikle muhalefetin en kuvvetli bulun duğu bölge olan Doğu Pakistanda ikide bir karışıklıklar çıkması kimseyi şaşırt mayacaıktır. Eyüp Hanın Pakistan seçimlerinden galip çıkması, bütün dünyada çeşitli tepkiler yaratmıştır. Birleşik Amerika halktan kuvvetli bir destek bulan Baş kanın şimdi Komünist Çinle daha ya- kın bağlar kurmaya (o kalkışmasından endişelenmektedir. Italya Bir zorlu seçim Geride bıraktığımız haftanın başında italyan politika sahnesine şöyle bir göz atanlar, bu ülkenin anarşinin eşi- ğine kadar geldiğini görerek büyük ü- züntü duyuyorlardı. Gerçekten, geçen yılın ortalarında geçirdiği felç yüzün- den Cumhurbaşkanlığından ayrılmak zorunda kalan Signor Segni'nin yerine kimin geleceğini tayin etmek için ya- pılan seçim uzadıkça uzuyor, partiler bir isim üzerinde birleşip anlaşamıyor- lardı. İtalyanın anarşinin içine düşmesin- den endişe edenler, ancak geçen Pa- zartesi günü rahat bir nefes alabildi- ler. İtalyan am En az gün devam eden ve yirmi oylama sonunda, Demokratik Sözgalist Parti. sinin lideri Guiseppe Saragat çoğun- luğu toplayabildi ve yeni İtalyan Cum hurbaşkanı oldu. Oldu ama, seçim so- nunda da italyan politika sahnesinde bir sürü kırgınlıklar ve (obölünmeler kaldı. Şimdi herkes, bunların nasıl gi- derileceğini düşünmektedir. İtalyada yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden en zararlı çıkan parti, Parlâmentonun en kalabalık partisi o- lan Hristiyan Demokratlardır. Hris- tiyan Demokratlar, seçimlerin başın- dan sonuna kadar, belli bir aday üze- rinde birleşememişlerdir. Partinin res- mi adayı olarak ortaya çıkarılan Le- one bugünkü koalisyonun sol kanadı tarafından desteklenmediği gibi, ken- di partisinin sol kanadı tarafından da benimsenmemiştir. Hristiyan Demok- ratların sol kanadı partiyi bölmek pa- hasına ortaya çıkan Signor Fanfani- ye oy vermiştir. Sosyalistler ise, başın- DÜNYADA OLUP BİTENLER dan sonuna kadar Saragat'i tutmuş- lardır. Saragat'ın seçimi iki önemli olay sonunda mümkün olabilmiştir. Bunla- rın birincisi, Hristiyan Demokratların kendi adaylarım o seçtirmeyeceklerini anlayınca Leone'nin adaylığını geri al- maları ve Saragat 'ı desteklemeye ka- rar vermeleridir. Bu karar, ileride ital yan politikası üzerinde büyük etkileri olacak bir karar gibi karşılanmaktadır. Gerçekten. Hristiyan Demokrat lider- lerin bu davranışı parti içinde yüzü aş kın sağ kanat milletvekilinin hiddetini kazanmıştır. Bunun yanısıra, partisi- nin kendini desteklemediğini gören Fanfani de kırılmış bulunmaktadır. Bu durum karşısında Hristiyan Demokrat Parti içinde şimdi sağ, orta ve sol ol- mak üzere üç belirli hizibin çıktığını söylemek yanlış olmasa gerektir. Bu hizipleşme, hiç şüphe yok, bundan son raki kabine buhranları sırasında bü- tün ağırlığını gösterecektir. Saragat'ın seçimini sağlayan ikinci olay da, komünistlerin yirminci tur- dan sonra oylarını Saragat'a vermele- ridir. Eğer komünistlerin desteği olma- saydı, Saragat Cumhurbaşkanı seçile- mezdi. Bu bakımdan komünistler bun- dan sonra her fırsatta italyanın en ö- nemli partisi olduklarım ileri sürecek- lerdir. Hristiyan Demokatların kendi aralarında ve Sosyal Demokratlarla ön ceden anlaşıp tek bir aday üzerinde birleşememeleri, işin bu yola dökülme sinde başlıca rolü oynamıştır. (Radar: — 150) — 20 17