8 Ocak 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

Dİ Ş > Almanya Kalpteki yara Aşağıdaki yazı, Batı Avrupa- a son günlerde bir dolaş- ma yapmış, olan Başyazarımız Metin Toker tarafindan o ha- zarlanmış olan seriye dahil bir yeni yazıdır. Metin Toker bun- dan evvelki yazısında Türkiye- nin dışarda nasıl temsil edil- diği konusu üzerinde durmak- taydı. Bu seferki yazıda, Batı Almanya Şansölyesi Dr. Lud wig Erhard başta olmak üze- re, Başyazarımızın çeşitli kim- selerle mahıallinde yaptığı o te- maslardan edinilen intiba nak- ledilmektedir. Metin Toker ya- -ısında toplu fikir vermeye çalışmakta ır Batı Almanya Şansölyesi Dr. Lud- wig Erhard orta boylu, o resimle- rindeki kadar oOOolmamakla beraber şişman, ağızından pürosu hiç eksil- meyen, yuvarlak neşeli yüzlü bir dev let adamı. Batı Almanyada Dr.Lud- wig Erhard, "Alman Mucizesi" o diye bilinen alman kalkınmasının mimarı olması itibariyle büyük bir £ iktisatçı şöhretine ve itibarına sahip. Zaten, Dr. Adenauer'den sonra o Şansölyeli- ğe Dr. Adenauer'in favorisi (o olmadı- ğı halde getirilmesinin sebebi de bu Şimdi Erhard, Batı (Almanya gibi bir memleketin Oo Başbakanının mutad dertlerine sahip. Ama her şey göste- riyor ki Şansölyenin en büyük derdi, harikulade Adenauer'in kendisi oüze- rine düşen gölgesidir. Zira Dr. Ade- nauer, doksanıncı yaşına (yaklaştığı halde, aşağı yukarı nesildaşı Churc- hill'in aksine, elini ve eteğini opoliti- kadan çekmiş değildir. Hatta Adena- . iktidardaki Hristiyan Demok- rat Partinin (lideridir, o politikanın - bilhassa dış politikanın - tam için- dedir ve doğrusu istenilirse o inanıl- maz hayatiyetini de oradan almakta- dır. Ancak bu bütün prestijine rağ- men Dr. Ludwig Erhard'ı, iktidarın gerçek sahibi olmaktan men etmekte- dir. Nitekim geçenlerde. Fransa ile Almanya arasında bulutlar belirdi - . Adenauer kalkmış görüşmüş, orada bir nevi (o “sorumlu devlet adamı" görevi yapmıştır. İhti- yar politikacı tabii dönüşte Dr. Er- hard'ı görmüş, ona bilgi vermiştir a- ma inisyatif az kimsenin gözünden 20 G E Z Ludwig Erhard Mucizenin mimarı kaçmıştır. Şansölyenin başka bir "belalı" sı eski Milli Savunma Bakanı Strauss" dur. İktidarı içindeki bu zıt kuvvetler Dr. Erhard'ı pek yaklaşan seçimlerin arefesinde bir takım hareketlere Zor- lamaktadır. Bütün almanların kal- binde olan Almanyanm keme güç si meselesi ,çok araflı nüklee ve bir yandan Fransa, diğer a tan Amerikayla olan münasebetler bu hareketlerin başlıcalarını teşkil et- mektedir. Tuzu kura memleket Federal Almanya Şansölyesi, o ken- disine Bonn'da sorduğum dokuz sorudan yedisini cevaplandırdı. o Ce- vaplandırmadığı sorulardan biri Kıb- rısla ilgili olandır. Batı Almanya Kıb- rıs gibi dikenli ve çok taraflı bir ko- nuda açık vaziyet almak, yani her hangi bir memleketi gücendirmek is- bütün sa bir takım küçük devletler | tara- L E R fından bir nevi şantaja maruz bıra- el vin ve başı sıkışan, yahut te- karın dikilip manyayı tanırım, ha.." diye girişmektedir. . Bonn'da bir partide bir gazeteci: — Öyle hale geldik ki, kim bunu söyleyip bizden para sökülmemizi istese hemen kesenin ağzını açıyoruz" dedi. Federal oAlmanya im Kıbrısla ilgili ezlikten gelmesi şişi ve kebabı aa bir arada kurtarmak gayretine (o bağlan malıdır. Gerçi Dr. Erhardın Tür- kiye gibi bir memleketten Doğu Al- manyayı, kızıp, tanımasını bekleme- diği muhakkaktır. Ama Makarlosun Kıbrıs oCumhuriyetinin fazla tanınmadığı muhakkaktır. tehdide kokteyl Erhard'ın zararına olduğunda şüp- he yoktur. Kaldı ki Federal Alman- ya, memleketin birleştirilmesi için top- yekün self-determination istemekte- dir iki Almanyada bir milletin, oKıb- rısta ise iki milletin yaşaması gibi in- -elikler asıl hedefin önünde ikinci plânda kalmaktadır. Gerçekten de tuzu kura olan Batı Almanyada politika, memleketin bir- leştirilmesi fikrinin büyük (nisbette tesiri altındadır. Kuvvetli iktisat Almanya hakkında bir takım endi- şeler yok değildir. İddia, gelirle- rin prodüktiviteden daha büyük o sü- ratle arttığı, onun için bir enflasyon tehlikesinin Oo bulunduğudur. o Bizzat Şansölye Erhard alınanların bu ko- nuda dikkatini bir aralık çekmiştir. Ama şimdi durum büyük nisbette de- gişmiştir. Bugün Almanyayı her han- gi bir iktisadi veya mali tehlikenin beklediğini söylemek fazla, (oo karam- sarlıktır. Almanlar o konuda bir kor- kuya sahip görünmemektedirler. Frank furtun Oo meşhur bir caddesindeki dükkânlar, yılbaşı münasebetiyle tık- lum tıklım doldurulmuştur ve fiyatlar,. Avrupa ( fiyatlarıyla ( kıyaslandığında ucuzdur. Korkunç pahalı Viyana, bil- hassa yiyecek ve otel ücretleri (o feza- larda olan Paris, her en iyisi- nin en pahalı fiyatlarla satıldığı Lond ranın yanında alman şehirleri ucuz luklarıyla (o dikkati (o çekmektedirler. Satınalma gücünün yüksek olması hem prodüktivitenin, hem de tabii it- halâtın rahat bir seyir takip ettiğinin delili sayılabilir. Almanyada iş hayatı, AKİS, 8 OCAK 1865 almanla-