15 Mayıs 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

C.H.P. ye Gençlik Aşısı İlk M.B.K. nın “14'ler" diye bilinen grupunun gerçek kremasını teşkil edenlerden Orhan Kabibay ile Or- han Erkanlı ve İrfan Solmazer bun- dan böyle C.H.P. nin saflarında çalı- ka Ş i Alpaslan Tür- keş olduğu halde C.K.M.P. yi seç- mişlerdir. Geri kalanlar arasında dikkati çeken sima, genç Numan E- sindir. Belki o da bir siyasi partiye katılacaktır ve onun da davranışı bir haber teşkil edecektir. Ondan so "1d'ler" diye bilinenler hayatlarının bir devrini kapayıp bir başka devrini açmış olacaklardır. Türkeş dalı, Don Kişotu ve Sanşo Pansasıyla bir alemdir ve politik ol- duğu kadar patolojik yanı da vardır. Ama Kabibay, Erkanlı ve Solmazerin siyasi hayatlarını bir siyasi parti i- ın yed uz aynı durumdayızdır. azen, üç "14'ler"in C.H.P. ye gir- meleri gibi bir hadise, Allahtan, göz- a ve karamsarlığa pek hak olmadığım göstermektedir. “14'ler" ne memlekete, ne İhtilâ- lin prensiplerine ihanet ettiklerin- den dolayı bir Kasım günü adeta pa- ketlenip yurt dışına çıkarılmışlardır. Aralarında bir başka rejimin hasre- tini çekenlerin bulunduğu muhak- aktır. Onlar, nasyonal sosyalist ha- etmektedirler ve hep edeceklerdir. A- ma "14'ler"in içinde ebugün C.H.P. ye katılan grup kafalarındaki icraatı yapabilmenin yolunu partisiz, seçim- siz bir sistemde iktidara oturmak, o- larak görmüşlerdir. Bundan dolayı- dır ki "Madem ki geldik, bunları ya- pıncaya kadar kalalım" demişlerdir. Fakat aksi tezi lardır ve Türkiye, bir kısa fasıladan sonra, tekrar Demokrasiyle idare o- lunmaya devam etmiştir. Bıifün, “14'ler"in bir siyasi par- tiye girmeleri siyasetin bütün normal AKİS, 15 MAYIS 1965 memleketlerde olduğu gibi Türkiyede e bir siyasi partinin kadrosu içinde yapılabileceğini görüp anlamalarının, neticesidir. Kendi akıbetleri, 22 Şu- bat ile 21 seri ve Talât Aydemirin O âkibeti halkının, türk ordusunun, türk andiğnia ve bütün diğer sağlam kuvvetlerin ger- çek temayülünün ne olduğunu herke se ispat etmiştir. Bu dersi alabilme! 27 Mayısın genç ve ateşli subayları- nın, kendilerinin C.H.P. ye giriş be- yannamelerini imzalayan İsmet İnö- nünün belirttiği gibi "hadiselerle DİŞ- diklerinin delili"dir. Gerçeği görüp o na göre davranmak, elbette fazilet- lerin en büyüğüdür remeyeceklermi daima o söylemişler- dir. Neden? Çünkü metod işi halle- dildikten sonra inanç olarak “14'ler" in bu dalı ve C.H.P. ikiz kardeş gi- bidirler. imdi CH.P. üç ateşli, imanlı, re- form taraftarı eleman kazanmış bu- . Bunların meziyetleri ki. mizmlerinde, coşkun ruhlarında, ça- lışma güçlerinde ve şarj olmuş dina- P. nin yeni eski partinin çalıştırmasını beklerler- se çok beklerler C.H.P. ancak mem- leketin pek sıkışık hallerinde canını dişine takan bir teşekküldür. Ona, C.H.P.'ye katılan 14'ler İnönü ile C.H.P.'de Eski kubbede yeni ses "14'ler"in bu gerçek değerleri bir çelişme göstermek isteyenler çıkmış- tır ve çıkacaktır da.. Ama "14'ler" ile C.H.P. arasındaki mücadele hiç bir zaman fikir, program, reform konusunda olmamıştır. Mücadele, bunların gerçekleşmesini sağlayacak yolun seçimi konusunda cereyan et- miş ve bugün bitmiştir, kapanmıştır. Bir Kabibay, bir Erkanlı, bir Solma- ser C.H.P. den başka bir partiye gi- yeni üyelerin ve memleketin başka tabakalarından onlara katılacak o- lanların genç nefesleriyle hayat ver- meleri lâzımdır. Bunlar Genel Baş- kanlarında kendileri için bir "koru- yucu melek" bulabilirler. Fakat inis- yatifi bizaat Ilanmak, çalışmak, faal olmak, C-H.P. nin ihtiyacını his- settiği havayı yaratmak ve bilhassa, ilk başlardaki güçlüklerden hiç yıl- mamak zorundadırlar. Eğer bunu yapmazlar, kendilerini mevcut havaya il sa in hayatlarında yen açıl- maz, “14'ler" hayatlarını kapatırlar.