Halit Ziya Konuralpin sz Ni meğe çalışmasına rağm 83 Meclis üyesinden ancak 22 taraftar toplaya- bildi Tıp Fakültesinde bugün bir kısmı sonuçlanan ve tamamen üst seviyede, yâni ordinaryüs profesörler seviyesin- de devam eden çekişmeler, MBK dev- rinde Üniversiteden affedilen 147 öğ- retim üyesinin 1. Koalisyon Hükümeti tarafından tekrar Üniversiteye iade e- dilmesiyle başlamıştır. Bugünkü olay- ları kavrayabilmek için birkaç yıl ge- riye gitmek gerekmektedir. 1962 yılında Üniversiteye dönen Tıp Fakülteli 147'ler -ki bunların ba- şında Ord. Prof. Ekrem Şerif Egeli ile Ord. Prof. Kâzım İsmail Gürkan gel- mektedir- bıraktıkları kliniklerin başı- na, o zamanki Üniversite Rektörü Ord. Prof. Sıddı Sami Onardan aldıkları emre dayanarak, büyük tezahüratla geçmek istediler. Hattâ gösteri merak- sı Kâzım İsmail Gürkan, Çapadaki kliniğinin başına geçerken, eskiden ol- duğu gibi ziller çaldırttı ve o sırada kliniğin başında bulunan Bedii Gor- bonun eşyalarını odadan dışarı attır- mak suretiyle, sonradan günlerce de- dikodusu yapılan nahoş olaylara sebe- biyet verdi. Bu gösterilerle eski kli- niklerinin başına geçmek ve diktator- yalarına bıraktıkları yerden devam et- mek isteyen Tıp Fakülteli (o 147'lerin karşısına, o zaman Tıp Fakültesi De- kanı olan Ord. Prof. Halit Ziya Ko- nuralp çıktı. Konuralp, Üniversiteler niklerin başında bulunan profesörlerin müktesep hakları bulunduğunu, bu iti- barla klinik şeflerinin hiç bir surette değişemiyeceğini bildirerek, yeni gelen leri tanımadı ve en ufağından en bü- yüğüne, bütün Tıp Fakültesi personeli ne bu yolda bir tamim yaptı- Bir yan- dan da tekrar Üniversiteye dönen 147 lerle temasa geçerek, Fakültedeki â- hengin bozulmaması için,halen klinik- lerin başında bulunan öğretim üyele- rinin yerlerinden o oynatılmamasını, yeniden gelen profesörler için ise eski kürsülere paralel yeni kürsüler ihdas dilmesini, bu surette hem uzlaştı- rıcı bir yol bulunacağını, hem de Tıp Fakültesindeki Oöğretimin O öğrenciye daha faydalı bir hale geleceğini bildir- di. Fakat savaş kazanmış muzaffer ku- mandanlar edasıyle Üniversiteye dö- nen ve o Sıralarda isimlerine "Klinik- çiler" denilen ordinaryüsler mutlak ter galibiyet istiyor ve taviz vermeğe ka- tiyen yanaşmıyorlardı. Eskisi gibi kli niklerinin başına geçecekler ve herkes AKİS, 15 MAYİS 1965 kendilerinden sonra gelecekti. Yorgan gitti, kavga bitmedi Ordinaryüslerin bu tutumu yüzünden İstanbul Üniversitesi Tıp Fakülte- sindeki çekişmeler yılan hikâyesi gibi uzadı. Olaya Danıştay, Hükümet ve en son olarak da, vâki şikâyet üzerine, Savcılık karıştı. £ Kürsülerin başında bulunan profesörler Danıştaya müra- caat ederek, Sıddık Sami Onarın ver- diği emre karşı bir "tehir-i icra" ka- rarı aldılar. 147'ler ise Sıddık Sami Onarı da kendi saflarına alarak, De- kan Halit Ziya Konuralpi bertaraf et- me yoluna gittiler. Hukuk Fakültesi profesörlerinden Sulhi Dönmezer ve Lütfi Birantın hazırladığı bir taktik neticesi Konuralp hakkında bir ihbar mektubu yazıldı ve bu ihbar mektubu dolayısıyla açılan tahkikat sebep gös- terilerek Konuralp dekanlıktan rektör lük emrine alındı. Ancak o sıralarda tıp ilmini bıraka- rak hukuk ve bilhassa idare hukukuna çalışan Konuralp, Danıştaya tekrar müracaatla, rektörlük emrine alınma YURTTA OLUP BİTENLER kararını iptal ettirdi, üstelik de Rek- tör Sıddık Sami Onardan, ağır hizmet kusuru dolayısıyla, on bin lira tazmi- nat almağa hak kazandı. Bu netice ü- zerine 147'ler, Konuralpin dekanlık müddeti bitinceye kadar beklemeyi uy gun buldular. Nitekim Kasım ayında dekan seçimlerinde de Ekrem Şe- rif Egelinin dekan olmasını sağladılar. Ekrem Şerif Egeli, dekan olur ol- maz hemen faaliyete geçti. (İntikam almanın tam zamanı idi. Hem kendile rine başkaldıran kürsü profesörlerine, ellerinden klinikleri alınmak suretiyle, hadleri bildirilmeli, hem de bunları tu- tan Halit Ziya Konuralp cezalandırıl- malıydı. Halit Ziya Konuralp, 147'ler Üni- versitede iken de, döndükleri zaman da Gureba İkinci Cerrahi Kliniğinin ba- şında idi. Ona verilecek en büyük ce- za, bu kliniğin onun elinden alınması olacaktı. O kadar ki, Egeli ve Gürkan, sırf Konuralpi kliniksiz bırakmak için kendileri de kliniksiz kalmağa razı idi- ler. Nitekim hemen formül bulundu: Ekrem Şerif Egeli Nihayet yorgan da gitti! arkadaşlarıyla