15 Mayıs 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

15 Mayıs 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tüli'den I love Paris! Bülent (oUşaklığil (o Paristen merkeze çağrılalı neredeyse yıl olacak. Ama pir türlü döneceği yok. Ankaralı dost- larına mesaj üstüne mesaj yolluyor. Okul arkadaşı olan Başbakan Ürgüp- lü, güya, Uşaklıgilin Hazirana kadar Pariste kalmasını sağlamış. Bir çok el- çi de bu yüzden "yâ sabır!" çekiyor- muş. Çünkü hepsinin agremanları is- tenmiş, başka yere aktarıldıkları du- yulmuş. Yani bunlar, bulundukları memlekette artık resmen elçi sayıl- mıyorlar. Bu duruma göre Moskova ve Madrid elçilikleri yanında Roma, Paris, Bern elçiliklerine de boş denile- bilir. Çankaya Köşkünde Devlet Başkanı Gürsel ile (Bayan Gürsel, Semih Akbil ile eşinin ay- rlacağını duyunca oçok üzülmüşler. Semih Akbili evlâd gibi (o seviyorlar, üzgün görmeğe (o dâyanamıyorlarmış. Beri yanda, Çankaya Köşküne harıl harıl yeni bir Özel Kalem Müdürü aranıyor ve İlhan Bakayın adından da çok bahsediliyor. Dut yemiş bülbül gibi... Geçende Ankaraya (o gelen devlet adamı Massigil ile İnönü Tarih Kurumunun düzenlediği bir a- çık oturumda Hatay meselesini bir daha tarihin ışığına çıkardılar. oOBu karşılaşmanın, Hatay meselesi dışında, eğlenceli yanları da vardı. Bilim adam- larının önünde yapılan bir konuşmayı ünlü tarihçilerimiz dut yemiş bülbül- ler gibi dinlediler ve "Soru sormak isteyen var mı?" denilince de önleri- ne baktılar. Prof. Bahri Savcı da ol- masaydı, toplantıda bilim adamlarının sesi hiç duyulmayacaktı, Prof. Afetinan, Meclis tutanakları üzerine bazı sözleriyle herkesi şaşırt- tı. Bu kadın tarihçimiz Meclis tutanak- larının rahatça incelenebileceğini me- ger o güne kadar bilmiyormuş! Antalya merakı General De Gaulle'ün Ankaradaki temsilcisi oOMr. Hardion'ın diplo- matlık hayatı yakında sona eriyor. Zi- ra Mr. Hardion emekliye ayrılıyor. A- ma fransız karı-kocanın, Türkiyeden büsbütün ayrılmaya hiç de niyetleri yok. Antalya kıyılarında bir yer satın 28 haberler alıp, tatillerini burada geçirmeye ni- yetleniyorlar. Anlaşılan, yabancılarla dolan Fransız Riviera'sından bıkmış o- lacaklar... Misafir Bakan ve kılıç-kalkan İspanya Turizm Bakam Fraga geçen hafta içinde Ankaraya geldi. yüzden İspanya (Büyük Elçisinin eşi Bn. Gomez çok telâşlı günler geçirdi. Turizm ve Tanıtma Bakanı MP'li Ze- kâi Derman da, TRT'deki meşguliye- tinden fedakârlık ederek, Washington lokantasında, misafir şerefine bir öğle yemeği verdi. Yemekte Bursanın meş- Prof. Afetinan İlim yapan kadın | hur Kılıç - Kalkan oyunu da seyredil- di. Kılıç ve kalkanla bir cenk hava- sında oynanan oyun sırasında ispanyol dostlarımız korkulu dakikalar yaşadı- lar. Buna şaşmadık desek yalan olur. Madriddeki kanlı boğa güreşlerinin yanında kılıç kalkan da nedir ki!.. Fraga şerefine eski Madrid Elçimiz -yenisi de hâlâ tayin edilmedi ya..- Nu rettin Vergin ve eşi de haftanın ba- şındaki pazar akşamı bir kokteyl ver- diler. Paris caddesindeki Birlik apart- manının salonları ağzına kadar doldu. Nurettin Vergin gümüş koleksiyonuy- la tanınmış bir diplomatımızdır. Fır- sat buldukça, misafirlerine, o Liz Elçiliği sırasında (o top kürdanlıkları gösterdi. sıl aşkı porselenmiş ama, Ma Pr şöyle diyor: B k bize yasak! o Mesleği- mizi aradın oraya giderken kırılı- Bu sözlerde biraz sitem saklı ol- duğu açıktır. Çünkü Nurettin Vergin en çok yer değiştiren diplomatlardan birisidir, Önce Vatikana gitti, Muhar- rem İhsan Kızıloğlu İçişleri Bakanlı- gğından ayrılıp da diplomat olunca, Vergin Lizbona aktarıldı. e Lizbondan Madride gitti, oradan da merkeze dön- dü. Fakat Verginin elçilikleri kısa da sürse, diplomatlığı başarılıdır. Meselâ Fraga'yı evinde, şahsi dostu (olarak selâmladı, göğsüne de İzabella katolik nişanını taktı! Gelelim yine gümüşlere... Bu ne- fis kürdanlıkların pırıl pırıl durması tabii o kadar kolay değildir!.. Nuret- tin Vergin, bunları parlatmak için haf- tada bir kaç saatini veriyormuş. Bu, koleksiyoncu diplomatların kaçınılmaz çilesidir. NATO'daki OBüyük Elçimiz Muharrem Nuri Birgi de Paristeki e- vini süsleyen meşhur mavi-beyaz por- selen koleksiyonunun tozunu her gün kendisi alırmış!.. Alınganlıklar geçti mi? Bir aydır devam eden "Vanya Dayı' provaları sona erdi, misafir alman rejisör Shcweikart'in sahneye koyduğu "Vanya- Dayı" nihayet perdesini aça- bildi, İlk oyun Ankara Gazeteciler Cemiyeti yararınaydı. Bütün biletler satılmıştı ama, nedense bazı koltuk- lar boştu. Amerikalılar, bilet aldıklar halde gelmemişlerdi. Herhalde Çekhof sovyet yazarıdır diye gelmemiş olacak lar!. Amerikan Haberler .Bürosu Müdü rü Sguires'den başka kimsecikler gözük müyordu. Oysa Sovyetler de Çekhofu Çarlık devrinin yazarr saymaktadırlar Hem, o akşam Elçilikte İkinci Dünya Savaşının yirminci zafer yıldönümü' de kutlanıyordu, belki de bu yüzden "Vanya Dayı"ya ayıracak vakit bu- lamamışlardır. Bu oyunun rol dağıtımı bir çok tar- tışmaya, dedikoduya yol açmış. Ke- rim Afşar Doktor rolüne, oMuazzez AKİS, 15 MAYIS 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: