6 Kasım 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

SEYFİ ÖZTÜRK: Ulaştırma Bakanı Seyfi Öztürkün en büyük özelliği, gamsız ve kedersiz oluşudur. Bir de, diğer partilere küfretmek ve o küfrettiği partilerden birine girdik- ten sonra da, ayrıldığı partiye ra- hatça küfredebilmektir.Politikaya CKMP saflarında atılan Seyfi Öz- türk, Dördüncü Koalisyon Hükü- metinde Köy İşleri Bakanlığı yap- mış, Türkeşin partiyi ele geçirme- sinden sonra ise CKMP'den istifa etmiştir. Ancak, Bakanlık koltuğun- dan ayrılmanın mukadder olduğunu görünce hemen AP'ye transfer etmekte hiç bir beis görmemiştir. 38 yaşında olan Ulaştırma Bakanı Öztürk, spor- lardan en çok güreşi sevmektedir. Arkadaşları, ken- disinin, gençlik çağlarında iyi güreştiğini ifade etmek- te, "sağlam elense çekerdi" demektedirler. Mesleği avukatlık olan Öztürk evli ve iki çocuk babasıdır. İHSAN SABRİ ÇAĞLAYANGİL: "Ayağında daracık pantalon —- E- linde binlik şişe. — Erkeklik bu mu kızım? — Erkeksen, ayakta işe!" Bu dörtlüğün şairi, Dışişleri Ba- kanı İhsan Sabri Çağlayangil, Demi- rel Hükümetinin -kendi ifadesine göre en çok dil bilen üyesidir. İngi- lizceyi fransızca kadar, fransızcâyı ise rusça kadar bilmektedir! Ancak bunların hangisini türkçe kadar bil- diği tamamile meçhuldür. Rusçayı ise, rakı içmek için devam ettiği Karpiç lokantasında garsonlardan öğrenmiştir. Bu meziyeti, Dışişleri Bakanlığına transferinde oldukça büyük rol oynamıştır. Hattâ İçişleri Bakanı olmak isterken Dışişleri Bakanlığına getirilmesine kendisi bile hayret etmiştir. Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra Emniyet Teşkilâtında görev almış, sonra da çeşitli illerde Va- lilik yapmış olan Çağlayangilin valilikte en son dura- ğı, Bursa olmuştur. Asıl şöhretini, Bursa Valiliğine borçludur. Valiliği sırasında adının suiistimallere ka- rıştığı söylenen Çağlayangil, yukardaki edebi dörtlü- gü, Uludağda, beğendiği bir genç kız için yazmıştır. İhtilâlle birlikte de soluğu Balmumcuda almıştır. Sporu çok sever. Bilardo oynamaya bayılır. Evli- dir ve bir kız çocuğu vardır. 26 SABİT OSMAN AVCI: Köy İşleri Bakanı Sabit Osman Avcı, seçim bölgesi Artvinde "Orman İmpara- toru" adıyla mâruftur. Bu ünü, Art- vin Orman İşletmesi Başmüdürüy- ken gösterdiği "aşırı gayretler"den ileri gelmektedir. Bu "aşırı gayret- ler", adının suistimallere karışma- sına sebep olmuş ve hakkında iki tazminat dâvası açılmıştır. Bu dâ- valardan biri hâlâ devam etmekte- dir. Köy İşleri Bakamımı özellikle- rinden, biri de, sosyetik eğlencelere fazlasıyla düşkün oluşudur. Bu özelliği bilhassa, DP devrinde Hiltonda, hemen her geçe, yabancı kadınlara çektiği ziyafetler- le ortaya çıkmıştır. Bakan olduktan sonra yalanları- na köy dâvalarını kısa bir süre içinde halledeceğini müjdelemiştir. Evlidir ve iki kız çocuğu vardır. HASAN DİNÇER: Dördüncü Koa- lisyon Hükümetinde Milli Savunma Bakanıyken, Türkeşin Genel Baş- kanlık koltuğunu kapmasıyla CKMP den AP'ye kayan Demirel Hüküme- tinin Adalet Bakanı Hasan Dinçerin yegâne özelliği, mutedil oluşudur. CKMP Genel Başkanıyken, İkinci İnönü Koalisyonunda Başbakan Yardımcılığı (oOgörevine (ulaşabilen Dinçer bugün 55 yaşındadır ve AP Konya milletvekilidir. Önemli bir niteliği de, zaman ve mekâna göre, rahatlıkla şekil değiştirebilmesidir. Dostlarınca mü- tevazi ve olgun bir aile reisi olarak tanınır. Alaturka müziği son derece sever. Yaz aylarında bazen, oto- mobilini Gençlik Parkının bir köşesine parkederek, eşi ve çocuklarıyla birlikte meşhur pavyon sanatkâr- larını bedava dinlemek en büyük zevklerindendir. Hasan Dinçerin eksiği, hadiselere doğru teşhis koyma kabiliyetidir. Meselâ İnönü Amerikaya gider- ken onun olmadığı bir sırada Türkiyede başarılı bir askeri hükümet darbesi yapılacağından öylesine en- dişelenmiştir ki, İnönünün gitmemesi için elinden geleni yapmış, fakat sözünü dinletememiştir. SÜLEYMAN DEMİREL: Çiçeğibur- nunda Başbakan Demirel, AP'li kit- lenin ümidini üzerinde toplayan, dâhi bir politikacıdır!.. Amacı, ya- kın bir gelecekte "Müreffeh bir Tür- kiye" yaratmaktır. Kendini Türki- yenin müstakbel kurtarıcısi"ola- rak görmektedir. Konuşkandır. Ku- ru fasulye ile soğanı bilhassa çok sever. Halkın âşığıdır. Halkın mut- luluğu için "darağacına gitmeyi" bile az görmektedir. Bol keseden vaad dağıtmakta, ama bu vaadleri 6 Kasım 1965