6 Kasım 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 6

Ancak umumiyetle bu safhadan son- ra bir başka safhanın geldiği unu- tulmamalıdır. Bu çeşit gayretler, bazı müesse- selerde bazı neticeler verse de, o mü esseselerin tamamını kandırmaz. O müesseselerin başka mensupları ken- di gördükleri gerçekleri söyleyip yazmakta, tavırlarım muhafazada devam ederler. O zaman meharetli zat pek şiddetli olur ve "doğru yo- lu seçmeyenler"i doğru yola getir- mek için elindeki kudreti seferber eder. Doğru yol, elbette» kendi yolu- dur. Tenkit eden gazetecilere hapis- hane kapıları öyle açılır. Görülme- miş Kalkınma veya Nurlu İstikbal mucizelerine inanmayan üniversite profesörlerine Bakanlık emrine a- lınma muameleleri, öğrencilere "dö- ne döne başı dönmüş bir avuç boş- gezen" küfürleri öyle başlar. Uysal- lara bütün nimetler, dik kafalılara bütün zulümler bu sistemin Türki- yede geçirilmiş tecrübesinin dağıt- tığı pay olmuştur. Bu sistem "satın alınan satın alınır, kandırılan kan- dırılır, ne yapalım, ötekilere katla- nacağız" demez. Tabii, kudreti yeterse.. Kudreti- nin yeteceğini sananların âkibeti i- se, sistemin Türkiyede geçirilmiş tecrübesinin bir başka tecellisi ol- muştur. Onun da unutulmamasında, il- gililer için çok fayda vardır. Faturalar Estağfurullah! 1965 Seçimlerinin "Büyük Galip"i Süleyman Demirele, kendilerini bu seçimlerin "Gerçek Galip"i bi- lenlerden ilk faturalar bu hafta gel- meye başladı. İlk faturanın, belki Alaturka Kurnazlık Milli Savunmanın başına, Süleyman Demirel, Adnan Menderesin bir eski polisini getirmiş bulunuyor. Bu, yeni hükümetteki, belki de en "tipik tayin"dir. Ahmet Topaloğlu bir polis olarak eğitim gör- müş, polis müdürlüklerinde bulunmuş ve o sahada başarı kazan- mıştır. Ahmet Topaloğlu, bir devrin "Kemal Aygün tipi" hizmet- lisidir. Kemal Aygün, doğrudan doğruya talihsizliğinden -ve "hayır" demesini bilmemesinden - kazaya uğramış, ama şansı daha yaver Ahmet Topaloğlu önce bir koalisyon kabinesinde AP'nin İçişleri Ba- kanı olarak görev almış, şimdi de Süleyman Demirel tarafından Milli Savunma Bakanı yapılmıştır. Böylece Süleyman Demirel, ken- disine "olup bitenler"i, Ethem Menderesin Adnan Menderese haber verdiğinden daha iyi haber verebilecek, başında bulunduğu camia- nın - dalgalanmalarını daha iyi aksettirecek bir Bakan bulmuş olma- nın hazzını ve rahatlığını bulmaktadır. Bakam, kendisine mübarek olsun! Oyunun aksayan tarafı, bunun öteki tarafca da bilinmesidir. Süleyman Demirelin, Milli Savunmanın başına Adnan Menderesin bir eski polisini getirmiş olmasındaki sebep, elbette ki sadece "ça- rıklı erkânıharp"in malümu değildir ve öteki kurmaylar da bunu değerlendirecek kadar hem zekâya, hem bilgiye sahiptirler. Ahmet Topaloğlu, belki de bütün partizanların en koyusudur. Ama bunu, bir Reşat Özarda veya Sait Sina Yücesoy o kabalığıyla yapmaz. Hatta tam aksine, o kadar munis, yumuşak ve tatlı dilli, tatlı yüzlüdür ki insan onun AP Takımından olduğunu dahi anlaya- maz. Hemen, etrafında bir "çevre" kuracak ve antenlerini faaliyete geçirecek kadar beceriklidir. Ahmet Topaloğludan ne bir sert ted- bir, ne bir kaş çatması, ne bir kötü söz sâdır olur. Sizinle beraber şikâyetçidir, sizinle beraber dertlidir. Ama sakın ona "Peki be kar- deşim, o halde o takımda işin ne?" diye sormayınız. Ahmet Topaloğ- lunun görevi budur ve şimdi bu görevi, Süleyman Demirel hesabına en faydalı olacak bir sahada yapmak yükünü sırtına almıştır. Geti- e) 'tarassut mevkii" Süleyman Demirel için hayati önemdedir. ir yumuşak yüz, polisliğin verdiği tecrübeyle birleşince, Sü- Lemi Demirele bakılırsa, harikalar yaratacaktır. Tilki, ağzında peynir tutan karganın oturduğu dalın altına gel- yl Ona demiş — Aman karga kardeş, senin sesin ne güzeldir. Bana bir şarkı söy- lesene.." Hayır, hayır! Karga hemen şarkıya başlamamış. Evvelâ, ağzın- daki , peyniri iki ayağı arasına almış, sonra tilkiye dönmüş: — Elbette söylerim, tilki kardeş.. Ama ben, La' Fontaine'i oku- dum!" de en yüklü fatura olması AP Genel Başkanının işini kolaylaştmnaya- caktır. Kabinesinde Basın-Yayın ve Turizm Bakam yaptığı Nihat Kür- şatın gazetesi, İzmirdeki AP organı Ege Ekspresin açıktan "Celal Ba- yar Senatonun Tabii Üyesidir" diye yazmasıhaftanınbaşında Ankarada ve bilhassa Ankaranın bazı güçlü çevrelerinde derhal şiddetli tepkile- re yol açtı. Bu gazetede bir "Salih- lili avukat Muzaffer Çiçekoğlu" ta- rafından yazılan yazıda, üstelik, Se- natonun Tabii Üyesi olduğu için Ce- Celâl Bayar Bit kanlanınca. lâl Bayar hakkında bir ceza infaz edilemeyeceği Ode pek hukuki bir dille anlatılmaktadır! Bu mantığa göre Celâl Bayarın üzerindeki "Es- ki Cumhurbaşkanı" statüsünü al- mak kimsenin yetkisi dahilinde de- ğildir. Eee, Anayasada Eski Cum- hurbaşkanlarının Cumhuriyet Sena- tosuna Tabii Üye olmaları kaydı vardır. O halde Celâl Bayar Anka- raya gelmeli, 27 Mayıs Anayasasına göre Milli Birlik Komitesi Üyeleri- nin yanında, Tabii Üye olarak yeri- ni almalıdır. 6 Kasım 1965