31 Aralık 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

31 Aralık 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> fi seranagiirmmmiği mı o günlerde tam , Koraltan ve Menderes, Mİ Abdülillah ve Nu- Köprül ri Sait, Pakistanın Cumhurbaşkanı Mirza ve Başbakanı nerede bir toplantı olsa orada aynı zamanda cümbüş de yaparlar, hanendeler söy- ler; sazendeler çalar, köçekler oynardı. Liderle- rin birbirlerine elense çektikleri, itiştikleri bile Irak ve Türkiyede protokolün mltaşesn olma- sına da çok dikkat daha itinalı ve böyle şeylere önem veren Celâl Bayarı daha fazla memnun edec haldeydi. Merasim kıtası, başında bandosu ve alay san- muştu, Şahın geldiği gün olduğu gibi direklere iran bayrağı yerine Irak bayrağının çekilmesi tarzındaki lâubaliliklerden eser kalmamıştı. İn- tizam, tedbir, şatafat ve gösteriş tamdı. Bu, Bağdat Paktı için “normale avdet” mânasını taşıyordu. j “Normale avdet”in başka bir delili, hava alanını dolduran şık hahımlardı. O sıralarda 82 i moda, Çuval Modasıydı. Hava alanında kendi uçağımı beklerken bu modanın bütün in- celiklerini tetkik etmek fırsatını buldum. Rüz- gâr, Hava Yolları tarafından Devlet erkânının gezilerine tahsis edilmiş olup pistin kenarında duran Viscount uçağından gerilere doğru Paris parfümlerinin başdöndürücü kokusunu getiri- yordu. Uçağın yanına Devlet Başkanlarını teş- yie gelen kadınlı erkekli kalabalık dizilmişti. Bilhassa bizim hariciyecilerin hanımları pek faaldiler ve pek şıktılar. Şimdi, pek öyle harici- yeci hanımı kalmadı. Zorlu, etrafında bu çev- reyi isteyen Menemencioğlu tipi Dışişleri Ba- kanlarından sonuncusudur. -Tabii, yenisi her an çıkabilir..- Uçağın muteber yolcuları hareket saatin- den pek az evvel meydana dahil oldular, Hazır bulunanların ilgisini en ziyade, Şahın güzel kı- zı çekti. Bilhassa hanımlar kendisini inceden inceye gözden geçirdiler. Kızı kabadan kabaya gözden geçiren, bir Refik Koraltan oldu. Pren- ses Şehnaz lâciverte yakın mavi renkte, beyaz benekli bir elbise giymişti. Şapkası, çantası ve çok uzun topuklu ayakkabıları ile elinde tuttu- ğu mantosu beyazdı. Begüm Mirza da dikkati topladı. Namık Gediğin ve Fevzi Uçanerin ha- nımları Prensesle Begüme birer buket takdim ettiler. Milli marşlardan ve iranlı uğurlayıcı er- keklerin Şahın elini öpmesinden sonra uçağa evvelâ İran, arkadan Pakistan, sonra da Türkiye devlet başkanları bindiler. Onları Men- deres, Zorlu ve Koraltan takip ettiler. Ne yalan söyleyeyim, gözlerim bu ekibin küçük Faysalını, ince Abdülillahını ve babacan Nuri Saidini aramadı değil. Sec uçağı kalktı, gitti. Devlet Başkanları İstanbulda bir kısa sü- re kaldılar. Boğaziçinde, meşhur Umur Yatı Gezintisini yaptılar. Sonra, memleketlerine dön- düler. Fakat sanırım, yüreklerinde bir eziklik- le.. Şimdi, o ekipten bir Şahın mevkiini muhafa- za etmesi, onun âkıllılığından çok bir yandan talihinin, ama diğer taraftan da İran için bir gayretin içinde olmasının neticesidir. Meğer ben o gün Esenboğada bu merasimi seyrederken, başka bir hava hadisesi Adanalı- lara heyecanlı saatler yaşatıyormuş, Hemen he- men aynı saatlerde dünya kadar amerikan uça- ğı Adana göklerini doldurmuş. Bunlar mütema- Sea İncirli üssüne inip inip kalkıyormuş. Halk bir paniğe kapılmış. Bir yandan Irak Hadisele- ri, diğer taraftan Lübnanda olup bitenler hal- kın endişelerinin haklı sebebini teşkil ediyordu. Valilik bakmış ki olacak gibi değil, bir tebliğ yayınlayarak durumu izah etmiş: Hiç bir şey yoktu, bir tedbir olarak amerikan askerleri ken- di üslerine iniyorlardı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: