31 Aralık 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

, Adanaya amerikalılar onbin asker indirdiler. Bir gün evvel de amerikan deniz pi- yadeleri, Beyrut plâjlarındaki halkın meraklı bakışları arasında Lübnana çıkmışlardı. 1958'ın yazında, Orta Doğuda asıl mesele Lübnandi. Lübnandu, bizimkilerin bir başka dostu, Camille Chamoun vardı. Tipkı bizimkiler gibi Chamoun da kendisine “Sabık Cumhuı- başkanı” dedirtmek ıstemiyordu. Halbuki dev- resi biimişti ve tekrar seçilmesine mevzuat müsait değildi, Chamoun, mevzuatı değiştirmek çabasındaydı. Buna memleketin başka kuvvet- leri karşı çıkmışlar ve bir nevi içharp patlak vermişti. Ordu, Chamoun'un emrine girmemiş- ti. Nâsır ise fırsattan faydalanmıştı ve Cha- moun âleyhtarlığını bir nevi Nâsır taraftarlı- gına çevirmenin gayreti içindeydi. Durum bu iken, Chamoun Amerikadan askeri destek iste- mişti. Amerika da, kendi kıtalarını “barışı ko- rumak için” Orta Doğuya göndermişti. Bağdat- sız kalmış olan Bağdat Paktı Devlet Başkanla- rı, daha Ankaradayken Amerikanın Lübnana müdahalesini desteklediklerini bildirdiler, Şimdi, o günleri bir defa daha hatırlıyo- rum. Bir harp tehlikesi hudutlârımızın hemen ötesine gelmiş görünüyordu. Böyle bir kritik anda D.P, İktidarı o kadar kötü imtihan verdi ve ateşin üzerine benzinle gitti ki bizim batılı müttefiklerimiz Zorlunun politikasını alenen takbih etmek lüzumunu duydular, Bu, bizim için çok haysiyet kırıcı bir durum yarattı. Zorlu, Irak hadiselerinin patlamasından hemen sonra İngilterenin meşhur Daily Mail gazetesine bir demeç verdi. Bu demecinde, Ira- ka, kral taraftarlarına yardım etmek üzere gö- nüllü gönderilmesi derpiş olunuyordu. Bu, göz göre göre kıvılcımı Türkiyeye sıçratmaktı. Hal- buki Amerika ve İngilterenin bu çeşit bir niyet- leri yoktu. Amerikanın Orta Doğuya müdaha- lesi âcil bir durumu karşı alınmış tedbirdi. Ni- tekim amerikalılar cok kısa bir süre içinde Lübnandan çekildiler, onların yerine Birleşmiş Milletler Kuvvetleri geldi. Onların nezaretinde dürüst bir seçim yapıldı. Lübnan Ordusunun Başkomutanı General Fuat Şahap Cumhurbaş- «anı olarak Camille Chamoun'un yerini âldı, mesele kapandı. Batılılar Bağdatta Kasımı da çabucak tanıdılar. İngilizler ise Ürdünde Kral Hüseyinin tahtını korudular, fakat onun, Krai- lar Federasyonunun başı olarak Iraka, yeğeni Faysalın taraftarlarını tekrar işbaşına getir- mek için yürümesine müsaade etmediler, Haydi, bunlar hep araptı ve birbirleriyle aralarında meseleler vardı. Ya, bize ne oluyor- du? Zorlunun politikası, tamamile hissi bir po- litikaydı. İhtilâlin hemen akabinde, D.P. iktidarının Irak üzerine bir zırhlı birlik göndermek plânını yaptığını açıklamakta artık bir mahzur yoktur, Bu plân hem bizim Kurmayımızın, hem de hadiseyi haber alan amerikalıların şiddetli itirazıyla karşılaştı. Zorlu, bunu bir giyindi İntikamını, - Umur Yatı gezintisinden sonla sekter vaziyet Zorlununkiydi ve tebliğe N rimlerin konmasını Zorlu sağladı, Tebliğde Irak Hadiseleri “beynelmilel şekavet” olarak vasıf- landırılıyor, “şahsi odostlar”a karşı sempati söyleniyor, hattâ Batılılar Iraka müdahaleye az örtülü şekilde dâvet ediliyordu. Zorlunun tu. tumu “Nuri Ke canımız -.Feda olsun kanı: mız” tutumuyd Bu tebliğin. garip bir kaderi oldu. Tebliğ Florya Köşkünden, sabaha karşı saat ikide çıktı. Metni sabahleyin, ars şube açmış Bir gece yarısı, kendisi yatmaya hazırlanırken sokaktan İsmet “Sahir! Sahir!” diye ba- ğıran sesini tı. Sanmuş ki, artık kulağına gaipten #€s- ler geliyor. İsmet Paşayla 1958 yazında Ankara- da tatlı bekârlık günleri geçirdik. İki “-- be-