7 Mayıs 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

7 Mayıs 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kayseri Hadisesine çevirmeyelim..” Bunlar her yei'de; her toplantıda an- latıhyor, İsmet Paşanın yasak edilmiş bütün konuşmaları teksir edilerek dağıtı- lıyor, bir kulak gazetesi görülmemiş şe- kilde faaliyette bulunuyor, memleket bir ötekine, bazısı yalan, bazısı yanlış haberlerle çalkalanıp duruyordu. Bir ka- — rejim kurulunca ne olursa, bunların hepsi 1960 Nisanı Türkiyesinde oluyordu. G.H.P.'nin, “Kulak Gazetesi”nden bahse- den bir tamimi işte Demokratların eline bu sırada geçti ve büyük hadise oldu. Tamimi, C.H.P.'nin İstanbul il başkan- lığı çıkardı. CHP. de, D.P, de birer Se- çim Komitesi kurmuştu. Bunlar, mümkün nisbetinde gizlilik içinde çalışıyorlardı. O kadar ki-D.P. il merkezindeki Seçim Ko- mitesinin kapısına bir çiftay bile konmuş- tu. C.H.P.'nin bir de derdi vardı. Bilhas- sa eski emniyetçi Kemal Aygünün İstan- bula gelmesinden sonra partide gizli bir şey konuşulamaz olmuştu. Her şey Sızı- yeri Aygünün kulağına gidiyordu, Buna karşı, parti sırlarının muhafazası için il başkanlığı bütün teşkilata “gizlidir” kay- dıyla bir tamim yaptı. Tamime göre, bun- dan böyle, gizliliği muhafaza edebilmek için kademeler arasındaki seçimle ilgili yazışmalar kademelerin tayin edeceği üye- ii arasında yapilacaktı. Bunlar, fotoğraf. lı birer özel karta sahip olacaklardı, Ta- mimde, bir de şu fıkra vardı: “İlçelerin irtibata memur ettikleri üyeler aynı zamanda Kulak Gazetesi mu- habirliğini de deruhte edeceklerinden bu arkadaşlar şimdilik haftanın Salı ve Cu- mâ günleri saat 14 ilâ 16 arasında İl Se- çim Komitesinden Cemal Yıldırım ile mun- tazaman temas edeceklerdir.” Tamim, sanki gizlilik lüzumunun İs- pay gibi Kemal Aygünün eline geçti ve D.P. bu Kulak Gazetesi konusunda gü- rültüyü ko 1. İşte, C.H.P. yalan haber- leri yaymak ve halkı ihtilâle teşvik etmek için özel bir teşkilat kurmuştu. C.H.P. suçüstü yakalanmıştı. Buna mukabil C.H.P. kendisini zayıf bir şekilde savun- du. “Tamimden, İsmet Paşanın haberi yok- tu. Tamime böyle bir fıkranın konması da, tabii ihtiyatsızlıktı, Zira bunun ele geçe- ceği düşünülmeliydi. Gerçek şudur ki o günler, C.H.P, bir yeraltı faaliyetinin bü- tün hazırlıklarını tamamlamaktaydı o ve İstanbul teşkilatının tamimi bu faaliyetin bir parçasıydı. D.P. İktidarı C.H.P. KAR yer- üstünde, meşru bir çalışma hakkını yasak ettiği takdirde C.H.P, ne teslim olacaktı, ne de memleketi Bayar - Menderes ikili- sine teslim edecekti. Tıpkı, sanki bir ya- bancı müstevli gelip yurda yerleşmiş gibi, bu idareyi devirinceye kadar tı. Zaten 28 Nisan ile 27 Mayis srasnda C.H.P.'nin . şekilde çalışmış olduğu bir gerçektir. O günlerin bütün hadiselerinde birinci derecede rol sahibi olan C.H.P.'dir. Şimdi, durumu, benim bildiğim gibi ve gerçek yüzüyle ortaya koymak isterim. Tahkikat Komisyonu, Menderesin Türki- yeyi kendi idaresindeki bir tek parti sis- temine geri döndürmek denemesidir, Tah- kikat Komisyonu şumu tahkik edecekmiş de, bunu tahkik edecekmiş 'de.. Laf. Tah- kikat v rene öyle bir Türkiye yara- tacaktı ki nasıl 1945'ten önce bütün'seçim- leri Atatürkün ve İsmet Paşanın partisi “serbest bir şekilde!" kazanıyorsa Mende- resin partisi de aynı şekilde, daima kaza- nacaktı. Buna, Menderesin gücü yetmedi. Memleketin aydın zümresi ve onun öncüsü Gençlik, Menderesin Tahkikat Komisyo- nundan istediği Türkiyenin yerine öyle bir Türkiye yarattı ki deneme tam başa- rısızlıkla neticelendi. Menderes kumarını oynadı ve kaybetti. Tıpkı, kendisinden sonra bir başka sergüzeştçinin, 'Tâlât Ay- demirin oynayacağı ve kaybedeceği gibi.. Menderese karşı doğan bu mukavemet hüdayınabit midir? Kendiliğinden doğmuş, kendiliğinden mi gelişmiştir? Hayir. Onu C.H.P, organize etmiş, kanalize etmiş, bes- lemiş, sloganlarını vermiş, her hareketin nüvesini teşkil etmiş, bir beyin rolü oy- namıştır. İsmet Paşa, partisinin bu rolü oynadığından haberdardı. Ama kendisi, hiç bir zaman yeraltına geçmedi. Daima açıkta kaldı ve her sözünü açıktan söyle- di. Bir tek kişiyle bir komploya girişmedi. Buna mukabil İhtilâle yeşil ışığı onun yak- tığı bir gerçektir. Eğer o günler saya “D.P. diktasi mı, İhtilâl mi?” diye sorulacak olsaydı ve İsmet Paşa bun best cevap verebilseydi “İhtilâl” derdi. ihtilâlciler bundan haberdar oldular. ismet Paşa Pazartesi akşamı eve yor- gun, fakat canlı ve keyifli bar Meclis Dibekeriiesiii anlattı, Meclis Başkanlığı bain elimden Meclis için muteber gazete- ci giriş kartını almış ve bana Meclis mü- zakerelerini takibi yasak etmişti. Bunu “Metin Toker Meclis müzakerelerini ta- kip edemez” diye bir kararla yapamaya- cağından daha umumi bir formül bulmuş- tu: Sabıkası bülunanlar Meclise gireme- yeceklerdi! Ben de artık sabıkalıydım ya.. Kurulan Tahkikat Komisyonunun ya-

Bu sayıdan diğer sayfalar: