4 Ekim 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

4 Ekim 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Havza pazarının ehemmiyeti Pazara civar bütün kasabaların Samcun (Samsun ve ha- valisi muhabiri- mizden) — Pa zar denince göz- önüne, mahalli bir. kalabalığın basit bir. alış veriş manzara- sı gelir. Fakat bu mektubumla size bildirece- Bim Havza paz zarı bu kabil den © değildir. Bunun mahalli olmaktan ziya- de umumi ve kasabalar arası bir hususiyeti vardır. Her haftanın cuma gün- leri kurulan bu pazara yalnız Hav. za köylüleri değil, civardaki bü tün kasabaların köylüleri iştirak ederler... Bu yüzden o kadar ka- labalık olur ki bazan pazara mü- vazi ve amut cadde ve sokuklar. 'dan geçmek bile mümkün olmaz. Havza pazarının. ehemmiyeti hakkında bir fikir verebilmekli- Zim için sadece şu mevsimlerde 60 bin kilo buğday, bir o kadar da arpa alınıp satıldığını söyle- Bunun neti cesidir ki bugün Havzada daimi İş yapan on beş kadar zahire tica- Cuma günleri len seyyar ve mütevas- inzimamile alıcı mev- cudu epeyce artar, Hevza pazarının bu ehemmi- yetini takdir eden Ziraat bankası Dokumacılık Simavda bu sanat günden güne ilerliyor Simav 1 (Hususi) — Bundan iki sene evveline kadar bir halı rethanesi vardır. şehri olan Simav Avrupanın ma- ret Tüf piyasalarında büyük şi kazanmıştı, Burada bu sanat yü- zi olan da çoktu. len zengin Bugün eski faaliyetinin hiç de- mecek dereceye inmesi yüzünden memlekette bu sahadan uzaklaşıl- müş ve «şeyak» imaline başlan. muştır. Yerli şayaklar yerlinin elbise ihtiyacını çok ucuz olarak temin etmekte, her masrafı dahil oldu- ğu halde 3,5-4 Jiraya bir kat elbi- s€ yapılmaktadır. Kumaşın metre- 8i 25-30 kuruşa kadar satılmakta” dır. İktisadi vaziyeti iyi olan Si- mavın bu dokuma sanati daha ile- ziler ve tezgâhlar daha çoğalırsa ucuzluğu da dikkate şayan bir hal alacaktır. Mevcut olan bazı tez- gâhlar da tüccar hesabına halı do- kumaya bu mevsimde b. #adır. Ekseri kadınların madır, Vilâyetlerin mali vaziyeti Hususi idarelerce Dahiliye ve- kâletine gönderilmekte olan üç aylık vilâyetler mali vaziyet cet- vellerin teabhüre uğratılmıyarak derhal © gönderilmesi © Dabiliye vekâleimden vilüyelere bilir miştir. kö ylüleri iştirak Havzada Pazar civarında aşağı çarşı £on zamanlarda burada bir mü- bayan İstasyonu açmıştır. Banka- mın köylülerden satın aldığı buğ- day fintlerile, tacirlerin koyduk- ları fiatler arasında henüz bir fark yoksa du bu karşılıklı müba- " piyasa tutmasını temin etmekte- dir. Şunu da hemen bildirmeliyim ki: Köylüler, bankaya sattıkları buğdayı pazardan demiryolu tasyonuna kadar götürmeğe - kü bankanın pazar civarında bir deposu yoktur - ve bedelini de e az 600 metrelik mesafesi olan hü kümet civarındaki banka şubesin- den almağa mecbur oldukları için bunu zorluk sayarak daha ziya- de mallarını tüccarlara satmak istiyorlar. Havzada bir mübayaa istasyo- nu açmak suretile bu civar istih- Yangınlara karşı Belediyelerce alınacak yangın söndürme aletleri belediyelerin tedarik edecekleri yangın söndür me aletlerinin evsafı hakkında vilâyetlere birer tamim gönder. miştir. Bu tamime göre varidatla- rı noksan olan belediyeler için elle işliyen yangın söndürme tu- lambaları bir kaç el tulumbası ük yerlerde yangma karşı kâfi bir tedbir sayılabilir. Bu tulumbalar hem su emmeli, hem de su vermeli, yani alavs- reli olmalıdır. Bu tulumbaların iki tane hortum ağzı bulunmalıdır. Varidatı fazla belediyeler mo- törlü yangın söndürme aletleri kullanacaklardır. Ancak düz ve arızalı arazi üze- rinde su nakletmek mecburiyetin- de olanlar ayrı olacaktır. Düz arazi üzerinde suyu bol, büyükçe belediyeler ayni zaman. da sokaklarını da sulıyacak itfai ye teçhizatına malik olacaklardır. | Bunlarda efrat ve diğer sön- dürme levazımının nakline mah- | sus bir nakil arabası, bir arazöz, | şehrin büyüklüğüne kifayet eds- cek kadar motopump bulundurul- mahd mule taşıyacak kudrete olmalı dır, Motör arazüze saatte kırk ki- lometre sürat verdcsk ve 120 de- rece meyilli yokuşlara çıkabi ek kudrete olmalıdır. , buğdayın Havzada sabit bir | Arazözler üç bin kilo ha- ediyor salâtınım korun masını © temine çalıştığını umdur ğumuz banka ya şubesini pazar civarına nakle- der, yahut o ci- varda bir depo ve bir vezne te- sis ederse hede- fine daha ke- layca ve daha çabuk erişir. Mektubuma nihayet verirken buradaki zahire > tacirlerinin haklı bir şikâyetle, temas edeceğim: Zahireciler, demiryolu hangarı. bu yüzden bir hayli zarara uğra- | dıklarımı iddia ediyorlar. Gerçi is- tasyonun bir hangarı varsa da bu, kalmaktadır. Şu günlerde pancar sevkiyatı için açıkta beklemek mecburiye- #inde bulunan tüccar malları ha- va ve yağmurun tesirinden ken- dini koruyamamaktadırlar. Memleketimizin büyük bir is- tihsal maddesinin e yükselmesini hazırlıyan bu faaliyetin sönme- mesi için idarenin, hangarı biraz vagon getirmesi lâzımdır. Zübeyroğlu Fuat Şaraplık üzüm Inhisar idaresi 550,000 kilo üzüm alacak Tekirdağ (Hususi) — İnhisar ve fabrika memurları tarafından | tesbit edilen şarap imaline elve- üzümler fabrika tarafından kilosu fabrika kantar mahallinde tesbit edilip üç fiat üzerinden ya i 2,75, 2 ve 1 kuruş üzerinden sa- tin alınıyor. Sözleşmiş olan bağcılar üzüm- | lerini fabrikanın göslerdiği tarih- | te koparmakta ve koparır kopar- maz derhal masrafı ait olmak üzere o nakletmektedir. Üzümlerin bağ. dan fabrikaya nakli için lüzumu olan küfeler fabrika tarafından erilmekte ve nakliyat masrafı bağcıya ait bulunmaktadır. Bu se- e şarap fabrikasının bağcılardan (500,000) kilo kadar üzüm alaca- Zi tahmin edilmektedir. Kastamonuda resim sergisi Kastamonu 3 (A.A) — Güzel ınatlar şubesi tarafından Halk- evinde bir resim sergisi açılmıştır. | Sergiye dördü hanım, sekizi erkek olmak üzere 12 amatör Sanatkâr 200 e yakın eserle iştirak etmiştir. Sergi, memlekette büyük bir alâka uyandırmıştır. Her gün yüz- lerce ziyaretçi sergiyi gezmekte- dirler. Resim sergisi memleketi- mizde ilk defa açılmıştır. yüzünden zahire nakliyatına kâfi miktarda vagon tahsis edilemediği daha büyütmesi ve kâfi miktarda ayaa edilmektedir. Üzümlerin | zi muhit olen bütün gürültüler şu- HEKİM ÖĞÜTLERİ Şehir gürültüsü ve ruhi tesirleri den birçok vesi bahsedil. mekte ve bu hadise matbuatın muhtelif sütunlarında yer almak- tadır. Binlerce insana toplandığı dar, mahdut bir sahada, modern yar- dım vasıtalarile mücehhez bir şe- Kürde meydan alan bu gürül ir ve ruh üzerindeki nelerdir? Sıhhatli olanlar, fakat bilhassa Tahi ve asabi hastalıklara musap, Bulunanlar üzerinde şehir gürült- tü tesiri çok harap edicidir. | Filhakika bugünkü medeni ha- yatımızın idamesi için bu gürültü- lere kısmen tahammül etmek 2a- Turetindeyiz, Ancak son zaman- larda bu gürültülerin bilhassa faz- Talaşması bize sıhhatimizden kay- bettirmesi dolayısile tetkike yandır. Gürültünün ilk tesir ettiği uzuv kulaktır. Gürültü müvacehesinde, gayri şuuri olmakla beraber, yü- zümüzde husule gelecek v bertaraf etmek elimizde olduğu halde, gelen sesi işitmekten ken- dimizi menetmek imkânsızdır. Şe- bir gürültüsünü tamamen kesmek kabil olmamakla beraber, sıhhati. miz üzerinde husule getirecei palıklar, yapacağı medeni iyilik- leri gölgede birakmamalıdı Kuvvetli gürültüler karşısında şahsın hassasiyetinin büyük rolü vardır. Köpek havlaması, horoz itmesi bazı insanı fazla sinirlen- dirdiği halde, sokak gürültüsile fikri mesaiye devam eden müte- fekkirler de mevcuttur. Meselâ, Schopenhaver, sokak gürült den, bilhassa kırbaç sesinden cok müteessir olur, katiyen çalışamaz. mış; buna mukabil Mozartin il hamlarına gürültü pek az tesir ediyor. Bazı gürültülere karşı umumi- yetle bir alışkanlık mevcuttur. Bu gürültüler bilhassa harpten sonra fazlalaştığı halde, harp heyecan- ları, asabımızı bozan diğer hadi- t, hissetmeksizin bizi bu gi üye alıştırmıştır. Bazı karşı fartı hassasiyet vardır. Ek- seriya bu farlı his asabi cümlenin kebili tenebbüh zaf. zahürü olarak görülüyor ve ekse- riya fazla incelik zemini üzerinde husul bulur. Böyle hassas kârların şehir gürültüsünden kâyet edecekleri aşikârdır. tesirleri ini fe. imselerde yüksek sese n kısmi te- sanat Buna mukebil diğer bazı in- sanlar vardır ki gürültü onlar için bir mesele teşkil etmez. Bunlar Allahın lütfuna uğramış bahtiyar selerdir. Çocuklar, kendi yap- tıkları ve bizi hırpalıyan güri den müteessir olmazlar. An- cak sokak gürültüsü çocukları çok rahatsız eder. Bilhassa iyi havalarda, sıhhate uygun ol. ması dolayısile, açık pencere ile ders gören çocuklar için, sokak nazarı dikkate alınacak mühim bir noktadır. Otomobil, kaymon, | motosiklet gürültüleri en zararlılarıdır. Tram- vay gürültüsü ikinci derecededir. Bununla beraber çok şükür ki bi- urumuzdan geçmez, yukarıda da arzeltiğim veçhile, itiyat neticesi kulaklarımızdan ve dikkatimiz- 'den kaçar, Gürültü kulakta ağır işitme ve kulak yolunda tegayyürler yapar, Gürültülü iş erbabi ekseriya kulak; hastasıdır. Merkezi-asabi cümlenin, umu: sıkı münasebeti olan ve haleti ruhiyemizi bozan bu gürültüler yalnız gündüz de. | Bil, gece de ayni şekilde bizi ra. hatsız etmektedir. Gürültünün asa, bi cümlede hasar ika ettiği te: mi asabımızla im gürültü âmillerinin, zerinde yaptığı ilk te- sir, bedeni ve ruhi huzursuzluk tur. Bu takdirde, kolay yorulan, hassas, sıhhı Her hangi bir meşguliyette mun« tazam bir terakki ve tekâmül için, bedeni ve ruhi sıhhat lâzımdır hi faaliyet ve fikri istirahat için en birinci şart sükündur. Halbuki şehir gürültüsü maalesef bu sükü- nu ihlâl etmektedir. Bu gü Za üzerine de tesir icra eder. Unut ganlık husule getirir. Tıbbın bilhassa ehemmiyeti haiz olan ve uzviyetimizin termimine yarıyan uykunun bu gürültülerle inkitaa uğratılması, tazif edilmiş bir zarardır. İlmi tetkikatla isbat edilmiştir ki inkitan uğrıyan bir kaç saatlik uyku, ertesi gün bariz fikri teşevvüş husule getirir. Hah buki 2-3 günlük açlık dimagi ve- zaifte bozukluk yapmaz. Gece sü- künu çalışma kabiliyeti ve ruh huzur için lüzumludur. Gürültü ayni zamanda İdrek | hassasna tesir eder, yapılan de- vamlı tenebbühler ahvali ruhiye üzerine fena tesir icra eder, neba- Wi ve ruhi cümlede bozukluk gö- rülür. Gürültü tesirile, korku, hid- det ve hayata karşı isteksizlik ço- bu ir hissesi olen | lü ayni zamanda hafı- ğalır. Aile geçimsizliklerinde rahi sarsıntıların gerektir. Bunun için, halkın sıhhatini ko- ramak noktasından, bu gürültüye Kabil olduğu nisbette mâni olmak lâzımdır. Bizim esas itibarile vazife edi. neceğimiz şey, evlerde husule ge- Ten gürültüleri boğmektır. Bu, hal- kın kendini ve muhitini korumasi noktasından lüzurludur. Yüksek konuşmak, vakitsiz eğlenceler ter- tip etmek, kapıları çarpmak, açık pencere ile gramofon ve piyano çalmak başkalarının huzur hak- kına tecavüzdür, sıhhatsizlik aşı lamaktır.. Mesire yerlerinin, bahçelerin sokak arasında olması da o civar halkının uykusunu kaçıran âmil- lerden birisidir. Bu gibi teşekkül. lere meydan vermemk, mâni ol. | mak Tüzımdu Nazarı dikkate alınacak nokla-' lardan biri de yapılan inşaattır. Duvarların sesi aksettirmiyecek şekilde yaptırılması lâzımdır. Ma- attecssüf bugünkü inşaat bunun tamamen aksinedir. Üst, alt ve yan dairelerden, hattâ konuşulan — * her şeyi mükemmelen işitmek ka- 4 bildir. Tabii bu şeraitte sükün te- sisi de imkânsızdır. Şehir gürültüsünden kabil oldu- ğu kadar uazk oturmak, sesi ak- settirmiyecek inşaat yapmak ve şehir gü ü hiç olmazsa mus ayyen saatlere inhisar ettirmek halkın bedeni, ruhi ve asabi hıf-. zassıhhası için Tüzumludur. Dr, iffet Najm |

Bu sayıdan diğer sayfalar: