1 Eylül 1989 Tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 55

1 Eylül 1989 tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 55
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

luk yasal kopyaya sahip olanların kopyalarını arkadaşlarıyla paylaşma- sı biçiminde başlıyor. Daha da can sı- kıcı bir gelişme de yasadışı yazılımı posta ile yollayan yeraltı ağları. Son yıllarda bunlar öyle örgütlü hale gel- diler ki, katalog basıp abonelerine yollamaya bile başladılar. Başka ya- zılım korsanları da etkinliklerini ya- sal kılıflar içinde sürdürmeye çalışı- yorlar. Bunu örneklemek üzere Trip Haw- kins şunları anlatıyor: “*Singapur'da bir şirket tüm telif yasalarını çiğne- yen programlar satıyor. Kanada'da bir başkası *kiralık* programlar su- nuyor. Kira süresi sona erdikten son- ra programı silmeniz gerekiyor ama disketi geri vermeniz gerekmiyor. Ya- sadışı kopyalar çıkartıldığı muhak- kak.” Bedava Gerçekten Bedava mı? Gençliğimde babamı spor bir ara- ba almam için bana yardım etsin di- ye kandırmaya çalıştığım zamanı anımsıyorum. Boyası çok güzeldi ama motoru kötüydü. Ben dış görü- nüşe kapılmışken babam daha derin- lemesine bakabildi ve alttaki hurda- yı gördü. Gerçek ve sahte değerler arasındaki bu çeşit karşılaştırmalar yazılım kor- sanlığı alanında da geçerli. Korsan ürünler görünüşte çokluk cazip ol- makla birlikte iyi çıkmayabiliyorlar. Şöyle açıklayayım: Korsanlık işine girecek olursanız eldeki yazılımların genellikle son ver- siyon değil beta versiyonu olduğunu farkedersiniz. Bu yazılımın işinin he- nüz bitmemiş olduğu anlamına gelir. Bazı özellikleri eksik olabilir, hatalar çıkabilir ve dökümantasyon çok az- dır. Hataların yol açtığı sistem kilit- lenmeleri ve hata kontrol rutinleri he- nüz programa eklenmediği için uğra- nılacak data kayıpları kullanıcıları programdan uzaklaştıracaktır. Bu iki nedenle üzücü. Birincisi zamanınızı ve belki de paranızı boşa harcamış olacaksınız, ikinci olarak da potan- siyel olarak iyi bir program kusurla- rı olduğu düşünülerek ortaya çıka- caktır. Bu durumla geçen yıl bir AMIĞA kullanıcıları toplantısında karşılaş- tım. Ben Carrier Command Il'nin bir demonstrasyonunu yapmayı teklif et- tiğimde kalabalıktan biri programın kötü olduğunu söyleyerek protesto etti. Çok şaşırdım, çünkü bana göre bu şimdiye kadar çıkarılmış en iyi AMIĞA stratejik-arcade oyunların- dan biri idi. Ben oyunu savunurken o hatalarla dolu olduğunu iddia ede- rek itirazlarını sürdürdü. Sonunda ona dönüp bu program hakkında na- sıl bu kadar çok şey bildiğini sorun- ca, bir aydır oynadığı yanıtını verdi. Oysa o sırada Carrier Command ll çıkalı bir ay bile olmamıştı. Ona ay- nı oyundan söz ettiğimizden emin olup olmadığını sordum. Birkaç so- rudan sonra eleştirilerinin bir beta versiyonuna dayandığını kabul etti. Onun hakettiğini almasını dert et- miyorum. Beni üzen bu tür olumsuz yorumların etkisinde kalınıyor olma- sı. Tümümüzün ilanlarda yazılanlar- dan çok kişisel deneyim ve değerlen- dirmelere kulak vereceğimiz açıktır. Ama beta versiyonuna dayanan yan- lış değerlendirmeler yapıldığında bundan hem potansiyel alıcılar hem de yazılım üreticileri zarar görüyor. Üreticinin pazarı bu yüzden daralmış oluyor. Virüsler ve Yazılım Korsanlığı Dünyadaki tüm sistemleri tehdit eden bilgisayar virüsü salgınının far- kında olmak için bilgisayar sahibi ol- manıza gerek yok. Bu disket katille- rinin yayılması öyle hızlı oldu ki, Bu- siness Week ve Time dergilerinde bi- le başyazı olarak işlendi. Henüz tes- pit edilmemiş virüslerin her tür yazı- lım sahibi için en büyük tehdidi oluş- turduğuna inanıyorum. Şimdiye ka- dar saptanan her virüs için hızla bir önlem geliştirildi. Virüslerin nerden geldiklerine ve nasıl yayıldıklarına bakalım biraz. Time dergisinin 26 Eylül 1988 ta- rihli sayısında, saptanan ilk virüsler- den birisinin iki öfkeli yazılım satıcı- sı tarafından geliştirildiği yazılıyordu. Dağıtımcılar virüsü, korsanlar bu tür yazılımları alıp sattıkları için yerleş- tirdiklerini kabul ettiler. Her ay 3000 bilgisayarın bir çeşit virüsün saldırı- sına uğradığı tahmin edilmekte. Böy- le bir durumla karşılaşmış olan her- kes yazılım kütüphanelerinin bu yüz- den görebileceği zararı kestirebilir. Aynı insan enfeksiyonları gibi bil- gisayar virüsleri de temas ile geçiyor ve onlardan kaçınmak onlara karşı mücadele etmekten daha kolay. Eğer bir suda tifo virüsü olduğundan kuş- kulansanız o suyu içer miydiniz? Ta- bii ki içmezdiniz. Ama yazılım kor- sanlığına bulaşan herkes disket sürü- cülerinin her çalışışında enfeksiyon riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Buna karşılık bildiğim kadarıyla son on iki ayda yalnızca bir kere yasal bir dağıtıcının ürünlerinde virüs vakası görüldü ve derhal toplanarak imha edildi. Son zamanlarda AMIGĞGA kul- lanıcılarının başına bela olan tüm o hatalar garanti kartlarıyla değil, kor- san yazılımlarla geldi. Virüslerin kö- tü tarafı bir kere yazılımlarınız ara- sına karıştıktan sonra yasal ve yasa- dışı yazılımlar arasında ayrım yapa- mamaları. İster hoşunuza gitsin, ister gitme- sin yazılım virüsleri 1989 yılında bil- gisayar dünyasının bir parçası. Tüm hastalıklarda olduğu givi, alınabile- cek en iyi önlem bulaşmayı önlemek. Eğer korsan yazılımdan uzak durur- sanız enfeksiyondan korunma olası- lığınız yüzde doksan dokuz artacak- tır. Virüslerin tehdidi birçok korsan adaylarını yaklaşımlarını yeniden gözden geçirmeye zorluyor. Virüs korkusunun sağladığı koru- yucu kalkan yazılım şirketleri tarafın- dan farkedildi. Virüslerin saptanması ve kökünün kazınmasının anlatıldığı bir AMIĞA kullanıcıları toplantısın- da bir ziyaretçi korsan olduğu belli olan bir disketi test edilmek üzere sundu. Aslında disket enfekte olma- mıştı ama yazılım üreticisi tarafından öyleymiş gibi görünmesi için değişti- rilmişti. Böylelikle beta versiyonunu çalmayı düşünenlerin hevesi kaçacak- tı. Bildiğim kadarıyla blöf tuttu ve hiç kimse bu şaibeli disketle ilgilenmedi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: