1 Kasım 1932 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 39

1 Kasım 1932 tarihli Kadro Dergisi Sayfa 39
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bebi, Rus inkılübının, eski Çarlık ülkesinde her şeyi kökünden söküp atmış bulunmasıdır. Rus inkılâpçıları, Faşistler gibi, ik- tidar meykiine geldikleri vakit bütün evvelden mevcut kuvvet- lerden istifade yolunu tutmamıştır, bilâkis, her seye sıfırdan başlamıstır. Rusya'da içtimai hayat dediğimiz düzenli insan toplantısı ihti- İA esnasında bütün manasıyle inhilâl etmiş ve inszar denilen mabhlük kendi hali ve yasayış tarzı itibariyla mağara devrinde- ki insana dönmüştü. Bir genç Rus muharriri, bana demişti ki: «— Bu gördüğünüz nizam, bu insanlar ve bu cemiyet henüz oü üç on dört seneliktir. Bundan evvel, Rusya bir büyük çöldü ve hunun içinde çıplak adamlar yaşıyordu. Rus ihtilâli önce her seyi yok etti. Sonra hur geyi yoktan var etmeğe başladı.» Rus inkılapçıları, gerçi, Çarlık Rusya'sımı birikmiş servetlerin- den istifade etmiştir. Hatta, denilebilir ki hugüne kadar istifa- de edip durmaktadır. Fakat, siyasi ve içtimal müesseselerinin hiç birini muhafaza etmemis, eski Rejimin idare sislemlerin- den hiç birini kullanmamışlardır. Sovvyet Rusya temellerinden itibaren inkılâbın orginal eseridir. Gerçi, yeni Devlet teskilâtı- nin mesai kadrolarında bazı Çarlık devrinden kalma altıncı ye- dinci derecede unsurlara tesadüf etmek mümhkündür. Lâkin, a bunların idare makincsindeki yerleri ve mahiyetleri Kremlin sşarayında görülen masa ve sandalyalardan farksızdır. Troçki, Hariciya Komiseri olduğu — vankit ilk vyaptığı iş, Çarlık Hariciyesinin bütün momurlarına «paydosls damek olmuştu. Bugünkü Hariciye Komiserliği, bir Trocki, bir de anun maiyetinde çalışan yarı ümmi bir ihtilâleci bahriye neferiyle haş- lamıştır. Onun içindir ki, Rus inkılâpçıları, kendi içlerirden bozulmak tehlikesini asla varit telâkki etmezler. Ancak harici bir tehli- keden korkarlar. Kızıl ordu, işte bu korkunun mahsulüdür. Na- sıl ki, Halyan inkılâpçıları da daimi bir içten gelecek tehlikeye karşı karagümleklileri tepeden tırnağa silâhlandırmak ve hep- sini kışlalarda yetiştirmek ihliyacını hissetmektedirler. Türk inkılâpçıları ise her iki tehlikeyi ayni derecede ve ayni ehemmiyetle gözönünde tutmalıdırlar. Bizde dahili irtica hare- 309

Bu sayıdan diğer sayfalar: