1 Kasım 1932 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 44

1 Kasım 1932 tarihli Kadro Dergisi Sayfa 44
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

acıklar, yani bir takiım aleci ve vasıtalar, yahut bir takım zihni afaraziyelerdir. «Binaenaleyh bilgilerimizin bir kısmını ilme, hendese ve meka- enik'e ve diğerini hadse, yani hayatır yaratmalarile hemhal colacak ve Bunları oluşları içinde kavrıyacak bir saf felsefeye emal etmek lâzimdir. Kadro'nun kendi telâkkilerine esas kildı- «ğı rasyonalizmden kurtularak, esasen bir Ffelsefi görüşle ısınmış «olan kendi telâhhilerini böyle saf bir felsefi idrak üzerine kur- «ması ancak, Beroson'un zihmyeti istikametinden gitmekle ha- «bil olur.» — Muhterem Mustafa Şekip Bey, Açık mektubunuzda daha leferrüatlı naklolunan bu fikirlerin daha neticeli olabilmesi için bu fikirlerin, bizzat Bergson'da ta- bit birer devamı olan bazı hükümlerle tamamlanmaları lâzım- gelir. Vakıa biz Kadro'nun yazılarını ve teharrilerini Bergson”- nun teferrüatlı bir tenkidinde ve nihayet metafizik bir idealizm münakaşası üstünde hareketsizleştirmeye hiç bir suretle razı ol- mayır. Fakat şu var ki, inkılâpçı bir teşakkülün organı olan « Ye- ni Türk» mecmuasının, daha ilk adımda Bergson'u takdim edişi ve sizin mektubunuzda ise bir inkılâp nesli için, mefkürevi âle- mi telâkki tarzının bir Bergsonizm şeklinde tecelli ettirilişi bizi bu mevzu üzerinde bazı umumi işeretlere sevketmiştir. Biz, in- kılâpçı, cemiyetçi, maddeci ve dinamik bir felseleye muhtacız. Kadro, ancak, bir cemiyet hareketi olan ve harpsonunun bütün cemiyet hareketleri içinde, içtimailiği, kanuniyeti ve tarihi za- rureti, yani Bergsonizmin herveçhi peşsin reddettiği bütün vasıf- ları en ziyade temsil eder hareketlerden biri olan Türk inkılâ- bının muhtac olduğu inkılâpçı, cemiyetçi, maddeci ve dinamik izah tarzını müdafaa için çıkıyor. Bahse devam edelim: Biliyorsunuz ki, Bergson, idraklerimizin bir kısmını ilme, ya- hut zihine, tecrübeye, tekniğe, amele ve maddeye müteallik id- rakler, dizer kısmını felsefi, hadsi yahut ruhi idrakler diye iki- ye ayırmış ve yalnız bu noktada da kalmamıştlır. Bu idrakleri- mizin birinci kısmında muayyeniyetin ve zarurelin, diğer kız- mında ise muayyeniyetsizliğin ve kendi tâbirince hür tekevvün- 44

Bu sayıdan diğer sayfalar: