21 Şubat 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a G 0K 5 N eee e ” n Hİ Ze Bu Say d Arasıra Neşrolunur. Haftada Birkaç Defa Ve Dünyanın Dört Köşesinde Görülen Vak'alar Japonyada Kadınlar Cep- hede Kocalarının Ölmesi İçin Dua Ediyorlar . Japonyada, Çin - Japon har- binin garip bir tecellisini bildiri- y?rlar. Japon kadınları cepheye giden kocalarının ölümü için dua ediyorlarmış. Tabit bir insanın kabul etmi- yeceği bu hakikatin bir izahı vardır. Japonyada şerefle ölmek an ziyade arzu edilen ve kıska- nılan bir şeydir. Asırlardanberi vatani için ölen tesit edilir. Bu fırsatı kaçırmış olanlar bedbaht sayılır. Bir Japon için iki türlü şe- refle dolu ölüm vardır: Biri cep- hede, öteki evde ecdattan kal- mış silâhlarla. Japonlar ötedenberi şerefli ölümü hayata tercih et- mişlerdir. Hatta bunun içindir ki, Joponyada (Harakiri) denilen bir intihar usulü vardır. Bir ku- - mandan veya bir devlet adamı, iktidarı dahilinde olduğu halde vatanı için ölmek fırsatını fevt ederse, bunu hayatile ödemiye mecburdur. Yani intihar etmesi lâzımdır. Rus-Japon harbinde bu sw- retle intihar eden kumandanların adedi pek çoktur. Cephede şerefle ölen askerle- rin karıları da, sadakat ve mu- habbetin bir tezahürü olarak, evde kendi kendini öldürür. Biz, bunu güç anlarız. Fakat şarkta da şehit olmanın şerefi ötedenberi yüksek addedilmiştir. Bir şehit karısı olmak, bir kadın için şereflerin en büyüğü sayıl- miştır. Şimdi Japon - Çin harbi var. Çinde olan Japon zabit ve as- kerlerinin karıları evlerindeki hu- sBusi mabede kapanıyor, gece gündüz kocalarının cephede öl- meleri için dua ediyorlar. Hatta kocalarının sağ olarak dönece- ğinden korkuyorlar. Çinde Yenileşme Hareketi Çinliler harp ederken, bir ta- raftan da yeni nesli yetiştirmiye çalışıyorlar, çocuklara garp spor- ları yaptırıyorlar. Siner Sey Televiryon mucidi M. Baird ilk > tecrübesini anlatıyor Radyo meraklılarına müjde: Yakında sinemayı evimizde sey- redeceğiz. — Şüphesiz ötedenberi “ Televizyon ,, kelimesini işitmiş- sinizdir. Bu kelime, telsiz vasıta- sile resmi bir taraftan — diğer tarafa nakleden makinenin ismi- dir. Bunu —Baird — isminde bir Fransız — birkaç sene evvel icat etmiştir.. O zamandanberi bu aletin tekâmülü için hayli çalı- şılmış, bir müddet — gazetelere Televizyonla fotoğraf gönderil- miş, nihayet- bir senedenberi de sinemaya ve radyoya tatbik edil- miştir, Televizyon Nedir? İlk Televizyonlu radyo Nev- yorkta yapılmıştır. Yalnız hava sis dalgalarile dolu olduğu için havada |Televizyon — (naklede- cek yer kalmamıştır. — Yalnız küçük — mevceler boştur, ve Televizyonda — nakil için bu dalgalardan istifade mecbu- riyeti vardır. Halbuki küçük dal- galarla ancak 20 kilometro me- safeye kadar fotoğraf nakledile- bilmektedir. Bu sebeple geçen sene Nevyorkta tesis edilen' ilk televizyon merkezi, ancak Nev- york şehri dahilinde servis ya- pabilmiştir. Fakat bu tecrübe muvaffaki- yetle tatbik edilince etrafta bü- yük bir alâka uyandırmış, muciti makinesini aıslaha sevketmiştir. Şimdi Amerikada belli başlı radyo merkezlerinde televizyon tesisatı da vardır. Evlerinizde radyo makinesine merbut küçük bir yerde üzerinde, radyo mer- kezinde söz Bsöyliyenleri, şarkı söyliyenleri, çalğı çalanları gör- mek mümkündür. Bu ilk tecrübelerden sonra, radyo merkezlerinden tiyatro ve muhtelif oyunların fotoğrafla ve- rilmesine teşebbüs edilmiştir. Bu - da çok — muvaffakiyetle tatbik olunmuştur. Evimizde Sinema Nihayet ortaya ( telesine ) is- minde yeni bir şey atılmıştır. ( Telesine ) televizyonla sinema veren makinedir. Bu icadı bil- hassa günlük vak'aları televiz- yonla vermek için kullanmışlar- dır. Sinema kumpanyaları veya gazete idarehaneleri, günün va-” kayiini filme çekiyorlar. Bu filmi radyo merkezinden televizyonla veriyorlar. Siz evinizde oturdu- ——— 2 ——— mayı Avrupa Matbuatında (GÖRDÜKLERİMİZ ——— Dünya Matbuatında Çıkan Meraklı Hikâye, Yazı Ve Bu Sayfada Makaleleri Bulacaksınız. ———ij —- —. ——— ——— —— Teleyizyon mucidi M. Baird iki artistle birlikte ilk tecrübesini yapıyor ğunuz yerde, günün vak'alarinı resimlerile, seslerile, gürültülerile işitip dinliyebiliyorsunuz, — Dünyanın En Çok Para kazanan Muharriri N Geçen hafta İngilterenin en maruf muharrir ve romancıların- dan Edgar Wallace öldü. Bu adam asrımiziın en velüd muhar- rirlerinden biri idi. Daha ziyade cinaf romanlarile meşhurdu. Her sene beş On kitap neşreder, Ayrıca sinema mevzuları, tiyatro . pi yesleri yazardı. Son zamanlarda sinema mevzZularımı filme çektir- mek üzere Âmerikaya gitmişti. Orada yakalandığı bir hastalık- tan kurtulamıyarak öldü,. Edgar Wallace dünyada en çok para kazanan — muharrirdi. Haftalık kazancı (1000) - İngiliz lirasını, yani (10) bin lirayı bulu- yordu. Dünyada bu kadar para kazanan yalnız bir Amerikalı başmuharrir vardır. Fakat hiçbir romancının bu kadar para ka- zandığı işitilmemiştir. Evlerimizde Televizyonla gösterilen ilk oyunu, artistler kendileri seyrediyorlar Amerikanın en büyük gazete- lerinden biri bu fikirden gazete- cilik sahasında istifade etmek istemiş ve şöyle bir teşebbüste bulunmuştur: Nevyork şehrinin belli başli büyük — semtlerinde küçük birer sinema binası açmış. | Bu sinemalara, bizim tünelde olduğu gibi, 10 kuruş verip oto- matik makinelerden geçerek gi- riyorsunuz. Gazete idarehanesi şehrin muhtelif taraflarında gü- nün vak'alarını filme çekiyor. Bu filmi radyo merkezinden ken- di sinemalarına sevkediyor. Siz yolda giderken 10 kuruş verip bu sinemalardan birine giriyor, günün — vak'alarını seyrettikten sonra çıkıp işinize gidiyorsunuz. Bir İki Seneye Kadar Neler Göreceğiz ? Televizyon ve telesine 1931 senesinde — Almanya, — İngiltere ve Fransada da tatbik edilmiştir. 1932 senesi bilhassa telesinema sgenesi olacaktır. Dünyanın her tarafında bu yeni icat dev adım- larile tatbik sahasına geçecektir. Bu bir sene içinde, evvelce im- kânsız zannedilen şeylerin tahak- kuk ettiği görülecektir. Evlerimizde, radyo merkezin- de şarkı söyliyen, — danseden, nutuk veren artistleri göreceğiz. Meselâ Habibe Mollayı dinlerken Halide Hanımı da Habibe Molla kıyafetinde rol yaparken Bseyre- deceğiz. Bir iki seneye kadar sinemaya gitmiye ihtiyaç hisset- miyeceğiz. — Sinemayı evimizde seyretmiye muvaffak olacağız. Hatta yalnız evlerde - değil, otel, kahve. gazino, klüp gibi büyük yerlerde. duvara gerilecek bir perde üzerinde sinema Sey- retmek mümkün olacaktır. Hatta bu sene Almanyada ve Ameri- kada intihabat esnasında bu yeni vasıtadan istifade etmeyi düşünü- yorlar. Sokaklara, meydanlara büyük perdeler asılacak, radyo merkezlerinden hatipler nutukla- rını söylediği zaman, her tarafta halk onları hem dinliyecek, hem seyredecektir. Bu;yeni icadın daha bir çok yenilikler getireceği, sinema — sa- nayiini ortadan kaldıracağı mu- hakkak gibidir. . —— Dünyanın Dört Köşesinden İşitilen Vak'alar Pilotsuz Bir Tayyare 8,000 Kilometrelik bir Seyahate Çıkıyor Geçende Nevyorktan İstan- bula bir hamlede uçan AÂmeri- kan tayarecileri en ziyade yor- gunluktan şikâyet ettiler. İnsan kudretinin, 48 saat makine ba- şında uykusuzluğa tahammül ede- mediğini söylediler. Yine geçenlerde Londradan Afrikanın cenubuna uçmak iste- yen İngiliz tayyarecileri yolda münavebe ile pilotluk ettikleri halde uykusuzluğa tahammül ede- miyerek arada sırada yere İm miye mecbur oldular. Tayyarelerde sür'at rekorunu kırabilmek için lâzım olan şey, kuvvetli bir makine değil, bu makineyi idare edebilecek müte- hammil bir insandır. Bunu da ancak makineden bir adam yapabilir. İngilizler, ötedenberi tayyare müsabakalarında kazandıkları bi- rinciliği bırakmak istemedikleri için, şimdi pilotu makineden bir adam olan yeni bir tayyare ya- pıyorlar. Bu makineden adam hiçbir. kumandaya, hiçbir sevk ve idareye ihtiyaç görmeksizin, tayyareyi idare edebiliyor. Bu sa- yede bir hamlede Londradan Af- rikanın cenubuna gidilebileceğini ve bir defa da 8000 kilometre mesafe — katedebileceğini — ümit ediyorlar. Fransızlar ve Almanlar bu tayyarenin tecrübesine büyük bir ehemmiyet veriyorlar, Bu tayyare 19-22 şubat tarihinde yola çıka- caktır. Yeni Bir Nakil Vasıtası Killa: aERl Bu gördüğünüz garip tekerlek Bir keşfedilmiş, yeni bir nakil vasıtasıdır. îngîliz tarafından tecrübeleri yapılmiş ve 30 beygir- lik bir motör süratile gittiği anlaşılmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: