27 Şubat 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

27 Şubat 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Nakleden: H R. —Kızım Doktor: Semi Ekrema -- z 0ü n SKİ İ e 1914 Umumi Harp Nasıl Patladı ? SON POSTA Yazan: Emil Ludviş Dünya Sosyalistleri Jores'ten Sonra Davalarını Kaybettiler Princip ve Villanus: Hüküm- dar ve uşak. Asırlardanberi zincir e vurulmuş olan milyonlarca İslavı bu zin- çirden kurtarmak: Azim bir ni- yet! Bu Alsas ve Loren yüzün- den Almanya ile yeniden harbe girmekten çok daha mühim bir mesele idi; Alsas ve Lo- renin ahalisi muhtelittir, bir ta- rafta kırk milyon, öbür tarafta altmış milyonluk iki millet, ne- ticede bir buçuk milyonluk bir halk, bu taraftan öbür tarafa geçsin diye biribirini yiyecek. Bu öyle bir alâkaya değer miydi? Birincisinin attığı kurşun ka- deri zincirinden çözdü; - ikincisi- nin attığı kurşun son maniayı yıktı. Fakat Prençip milli bir kahraman oldu, çıktı ve kurbanı olan Prens unutuldu, gitti... Di- ğer taraftan Vilen unutuldu, kur- banı hergün daha bariz bir ve zuh ile taayyün etmekte ve her geçen gün efkâr ve vicdan Üze- rinde daha büyük bir tebcil ara- sında hüküm sürmekte ve muh- telif memleketlerde oturan mil- yonlarca halk tasvirini hürriyetin mümessili olarak kabul etmiş bulunmaktadır. * Ertesi gün Almanya Petres- burga ilânı harp ettiği sırada dört memleket birden ayaklanıp biribirini aramıya çıkarken henüz defnedilmemiş olan Joresin ar- kadaşları bir Belçikalı ile beraber Alman sosyalistlerinin murahha- sına fırkanın meb'usan binasın- daki dalresinde mülâki olurlar. Binanın hemen her köşesinde Alman düşmanlığı ateş almış bir haldedir. Üç düşman memleke- tine mensup, aşağı denilen taba- kadan bu altı dost imparatorların ve — reisicümhurların — ordularile yola çıkarılmış milyonlarca ada- min — yürüyüşlerini — durdurmak maksadile meclis aktetmişlerdir. Faal ve —güzel — maksatlarla mücehhez, fakat mütehayyir ve mefturdurları - vaktile cehennem- ler yaratan ruhlarından, şimdi bir şerare çıkmıyor. Sevk ve hükmetmek istedikleri hâdisata kendileri itaat ve inkıyat halin- dedirler; umumi — grevden — vaz geçmişler, şimdi harp tahkikatı meselesini münakaşa ediyorlar. Bu kadar büyük bir inkılâba sebep nedir? Bu sebep hükü- metlerinin yalanlarım ve kendi- lerinin kükümetler tarafından bu kadar büyük ve caniyane yalan- lara cesaret edilemiyeceği zan ve zehaplarıdır. Almanım teminatına göre Ber- linde tereddit vaziyeti — vadır. Fransızlar; Almanya tarafından hücum vukuunda memleketin se- lâmeti uğruna para vermeyi red- dedecek bir Fransız dahi bulun- miyacğımı teyit ederler. Ayni zamanda Ferlinde de, Pariste de istinkâfı tenin hususunda anlaş- a çare'eri aramır. Bu, beyhbude- dir. Çünki bilhıssa artık telgraf işlememek.clir. Bu hakikati ve üüüi [ l l ayni — zamanda feci ve mudhik iki fırkanın hare- ketlerinde tama- men serbest ol« dukları kararının verilmesine varir ve Alman, Paris- ten çıkar, x Büyük içtima- larda fırka reis- - İ| leri milli hare- setlerini hükümet- lerinin sulhu mu- yafaza hususunda mesbuk mesaile- rile telif ve tefsir ederler. İhtilâlcı sıfatile 1793 te babalarının baba- İ ları gibi bağrı- $ şıyorlar : — Kulübelere sulh! — saraylara harp I. Fakat Fransız sıfatile — nutuk- larına şu süretle nihayet verirler. Fransayı — Almanyaya karşı müdafaa etmek için hepsi bi- yük bir sür'atle silâhlanacaklardır. Fikri haletleri esasta, vatanla- rım Rusyaya karşı müdafaada ıztırar duyan Alman kardeşteri- ninkinin aynidir. Hayır, onların kimseyi aldattıkları yoktur ; bilâ- kis — kendileri — aldatılmışlardır. îünki Rus köylüsü nmasıl Alman Üşmanlığı bilmez ise ayni suret- le Alman burjuvası veya Alman işçisi de Fransaya karşı bir kin besliyemezdi. Burada da, orada da, garpta buğzedilecek veya fetholunacak birşey varmış gibi milletleri cinnete sevkeden topu topu bir avüç — kimselerden ibarettir. Bu sırada halk kütlelerinin çektikleri cebir ve zoru bir Ro- manyalı vazih bir suretto tasvir etmiştir; bu zatin yazdığına göre “ Sırp. Belçikalı ve Fransız müdafaai — meşrua — halindedir; onlar memleketlerini müdafaaya mecburdurlar. Fakat bir kere harp ilân olunduktan sonra di- ğgerlerine de kâmilen asker ol maktan, kalbi kanaya kanaya harbe gitmekten, şimdilik harbi yalnız ağızdan tel'in ile iktifa ederek sulb olur olmaz harbe harp açmıya yeminden başka yapacak bir şey kalmamıştı. Hü- kümetlerde, henlüiz, — kardeşleri biribirine ateş ettirmiye mecbur kılacak kuvvet vardır...., Çiğ Kundak atılmış, yangın baş- lamıştır; yalnız alevler daha çık- miyor. Kabineler mensup olduk- ları milletler arasında çıkardık- ları bu korku ve kin; kan, ateş ve demir oyununa kendilerini son dakikada bile teslim etmiyorlar. Yagov hissiyat adamı değildi, ya- lavı, riyaları bir tarafa bırakarak, Almanyanın son ret cevabı. Üze- rine ağustosun dördünde pasa- portlarıı istemiye gelmiş olan İngiltere sefirine şunları söyler: — “Biz Fransaya en seri ve I Bugünkü sulhperverlerden Lord Salsburinin oğlu Lord —VAatan için! Sesil, sağda duran küçük çocuktur. Erkek te babamı cümuriyet için! Lord Salaburidir. en rahat yoldan girmiye mecbu- ruz, — Filiyatta sürat Almanlar için en büyük kuvvettir; Rusla- rınki, geride namütenahi bir ihti- yat kuvveti bulundurmaktır.,, ( Arkanı var) ' Bu Sütunda Hergün HİKÂYE Nakili : Server Bedi Yem_el_(__Davetî Akşam, saat altı. Şişli apartımanlarından — bi- rinde. Secda Hanım tek başına, sa- londa, ayakta. Elektrikler henüz yanmamış. Secda Hanım düşünlüyor: “Ah, te aksilik, bu grip denilen mu- sibet aradı aradı, bizim hizmet- çileri buldu. Uşak ta hasta. Ne yapacağım bu akşam? Dur lir daha — saya ; Necdâ bir, kocası iki, Fahamet Hanıme- fendi üç, kızı dört, Feridun bşe.. Öyleya, tam beş kişi yemeğe gelecekler. Saat altıyı geçiyor. Evde yemek yok. Misafirin kar- şısına iki türlü sebze ile bir börek bir de kompostu çıkarılır mı? Bir az dana eti aldırayım da kolları sıvayım, bari alafıranga bir kül- bastı yapayım, Fakat kim alacak? Acaba şü yeni gelen Kastamonu- lu kapıcı çocuğu gider mi? bir sorayım.., Secda Hanım yeni gelen kaz- tamonulu kapıcı çocuğunu karşı- sına aldı: — Bak oğlum, dedi, şimdi bir koşu gideceksin, bana dana alıp geleceksin. Şu yirmi beş lira- yı da bozdur. Fakat çabuk - git, gel ha... Danayı mutfağa getir, birak, Anladın mı? Genç kapıçı parayı aldı. ve başımı salladı. Uzaklaşmak için bir hareket yaparken Secda Ha- nım tenbih etti: — İyi bak, dana kanlı canlı olsun. — Başüstüne efendim. Kapıcı gitti. Secda Hanım evvelâ sofrayı hazırladı, çiçekleri tazeledi, salo- nu dözeltti, bir saat kadar vakit İrlandada Cümlıuriy;tı,;îî= 'ler Zekâlarile Kazandılar Kanundan İstifade Ederek Hâdiseler Ez Çıkardı Ve Reyleri Kazandılar İrlandada iİrtihabat reyleri bu şekilde verilir. Halk kâtip hanımların önlerindeki yerlere reylerini bırakıyorlar İrlanda — intihabatı bitti ve ve şimdiye kadar İngiltere ile iyi geçinen Kozgrav parti ve hü- hümetinin aleyhtarı olan cümhu- riyetçi dö Valera fırkası büyük bir ekseriyet kazandı.. Bu kaza- nışın sebebi oldukça tuhaftır. Ba- kınız anlatalım: İrlanda, bu parti- kavgası ve İngiltere ile iyi geçinip geçinme- mek yüzünden çok kanlı hâdise- lere sahne ; olmuştur. Dö Valera ve arkadaşları, uzun zaman İr- landa istiklâli uğrunda kan dö- kerek uğraşmış, fakat İngiltere galebe ederek cümhuriyetçileri susturmuştur. Bu davada İngik terenin istinat ettiği iki esas vardır: Biri, İrlandanın asıl Büyük Britanya adasına çok yakın ok ması ve yanıbaşında müstakil bir devleti İngilterenin kendi varlığı için — bir tehlike addetmesidir. İkinci sebep ise, İrlandanın iki kısım olmasıdır. Cenubi ve istik- lâl taraftarı olan İrlanda katolik- tir. Şimali İrlanda-ki buraya Üls- ter de derler - — protestandır. Protestanlar İngiltereden —ayrık geçirdi. Fakat hâlâ gelmemişti. Secda Hanım kol saatine baktı: “ A... diye düşündü, bu oğlan nerelerde kaldı? Bundan kapıcı çocuğu sonra ne vakit dana pişer de misafirin önüne konur? Saat yedi buçuğa geliyor. Felâket. Rezil olacağım. Aman yarabbi... Bugün bütün işler ters gidiyor. ,, Şecda Hanim, salonda bir aşağı bir yukarı, sinirli - sinirli dolaşıyordu. * Aradan bir yirmi dakika da- ha geçince, Secda Hanım, bir- denbire yerinden sıçradı: Apar- tımanın içinde mütbiş bir gürültü bir şangırtı. koptu. Aman Allahım! Ne oluyoruz? Bu kıyamet nedir? Secda H. salondan — dişarı fırladı ve kapının önünde ka- pıci ile karşılşatı. Delikanlı gülüyordu; — Danayı getirdim efendim, mutfağa koydum, Dedi, — Bu gürültü nedir? — Dana mutfakta ne varsa deviriyor. efendim. Secda H. yumruklarını başına vurdu : Z — Ne demek herşeyi deviri- yor? Dana canlı mı? — Canlı efendim. Siz öyle emretmediniz. mi? Secda Hanım, deli gibi mut- fağa koştu. Kapıcı da beraber geliyordu. Fakat insanlardan ür- ken dana yavrusu, mutfağın diğer bir kapısından yemek odasına girerek, biraz evvel Hamnımefen- dinin hazırladığı mutena sof- raya çarptı. Yeniden bir şam girti kopta — Vazo, bardak, çatal, bıçak, tabak, sofranın üs- tünde ne varsa, bin parça olmuş, kelebek gibi havada uçuüşuyordu. Secda Hanım yemek odasının eşiğinde baka kalmıştı. Biraz sonra kapı çalındı. Kapıyı açan kapıcı koşarak Secda Hanıma haber verdi: Hanımefendi, — misafirler geldi! ——emez mak İstemezler. İngiltere, bunla- rın hakkı namına işe müdahale ettiği içindir. ki İrlanda hiçbir zaman, tam bir muhtariyet ve ne alamamıştır. Gelelim cümhuriyetçilerin ga- lebesi meselesine: İntihap günle- rinde veya intihap arifesinde İngilterede bir dairei intihabiyede siyasi bir cinayet işlenirse o da- irenin müntehipleri bir, iki gün sokağa çıkamazlar, bu kanun ila teyit edilmiştir. Cümhuriyetçiler, kanunun bu maddesinden istifade ederek intihabat arifesinde, muh- telif intihap dairelerinde - siyasl cinayetler işlemiş ve bu suretle ora müntehiplerini intihap günü sokağa çıkamıyacak bir hale ge- tirmiş ve galebeyi temin etmiş- lerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: