27 Şubat 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

S Zübeyde, üç beş dakika, bu acı tahatturun ıstırabına katlandı Ve sonra nefsine galebe ederek başını kaldırdı: <. — Kızlar, dedi, sizi görmek ve sizinle konuşmak istedim, Harunürreşidin yedi yeni oda- hlığı hep birden eğildiler ve kolla- rını. kavuşturarak hanımlarının sözünü dinlemiye hazırlandılar . Zübeyde, kısa bir teemmülden sonra devam etli: — Artık ayrılıyoruz. Belki bugün, belki yarın birer daire sahibi olacaksınız, benimle tema- sı keseceksiniz, Emirülmümininin münasip, bahtınızın da size lâ- yık gördüğü bu vaziyeti kutlu- mes'ut olursunuz. | Halayıklar koştular, sıra ile hanımlarının ayaklarına kapan- dılar ve ağlıya ağlıya onun mü- cevherli halhallarını, incili terlik- lerini öptüler. Bu hareketlerinden büyük bir şükran ve biraz da utanmak seziliyordu. Zübeydenin emrivakili sükünetle kabul etme- sinden dolayı müteşekkir idiler. Lâkin ona karşı rakip vaziyetine geçmek dolayısile de sıkılıyordu- lar. Maamafih o vaziyeti kendi- lerinin değil Emirülmümininin ih- das ettiğini düşünezrek müteselli oluyorlardı. " Zübeyde, halayıklıktan Emirül- müminin zevceliğine dogru kuvvetli bir adım atmakla beraber kendi ayağını öpmekten yine şeref du- yan bu zevallıların sevinç ve hi- çap ifade eden göz yaşlarını bir müddet seyrettikten sonra kuru — Kalkınız ve dinleyiniz! Halayıklar kalktılar, eski yer- lerine çeki!diler. Zübeyde, tebes- &Ümünü genişletmişti, sesini de tatlılaştırmıştı: * — Sizden, diyordu, son bir. bizmet bekliyorum: — Halifenin yanında yaptığınız raksı, benim yanımda da yapacaksınız. Gerçi o, size refakat etmiyecek. Fakat siz, onunla beraber imişiniz gibi şevkleneceksiniz. Zevk, bu ya. Benden ayrılmadan evvel böy- / le bir raksa çıkmanızı istiyorum. Halayıklar o raksın hususiye- tini düşünerek sıkıldılar, kıpkır- mızı — kesildiler yere bakmıya başladılar. Zübeyde, tebessümünü bozmadan emrini tekrarladı; — Haydi hazırlanın. Sizi şev- ke getirmek için ben de def çalacağım ! Köle, hanımın işareti üzerine koştu, Zübeydenin kendine mah- sus olan mücevbherli daireyi ge- tirdi. Halayıklar, işin ciddileşti- ğini görmekle beraber yine te- reddüt gösteriyorlardı. Zübeyde, bir nezaket hamlesi daha gös- terdi: — Ha, dedi, anladım. Mec- liste eksiklik görüyorsunuz. Ne- biz arıyorsunuz. Onu da getir- telim. — a K —w Mevsimin en müstesna filmlerinden , Türkça sözlü - KAÇAKÇILAR - Sazlı va şarkılı Yarından itibaren : Güzellik Kıraliçesi Feriha Tevfik Hanımla Darülbedayi san'atkârları tarafından kemali muvaffakiyetle temsil edilen bu filmi herkesin görebilmesi için sinema müdüriyeti matineleri saat 2 - biçarenin - HARUNÜRRE * a Tarihin Esrarengiz Ve köleye emir verdi; — Zaviyetüssafada herşey ha- zırdır. Al, getir. Biraz sonra altın tepsi, sarı odada ve Zübeydenin önünde bulunuyordu. Güzel Melike, du- daklarında yine o tatlı tebessüm, halayıkları çağırdı, altın kadeh- leri gösterdi: : — İçiniz! Kendisi de bülilür kaseyi du- daklarına götürmüştü. Halayıklar, o dakikada efen- dilerinden gördükleri yüksek il- tifatı ve bizzat efendilerini ha- tırlıyarak derin bir haz geçirdi- ler. Yarın kendilerinin de Zü- beyde gibi muhteşem bir sedire kurulacaklarını çeşit çeşit hala- yıklara emirler vereceklerini ta- hayyül edererek masum bir guru- ra kapıldılar. Ayni — zamanda hanımlarının şu dilnüvaz lütfunu tebcil etmeyi de — unutmadılar. Kadehleri sol ellerine alarak diz çöktüler, Zübeydenin eteği- ni öptüler, müteakıben kadeh- lerde küçük bir sarsıntı bile yapamıyan mahir bir hareketle kalkıp sıralandılar ve bağırdılar; — El'emrü fevkaledep. Se- nin saadetin için içiyoruz. Gül yüzün solmasın, güzelliğin bozul- masın | Nebizin tadını hiç te değiş- tirmemiş boğazından akarken Zübeyde gözlerini kapamış ve billür kâseden bir yudum içmiş- ti. Gözünü açtığı zaman kızların kadehleri tepsiye bıraktıklarını gördü ve kedi yavrularını boğ- maktan — zevkalan hıirçin - bir çocuk neşesile — altın surahiyi yakaladı : olan zehir, bu yedi> o Yazan: 3f Xf SI Sayfaları — Bir dahal - Dedi - Bu da Befendimiz ve efendiniz Emirülmü- mininin şerefine! Yavaş yavaş boşaltılan nebiz, bir altın bileziğe inci dizilmiş gibi kadehlerin kenarında beyaz; | bembeyaz habbecikler — vücuda getirmişti. Zübeyde, bu habbele- ri kızlara gösterdi ve okudu: | Keene suğra ve kübra min fevakiiha Hasbae dürrün alâ arzin mimezzehebi (Sanki suğra ve kübra yıldız manzumeleri dökülüyor. Altın bir zemin Üzerine inciden — hasır işliyor! | Kızlar, bu edebi lâtifeyi al- kışlamıya — hazırlanırken o, te- bessümünü tazeledi; — Eşşeyü lâ yüsenna illâ ve kat yüselles dedi, bir daha içi- niz. Üç olsun! ( Arkası var ) M Sözün Kısası Hacıyağı stüne Levanta P. &. (Baş tarafı 3 üncü sayfada| Peki, monşer mösyö amma, ben pederi âlinizin şeyh olduğu- nu ve sizin hacıyağı kokusu üze- rine levanta sürdüğünüz için mi- demi bulandırdığınızı söyledim. Pederi âlinizin şeyh olduğunu siz de itiraf ediyorsunuz. Bunda ailenize hakaret nerede? Hacıyağı kokusile karışan levanta kokusu- na gelince, monşer mösyö, itiraf edeyim ki midemin bulantısı hâlâ geçmedi | Antrenör Milli Takımın Değişmesine Taraftar ( Baştarafı 1 inci sayfada ) kadar birçok defalar milli takım- da yer almış, hatta milli takım kadrosundaki yerleri başkalarile doldurulamıyacağından korkulan oyuncularımızın ekserisi işe ya- ramaz ve mevkilerinin eri fut- bolcular değilmiş.. Antrenör şimdiye kadar gör- düğü ve iki seyahatlerine iştirak | ettiği beynelmilel olmuş mütead- dit — oyuncularımızın — yerlerini meşhur — olmamışlarla — değiştir- mek taraftarı olduğunu — açık- ça — söylemiştir.. — Mevkilerinde görülmiye — alışılmış, kıymetleri hakkındaki — kanaatler — an'ane haline hakkında antrenörün verdiği bu rapor, hayretâ mucip "olacak ka- dar sarihtir. Raporun öğrenebil- diğimiz — kısımlarına — bakılırsa, Nihat, Burhan, Suphi, Zeki ve daha bu oyuncular gibi birçok meşhur oyuncuların antrenörce biçilmiş halihazır kıymetleri, milli takım kadrosunda çalışamıyacak ALEMDAR gelmiş —— oyuncular | sinemasında dereceye tenezzül etmiştir. Antrenorün takdir ettiği oyun- — cular arasında Galatasaraylı Rebii ile Fenerbahçeli Fikretin isminden başka, Beşiktaştan ve İzmir mınta- kasından da birkaç — oyuncunun ismi bulunduğu muhakkaktır. Fütbulu, Türkiyedeki bütün mütehassıslardan çok anladığını biri Sofyada, diğeri de Atinada olmak üzere iki kere bilfil gös- termiş olan antrenürün bu mü- him raporu herhalde milli takımı- mızda mühim tahavvüller yapa- caktır. Husust surette yaptığımız bir tahkikat neticesinde elde ettiği- miz bu malümatı, ihtimal Fede- rasyon bazı düşüncelerle, teyit etmiyecek, belki de tekzip ede- cektir. Fakat bu verdiğimiz haş berin doğruluğunu Balkan kupa- sına gidecek Mült Takım kad- rosundaki değişikliklerle karileri- mizin de farkedeceklerine emin olduğumuz için bu yazıyı bu derece kat'iyyetle yazdık. 4 « 6 olarak çoğaltmıştır. . saat 21,30 da #* 8 İngiliz LA a Şabaet Süvari Polisi Gör- meden De Çalışabiliyor Bu resim, İngiliz süvari polisinin talimi esnasında alinmıştır Amerikada bir Ku - Klukg - Klan cemiyeti vardır. Bu cemiyet azası, protestanlık uğrunda mü- | cadele keder, gizlidir. — Azası, biribirini tanımamak ve hariçten de tanınmamak için bütün vü- cutlerini kaplıyacak surette be- yaz bir kukuleteli elbise giyer. Yalnız gözleri görecek surette bu kukuletede iki delik yapıl- mıştır. Bütün düuya bu cemiyetin mevcudiyetinden haberdardır. Geçen gün, Londra sokakla- rında atla dolaşan ve Ku- Kluks - Klan cemiyetinin elbiselerini lâbis birtakım süvariler görülün- ce halk hayrete düşmüş, bunların arkasına takılarak merakla takip etmiştir. Fakat bunların, gece karanlığında da emniyetle hare- ket edebilmeleri için talim yap- tırlan İngiliz süvari polisleri olduğu anlaşılınca halkın heyecan ve merakı zail olmuştur. Bu şekilde talim yapılmasının sebebi şudur: Londra sık sık sis baskınına uğrar, göz gözü görmez olur. Böyle bir vaziyette emniyetle hareket edebilmek için polisin talimli olmasına ihtiyaç görülmüş ve bu suretle talimler yaptırıl- mıya başlamıştır. Memlekette Yeni Bir Ti- caret: Kaplumbağa İhracı (Baş tarafı 1 inci sayfada ) Bu yumurtalar tavuk yumurtası kadardır, fakat sert — değildir. Yirmi gün sonra açılır ve küçük kaplumbağalar meydana çıkar. (50 ) kiloluk bir kaplumba- ğadan (10) kilo et çıkar. Bu et, Amerika ve İngilterede çok makbuldür ve nefis addedilir. Hayvanın diğer kısımları kabuk yağ ve barsaktan ibarettir. Bu sene, Mersinden İskenderi- yeye (990) tane Kaplumbağa (90) tanede bağa denilen kabuk - ih- raç edilmiştir. Bu kaplumbağa- ların beheri bir İngilir: lirası- na satılmıştır. Bunlar, vapurlara GLORYA SİNEMASINDA 3 Mart Perşemba akşamı 21,30 da Sinema ve MÜNİR NURETTİN KONSERİ Programa yeni ve müntehap eserlerle geçen konserlerde çok muvaffakıyet kazanan bazı aserler ithal edilmiştir. Darülbedayiin büyük san'atkârları ALEMDAR SİNEMASINDA Yarından itibaren Bugün akşam — İSTANBUL BELEDİYESİ Hmîmef Hi Nabi Zeki Bey ”“ Gecesi MÜŞKÜL İTİRAF Facla 3 perde Yazan: M. A, ve Otto E. Hasse ——— —a —— —— ——— — ——— —— RAŞİT RİZA TİYATROSU Bu akşam şaat 21,30 da AŞSIN MANASI Piyes 3 perde Yazan: Aziz Hüdai Bey vinçler vasıtasile almır, hareket etmemeleri için sırtüstü yatırılır ve ölmemeleri için de üzerlerine bol deniz suya dökülür. Bu su- retle kaplumbağalar kırk gün kadar ölümden muhafarza edile- bilmektedir. Bir Tekzip “Son Posta,, gazetesinde cenup hududumuzda — Suriyeye — silâh kaçırıldığı suretinde bir fıkra intişar eylediği görülmüşse de böyle bir silâh kaçakçılığı vak'a- sının mevcut olmadığı sureti res- miyede ve kat'iyede tekzip olu- nur efendim. Vali n. FAZLI ALKAZAR Sinemasında KAHKAHALAR KIRALI sesli, sözlü komedisi olan EVELÂLLAH Amerikada Cümhur Riyaseti Meselesi Nevyork 26 — Milli demok- rat komitası reisi M. Raskoj, Reisicümhur M. Hooverin, müs- kiratın men'i veya ademi men'i gibi bir programla Riyaseticüm- hura intihap mücadelesine iştirak ve tekrar namzetliğini koyması- nın muhtemel olduğuna dair bazı şeyler söylemiştir. . Hooverin şidetli bir men'i müskirat taraftarı olduğu herke- sin malümu bulunduğundan, ken- di noktai nazarının aksi mevzu- bahsolacak bir mücadeleye gir- mek istemesi umum! bir hayret uyandırmıştır. Denize Düşen Altınlar Çıkarıldı Şerburg 26 — Vapura yük- letilirken mühim miktarda altın dolu olup denize düşen fıçılar büyül gayretler sarfedilerek — dalgıçlar, vasıtasile denizden çıkarılmışlardır HAROLD LLOYD ( Lui ) nin & â

Bu sayıdan diğer sayfalar: