7T Mart SON POSTA ' Hersgün Buğday aK | Ve Ekmek Meselesi * ortaya yeni Birkaç gündür bir fikir atıldı. Deniliyor ki: Buğday fiatlerinin düşüklüğü İstihsale zarar vermiştir. Köylü mütazarrır olmuştur. Bugün ek- meği 7 kuruşa yiyoruz, * halbuki bu seneye kadar 12, 15 hatta 19 kuüruüuşa yediğimiz vaki idi. Ekmek fiatlerine 5 kuruş zam yaparak hem buğday fiatlerini kseltmek; hem de devlete 50- milyon liralık bir varidat temin etmek mümkündür Ekmek fiati- nin yükselmesi, buğday fiatle- rinin yükselmesini, köylünün buğ- dayına mukabil fazla para almasını ve istihsalin teşci edilmesini intaç edecektir. Devlet — bütçesinin — günden güne küçülmesi tehlikesi karşı- 'dında bu teklif pek cazip görü- nüyor, ve bilhassa Ankarada İyi - karşılandığı haber veriliyor. Hepimizin günlük ekmeği ile | alâkadar bulunan ve kesemizden hergün beş on kuruş fazla para çıkmasını intaç edecek olan bu teklif, pek mühimdir ve bugün için hayati bir mahiyeti haizdir. Bu sebeple “Son Posta,, bu mesele hakkında tetkikatını tev- Hia, gerek efkârı umumiyeyi, ge- rek resmi mehafili tenvire karar veriniştir, : * Evvelâ ekmek fiatlerinin art- tırılmasını teklif edenlerin istih- daf ettikleri maksatları tetkik edelim, Bunlar, 145 milyon liraya inen devlet bütçesine, bu sayede,50-60 miyon liralık bir varidat temini mümkün olacağını söylüyor ve bu sayede buhran vergisinin kal- dırılabileceğini ileri sürüyorlar. Şu halde meseleyi bir mem- leket ve köylü meselesi olarak değil, bir devlet meselesi olarak hezarı dikkate alıyorlar. Maksat köylünün himayesi veya buğday istihsalinin himayesi değil, devlet bütçesini ıslahtır. Şüphesiz ki, bu da mühbim ve ayrıca tetkike değer bir mevzudur. Devletin bütçesini düzeltmesi, mali vazi- yetini aslah etmesi demektir. Bundan da ilk istifade edecek menileket ve millettir. Fakat bu fikri ortaya atanlar bu noktada dahi hataya düşüyor- lar. Çünki ekmek fiatinin yüksel- mesi için değirmenlerde övütüle- | cek buğdaylar için okka başına köylerde (60) para, şehirlerde (100) para alınmasını teklif edi- yorlar. Bu tedbir un fiatlerinin yükselmesini intaç edebilir, fakat buğday fiatlerini arttırırmı, bi- linemez. Kaldı ki, bu takdirde yük yine köylüye yükletilmiş ola- caktır. Çünki şehirde — oturan halkın miktarı ( 4) milyon, köy- lerde yaşıyan nüfusun yekünu ise (10) milyon (300) bin kişidir. Değirmen'erde alınacak rüsumun Çoğunu yine köylü vermiş ola- taktır. Zaten ekmek istihlâk eden Unsur köylüdü. Köylünün en büyük gıdası ekmeğidir. Şehirli, köylüye nispetle yarı nispetinde ( Devamı 8 inci sayfada | t 1 — Hayatta birçok güzel şeyler vardır ki, satın alabiliriz: Güzel bir elbise, mücevher ve sâlre.. 2 — Fakat yine birçok gü- zel şeyler vardır ki, para ile sa- tın almak mümkün değildir: Aşk, manevi zevk, neşe ve saire gibi.. 3 — Para ile satın alamadığımız şeyleri başka yollardan fethetmek mümkündür. ler dünyanın en keşfeden- kim- Bu yolları bahtiyar seleridir. TELGRAF HABERLERİ Soygunculuk Maznunları! İzmir Rıhtım Şirketi Rezaletinin Bütün Esrarı Meydana Çıkarıldı İzmir, 6 (A.A.) — Rıhtım Şirketi suüstimalin- den maznun bulunanlar hakkında Müddeiumumilik bugün iddianamesini tanzim etmiştir. Müddeiumumilikçe tanzim edilen iddianamede Jurdan, İv Kifrenin hareketi ceze kanununun 220 ve ve 348 ve 80 inci, Gatfrango'nun hareketi 220, S0 ve 56inci maddelerinin delâletile 348 inci, Perenin hareketi 80, 345, 348 inci, Galip Beyin hareketi 65 inci madde delâletile 348 inci mad- delere uygun olduğundan bu maznunlar hakkında son tahkikatın açılmasına ve duruşmanın asliye maznunlardan Kasarin bu suçlarda iştiraki Aanlaşılmadığından muhakemenin men'ine, sabık komiser Emin B. Ceza usulü mu- hakemeleri kanununa göre kaybolduğundan hak- ceza mahkemesinde, yorlardı. kındaki son tahkıkatın mezkür kanunun maddesi mucibince muvakkaten tatiline karar ve- rilmesi istenmektedir. Bu meseleden maznun 7 kişidir. Bunlardan sabık komiser Emin Bey şirketten devamlı surette rüşvet almakta, Jurdan ve lv Kifre ve Gatfrango Emin Beye dehşetli surette rüşvet vermekte, yine bu —maznunlardan — Jurdan, İv hasılattan bir kısmını ter —tutmak usulile kârlık yapmakta, — kezalik — Jurdan, Gatfrango, Pere, Galip ve Kasar Efendiler bu evrak ve defterleri kısmını imha etmek suçlarından maznu bulunu- Kifre — Pere ketm — için çift — def- husust — evrakta — sahte- İv Kifre, ortadan kaldırmak ve bir Son Kanlı Taarruzlar Esnasında Tamam On Bin Çinli Can Verdi Londra 7 (Hususi) — Şang- | haydan iş'ar edildiğine göre, harp cephesinin bir kısım noktaların- da harekâtı harbiye henüz ta- mamen hitam bulmuş sayılamaz. Buralarda zaman zaman şiddetli müsademeler vuku bulmaktadır. En son taarruzlar esnasında Çin zayiatının (10) bin kişilik mühim bir yekün tuttuğu bu miktarin yarıdan fazlasının ölmüş bulun- duğu bildirilmektedir. — Ja- ponlar kendi telefatları hakkında etmektedir. şehri, 6 hafta endişe geçirdikten sonra son hafta zarfında tam bir süküna nail olmuştur. Bütün pazar günü — cephe sükün içinde idi. Yalnız Çinliler Japonjarın Yukarı Yankçe üze- rindeki harekâtımı endişe ile takip etmektedirler. Şançhay, 7 (A.A) — Kuo- Min - Tang merkezi icra komitesi bir içtima aktederek Sianru şeh- payıtaht olmasına ve Liyang'ın 'payıtaht olarak kalmasına karar vermiştir. Tokyo, 7 (A.A.) — Harbiye nezareti Şanghaya takviye kıtaatı gönderilmesi emrinin, muhasa- matın tatilinden evvel verilmiş olduğunu ve Çinlilerin maksatları vazıh olmadığından bu emirlerin geri alınmamış bulunduğunu beyan etmektedir. Askeri" erkân Çinliler tekrar muhasamaya başladıkları takdirde bu kıtaat Çinlilere karşı sıkı bir kütumiyet — muhafaza | rinin Hsişing ismini alarak ikinci |kullanılmıyacağını söylemektedirler, kal f F 1 a ) Yunanistanda |Rıyaseticümhur Lindberg Mali Müşkülât Karşısında Kabinenin Vaziyeti Atina, T (Hususi) — Başvekil M. Venizelos Meb'usan Meclisin- de beyanatta bulunarak drahmi- minin istikrarı ve harici borçların - itfası maksadile ecnebilerin Yu- nanistana mali yardımda bulun- mak istiyeceklerini, Yunanistanın borçlarına sadık olduğunn söy- lemiştir. Bütün fırkalar mali müşkilâtı Kâtibiumumiliği —- Ankara 6 — Riyaseticümhur kâtibi umumiliğine kimin getiri- leceği henüz malüm değildir. Hikmet Beyin tayini ihtimalinden el'an bahsolunmakla — beraber Memduh Şevket ve Hasan Ce- mil Beylerin isimleri de söylen- mektedir. - teslim ederek kabineye müzaha- ret kararı vermişlerdir. Çocuğunun Bulunması İçin Apaşlardan Yardım İstedi Nevyork, 7 (A.A) — Şimdiye kadar yapılmış olan bütün tahar- riyat neticesiz kalmış olduğun- dan Lindberg, Nevyork'un apaş- lar âlemine mensup meşhur iki şahıs ile temasa girişmiştir. Mareşal-Pilsudski Atina,T(A.A) — Mareşal Pilsuds- ki Mısıra gitmek lzere Roman- ya vapurile dün Pireden geçmiştir r İstanbul — Ticaret Odası senelik — kongresini aktetti. Kongreye iştirak eden azanın miktarı otuz, kırkı geçmedi. Halbuki Ticaret Odasına mukayyet tüccarın adedi 24 bin kişiden fazladır. 24 bin mzası bulunan bir müessesenin kongre- İSTER İNAN, İSTER İNANMA! İSTER İNAN, İSTER İNANMA! sine yalnız 30-dükişi iştirak eder ve heyeti idare de bunlar — arasından Istanbul tüccarlarını temsil edebileceğine ve bizim kendi işlerimizle alâkadar olduğumuza artık: bu heyeti idarenin seçilirse, 198 inci | h. Nereye Çıkar? Sözün Kısası Bizde Münakaşalar wallıya da : . P. s. Bizde âdettir: Bir münakaşa başlar, iki taraftan biri ağzına geleni söyler, yazar. Karşı taraf ağır basar da kendini kuvvetle müdafaaya kalkarsa, öteki telâşa düşer: “ Bana küfür ediyor, şunu susturun Müddeiumumi Bey!i , diye etraftan imdat çağırır, avazı çıktığı kadar, cıyak cıyak bağırır. Çamaşır Aanketinde — hıncını alamıyan geçen gün, durup dürürken bana sataştı, sinirlilerin evlenmesi me- selesinde benim aklımı oynatt- gimı, evlenmekten — menedilece- gimi düşünerek ödüm patladr- ğgınt yazdı. Bu mevzuda muhar- rik doğrudan doğruya kendi- sidir. Ne isterdi? Cevap verme- yim mi? Tabit verdim ve bu sütunda okuduğunuz gibi, dedim ki: Dünyanın en büyük muhar- rirleri bile sinirli veya deli adde- dilmek töhmeti altında kalmış- lardır, ben kendimi bu seriye katmıyorum, meselenin şahsımla alâkası —yoktur, —fakat bizim düttürüleylâ evlenmek istiyorsa, kırkını geçkin, boyalı, kartalor bir Hanım bulsun, nikâh me- murluğuna koşsun. Yazımın bulâ- sası bu. Cevabım zavallıyı çıldırtmış, sersemletmiş, kudurtmuş: Gözleri kan çanağına dönerek eline ka- lemi almış, bana beni şamarla- mak istediğini, fakat otuz altı “kilo olduğumu, kolumun sakatlı- ğına acıdığını, ©o yazımda tanı- madığım bir Hanımefendiye kü- für savurduğumu, sokakta kadın- lara harfendazlık edenleri zabı- tanın devşirdiğini, Müddeiumu- minin dava açması lâzımgeldiğini ve benim süfli mütereddi oldu- ğumu sıralamış, yazmış. Kimmiş bu —Hanımefendi? “ Kırkını geçkin, boyalı, karta- loz bir hanimla nikâh memurlu- ğguna koşsun!, demek, muayyen g?r kadına veya bu zavallının tanıdığı bütün yaşlı hanımların hepsine küfür etmek, sarkin- tılık etmek mi demektir? Vak- tilebu muhararrir, yaşlı kadınların lehi ne bir yazı yazmıştı, onu hatırlıyarak bu nevi yaşlı hanım- lardan birini seçmesini tavsiye ettim. Kim olursa olsun. Mesele şahısta değil, umumi vasıflar- dadır. Vakitsiz bunayan bu za- ayın on dördü gibi körpe tazeleri yakıştıracak değildimya? Ne telâş ediyor? Henüz eski bir macerası gibi so- kaklarda zabıta vak'ası haline düşmediği için, ben onuun yeni bir sergüzeşti olup oladığını bil- miyorum. Tokada gelince, ben hafif kilomla, sakat kolumla kendisini beklerim ve tabanca çeken bir zevç karşısında, vaktile kendisi- nin yaptığı gibi, Babıâli cadde- sinde bucak bucak kaçmam vae atılan kurşun da masum ve feda- kâr bir meslekdaşımızın bacağının kökünden kesilmesile neticelen- mez. Olsa alsa, şerefim için öte- ki kolumu da sakatlamaktan çe- kinmem. İşte ellerindeki kalemleri “kırılan muharrirlerin son tehdit- leri de bundan ibaret kalır. Iki Yangın Dün Gece Şişlide Bir Ev Tamamen Yandı Dün gece yarısı Şişlide Sü- reyyapaşa sokağında eski Barut Şirketi Müdürü İbrahim zade Lütfi Beyin evinden yangın çık- mış, ev tamamen yanmıştır. Yine dün akşam Taksimde Mardirosun kahvesinden yangınn çıkmış, üs- tündeki iki oda tamamen yan- mıştır. mahut muharrir de,. y 'ı