17 Ağustos 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

! Siyaset Âlemi ] ğf A A Par — 1Yeni Kurulan Yeni Bir Türk '. De'vletı' Son günlerde gelen ecnebi gazete haberleri Çin Cümhuriyetinin Tibet ve Şarki Türkistanın istiklâllerini tasdik ettiği anlaşılıyor. Yine bu haberlere göre Şark Türkistanının Merkezi Örümcü şehridir. . Şarki Türkistan, son Çin - Japon 'Üğhh ihtilâfı sıralarında öz Türk "n:lcnhîtlerin gayretile kurulmuş bir İ.“l:':c ı;:l'eı.'le'_tidir. Arazisinin kapladığı ir milyon altı yüz bin kilo- mfh'e murabbarıdır. Yani Türkiye C:lıınhuriyetinin iki mislinden — yüz bin kilometre murabbar daha fazla- dır. Ahalisi 13 milyon kadar tahmin olunuyor. Türklerle bir kısım Mogol, M““Çüryalı ve Tibetliden mürekkeptir. : Meşhur Kırgızlar, Şarki Türkistan istiklâl harbi esnasında ön safta bu- “ lunmuşlardır. Bunlar, aslen öz Türk- türler, Özbekîerîn teşkil ettikleri kuv- vetler de büyük işe yaramıştır. , , Şarki Türkistanlıların böyle bir istiklâl hareketine girişmelerinin sa- ikı iktısadi zaruretlerdir. Çin hükü- meti, son zamanda Türk halkının arazisini ellerinden alarak Çin muha- cirlerine taksim etmek istemiş ve hareket buradan patlak vermiştir. asen bu mıntaka halkı, bir asır- danberi Çine karşı muhtelif fasıla- larla cidal halinde bulunuyordu. Bun- dan altı sene evvel hıristiyan jeneral iİsmini taşıyan Fen - Yu - Siyang'ın ansu'da müslüman Türklere karşı umumi bir kıtal tertip etmesidir ki işi çığrından çıkarmıştır. Kansu'da (Ma) ailesine mensup müslüman je- nerallar bulunuyordu ki — bunların kuvvetlerini eski Türk zabitlerinden Kemal Kaya Bey (*) mükemmel, su- rette tensik etmişti. Hiıristiyan jene- ralla yapılan mücadelede, bilhassa bu kuvvetlerin büyük yararlığı görül- müştür. Maamafih Şarki Türkistanlı- ların istiklâl davaları henüz halledil- j , miş değildir. Â Çünkü bu devlet, İngiliz - Sovyet Rusya arasında bir ihtilâf meyzuu olmak istidadındadır. Coğrafi vaziyet ve mevcut i vasıtaları, bu deyvlıti Sovyet Rı:ı.ıl;lıl tarafına meylettirir. görünmektedir. Onu_n içindir ki İngilterenin Tibet üzerindeki tazyiki daha ziyade art- “Mmıştır. Âslen öz Türk olan bu deyv- let, büyük bir ki indedi E yaset sayesindedir - iki kuvvetli komşuya yem olmak- içıinn di:leı:ı_d::ini Ş kurtarabilir. — Onun h 1 önünde geçireceği mühir İmtihan devreleri vîrîlıl;'. Ü ea ___—__İ_âıhanşî_ır Vaşkentli "'f;l Kemal Kaya Bey umümt? harpte Rus- A esir düşmüş bir Türk birincl mülâzimi- * Babası, Balkan harbindi e, Selânikte şe- hit düşen Kâzım Paşadır. | ! Amerika Maliyesi Ne Halde ? Nevyork, 16 — Milli kalkınma ida- resinin mücadelesi ikinci safhasına girmiştir. Hükümet, petrol, çelik ve kömür gibi esaslı sanayi ile İş saat- leri ve ücretlerden dolayı ânlaşama- mazlıklar yüzünden gittikçe artan müşküller karşısında kalmaktadır. M. Ruzvelt kalkınma idaresi âli meclisi vasıtasile ihtilâfı halletmeğö çalışmaktadır. Münakaşa edilen ted- birler arasında kalkınma mücadelesi ile işsizlere yardım teşkilâtının bir- leştirilmesi, ve son günlerde mektep- lerini terketmiş yarım milyon kız ve örkek çocuğun tekrar mekteplere iadesi meseleleri vardır. Bu arada 6G0 bin işçi kullanan terzi sanayii iş saatleri ve ücret me- selelerinden grev yapmayı düşün- mektedirler. İrlan lada Askeri Mahkemeler Dublin 16 — Son kargaşalıklar üzerine askeri mahiyette siyasi cü- rümlerin muhakemesi için bir askeri Mahkeme idam kararları da verebilecektir. Yarım Milyonluk Bir Dava Nevyork 16 — Mari Pikford aley- bozduğu için 250 bin dolarlık bir zarar ve ziyan davası açılmıştır. Davayı Pikfor- dun kâtibi açmıştır. Buğday Konferansı Londra, 16 — Önümüzdeki pazar- tesi günü Londrada toplanacak olan mahkeme — kurulmuştur. hine sebepsiz mukaveleyi üzere başlıca buğdğy ihraç eden Kanada, Avusturalya, Birleşik, Ame- rika ve Arjantin hükümetleri buğday istihsali hakkında bir itilâf yapmışlar- dır. | , İitalya'da İşsizler Azalıyor Roma, 16 — İtalyadaki işsizlerin sayısı geçen Temmuz içinde 59.426 kişi azalmıştır. - Artan Mü buğday konferansına hazırlık olmak A Son Mali Kalkınma Hareketi, Gittikçe şküllerle Karşılaşıyor Amerika'da yeni kalkınma kanunu ilân edildikten sonra umum müatah- siller mümeessilleri reisicümhur M. Ruzvelt tarafından Beyaz L edilmişlerdi. Resmimizde M. Ruzvelt'' pamuk müzstahsillerinin mümensiline bir çek verirken gösteriyor. Gandi Ölünceye Kadar OruçTutmıyaKararVerdi Puna 16 — Gandi, yeniden tutmağı kâararlaştırdığı oruca öğle üzeri baş- lamıştır. Gandi, umumi emniyeti ko- ruma tedbiri olarak tevkif olunanlara ait haklar kendisine verilmediği tak- dirde bu oruca ölünceye kadar devam etmek niyetindedir. Candinin hazırladığı yazıları, ga- zetelere göndermekte devam etmesine Firari” Reisicümhur Avru- paya Gidiyor Vaşington 16 — Kübadaki ihtilâl üzerine tayyare ile firar eden Reisi cümhur Makado yakında ÂAvrupaya gidecektir. Amerika Hariciye Nazırı M. Hul, Kübada rejimin değişmediğini, yalnız hükümet memurlarının değiştirilece- ğgini, sükünun iade edildiğini söyle- miştir. müseade edilmemesinden dolayı gü- cendiği söylenmektedir. " , Gandi hâpse konduktan — sonra Bombay hükümetine gönderdiği yazılı beyanatında diyor ki: Benim asıl hayatımı teşkil öden eserime devam etmeme müsande verilmedikten sonra hayatın benim nazarımda hiçbir ehemmiyeti kalmar. Amerikada Haydutlarla Müu” cadele Şikago 16 — Polis, birçok adam kaçırma vak'alarının faili olan hay- dutların Şikago civarında olduğunu haber almıştır. Mitralyözlerle müsellah 30 polis otomöbili şehre giren bütün yolları çevirmişler ve Şikagodan çıkan bütün otomobilleri kontrol ötmekte- dirler. zz Gönül İşleri BirKızGösterdiler Sonra Başkasını Verdiler “25 yaşındayım. İhtiyar bir annem var. Askerliğimi de bitir- diğim için evlenmek istedim. Ân- nem komşu kızlarından birini sağlık verdi. Kızı görmek istedim. " Muvafakat ettiler. Bana bir kız g.österdîler. Kız güzeldi, derhal nişanlandık. Bu münasebetle bir çok ta masrafa girdim Bağ za- manı geldi. Bir çok defa bağlar rına davet ettiler. Gittim. Fakat kızı göstermediler. Nihayet hasret canıma taketti. Evlenmiye karar verdim. nikâh dairesinde nikâhımız kıyıldı. Ar- tık evlenmek üzere idik. Bir öğle yemeğine eve geldim. Bir de baktım ki nikâhlim bizde, Kaç- mak istedi. Müsaade etmedim. Fakat karşı karşıya gelince dona kaldım. Çünkü beyendiğim kızla bunun arasında dağ kakar fark vardı. Derhal yüzüğü çıkarıp attım, Onlara da, kendime de, hayata da küstüm. Şimdi ne ya- pacağımı şaşırmış vaziyetteyim. Bedbaht Eski tarz evlenmenin kötü ne- ticelerinden biri. İnsan ev alırken, tarla alırken, mal alırken alacağı şeyi kendi görmek ister. Bütün hayatını teşrik edeceği insanı uzaktan görmekle iktifa edebi- , lir mi? Karşılaştığınız akibet kendi hatanızın neticesidir. Mananmafih kız tarafı da razı olursa nikâhı bozunuz. Bir daha evleneceğiniz Szaman dikkatli olunuz. 4 Kuşadasında A. A, Hanıma: İmam nikâhı ile evlenmek ka- nuünen yasaktır. Kocanızı mah- kemeye vermek ve hükümete bil- dirmekle tehdit ederek kızı evden çıkarmıya mecbur ediniz. Yanına hizmetçi lâzımsa ihtiyar bir kadın almasını temin ediniz. Her halda çocuklarınızın *tahsilini ihmal et- meyiniz. ı'lANlMTEYZE —— TTT Dünkülerirn Romanı — Buthan Hükümdara, kulüplere, ordu- | Ya ayrı ayrı kuvvet halinde kıy- Met vermediğimiz gün inhilâl yaşlar. Çünkü bu teşkilât birbi- ine bakarak kuvvet alır.. Başka heye güvenelim. Onlara kıymet - vermeliyiz ki Vvet olsunlar. Talât Paşanın bu cümlesi © 'îlr hoşuma gitti ki gayri ihti- Yari güldüm. Lâfının zarafetini o da anla- Muşti. Güldü. — Ne yaparsın azizim. Allah ğelâmet versin bizim Enevr Paşa, dfmat olduktan sonra bizi de _ü_Çük'- görmiye başladı.- Mec- !ısı vükelâya — isterse geliyor Isterse gelmiyor. Geldiği zaman- da kılıcının sesi Babiâliyi çınla- tıyor.. Bizim Meclisi Meb'usan bir Babil kulesidir. Her rahleden bir başka lisan işitirsin. —İktısadi Programımız yok diyorsun. Biz bu işin cahiliyiz. Bir Cavit Beyi- miz var. O da maliye diktatörü.. Edebi Roman c:s!"l Iıö_— bile birleşemiyen bu kadar aykırı otoritelerin daha mühim davalar- da ayni fikirde olmalarına imkân var mı? . t Ben bugümr meclisi vükelâda meselâ lâik bir program yapalım diyecek olsam bu bizim arkadaş- lar için bütün memleketi aley- hime kaldıracak bir fırsat olur. Dedim ya. Mesele çığrından çıkmıştır. Şimdi benim yaptığım arkadaşlar arasındaki bu nüfuz kav'gaıım “memleket meselesi ha- line getirmemek ve içimizdeki aykırılığı harice hissettirmemek. Talât Paşa ne samimi söylü- yordu. Bu vaziyeti zaten kıyıdan, kö- şeden hep işitiyorduk. Böyle en salâhiyettar bir ağızdan duyarken için sızlıyordu. bana dedi ki: — Bu vaziyeti dahilde bir pa- tırtı çıkmadan, — hariçten yeni Şimdi düşün, bir belediye işinde i— — ö ğ ğği — W Te AER .? A vam ettirebilirsek yeni yetişecek ee L & hai N (Ş Paşa ile yemeğe otururken | -hamle gelmeden bir müddet de- uzuvlarla kuvvetlenmemiz mümkün- dür. Yoksa biz dünün enkazı üzerine kurduğumrz bu hükümeti başka türlü kurtaramayız. Paşanın hakkı vardı. O gece saat yarıma kadar konuştuk. Bir aralık bana: * — Ziya Gök Alpla sıkı görüş, ben d: senden bahsedeyim.. Ge- lecek intihapta seni ve birkaç arkadaşını — aramıza — alacağız. Dedi. Sesimi çıkarmadım. — Veda ederken elimi birkaç kere sıktı: F — Beni her zaman gel, gör, Memnun olurum. Dedi. Talât Paşa ile konuştuktan sonra bana garip bir vehim geldi. Hükümet diye gözümüzde bü- yüttüğümüz ve herşeyi kendisin- den beklediğimiz kuvvetin içyüzü doğrusu ya beni korkuttu. Biraz da kızdım. Niçin mi? Azizim Reşit, sen ve ben ve senin ve benim gibi hürriyet dev- rinin gençleri, biraz hayal kur- banıyız. (Hürriyet) kelimesi içi- mizi, kafamızı ümitlerle doldurdu. Türk vatanını çürüten ıstıra- bın hürriyetsizlik olduğuna iman etmiştik. Hürriyet elde edilince r e. y y İ a & 4 * Li " e j - a. .'—.._tîıu.—d:?; VTE Vaç SAYK a 0 ha 2 gü a Ft b h M A ELk l #a zit İ L artık önümüz açık, yolumuz ser- best sanıyorduk. Halbuki bize yol gösterenler baksana ne haldeler. Hürriyet kahramanlarının böy- le post kavgasına düşeceklerini hiç ümit eder miydik. Hani o so- kaklarda millet uğruna canlarını feda etmek için bağıranlar. Hani o kalbi feragatle çarpan, ruhu fedâkârlıkla titriyen fedailer.. Baksana Enver Paşa yarışta bilmem kimin atı benimkini geçti diye kızmış, hırsından mahmuz- larını parçalamış. Maliye diktatörü bütçe müza- keresinde üç yüz elli meb'usa maliye dersi vereceğim diye daha birkaç hafta evvel tamam sekiz saat çene çaldı. Açığını kapat- mak için her yıl milyonlarca lira borç alan bir. maliyecinin böyle kâinata ders vermesi bana alay gibi geliyor. Velhasıl azizim, Ta- lât Paşanın dediği gibi hükümet tıpkı Abdülhamidin politikasını güdüyor. — Aman sızıltı olmasın! — Aman değişiklik olmasın! Diye her şeyi yerinde bırakı- or. ü Memleket Eyüp türbeleri gibi. Ne. hareket var ne ışık., Ve biz hâlâ (Piyerloti) nin hoşuna gitmek için türbedar olmaktan vazgeç- miyoruz. Abdülhamit aman sızıltı çık- *masın diye her baş kaldiran eli bayraklının cebini altınlarla dol- dururdu, göğsünü nişanlarla do- natırdı. İttihat ve Terakki de onun bu tecrübeli derslerinden istifada ediyor, zaten cemiyetin ismini teşkil eden iki kelimenin manası değişti. Ne ittihadı anasır oldu ne de terakki.. Yalnız hükümet otorite- sinden kaybetti 6 kadar. Bana kalırsa memlekette bir yeni fırka haziırlamak ve bu fırkayı fikirleri bir noktada toplanmış gençlerden teşkil etmek lâzım. İttihat ve Terakkinin hamlesi yıldızlarla beraber çürüdü. Yıldızı - parçaladı. Fakat kendisi de par- | çalandı. Ondan yeni bir yenilik hamlesi beklemek doğru değildir O tarihi vazifesini yaptı. i Benim tasavvur ettiğim fırka yüzünü tamamile Avrupaya çeviren ve programını çok radikal mad- delerle dolduran bir fırka olacak. " Bu fırkaya hacılar, hocalar girmiyecek.. Hatta Türkten gayrı unsurların da burada işleri yok- tur. Çünkü fırka bugünün siyasi çehresine göre tam milliyetperver bir fırka olacaktır. ü hi 427 zeaami d ı : ( Arkası var ) islâlakdi —hi z

Bu sayıdan diğer sayfalar: