17 Ağustos 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

17 Ağustos 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Eski Çarların Mezarlarında Neler Var ? Rus çarlarının cesetleri Lenin- Bir tabut attaki Piyer ve Boş Çiıktı 'ol kalesinde gö- mülüdürler. Sov- yet hükümeti bundan bir müddet evvel bu kabirlerin birer birer açılmasını ve cesetlerle beraber gömülmüş olduğu — zannolunan kıymetli eşya ve mücevherlerin çıkarılmasını emretmiş, bunun için bir de komisyon teşkil olun- muştur. Bu komisyon bir müddet evvel faaliyete başlamıştır. İlk açılan kabir Üçüncü Aleksandrın mezarı o'muştur. Üçüncü Alek- sandr, mezarında jeneral elbise- sile yatıyor cesedinin gayet iyi »mahfuz kaldığı görülüyordu. Esa- sen cesedin tahnit ameliyesi de gayet iyi yapılmıştı. Bu mezarda birçok elmas, yine elmaslı bir kılıç bulunmuştur. İkinci Aleksandr'la Birinci Nikola'nın mezarları da çok zengin görülmüştür. Maama- fih Birinci Aleksandr'in mezarı açıldığı zaman komisyon azası derin bir hayret ve dehşet içinde kalmışlardır. Çünkü Birinci Alek- sandr'ın tabutu boş bulunmuştur. Bu hâdise, vaktile halk arasında şayi olan bir rivayeti teyit et- mektedir. Bu şayia şu idi: Birinci Aleksandr, öldüğünü işaa ederek ve muazzam bir ce- naze merasimi tertip ettirerek kalkıp Siberyaya gitmiş ve baki kalan ömrünü orada, tenha bir köşede geçirmiştir. İkinci Katerina'nin cesedi de gayet sağlam bir halde idi. Ka- bir, mücevher ve türlü kıymetli taşlarla dolu idi. Komisyon azası üzerinde de- rin bir tesir yapan mezarlardan biri de Petronunki olmuş- tur. Bü; Petro'nun — sırtında bezden bir gömlek vardı. Hiçbir mücevheri yoktu. —Sağ elinde devlet mührünü tutuyordu. Diğer bütün hükümdarların gümüş ta- butlarda bulunmalarına mukabil Büyük Petronun tabutu basitti ve ceviz ağacından yapılmıştı. * Alııuıyıdı Yahudilere karşı tatbik — edilen boykotaj muamelesi — el'an I Yahudi ' R Bonketiji devam ediyor. Bu boykotajın birçok yerlerde esash bir usul dahi- linde yapılıp yapılmadığı kat'iyetle iddia );dîlıeı:eyuî de gırgı'ı'ıyı dıyeîlıu iş, gayet muntazam bir şekilde yapılmaktadır. Şimal denizi kena- rındaki bütün plâjlarda - Yabudi- lerin banyo almaları menedil- “miştir. Birçok plâj kazinolarında şu kabil yaftalar yapıştırılmıştır: “ Bir Alman kadını Yahudi | ile dansedemez ,, Şarki Prusya'nın Laenştayn şehri gibi bazı yerlerde Yahudi- lerin umumi mahallere çıkmaları ve meselâ, lokanta ve kahve gibi yerlerde yemek ve içki içmeleri imkânsızdır. Bu boykotaj her nekadar es- naftan gelmiyorsa da Nazi teşki- lâtı tarafından verilmiş bir emir olduğundan harfi harfine tatbik olunuyor. Aydında bir yaralama hâdisesi Aydın, ( Hususi ) — Sarıoğlu mahallesinde oturan Süleyman Ef. isıninde bir zatla, Halil İbrahim oğlu Mustafa arasında bir kavga çıkmış, Mustafa Süleyman Efen- diyi keserle başından ağır surette dedir. ğLraIamışLır Yaralının hayatı teh- l | | İ | İ | l Dünya Hâdiseleri I ! —— Dunya ea YeniDünyada Eski Bir Med niyetin Beşıgı Daha Çıkıyor Orta Asyada bulunan meşhur Gobi çölü eski medeniyetlerin beşiği olmakla — maruftur. Epey zaman var ki Göbi çölünün bu şöhretli rolüne, bir bâşka dünya ortak çıkmaktadır. Bu dünya, orta Amerikadır ve bilhassa Mekşsikadır. İlk İspanyol fatihleri, Kristof Kolomptan sonra yeni dünya ftopraklarına ayak bastıkları za- man orada, çok eski bir mede- niyetin - bakiyesini - bulmuşlardı. Bu medeniyetin mümessili Maya denilen kırmızı derili Amerikan kabilesi idi, bunların - başında Guatema isimli bir de imparator vardı. İspanyol istilâsının aman vermiyen çapulculuğu - karşısında kırmızı deriler çekilip firar etmi- ye başlamışlardı. Mayaların asır- lardanberi — toplanagelen büyük hazineleri de bu arada İspanyol- ların eline geçmemek üzere kaçı- rılmıştı. İspanyollar bu hazinenin saklandığı yeri Guatema'nın bil- diğine kanidiler, Esir ettikleri bu “adamı bir hayli sıkıştırdılar. Fa- kat ağzından bir şey alamayınca bir ağaca astılar. Hâdise, kırmızı derili Mayalar ve diğer yerli kabileler üzerinde çok derin bir tesir yaptı. Bunlar, kendilerine medeniyet getirdiğini iddia ederken işi sadece çapul- culuğa ve haydutluğa döken Av- rupa medeniyetinin önünden çe- kildiler, İnsan ayağı basmamış orman- Jarla örtülü: yerlerden geçerek orta Amerikanın — hastalık ve tehlike dolu topraklarına daldı- lar. Bu suretle mesafeyi ve ölüm tehlikesini, İspanyol istilâcilerile kendi aralarına koydular ve Tra- hat ettiler. Ondan sonra fasılalarla bir takım keşif heyetleri bu toprak- larda seyahatlar yaptılar. Pek çoğu yerli kabilelerin düşmanlığı ile mahvoldu. Pek azı, iç kısım- larda eski bir medeniyet beşiği bulunduğu haberini medeni dün- yaya ulaştırabildiler. Fakat buralarda esaslı birşey yapmak mümkün değildi. Çünkü yol yoktu. Her taraf, geçit ver- mez ağaçlar ve otlarla örtülü idi. —v e Zehirli oklarla mücehhez üç Lakandon İçlere doğru ilerledikçe rütubet ve yolsuzluk müthiş maniler or- taya çıkarıyordu. Her taş altın- da birkaç akrep ağaç dalların- da türlü renkte yılanlar, kaplan, vahşi kedi gibi yırtıcı hayvanlar vardı. Sonra bir sinek vardı ki soktuğu insanı kör ediyordu. Hatta, bir fen heyeti, önde kö- peği, arkasında sahibi, onu ta- kiben de ilerleyen bir merkep görmüştü ki bu kafileyi teşkil eden üç mahlükun üçü de kördü. Onları kör yapan işte bu müthiş sinekti. Daha sonra yerlerde süratle ilerleyen tüylü ve zehirli örümcekler vardı. Daha sonra bir nevi büyük ve kırmızı karıncalar serçe parmak kalınlığında sakır- galar vardı. Bu sakırgalar insan Guatema'nın hazinelerinin gömülü olduğu zannedilen Harabeler görür görmez gövdesine başlarını gömüyor, vücutlarını koparsanız bile içeride kalan baş kokuyor ve son derece rahatsız ediyordu. Keşfedilecek mıntaka, işte böyle bir cehennem nümunesi bir yerdi. Nihayet bir fen heyeti, tay- yareler kullanmak - suretile bu mıntakanın keşfine teşebbüs etti. Prorok isimli bir Amerikalının riyaset ettiği bu heyete bir de Fransız grupu iltihak etti. Üç tayyareye bindiler. Meksikanın ——— e UA AAA VA e LA Rr B İ LA l bi u merkezi olan Meksiko şehrine yedi saat mesafeye kadar uraziye daldılar. İnmiye müsait bir nok- taya kondular. Daha evvel yerli bir takım amele, muhafız ve kı- hçh yol açıcılar temin edilmişti. Bunlarla beraber Mayaların hazi- nelerini ihtiva eden eski mabet- | lerin, terkedilmiş şehir harabe- lerinin araştırmasıma başladılar. Bu araştırmalar hakkında çok şayanı dikkat şeyler nakleden Mister Prorok'un bilhassa nazarı dikkatini celbetmiş olan şey, bu- gün ağaç ve otlarla örtülü bir halde bulunan birçok şehir ve binaların nasıl birdenbire terke- dilmiş olmalarıdır. Onun kanaa- tine ve bazı binaların içinde gas- 'yan eder bir halde gördüğü in- san naaşlarına bakarak edindiği fikre göre, eski Maya Vomito negro denilen öldürücü bir sıt- manin kurbanı olmuşlardır. - İs- minden de anlaşılacağı üzere bir nevi sıcak memleket sıtması demek olan ve gasyan ettire et- tire insanı öldüren bu hastalık, kısa bir zamanda bütün bir kıt'a- yı bomboş bir hale getirmiştir. Vaktile otuz milyon tahmin edi- len mayalar, bugün melezleşe melezleşe hemen hemen biç kal- mamışlar gibidir. Yalnız onlar bakiyyesi olup Lakandon denilen bir kabile kalmışlardır ki bunların tamamen dejenere olmuş yerli- lerdir, ve cücedirler. Kendi mın- takalarına yabancıların ayak bas- mamaları için zehirli ok kullanır- lar ve bu zehri, adımbaşında te- sadüf olunabilen garip şekilli, türlü renkli otlardan çıkınnık- tadırlar. h * Profok heyeti orta doğru ya — olarak zaman ı’:y:iyıde bu kabilenin mümanaatına Omaruz — kalmıştır. Bereket versin; muhafızlar arasın- da mevcut ve Lakandon'ların dilini bilen yerliler, gelen kimse- lerin düşmanlık yapmıyacaklarına Böz vermek suretile keşif heyeti- nin kılıçtan geçirilmesine mani olmuştur. Sonra anlaşılmıştır ki Lakandon'ların en büyük korkusu kadınları idi. Çünkü Lakandon- ların erkeklerine nisbetle kadın- et dükü- e ae aa N Te aN DS İ da Olup Bıtenler—— Kari Mektupları ©- Bozuk Ve Işıks Bir Sokak İğrikapı dışarsında Cebecibi mahallesinin Müezzin Mehmet kağındaki oturan bütün halk suzluk yüzünden şikâyetçidir kışın evlerini su basmasındi korkmakta yazın ise tozdan b almamaktadırlar. Bu sokağı dınlatacak küçük bir elek lambası dahi yoktur. Bu soki geçilmez bir Haldedir. burası uzun senelerden beri t yüzü görmemiştir. Belediye gelmeden küçük bir Himmet ve pek cüzi bir masrafla bu kağı tamir ederek bir de laml koyamaz mı? İğrikapı Cebecibaşı mahı Müezzin sokak?halkı namınık Yosuf Kenan Oğlumu Arıyorum! Yedi senedir oğlum Ali O man bir darğınlık yüzünden h nasılsa beni terkederek yanımdıl firar etti. Nerelerde olduğ dair hiç bir haber alamad Her kim görür ve bulur da oldi ğu maballi “zirdeki adresime bi dirirse 25 lira hediye vereceğil Adaparzar Çukurahmediye Mi, Erenler, eaddesinde Şumaslu demirci Mehmet Adapazarında Maaş Meselef Karilerimizden Necmi Bej Adapazarı belediye müstahden maaşlarının bir türlü verilmed ğginden bahsederek, bu hususü nazarı dikkate alınmasını - ril etmektedir. Cevaplarımız Keşanda nıuuler bayii — Abı Hamdi Bey ticarethanesinde Reö Efendiye: — Yugoslavyadaki emlâkiniz ait 27 -10- 32 tarih ve 889 mara ile Belgrat sefaretinden tediğiniz cevabı, bir mektup İstanbul vilâyetinden - sorabilir cevabını ılırıun; efendim. # Beşiktaşta okuyucularımızdan san Beye: — Bu mesele henüz kat'i b şekilde tesbit edilmemiştir. Filv? ki bazı Fransız muharrirleri e: lerinin tercümesinde titizlik g termektelerse de, Türkiyede tap satışının kıtlığından kend rine telif hakkı vermek imki haricindedir. Tercüme ettiğil kitabı bastırabilirsiniz efendim. * Diş tabibi W. Hayri Beye: Dişçi mektebi —mezunlarıil! diş tabibi ve meslekten kev kendine yetişenlere dişçi deni! mektedir. Maamafih bu kat'i tasnif değildir. ları son ösrece azdır. ve sekizde birdir. Yani sekiz erkeğ bir. kadm düşmektedir. Onu içindirkâ Mister Prorok Lak: donlar arasında torunile evlen ük analar, oğullarile evlen =ydınlı:nç.ık' görüöştür. Faki | keşif heyetinin maksadı Lakal — don kadınlarını kaçırmak olmi dığı anlaşılınca, kabilenin hust meti kendiliğinden zail olmuştu? Fakat şehir ve mabet harabeli rini arâştırmak için yapılan tı büslere, yerliler müsaade etmt mişlerdir. Bunun üzerine Meksik hükümeti asker gönderip # heyetini himaye altına almıf karar vermiştir. Eğer, ümit edil keşif temin edilirse geçmişin $ kamaştırıcı hazine ve — servelit 3b Slarlal meydana çıkacak ve çok sırız medeniyetin demektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: