6 Ağustos 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

6 Ağustos 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Meyvalarımızın Islahı Meyva piyasasında yerli mey- valarımızın hiç birinin hakiki is- mi ve nev'ine mahşus vasıfları malüm değildir. Meyva yetiştiren mıntakalar — bile hakkile tesbit olunmamıştır. Bir mıntakanın her hangi bir meyvası diğer mıntaka- ya nakledilerek orada birkaç se- ne içinde yetiştirildikten #onra ayni meyva nev'i yeni bir isim ile piyasaya — gönderilmektedir. İkısadi vaziyete göre memleketi- mizde meyva ticareti, bilhassa ihracat için meyvacılık yapmak bir takım fenni şeraite bağlıdır. Bu şeraiti hazırlıyabilmek — için yerli meyvalarımızın evsafını bi- rer birer tetkik ve tesbit eyle- mek zarureti vardır. Bu işte evvelâ hükümetin yar- dımı şarttır. Devlet mllesseseleri en küvvetli vasıtalara malik ol- duğu için bu yolda yapılacak her işte devletin yardımı ile meyva nevilerini yerinde tetkik ederek hazırlığa başlamalıdır. Meyva ne- vileri hakkında fenni malümata malik ziraatçilerden on beş kişi seçmeli ve bunlardan üçer kişilik tetkik hey'eti muhtelif mıntaka- lara göndermelidir. Bu heyetler yaz ve son bahar meyvalarını muntazam bir tetkik proğramı altında birer birer görerek fennt ve ticari — vasıflarını. kayıt ve tesbit etmekle beraber her bir nevinin ( mulâjını ) yani alçı veya mumdan, renkli olarak kalıplarını yapmalıdır. Yerli nevilerin bu heyetler — turafından o — evsafı tesbit edilmekle — beraber her meyva nev'inin —ziraat —saha- sını da kaydetmelidir. Bu yolda sarfedilecek mesai tamam olduk- tan sonra memlekette bir (pomo- loji | yani meyvelerin evsaf ve ziraat şartlarını gösterecek ilme müstenit bir kongre toplamalıdır. Bu kongrenin vereceği karar üze- rine hangi nev'i ve cins meyva- ların ziraatının arttırılması, han- gisinin ziraatine nihayet verilmesi lâzım geleceği anlaşılacak ve bu suretle ihracat ve dahilde sarfiyata elverişli olan nev'iler tesbit edil- miş bulunacaktır. İstanbulun hu- süsi ve müsait vaziyetini göz önüne alarak bu tetkik işinin bu seneden itibaren Büyükdere mey- va enstitüsü tarafından yapılma- sını çok arzu ederiz. Anadolunun mühtelif iklim ve topraklarına uygun ve mükemmel vasıfları cami herhangi bir meyva Büyükdere fidanlığında ayni şeraiti bulamı- yacağından o vasıfları tamamen toplayamaz. Bu itibarladır ki her meyva nevini yerinde tetkik en femi usul olarak kabul edilir. Büyük- dere müessesesinde yapılacak tec- rübeler ancak sekiz on sene sonra müspet neticelerini verebilecektir. Bu müessesede Avrupa nevilerile yerli nevilerin arııın(fıa yapılacak kaynaştırma ve yerleştirme usul- lerini tatbik edebiliriz. Yeni bir nevi elde etmek için de tecrübe- lerini yapabiliriz.. Fakat bütün meyvaların tam vasıflarını burada teabit etmek imkânsızdır, çünkü toprak, iklim ve şerait © evsafın birçok noktalarını değiştirmekte- dir. Her meyva nevi bulunduğu muhite gayri müsavi şeraili havi bir muhitte de yetiştirilebllir, fakat evsafı ayaı olamadığı gibi öm- rü de, hastalığa tahammülü de o nisbette azalabilir. Bu ise mak- sada tamamen uygun düşmez. Tetkikat için Ziraat Vekâletinin de büyük hazırlıklar yapmasım ve meyvacılıkla ist kbalini c dıracak tedbirler almasın: isteriz. Lütfi Arif Ze hususundaki müşküllerinini gorunuz. Poşstanın (Ziraat mü- tebasnını sİzo cevap verecektir. Bügünler Bursa Kaplıcaları nın En Kalabalık Mevsimidir Bursa (Husu- sİ) Banyo mevsimi — olması hasebile bir ay- danberi Bursaya seyahat akını başlamıştır. Bu sene evvelki se- nelere — nazaran gelenler az oldu- ğu söyleniyor ise (€ de yine otellerde yer bulmak müm- kün — olmuyor. Banyoların — bu- lunduğu Çekir- genin Bursadan her suretle ayrı bir hususiyeti *varcır. İnsan bu- raya gelince daha otobüsten iner inmez kendisinde bir başkalık hissediyor. Buna sebep ise bu- radaki sükün, asudegi ve sulan- mış sokakların temiz ve tenhalı- ğının yönüllerde uyandırdığı tesir olsa gerektir. Burada her ne tarafa bakılsa — sıhhat ve neşe kaynağı olduğu görülür. —Ha- mamların isimleri de (Gönlüferah Servinaz, Hüsnügüzel) gibi zarif Alpo Nahiyesinde | Alaplının En Yeni Müdür Birçok Ye- |Kuvvetli Adamı JPBir San'atkâr Yerli Eneme nililkler Yaptı Eskişehir ( Hususi ) — Alpo köy — mahiyesi mü dür lü ğüne Nuri Bey is- minde çalışkan bir genç tayin edilmiştir, Nuri Bey ilk iş ola- rak bütün köy- lerin telefonla nahiyeye bağ- lanmasını - te- min etmiş, bü- tün köy koru- cularına — bir Alpo nahiya mü dörü Nari Bey örnek elbise giydirmiştir. Köylü- nün işlerile pek yakından alâka- dar olmaktadır, İnegölde Belediye Yuvalarında Ter- kedilen Leylek Yavrularını Mezbahada Besliyor İnegöl (Hususi) — Son gün- lerde memleket halkım hayrotte bırakan — bir hâüdise olmuştur. Kasabada mevcut bütün leylekler ansızın yuvalarını terketmişlerdir. Eskidenberi yavrularına merbuti- yeti ile tanınan bu hayvanların böyle âni olarak ortadan kaybol- malarının sebebi bir türlü anlaşı- lamamıştır. Bazıları, son günlerde havaların fevkalade sıcak gitme- sini, buna sebep olarak göster- mektedirler. Diğer bir kısım halk tarafından da bu hayvanların Bergama ovasındaki Leylek-Kar- tal muharebesine İştirak etmek üzere Bergamaya gitükleri söy- lenmektedir. , Yuvalarında —metrük — kalan yavruların — açlıktan — ölmelerine meydan vermemek için, belediye tarafından toplattırılmış ve ka- saba mezbahasında beslenmeye İ başlanmışlardır. Bursada kaplıcalar yolu ve gönül ferahlatıcıdır. Otellerin bir. kısını bir dereceye — kadar aristokrat bir kısmı da her sınıf halkın yıkanabileceği yerlerdir. Ücretleri — muhtelif — olmakla beraber pek yüksek degildir. Burada her sınıf, her ırk ve mil- letten insana rastgelmek kabildir. Şik tüvaletli. Fransız dilberinin şuh kahkahalarının geldiği tarafa başınızı çevirerek bakınca biraz ötede ciddi tavırlı İngiliz mislerini Zonguldağın Alaplı nahiyesinin Çatak köyün- den Heybetli İsmail oğlu Ab- dullah çok güçlü kuvvetli bir adamdır. Aptullah 1,91 boyunda — ve 132 kilo ağır- lığında, 57 ya- şında bir zat- tir. Aptullahın sırtında — taşı- dığı yükü bir katır — taşıya- mamakta, bir dağ keçisi o- nun çalâk ba- betli Aptallah cakları önünden kaçamamaktadır. Aptullah dağda kütükleri elleri e çıkarmaktadır, İki defa evle- nen bu adamın 12 çocuğu ok muştüur. Fakat bunlardan üçü sağdır. Aptullahın hali hayatta 12 torunu vardır. Giresunda Köylünün Yardımile Ye- niden Yatı Mektepleri - Yapılıyor Giresun 4 (A.A.) — Vilâyeti- mizin Alacura kazasında bir Gö- rele ve Tirebolu kazasında yeni- den 350 şer yataklı iki köy yatı mektebi inşa edilmektedir. Bu mektepler Cümhuriyet bayramına kadar ikmal edilecek ve tedrisata başlıyacaktır. Yavuzkemal nahi- yesinin Süllü köyünde 100 yataklı diğer bir yatı mektebinin yapıl- masına başlanmak Üüzeredir. Hal- kın yardımiyle yapılan bu binalar köy mekteplerinin en sou plânına göre yapılmakta ve sıhhi şeraiti haiz bulunmaktadır. Maarif idaresi vilâyetin diğer mekteplerini de birer tedris mer- kezine toplıyarak bütün köy mek- teplerini yatılı mektep şekline zokmağı düşünmektedir. görmek ve solu- nin altında ih- timal bal aynın mesut günlerini geçiren bir İtal- yan çiftini, onun biraz daha'geri- sinde uzun fesi, ipek — entarisile elindeki - tesbihi asabiyetle salla- yarak yanındakl arkadaşına hara- retli birşey anla- tan bir Mısırlıya rast gelmek her zaman mümkün- dür. Banyo sulari hemen ekseri- yetle çelikli olmakla beraber bir kısım diğer emlâhımadeniye de vardı. Bu hamamların civarı haftanın muayyen günlerinde yerli yabancı kıl;ıbılıE bir halkın toplantı yeri olmaktadır. ve bu günlerde adeta bir seyrangâh halini arzetmektedir. Birçok in- sanlarır. hamamların etrafındaki yeşilliklere pek erkenden gelerek geç vakitlere kadar kaldıkları görülmektedir. Merzifonda Makinesi Yaptı Merzifon, (Hususi) — Kasaba- mız san'atkâr- larından tüfek- £ çi « Ali usta » uzun bir mesai $ neticesinde çok mükemmel — ve | kullanışlı ene- İ? me makineleri | yapmıya başla- © mıştır.Bunlardan İf vekâlete gön- derilmiş ve ve- Ali usta kâletçe de beğenilmiştir. İlk sipa» rişi Amasya Bıytııd Müdiriyeti vermiş ve epeyce de b Şimdiye kadar lııriçlen.h:::i:ı edilmekte olan bu alet bugün artık memlekette yapılmakta ve çok ta ucuza mal edilmektedir. Düzcede Doktor Mithat Bey Şere- fine Bir Ayrılık Ziyafeti Verildi Düzce (Hususi) — Halkevi temsil ve güzel san'atlar şubeleri tarafından geniş bir proğramlı bir konser ve müsamere verik- miştir. Bu müsamerede Zonguldak fırka idare heyeti reisliğine tayin edilen doktor Mithat Beyde bu- Tunmuştur. Mithat Bey şerefine fırka tarafından birde ziyafet ve- rilmiştir. Senelerce Bolu, Düzce ve muhitinde fırka idare heyeti reisliği yapmış, birçok faydalı iş- ler başarmış olan Mithat Beyin muhitimizden ayrılışı münasebe- tile yapılan veda merasimi çok hazin olmuştur. Elâzizde Gençlerin Halka Verdiği Müsamere Elâziz, (Hususi) — 'Hariç vi- lâyet liselerinde tahsilde bulu- nup ta tatil münasebeyile Elâzize gelmiş olan 15 - 20 Elâzizli genç tarafından Elâziz halkına serbest bir müsamere verilmiştir. Müsa- merede — İstiklâlle beraber iki nuzdaki kameriye- | —Tarihi Fıkra | Soğuk Bir Taklit Fransızların bilhasaa kadınlari (R ) harfini ( G ) ye benzer bir şekilde — telâffuz. ediyorlar — ve meselâ Merci kelimesini Megsi sanılacak bir tarzda söylüyorlar. © dilde ve bir kadın ağzında kulağ8 hoş geldiğine şüphe olmıyan bü ahengi, — ötedenberi, bizde de taklide özenenler ve Megsi diye teşekkürlerini bildirenler vardı. Son zamanlarda o mukallitlerin çoğaldığını ve bütün (R ) lerin (G) ye çevrilmek istenildiğini görüyorum. O gibilere tarihten iki fıkra ithaf edeceğim : 1654 yılında Ebü Sait Efendi adlı bir Şeyhislâm vardı. (R) yu (G ) telaffuz ederdi. Tarih onun ağzından şöyle bir cümle kayde” derek eğleniyor: * Şimdi finefsilemig taşgada nice bozuk Üümug ve ıstığap vağdığ. Mühgu şegifin taşgadâ bulunması münasiptiğ | ,, İkinci Abdülhamidin Şeyhis« lâmlarından Uryani zade Esat Efendi de (R ) yi (G ) söylerdi. Onun dahi bir sözü - alay olsun diye - tarihe geçmiştir ki şudur! “ Negede o gençlik zamanlağı. Pedegimle ağabalağa bineğdik, Çığpıcı - çayığından (giğ) diye geçeğdik ! ,, Fransız kadınlarına benzemek için böyle bir şive kullanmıyâ özenenler, tarihin şu istihzaların- dan olsun ibret alsalar da dillerini bozmasalar.. Türkçenin tadı kendi şivesin” dedir, bu tadı boş yere bozmas yalın. — M. T Rızılcahamam Mesireleri Kalabalıklaşıyor Kızılcahamam (Hususi)— Ha vaların son derece sıcak gitme" sinden dolayı cuma günleri An” karadan vesair yerlerden berayi tenezzüh çirçok kamyon ve hususl otomobillerle — yüzlerce — aileler Kızılcahamama gelmekte, küçük ve büyük isimleri verilen soğuk su mesirelerinde semaya doğrüu yükselmiş cesim çam ağaçlarının serin gölgelerinde gece yarılarınd kadar neş'e içinde vakit geçi mektedirler. — Evvelce — mevcout çamlıklar arasındaki boşluk v€ bazı ârızalar kısım kısım tesviye edilmiş olmasından * saha bir kat daha açılmış ve güzelleşmiş bu lunmaktadır. Eğlence ve tenezzüh maksadile olmayıp ta mahza hamamlard istifade için gelen bir kısım h ta ayrıca hamamlar önünde kü meler teşkil etmektedir. Bunları! içinde bazı koltuk değneği vi bazıları da hamalların sırtındâ geldikleri hergün göze çarpmak” tadır. Bazı temas ettiğim hasti' lardan aldığım malümat bu şifâ kaynağı hakkında hep ayni kef) naati vermektedir. Gerek müt€ nezzihinin va gerek şifa için gö leceklerin miktarı ağuslos icin bir misli daha artacağına şüpb? bırakmıyor. piyes temsil edilmiş, monoloğlsf tertip olunmuş, gençler Elâzif halkı tarafından hararetle alkıf” lanmıştır. Müsamerede Vali Te' Sırrı Beyde bulunmuştur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: